Arkadaşlar, kediciklerimiz yuvalarına kavuştu..
Babaannemin yazlık evinin bahçesine götürdük, babaannem ve büyükbabam benden daha çok sevdiler kedileri diyebilirim.. Onların yaz kış iyi bakım uygulayacaklarından eminim; tabii sağlıkları elverdiği ölçüde..
Yolda 12 saat geçirdiler, epey sersemlediler ama yeni evlerine çabuk alıştılar. Bahçede fır dönüyorlardı..
Ancak gittiğimizin ertesi günü erkek kedimizin topalladığını ve çok durgunlaştığını farkettik. Sanki arka ayakları felçli gibiydi, denge kaybı yaşıyordu, ayakları birbirine dolanıyor ve rahat yürüyemiyordu. Veterinere götürdük ve adam biraz mıncıkladıktan sonra bir sürü para aldı ve hiçbişey söyleyemedi, film çekecekmiş, her ihtimale karşı antibiyotik yapması gerekirmiş 3 gün boyunca, başka ilaçlar da verecekmiş diye bize günlük 150 lira masraf tutarı belirtti. Biz de adamın çelişkili sözlerine güvenemedik ve kediciğimizi geri getirdik.
Bebekliğinde de bazen yürüme problemi oluyordu ama hemen düzeliyordu, doğuştan gelen bir kas ya da sinir problemi olabileceğini düşünüyorum. Bazen atlayıp zıplıyor, bazense dengesini kaybedip sağa sola devriliyor..
Dişi olan kardeşi çok atak ve her yere burnunu sokuyor, ertesi gün de bir baktık bu topallıyor
Kolu çok şişmiş kocaman olmuştu ve belli ki çok acıyordu. Hemen bunu da başka bir veterinere götürdük, antibiyotik ile allerji iğnesi yaptı, röntgen çekti ve çok cüzi bir ücret aldı; işini severek, hayır için yaptığı nasıl da belliydi.. Böcek sokmuş büyük ihtimalle; çünkü bilmedikleri için eşek arılarının peşinden koşup duruyorlardı
Felçli olanı yeniden veterinere götürmeye vaktimiz yetmedi, çok kısa süre kalabildik İzmir'de. Alığımız haberlere göre durumu kötü değilmiş, öbürü kadar iyi olamasa da koşup oynuyormuş..
O kadar temiz ve düzenli hayvanlar ki, tüm gün bahçede oynayıp, tuvaletleri gelince bahçe yerine balkondaki tuvalet kutularına gidip, ona yapıyorlarmış
O kadar alışmışız ki bırakmamız çok zor oldu. Çok özledik.. Ama büyüyebilecekleri en iyi yer orasıydı diye avunuyoruz..
Yavrular büyürken yanlarında anneleri olsaydı çok farklı büyüyeceklerdi elbet. Tehlikelere karşı eğitilmiş, avlanmayı öğrenmiş olacaklardı. Kaçmayı ya da saldırmayı bileceklerdi. Bu kadar narin olmayacaklardı, bünyeleri daha dayanıklı olacaktı.
Sizler de mümkün olduğu kadar hayvanlara yardım etmeye çalışın, dışarıdan görünce insan pek anlayamıyor hayvanların dünyasını; ama bir süre birlikte yaşayınca, onların da tıpkı insanlar gibi duygularının olduğunu; sevinip üzülebildiklerini, merak ettiklerini, rüya gördüklerini, dertleri olduğunu ve onu anlatmaya çalıştıklarını, farklı kişiliklerinin olduğunu, annesiz yetişmenin eksikliğini yaşadıklarını anlayabiliyor.
Ve sokakta gördüğü hayvanlara daha değişik duygularla bakıyor, onların da kendi beslediği hayvanlar gibi bir dünyasının olduğunu farkediyor.
İlgilendiğiniz, duygularınızı belirttiğiniz, üzüldüğünüz, sevindiğiniz, yardımcı olmak için elinizden geleni yaptığınız için çok teşekkürler..
Artık neredeyse yetişkin hale gelmiş kedilerimizin son fotoğraflarıyla sizi baş başa bırakıyorum..