View Single Post
Eski 29-10-2006, 15:24   #8
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Hem hukuk dışı hem de orman ekosistemlerinde onarılamayacak yıkımlara yol açabilecek bir yaklaşım gündemdedir !

Zeytinciler ve yandaşları ormanlara karşı, deyiş yerindeyse, haksız ve hukuk dışı bir “savaş” başlatmıştır. Çünkü, yapmak istedikleri, hem Anayasanın 44, 63, 169 ve 170 hem de 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2. ve özellikle de “devlet ormanı” sayılan arazilerde özel kişi ve kuruluşların “özel ağaçlandırma” yapmalarına izin veren 57 ile 115. maddelerine aykırıdır.

Yapılmak istenen Anayasamızın 44. Maddesine aykırıdır, çünkü, bu maddeye göre; “...Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz”.

Oysa, “bozuk orman” sayılan “devlet ormanı” arazilerinde “zeytinin” tarım/kültür bitkisi çeşidiyle zeytincilik yapılması, “ormanların küçülmesine” yol açacak bir işlemdir.

Yapılmak istenen Anayasamızın 63. Maddesine aykırıdır, çünkü, bu maddeye göre; “Devlet tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar...”. Oysa, söz konusu uygulamayla “bozuk orman” sayılan orman ekosistemlerinin, makiliklerin, başta yabanıl zeytinler olmak üzere doğal bileşenleri kısmen ya da tümüyle ortadan kaldırabilecektir.

Yapılmak istenen Anayasamızın 169. Maddesine aykırıdır, çünkü, bu maddeye göre; “Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zaman aşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.”

Oysa, söz konusu yaklaşımlarda “bozuk orman” olarak değerlendirilse de “devlet ormanı” sayılan alanlar, kamu yararının gözetilmesini güvenceye alabilecek hiçbir düzenleme yapılmadan ormancılık dışı bir amaca tahsis edilmesi öngörülmektedir.

Öte yandan, Anayasanın 169. Maddesine göre, yalnızca; i) “Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler” ile ii) “31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik, gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler” ormancılık düzeni dışına çıkarıldıktan sonra ormancılık dışı amaçlarla kullanılabilecektir.

Oysa, tarım/kültür bitkisi çeşidiyle zeytin plantasyonu kurulmak üzere tahsis edilecek alanlar henüz Anayasanın öngördüğü biçimde bir değerlendirmeye tutulmamış ve dolayısıyla da, en azından şimdilik orman sınırları dışına çıkarılmamış, halen “devlet ormanı” sayılan yerlerdir.

Yapılmak istenen Anayasamızın 170. Maddesine aykırıdır, çünkü, bu maddeye göre; “bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen” yerlerin yalnızca “orman içi köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsis...” edilebilmesi olanaklıdır. Bu amacın dışında, bu gibi yerlerin ormancılık dışı bir amaca tahsis edilebilmesi, anayasal olarak olanaksızdır.

Yapılmak istenen 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 2. Maddesine aykırıdır, çünkü, bu maddenin “B” bendine göre; “31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımında orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı ve çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanları...”, “orman” sınırları dışına çıkarılabilmektedir.

Oysa, zeytin plantasyonlarına dönüştürülmesi için tahsis edilecek “bozuk orman” sayılan alanlar, daha önce de belirtildiği gibi henüz “orman” sınırları dışına çıkarılmamıştır.

Yapılmak istenen 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 57. Maddesine aykırıdır, çünkü, bu maddeye göre “Orman sahasını artırmak maksadıyla orman sınırları içinde yangın ve çeşitli sebeplerle meydana gelmiş açıklıklarda; verimsiz, vasıfları bozulmuş ve amenajman planlarında toprak muhafaza karakteri taşımadığı halde muhafazaya ayrılmış orman alanları ile devlete ait olup orman yetişme muhiti şartları bakımından elverişli olan yerlerde, köy tüzel kişilikleri ve diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından...” ağaçlandırma yapılması olanaklıdır.

Oysa, zeytinciliğe tahsis edilebilecek “bozuk orman” alanlarında yeni ormanların yetiştirilmesi ve/veya “bozuk orman” alanlarının imar ve ıslah edilmesi öngörülmemekte; bu alanların, zeytin plantasyonlarına dönüştürülmesi amaçlanmaktadır. Zeytincilik ve bu amaçla da herhangi bir alanı zeytin plantasyonuna dönüştürmek, orman yetiştirmek amacıyla ağaçlandırma yapmak değildir. Dolayısıyla da, bu işlemin 57. Maddenin “Orman sahasını artırmak” amacı ile doğrudan ya da dolaylı olarak hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır.

Yapılmak istenen 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 115. Maddesine de aykırıdır, çünkü, bu maddeye göre yalnızca “Devlet ormanları üzerinde kamu yararına yapılacak her türlü yapı ve tesisler için herhangi bir şekilde irtifak hakkı tesisi...”ne izin verilebilmektedir. Açıktır ki “bozuk orman” alanlarında zeytincilik yapılması bu kapsamda değerlendirilebilecek bir işlem değildir.

Öte yandan, zeytin plantasyonlarında yoğun olarak verim artırıcı kimyasal kullanılabilmekte, ormancılık bağdaştırılamayacak iş ve işlemler yapılmaktadır. Bu uygulamaların, zeytinliğe dönüştürülmüş “bozuk orman” alanlarında ve çevresindeki “verimli orman” orman ekosistemleri üzerinde olumsuz etkileri, çoğu durumda kaçınılmazdır.

Kısacası, “bozuk ormanlarda” zeytincilik yapılması, en azından ekolojik yönden, deyiş yerindeyse “astarı yüzünden pahalı” bir işlemdir.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön