View Single Post
Eski 08-04-2010, 21:22   #1
acemi_caylak
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Mikrobiyoloji ve Toprak

Aslında bu adla bir konu açmak için uzun süre direndim. Çünkü insanlar bir şeyi ararken bir konu daha fazla arama yapmış olacaklar.
Ancak enzimden, etanol yapımına kadar geniş bir alanı kapsayan bu alandaki yazılar daha derli toplu olsun diye açmaya karar verdim. Umarım faydalı olur.

Toprak yalnızca kum, silt ve kil gibi mineral fraksiyonlardan ve çeşitli ayrışma düzeyindeki organik maddelerden oluşmuyor. Toprakta gözle görmediğimiz mikkroskobik boyutlarda karmaşık bir canlılar dünyası bulunmakta ve sürekli faaliyet halinde bulunmaktadır. Çok sayıda protozoa, bakteri, mantar, alg, virüs, aktinomiset gibi organizmalar yanında mikroskobik büyüklükteki toprak omurgasızlarından omurgalı canlılara kadar değişen toprak canlıları karmaşık bir etkileşim içinde toprakta bulunurlar. Toprak bu canlıların çoğalmaları ve varlıklarını sürdürmeleri için iyi bir gelişme ortamıdır. Bu canlı varlıklar, toprağın gelişmesinde, kimyasal-fiziksel niteliklerinde ve verimliliği üzerinde büyük rol oynarlar.

Toprakların verimliliği, toprakta bulunan organizma aktiviteleri ve oluşturdukları reaksiyonların yönü ile çok yakından ilgilidir. Bitkilerin gereksinimi olan karbon, azot, fosfor, kükürt, demir, magnezyum v.b elementler, mikroorganizmalar yolu ile çeşitli sentez ve analizler sonucunda onlara yararlı şekle çevrilir.

Toprakta yaşayan en büyük kütleyi oluşturan bakteri, alg ve mantarlar en dinamik ve yararlı canlılarıdır. Besin elementleri ve organik madde çevrimiyle toprak sağlığı ve verimliliğinde, toprak oluşumu ve ıslahında kilit rol oynarlar.

Bu canlılar arasında yer alan serbest hava azotunu özümleyici bakteriler, mikorhizalar ve aktinomisetler bitki kökleriyle ortak yaşama girerek kurağa dayanıklılıktan azot ve mineral beslenmesi etkinliğine kadar çok çeşitli yararlar sağlarlar. Ayrıca salgıladıkları bitki büyüme hormonları, biyokontrol ajanları ile yararlı oldukları gibi organik artıklardan humus oluşumuna da yardımcı olur. Mikorhiza grubu mikroskobik mantarlar da dünyadaki bitkilerin yüzde 90’dan fazla türüyle ortak yaşayan (simbiyotik bir yaşam), otsu, odunlu türlere has grupları ile çok önemlidirler. Özellikle mikorhizaya bağımlı bitki türlerinin tohumlarına ekilerek çok yönlü yarar sağlamaktadırlar; bitkilerin su ve besin kullanımında, kirletici ajanlara, kuraklığa, sıcağa ve asiditeye dayanıklılığını, ürün verimini artırdıklarından organik tarım ve toprak ıslahında yararlanılmaktadır.

Ancak bugün mikorhizalardan daha önemli bir tür ile yazımızı bitirelim.

Dünya üzerinde ilk oksijeni oluşturduğu düşünülen fototrofik organizmalar (metabolizik aktivetisinde ışık kullananlar) olan Cyanobacteria grubu dünyanın atmosferini oksijensiz (anoksik) halden oksijenli (oksik) hale geçirmeleriyle evrimsel açıdan da büyük öneme sahiptirler.

Gerçek bir zarla çevrili çekirdekleri bulunmaması nedeniyle bakteri, fotosentetik özellikte olmaları nedeniyle de bazen alg olarak sınıflandırılan Cyanobakteriler Mikorhizalara alternatif olmaya başlamış durumda.

Mavi-yeşil bakterilerin azot fiksasyon özelliği saptandıktan sonra kurutulmuş Tolypothrix tenuis pirinç tarlasına serpildiğinde azot fiksasyonunda ve verimde artış gözlenmiştir. Mavi - Yeşil bakterilerin Hindistan da pirinç tarlalarında gübre olarak kullanımıyla toprağın havalandırılması sonucunda su geçişi ve toprağın sıcaklığının daha homojen olması sağlanmaktadır. Azot fiksasyonu için Mavi Yeşil bakterilerin Rhizobium’ların yerini almasının bazı avantajları vardır. Mavi-Yeşil bakteriler havadaki azotu amonyuma redüklerken fotosentez metabolik yolu kullanırlar. Yani bir bitki ile simbiyotik bir yaşam (ortak yaşam) ve enerji kaynağı olarak herhangi bir organik molekül ilavesi gerekmez.
Tarımda azot fikse eden Mavi -Yeşil bakteriler organik gübre olarak kullanılabilir. Çin, Hindistan, Filipinler gibi pirinç tüketimi fazla olan bölgelerde büyük oranlarda ürerler. Pirincin büyüme sezonunun başında eğer suya Mavi Yeşil bakterilerin başlangıç kültürleri ekilirse pirinç veriminde %15-20 oranında artış olduğu bildirilmektedir.

Not: Bu konuda çoğunca Prof. Dr. Ayşegül TOPAL SARIKAYA'nın Biyoteknoloji ve Prof.Dr.Koray HAKTANIR ve Doç.Dr.Sevinç ARCAK'ın birlikte yazdıkları Toprak Biyolojisinin Konusu Önemi ve Gelişimi Kitaplarından yararlanılmıştır.


Düzenleyen acemi_caylak : 09-04-2010 saat 06:10
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön