View Single Post
Eski 26-10-2009, 19:01   #1
petulya
Ağaç Dostu
 
petulya's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-09-2007
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 147
Organik Tarım / Nazmi Ilıcalı (Fark Yaratanlar)

Bu aralar CNN Türk te sıradışı kişilerin olağanüstü etkinliklerini ekranlara taşıyan bir program var adı "Fark Yaratanlar".

Nazmi Ilıcalı nın Organik Tarım daki başarısını seyretmiştim. Paylaşmak istedim...

Nazmi Ilıcalı
Erzurum, yıllardır Türkiye’de soğuğun ve uzağın tarifidir. Hava en kötü anında hep Erzurum kadar soğuk, mesafeler Erzurum kadar uzaktır.

Erzurum’un sokaklarında yürümeye başladığımızda ise insanların yüzünde o soğukluğu görmesek bile, uzaklığın, uzakta bırakılmışlığın derin hüznü yüzümüze tokat gibi çarpıyor.

Erzurum, Türkiye’nin 81 ili arasında ekonomik gelişmişlik sıralamasında 60. Sırada yer alıyor. Yani bu istatistik ile Türkiye’nin en az gelişmiş 20 ilinden biri oluyor.

Rakımın 2000 olduğu ilde, zor kış şartları nedeniyle sanayileşmenin olmaması işsizlik rakamlarına da olumsuz yansıyor. Nüfusunun %65’nin tarım ile uğraştığı Erzurum, Türkiye’nin en çok işsizinin yaşadığı 34. il olarak kayıtlarda yer alıyor.

Her ne kadar rakamlar kendi dillerinde konuşsalar da, Erzurum sokakları işsizliğin en acı fotoğraflarını sunuyor.

Görüntü: Erzurum’dan işsizlik manzaraları

Kentte sanayileşmenin olmaması herkesi mecburen tarıma yöneltiyor. Fakat verimli topraklarında birçok ürünün yetişebildiği Erzurum’da, yıllardır yanlış yöntemlerle tarım yapılmasından dolayı bugün verim en altlara düşmüş durumda.

Röp: Çiftçi “Bizim bu toprağımız çok verimlidir aslında. 40 günde her şey yetişir. Ama mahsül iyi değil. Geçinmek zor, böyle olunca da göç oluyor. İzmit’e istanbul’a göç etti çocuklarımız.”

Röp: Bu sene ürünler idare eder. Patetesler geç oluyor. Başka ürünler de ekiyoruz ama emeğimizin karşılığını alamıyoruz.

Erzurum’un yılda 8 ay devam edem soğuğu hiç değişmeyecek gibi gözükse de, çiftçilerin bu makus talihi fark yaratan bir proje ile adım adım değişiyor.



NAZMİ ILICALI



Nazmi Ilıcalı emekli bir edebiyat öğretmeni. 1953 yılında Erzurum’da doğan Ilıcalı öğretmenlik görevinin ilk yıllarında Anadolu’nun birçok şehrinde görev yaptı. 20 yıldır ise, artık üniversiteyi bitirmiş meslek sahibi iki çocuğuyla, Erzurum’da yaşıyor.

Erzurum’da binlerce öğrenci yetiştiren Nazmi Hoca, öğretmenlik görevini başarıyla sürdürürken babasından kalan topraklarda da çiftçilik yapmaya devam etti. Topraktan, köylülerden hiç kopmadan, küçük arazisinden kendince verim almaya çalıştı.

Öğretmenlikten emekli olduktan sonra da bütün enerjisini Erzurum’un topraklarına verdi. Dededen kalma eski usullerle, çok çalışıp az verim alarak uğraştığı çiftçilik hayatı, bir gün organik tarım ile tanışmasıyla baştan sona değişti.

