View Single Post
Eski 19-09-2009, 22:11   #17
pozitifköpek
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 01-09-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 27
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ertugrula Mesajı Göster
Çevre ve doğa koruma hareketleriyle ilk tanıştığım yıllardı. Yetmişlerin sonu ya da seksenlerin başıydı sanırım. Yeni tanıştığım bir arkadaşın evinde bir afiş görmüştüm. Afiş Fransızca'ydı ve üzerinde bir tilki resmi vardı. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşım anlattı. Fransızların Tarım ve Orman Bakanlığı ya da onun yerine geçen hangi kurumsa o yayınlamıştı afişleri. Afişler yanlış hatırlamıyorsam altmışlı yıllara aitti.

Afişte, tilkilerin, çiftçilerin dostu olduğu, mutlaka korunmaları gerektiği anlatılıyordu. Arkadaşım afişi Fransa'ya yaptığı bir gezide görüp almıştı. Afişler, arkadaşımın anlattığına göre, Fransada tüm köylerde aradan geçen on yıllar sonra bile hala asılıymış.

Peki, nereden çıkmış bu tilki sevdası derseniz, orası çok ilginç. Hani şaşırtıcı bir durumla karşılaştığımızda çok zaman söyleriz ya, böylesi yalnız Türkiyede bulunur, başka yerde rastlayamazsınız diye. Aslında bu yanlış bir düşüncedir. Sadece başka yerlerde daha önce olup bitmiştir bu gibi şeyler, o nedenle biz karşılaştığımızda bize şaşırtıcı gelir. Yoksa bir sürü başka şey gibi aklı evvel yöneticiler de sadece bizde yoktur. Onlardan da dünyanın her tarafında bolca vardır.

Ellili yıllarda Fransadaki bazı aklı evvel yöneticiler, tilkilerin, çiftçilere, özellikle tavukçuluk ve küçük baş hayvancılıkla uğraşanlara zarar verdiğine karar vermiş ve bir sürek avı başlatmışlar. Bu bir tilki katliamına dönüşmüş. Kısa sürede kırlarda, ormanlarda tilkiye rastlanmaz hale gelinirken başka bir durum ortaya çıkmış. Ortalıkta fareden geçilmez olmuş. Tarla farelerinin sayısındaki inanılmaz artış çiftçileri ne yapacağını bilemez hale getirmiş. Bunun üzerine daha aklı başında bir takım yöneticiler, tilkilerin koruma altına alınıp, çoğaltılmasıyla bu sorunun çözülebileceğini düşünmüşler ve ellili yılları tilki katlederek geçiren Fransız çiftçileri, altmışları tilkileri koruyarak ve çoğalmalarını sağlayarak geçirmişler. Bu süreçte tilkileri avlayanları da düşman kabul etmişler ve ağır cezalar getirmişler.

Amerika'yı yeniden keşfetmenin gereği yok. Ne yapılacağı bellidir. Aslında, insanlar için hiçbir zararı olmayan doğal düşmanları çoğaltarak tarla fareleriyle mücadele etmek çok kolaydır. Ne, dönüp dolaşıp yine insanlara zarar verecek zehirlere ihtiyaç vardır, ne de başka bir şeye. Tabii tilkilerin yanında yılanları ve yırtıcı kuşları da unutmamak gerekir. Bunların avını yasaklayıp, avlayanlara uygulanacak cezaları arttırmak yararlı olabilir fakat daha önemli kısmı büyük bir eğitim kampanyası olmalıdır. Tabii bu işe gönül verecek ve zaman ayıracak politikacı ve bürokratları bulmak mümkün olursa...
Avrupa'da tilki popülasyonun artmasına müsaade edilmez. Tilki keklik, sülün gibi yerden havalanan av hayvanlarının baş düşmanıdır. Bunlar yere yumurtladıkları için yumurtalarını, civcivlerini ve kendilerinide yerler. Makul miktarda tilki bırakmak kaydıyla tilkiler avrupa ülkelerinde vurulur. Bütün bu işler dengeli bir şekilde yapılır hiçbir zaman tilki yok edilmez ama tilkinin çoğalması ile de diğer hayvanların yok olmasına veya zarar görmesine müsaade edilmez. Tilki kuduz taşıyan yayan bir hayvandır da. Almanya'da çiğ etlerin içine cam parçaları koyarlar ve kuduz aşısı şırınga edip ormana atarlar bunları yiyen tilkilerin ağızları kesilir ve etin içindeki aşı kanlarına karışarak aşılanmış olurlar. Bunları yapmak için bilgili ve tecrübeli yaban hayatı idaresi ve yetişmiş personel gereklidir. Bunlara sahip olmak içinde refah düzeyinin yüksek ve pek çok sorunun haledilmesi gerekir. Türkiye gibi sorunlarla dolu, insanlarının yarı tok yarı aç gezdiği bir ülkede bunlar olmaz. Sıra yaban hayatına gelene kadar çözülmesi gereken çok sorun vardır.

pozitifköpek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön