Sürüngen derken ben sadece ilgi duyduğum sürüngenleri yazmıştım. Gruplamada bir karışıklık oldu ya da arkadaşlar yanlışlıkla amfibyumları sürüngenler grubundan değerlendirdiler sanırım.
Kurbağalar ve semenderler sürüngen değildir, amfibyumdur. Ama madem bunlar da ilave edildi, lise yıllarımda semender beslemiştim. En son 2-3 sene önce doğadan yanlışlıkla gelen (*) bir semenderi bir süre besledim. Bir de geçen yıl paludaryumlarımdan birinde birkaç küçük kurbağacık vardı.
Açıklama yapayım (Doğadan yanlışlıkla gelen semender hakkında):
2-3 sene önce Bolu şehir merkezine yakın bir bölgedeki az bilinen bir bataklıktan Lemna minor (su mercimeği) toplamıştım. Bunları bir kavanoza doldurdum. Arabanın bagajında 1 haftaya yakın yolculuk yaptılar. O zamanlar Bilecik'in Söğüt ilçesinde oturuyordum.
1 hafta sonra Lemna minorları akvaryumuma yerleştirdim. Akvaryumda convict diye adlandırılan cichlidlerin yavrularından vardı. Aradan birkaç gün geçti, convictlerin birşey kovaladığını fark ettim. Önce "çöp, kök" falan sandım. dikkatlice baktığımda o "şey"in balıklardan kaçtığını gördüm. Bu bir canlıydı, boyu da 1-2 mm. ancaydı. Bunu yakaladım ve bir yavruluğa koydum. Koca bir kafası vardı, bir de minik kara gözleri... Bir de ince kuyruğu vardı. Balığa da benziyordu, kurbağa yavrusuna da... Ama ikisi de değildi, aslında ikisine de benzemiyordu.
Hemen 30 lt.lik bir akvaryum kurdum, bu ufak yaratığı da oraya bıraktım. Ne olduğunu anlamam için onu büyütmem gerekmekteydi.
İlk zamanlar verdiğim yemleri yemedi. Daha sonra ona artemia verdim. Artemiaları reddetmedi. Çok sevmişti. Aradan 1 hafta kadar geçmişti, ön kısmında yüzgeç gibi birşeyler çıktı. Daha sonra biraz daha büyüdü tabi. Hala ne olduğunu anlayamamıştım.
1 ay kadar geçmişti sanırım, arka ayakları çıkmaya başladı ufaklığımızın. Bu arada 1-2 cm. boya ulaşmıştı. Bunun bir semender olduğunu anlamış olduk. Bitkilerle beraber, yumurta olarak kavanoza girivermişti. O kadar çok sevinmiştim ki... Adına da "Gollum" koyduk. Çok sevimliydi kerata.
Aradan birkaç ay geçti, Gollum 3-4 cm. boya ulaştı. Büyümesini izlemek çok heyecanlıydı. Daha sonra doğadan yanlışlıkla akvaryumuma giren bu misafirimizi doğaya salmak gerektiğini düşündük eşimle. Ve onu bir damacanaya yerleştirdik. Onu salmak için kalkıp Bolu'ya gittik, bataklığa geri bıraktık. Bataklıktaki manzara harikaydı. İrili ufaklı bir sürü rengarenk semender, bataklıktaki bitkilerin arasında oradan oraya yüzüyordu. Gollum'la vedalaştık, suya bıraktık. Bırakır bırakmaz gözden kayboldu.
İşte bahsettiğim Gollum'un resimleri:
Dediğim gibi; semender ve kurbağalar sürüngen değil, amfibyum sınıfına dahildir. Ama lafı geçmişken bahsetmek istedim. Ve onu çok özledim.
Saygılarımla...