Röp: NAZMİ ILICALI

“Bir gün tarım şurası için Ankara’da bulunuyordum. Elimde kalan fazla patateslere de müşteri arıyordum. Almanların patates aradığını duydum. Satmak için buluşunca, bana biz organik patates arıyoruz dediler. Organik sözünü ilk kez orada duydum. Döndüğümde hemen araştırmaya başladım. “

Nazmi Ilıcalı’nın o gün ilk kez duyduğu organik tarım ile bir anda hayatının seyrini belirlemeye başladı. Birçok insan gibi emekliliğinin tadını çıkartmak yerine, organik tarıma kafa yormaya başladı.

Hiç bir kimsayal ilaç ve kimyasal gübre kullanmadan, bilinçli ekim yöntemleriyle yapılan Organik tarım’ın Erzurum’da olup olmayacağını araştırmaya başladı. Ve araştırmalarında gördü ki, Erzurum’un soğuktan kurtulmayan makus talihi, aslında organik tarım için en büyük şansıymış.

Röp: Nazmi Ilıcalı

“Yıllardır halk fakirlik yüzünden zaten kimyasal gübre alamıyordu. Soğuklarda da topraktaki zararlı böcekler öldüğü için ilaç kullanmaya gerek kalmıyordu. Erzurum toprağı bu nedenlerle organik tarıma çok elverişliymiş.”

Bugün dünyada yaklaşık 50 milyar euro’luk bir pazarı olan organik tarımdan bir pay alabilmeniz için sadece organik bir üretim yapmış olmanız yetmiyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, organik tarım metoduyla üretilen gıdalar için Tarım Bakanlığı’ndan sertifika almanız gerekiyor.

Tarım bakanlığına yaptığınız başvuru sonrasında bağımsız denetim şirketleri sizi takibe alıyor. Toprağınız inceleniyor, ürününüz labarotuarlarda test ediliyor ve tamamen organik bir yöntem ile yetiştirdiyseniz, sertifikanız veriliyor.

Nazmi Ilıcalı kendi topraklarında yaptığı organik tarım denemelerinde başarılı olunca, sadece kendi hayatını değil çevresindeki yüzlerce köylünün hayatını değiştirmeye karar verdi. Kendi imkanlarıyla köy köy dolaşarak köylüleri bu yeni tarım yöntemine ikna etmeye çalıştı.

Ve 2003 yılında 633 çiftçiyi bir araya getirdi ve organik tarım için “Doğu Anadolu tarım ve besiciler birliğini” kurdu. Hedefi farklı köylerden ikna ettiği 633 çiftçi ile organik tarım yapmaktı.

Fakat çiftçiler organik tarım sertifikaları için yatırılması gereken parayı bulamayınca, Nazmi ılıcalı çareyi Birleşmiş Milletlere başvurmakta buldu.

Nazmi Ilıcalı röp:

“ Kontrol sertifikaları için UNDP’ye başvurdum. Oraya sunduğun proje ile çiftçilerin sertifika bedellerini ödedim. Valiliğin desteği ile bu maya tuttu. Bu proje kapsamında organik tarım danışma merkezini kurduk. Mühendisler köy köy dolaştılar. Halkı eğittiler. Bu bölgenin tek şansı buydu”

Nazmi Ilıcalı’nın 2003 yılında 633 çiftçi ile başladığı proje her geçen gün büyüdü. Organik tarımdan daha fazla verim alındığını gören çiftçiler yavaş yavaş birliğe üye olmaya ve tarım metodlarını değiştirmeye başladılar. Bu değişim çiftçilerin gelirlerine olumlu yansımaya başladı.

Röp: Çiftçi:

“organik tarıma geçmeden önce bu tarladan 3’te 1 verim alıyorduk. Ekmeyi bilmiyorduk, kimyasal gübre kullanıyorduk. Organik tarım ile kazma yöntemimiz bile değişti. Şimdi çürüyen patateslerin yerine, organik patatesler yetiştiriyoruz.”

Çiftçi:

“organik tarım olmasaydı, yaptığımız işten bir şey anlamazdık. Şimdi gerçekten kazanıyoruz. Eskiden bu buğday 130 milyan ederdi, şimdi 250 milyon ediyor. “

Nazmi Ilıcalı’nın bin bir güçlükle kurduğu sistem, bir gün İstanbul Büyükşehir belediyesinden gelen bir teklif ile büyüyerek gelişme sürecine girdi.

