View Single Post
Eski 31-12-2009, 16:43   #28
Sarıcan
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever Mesajı Göster
YUkarda verdiği bilgiler için Sn Sarıcan'a teşekkür ediyoruz. Dikkat edilirse, Çöp Enzimleri denilen sıvının içinde "yararlı mikroorganizmalar" ve "enzimler" bulunmaktadır. EM'nin kullanım alanları ile tıpa tıp aynıdır. Yeşil adımın web sitesinde Bukaşi kovalarından elde edilen "Bukaşi Sıvısı"nın kullanım alanları yukardaki "Çöp Enzimlerinin" kullanmım alanları ile aynıdır. Aradaki tek fark, gerek Bukaşi Sıvısı gerekse "Çöp enzimleri" uzun süre dayanıklı değildir. Birkaç gün içinde kullanılmak zorundadır. Aksi takdirde kötü kokmaya başlar ve bozulur. Bunun nedeni, saf olmamasından kaynaklanıyor. (ZAten bakarsanız yukarda da Sn Sarıcan "bunun içinde 1001 çeşit mikroorganizma olduğuna inanıyorum" demiş. Söylediği doğrudur. EM çözeltileri ise, birkaç yıl bozulmadan dayanmaktadır. Hatta benim 3 yıldır hala bir köşede unutulmş bir şişe EM vardı. Kapağını açtım ve hala bozulmamış. İşte arkadaşlar, aradaki önemli farklardan biri bu. Ben bunun nedenini, EM'nin bulucusu Prof Teruo Higa'ya bizzat kendim sordum. Prof Higa, bana "EM'nin sırrı saf olmasındadır" dedi. Bu saflığı sağlamak da o kadar kolay değil.

Ama şu anda kadar çöp enzimleri konusunda gelinen noktada emeği geçen herkesi kutluyorum. Ben de elimden geldiğince, katkıda bulunmaya çalışıyorum. Bu bile büyük başarıdır. Bakın insanlar Asya'da çöp sularıyla akarsu ve dereleri temizliyorlar. Biz ise, çöplerimizle onları kirletmeye devam ediyoruz.
Sn. Doğasever,

İlgi ve yardımlarınıza teşekkür ederim. Ben 1001 çeşit mikroorganizma var derken elimizde deneysel analiz sonuçları olmadığını vurgulamak için söylemiştim. Birazda olayı karikatürize etmek etmek istemiştim. Dilin kemiğimi var bende 1001 adet mikroorganizma var derim olur biter. Benim akıl danışacak Prof. Higa' m da yok ne derseniz haklısınız.

Enzimlerin saflığı ve dayanıklılığı konusunda hiç bir şey söyliyemiyeceğim çünki henüz Enzim yapmaya başlamadım bile. Şu an araştırmalarımı tamamlamaya çalışıyorum. Yalnız eklediğim resimlerden gördüğüm ve tahmin ettiğim kadarıyla pek de dayanıksız şeyler değiller gibi. Raflar dolusu enzim şişeleri bir iki günde tüketilemez çünki sizinde bildiğiniz gibi minimum 1:100 ila 1:1000 katılarak kullanılıyor. Raflardaki enzim şişelerini saf meyve suyu olarak içseniz iki üç günde bitiremezsiniz.

Bu yüzden soyut kavramlar üzerinde tartışıp, yapmayı düşünen arkadaşların kafasını karıştırmayalım isterseniz. Benim bugüne kadar ki yaşam tecrübem gerekli deneyleri yapmadan konuşmanın insanı sonradan telafisi güç yanılgılara sürüklediğidir. Bu yüzden deney yapmadan konuşmayı pek istemiyorum.

Enzimlerin şu ana kadar gördüğüm kadarıyla hiç bir sır tarafı yoktur. Dileyen herkes enzim yapabilir ve gönül rahatlığı içinde kullanabilir. Buradaki tek sır glikozun (kahverengi şeker) fermentasyonu sırasında oluşan kimyasal reaksiyonların sıvı içindeki organik atıklarıda parçalaması sonucu atıkların doğasında bulunan binlerce faydalı unsurun içinde bulunduğu sıvıya geçmesidir.

Aslında bu da sır değildir ve kapsamlı bir labaratuarda en ince ayrıntısına kadar analiz edilebilir ama bizim amacımız şu an enzim fabrikası kurmak değildir. Herkes evde günlük enzimini yapsın, ne kadar dayanırsa kullansın arta kalanıda kanalizasyona döksün.

Hatta sizden aldığım esinle insanlar enzimleri üretip saklamasınlar hemen çevrelerinde bulunan en yakın göl, gölet, koku ve pislik üreten yerlere döksünler ve oraların temizlenmesine katkıları olsun. Böylece enzimin raf ömrüylede ilgilenmemiş olurlar. Evde atık üretimi bitmeyeceğine göre saklamanın da bir mantığı yok zaten.

Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön