|
değerli arkadaşlar
aşılama işleminde genetik akrabalık esastır. anaç ile aşı arasında genetik yakınlık ne kadar fazla ise aşının tutması ve sağlıklı büyümesi o kadar güçlüdür. genetik yakınlığı olmayan bazı denemelerde aşı tutmuş olabilir ama bir yıl **** üç yıl sonra uyumsuzluk ortaya çıkabilir. ve ağacımız kurur. bazı aşılarda meyve de alınabiliyor ama meyvelerin tadı ve görüntüsü bozuluyor. dut ağacına üzüm aşılayarak üzümlerin tadının bozulduğu gibi. zaten gerçek anlamda dut la üzüm aşı olmuyor, dut üzerinde üzümü parazit olarak büyütmüş oluyoruz. bu tip denemeler her zaman yapılagelmiştir ama faydasızdır. her bitkiyi kendi cinsi veya yakın akrabaları ile aşılayarak kaliteli meyve almak en güzelidir.
hangi aşı çeşidini kullanmalıyım sorusuna da tek bir aşı çeşidi tavsiye etmek olmaz. her aşı yönteminin kullanıldığı yer ve zaman vardır. önemli olan el pratikliğidir. işi doğru bilen bir ustadan görerek ve uygulayarak aşıcılık öğrenilir. kitaplardan okuyarak aşıcılık öğrenilebilir ama biraz zor olur.
kendimin tercih etdiğim aşılar.
kışın ve erken ilk baharda,taze fidanlarda kemikli göz aşısı ve dilcikli ingiliz aşısı, yaşlı ağaçlarda yarma kalem aşısı ve çoban aşısı.
haziran - eylül arasında göz aşısı uygularım.
aşı makinası ile omega aşı denedim tutma oranı düşük oldu, tuturmayı başardığım bazı fidanlarda aşılama noktasında kaynaşmada sıkıntıları oldu bende aşı makasından vazgeçtim. şu an kullanmıyorum.
bağ fidanı üretiminde büyük firmalar kaliteli aşılama masaları ile çalışıyorlar, ciddi fidan üretiyorlar ama amaç hobi olunca elle aşılamak en güzeli
selamlar
|