Nazmi Ilıcalı:

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’na bağlı halk ekmek Organik ekmek üretmek istiyor. Bütün illere soruyorlar, organik tarım yapan var mı diye, bir tek Erzurum olumlu cevap veriyor. Halk ekmeğe organik tarım için 5 yıl boyunca organik buğday yetiştirdik ve organik un ürettik.”



2003 yılında 633 çiftçinin kurduğu birlik, organik tarım da gösterdiği başarı ile bugün bir de fabrika sahibi oldu. Birleşmiş Milletler’in hibe programlarından alınan hibelerle kurulan fabrikada, çiftçiler yetiştirdikleri Organik buğday, organik una çevriliyorlar. 20 kişinin çalıştığı fabrikada saatte 10 ton buğday üretilebiliyor.

Ziraat mühendisi:

“fabrikaya gelen buğdayları, eleyip denetliyoruz. Sonrasında eleklerden geçiriyoruz ve değirmende un haline çeviriyoruz. Saatte 10 ton un üretebiliyoruz”

Bugün, Nazmi Ilıcalı’nın organik tarım hayaliyle Erzurum’da kurduğu “Doğu Anadolu tarım ve besiciler birliği’nin” 12 ilde 3000 üyesi var. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’dan binlerce çiftçi Nazmi Ilıcalı’nın hayaline ortak olmuş durumdalar.

Toplam 200 bin dönüm arazide yapılan organik tarım ile üretilen organik buğday, arpa, patates, lahana, tahıl, baklagiller gibi ürünler başta İstanbul olmak üzere organik ürün pazarlarında alıcı buluyor. Çiftçiler hangi yıl ne üretecekleri konusunda yönlendirilirken, ürünleri satıldığı anda da paralarını alıyorlar.

Nazmi Ilıcalı Röp:

“ürettiğimiz ürünleri ufkum adıyla markalaştırdık. Bu binlerce çiftçinin markasıdır. Arkasında köylüler var, onlar üretiyor, onlar kazanıyor.”

Çiftçiler, organik Nazmi adını verdikleri Nazmi Ilıcalı’nın katkılarıyla hayatlarının değişmesinden oldukça memnunlar.

Ama Nazmi Ilıcalının hayalleri bunlarla sınırlı değil. Çiftçilerin Nazmi Hocası bugünlerde, organik hayvanlarla ürettikleri organik süt için kurulan fabrikayı bitirmeye çalışıyor. Organik süt fabrikasının hayata geçmesiyle organik hayvancılığın da çok ileri düzeye geleceğine inanıyor. Bir hayalini gerçekleştirdiğinde, hemen başka bir hayal kuruyor. Topraktan aldığını, yaşadığı topraklara vermek için yeni projelere kafa yoruyor.

Nazmi Ilıcalı röp:

“İnsanları sevmekle başlıyor her şey. Başaramayacağımız hiçbir şey yok. Kendi toprağımıza kendi memleketimize sahip çıkabilir, her şeyi değiştirebiliriz”

Nazmi Ilıcalı’nın, Palandöken’in gölgesinde, Erzurum’un sapsarı ovasında hayata geçirdiği, bu başarı öyküsü dünyadan da takdir görüyor. Türkiye’de, Birleşmiş Milletler’in programlarından en çok hibe alan kişi olmayı başaran Ilıcalı, 2005 yılında da merkezi ABD’de bulunan Ashoka Sosyal Girişimcilk vakfı tarafından da yılın girişimcisi seçildi.

Ama onun için en büyük başarı çevresindeki insanların hayatını değiştirmekti. Yaşadığı toprakların kaderine boyun eğmedi, kendi çabalarıyla, hiçbir karşılık beklemeden, çevresindeki insanların hayatlarına dokundu. Günlerini bu uğurda harcadı ve binlerce çiftçinin hayatında fark yarattı..

http://www.farkyaratanlar.org/

petulya Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön