View Single Post
Eski 29-09-2009, 14:07   #39
thomasina
Ağaç Dostu
 
thomasina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-06-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 497
Et yemeyen, bu yolla hayvanları koruduğunu zannedenlere de sadece Reşit sen söyle sen işit denir.
Et yememenin iyi bir şey ya da daha yararlı bir şey olduğunu savunmuş değilim. kaldı ki bunun zararlı yanlarını yaşamım boyunca iliğime kadar hissetmiş durumdayım. Ancak ben böyleyim. Benim laf ebeliği yaptığımı düşünen arkadaşlarıma ne kadar hassas olduğumu anlatmak adına bunu açıkladım. Yoksa kimseyi et yediği için de yargılamış değilim. Aradaki farkı umarım anlıyorsunuz.

Hayvanların hepsini çok severim demek başka onların durduk yerde ölmelerini istemiyorum ya da vahşi bir şekilde ölmelerini istemiyorum, en azından başka alternatif varken demek başka bir şey. Neden yazdıklarımı başka türlü anlıyorsunuz demeyeceğim sanırım ben ifade edemiyorum. Sevemediğim ve beslemekten hoşlanmadığım, bir arada yaşayamayacağım bir çok hayvan tabi ki var. Ancak bu halim ve düşüncem onlara karşı saygımı ve yaşam haklarına olan inancımı etkilemiyor. Fareden ne kadar çok korkuğumu bilir misiniz? Ama yine de onların öldürülmelerini isteyemiyorum ya da ilk gördüğüm kişiye çabuk bunu öldür diyemiyorum. Kendi korkumla mücadeleye girişiyorum. Bakış açımı anlamak bu kadar zor olmasa gerek.

Doğada ne varsa, gerektiği için var. Bunda hepimiz hem fikirsek, benim onlara sizden daha fazla hassas olmam neden bu kadar şaşırtıyor? Herkes birbirinden farklı ve farklı da olmalı belki de. Karıncaların bile bir ekonomiyi nasıl etkilediğini ve milyarlarca lira zarara soktuğunu bilmemize rağmen onlarla mücadele ederken en vahşi yöntemi uygulamamızı gerektirmiyor öyle değil mi? Benim sizden tek farkım onlarla mücadele ederken bile kendimi iyi hissetmemem, ne kadar zorunluk olduğunu bilsem de. Siz olaya daha soğukkanlı bakabilirsiniz, ben daha detaycı ve hassas olabilirim. Bu ne sizi daha acımasız yapar, ne de beni laf ebesi ya da daha mantıksız. Kaldı ki laf ebeliği yaptığımı düşünülen konu bambaşka bir konu. Sokak hayvanlarının aç bırakılarak üreme kontrolü yapılması fikridir.

Aslında bu empati onlara iyilik yapıyorum diye kısırlaştıranlar tarafından da yapılmalı. Kısırlaştırılmak yoluyla soyları birgün gelecek tükenecek bu da düşünülmeli.
Bu arada özellikle hayvan kısırlaştırma konusuna mecburen giriyorum yine burada. Çünkü devamı geliyor. Eğer devlet gerektiği gibi sağ duyulu ve bilimsel olarak bu konuya eğilmiş olsaydı bizim düzensiz yapmak zorunda kaldığımız kısırlaştırma eylemi olmayacaktı. Daha sistemli ve gerekli koşullarda bu geçerli olacaktı, kimse de üzülmeyecekti. Ancak telef olan hayvanları düşününce-görünce bu nahoş görevi üstlenmek zorunda kalıyorum ben kendi adıma. Yoksa yalnızca sevmek ve beslemekle onlarla ilişkimi daha tatlı bir seviyede tutabilirdim.

Sonuç olarak ben beraber yaşadığım veya yaşamadığım, korktuğum veya güzel bulmadığım bütün hayvanların bir doğa dengesi adına varlıklarının olmasına inanıyorum. En az kendim kadar onlarında yaşam hakkı olduğuna inanıyorum. Konu eğer onların popülasyonlarının insanoğluna ve doğa dengesine zarar verdikleri konusuna geliyorsa, bunun mücadelesinin de en insani şekilde yapılmasını savunuyor ve istiyorum. Biz insanız ve mücadeleyi biz yaptığımıza göre, doğa bizim emrimizde istediğimizi yaparız denmesi ya da bunu önerir şekilde alternatif sunulması beni üzüyor. Sanırım bu kez kendimi ve düşüncelerimi anlatabildim.

Kendi adıma tekrar yineliyorum, bu başlığa ihtiyacım var. İleride bu konu desteğim olacak, o yüzden doğa sever arkadaşlarımın önerilerini takip etmek istiyorum. Ve dilerseniz başka bir başlıkta tartışabiliriz diyerek kendi adıma konuyu burada kapatıyorum.
Sevgilerimle.

thomasina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön