View Single Post
Eski 30-11-2006, 12:43   #41
saka
Ağaç Dostu
 
saka's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-05-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 378
Bence konuya bu kadar mekanik yaklaşmamak lazım. Sabahın ilk aydınlık ışıkları ile akşama doğru son aydınlık arasında güneşin tayfında veya yoğunluğunda benzerlikler sözkonusu olmakla birlikte, çevreden bağımsız bitkinin genlerine kazınmış olan biyo-ritmini de bu konu konuşulurken akla getirmemiz lazım.

Gece boyunca oksijenli solunumdan (respirasyon) sonra elde edilen şeker ve enzimler adapte olmuş olduğu biyolojik saatine uygun olarak görev görmeye başlamakta. Bu görevler adeta bir zincirleme tepkime gibi birbirini tetikliyor.

Sabah bitki oksijenli solunumdan, oksijensiz solunuma geçiş yapıyor, BU AN 'ın tetiklediği mekanizmalar bitkinin ışık ve sıcaklık koşullarına göre farklı tepkiler vermesine sebep oluyor diye düşünüyorum. Yapay ışık koşullarında gece ve gündüzü tam tersine çevirebilmiş olmamla birlite sağlıklı ve sürdürülebilir bitki gelişiminde bitkinin biyo-ritminin bir şekilde yakalanmasının zaruret olduğunu düşünmekteyim. Gece ve gündüz oranı ile bunların başlangıç-bitiş süreleri bitkilerde mekanizmaları ve adaptasyon kabiliyetlerini doğrudan etkilemektedir diye düşünüyorum. Bu sebeple gözleme dayalı tecrübeler çok değerli oluyor.

Mesala halk tabiri olarak "yerini sevdi" deriz. Aslında bu bence nakledildiği yerdeki sıcaklık, aydınlık, nem, hava sirkülasyonu vs. gibi bir dizi çevresel parametrelerin tamamının ancak biraraya gelmesi ile yakalanan bir hal ifadesidir.

Ben bonsai severlere yapay ışık kaynaklarından bir destek veya tek aydınlatma şekli olarak yararlanmalarını tavsiye ederim. Kaydadeğer müspet bir gelişim yakalayabileceklerdir.

Sn. Sule, çiçekli bitkilere çiçek açtırmak için yapılacak yapay aydınlatmalarda
kırmızı, turuncu yani 2000 - 3000 K 'lık lambalar kullanılır. Burada yapılan aslında gün doğumundaki kızıla boyanan doğanın taklididir. Yapılan bir dizi araştırmalar ortaya koymuştur ki, tayfın kırmızı ve turuncu bölümünde daha çok enerji harcamak çiçeklenmeyi teşvik etmektedir. Hollanda'nın meşhur lale çiftliklerinde, o memleketin çoğrafik konumundan mütevellit tayfın bu tarafı pek bir eksik kaldığından yapay aydınlatma yöntemleri ile laleler bu sıcaklıktaki lambalar altında büyütülür.

Bu bilgiyi de adres göstererek belirtmek isterim ki; bence sabah güneşinin gerek biyoritm açısından zamanlaması, gerekse bitki fizyolojisi açısından çevre koşulları (sıcaklık vb.) bakımından avantajları ve gerekse güneşin tam bu vakitlerde dağları, denizleri boyadığı kızıllık tamda çiçeklenme için ideal bir an teşkil ediyor. Genel olarak çiçekli bitkilerin sabah güneşini muhakkak görmeleri gerektiğini düşünürüm.

saygılarımla,

saka Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön