View Single Post
Eski 15-06-2009, 00:18   #31
4.tekilkişi
Ağaç Dostu
 
4.tekilkişi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi TuruncuHis Mesajı Göster
Açıkçası ağaçların ilgimi bu denli çekeceğini düşünmemiştim; arkadaşlarla birarada olmak bahanesiyle geldiğimi sanıyordum. Çiçek bitti şimdi de ağaca merak saldım; çok iyi oldu

Bilgilenmek adına keyif aldığım bir toplantı oldu. Sonrasındaki sohbete diyecek lafım zaten yok. Sevgili dilhana'nın raportör gibi not alıp, fotoğraflaması ayrıca ilgimi çekti 4.tekilkişi'nin hem tohum vermesi hem de edebiyatçı olması ve yaş ortalamamızı düşürmesi adına, katılımı hoştu (kendisine de sormak lazım tabi)
Sonrasındaki sohbete yeni arkadaşlarla yeni cümleler eklemek, toplantının en önemli sonucu fikrimce. Her durum sonlu olabilir ama fikir üretimi ve nakli sonsuz bir derya.
Düzenleyen ve katılan herkese teşekkür ederim.
Kendime sordum.
El cevap: Evet harika bir toplantıydı. Çiçekler, ağaçlar, yeni arkadaşlıklar... Hepsi o kadar heyecan verici ki benim için. Sizleri tanımış olmak hepsinden öte. Eve döndüğümde bir akrabanın düğünü için hazırlıklar başlamıştı, evdeki misafir sayısında artış vardı. Ben bütün bunlara rağmen gördüğüm herkese toplantının nasıl geçtiğini anlattım, ordaki suskunluğuma inat konuştum konuştum konuştum Kimse beni dinlemiyordu, belki de bunu bilmek beni konuşturuyordu bilemiyorum. Ne anlattığımı çok dinlemeselerde eminim anlatışımdaki çoşkuyu sezmişlerdir. Bu bile yeter

İlk toplantıda DA gözlemlediğim şey şuydu: Sizler çok normal insanlar değilsiniz ve zaten olmayın da! Herkes normal, galiba delilere ihtiyacımız var. Açıkçası ilk toplantıya bir sürü soru işaretiyle gelmiştim kafamda: Nasıl geçicek acaba, beni nasıl karşılayacaklar? Çok bıcırık kalır mıyım yanlarında? Ya da ne bileyim böyle şeyler işte. Belki siz de yaşamışsınızdır. Hani forumdaki ortam son derece samimi, keyifli ama ya toplantıda yani gerçek hayatta büyü bozulursa? Dırın dın dırın! Toplantı sırasında ve sonrasında şaşkındım. Beklediğimden fazla samimiyet görmüştüm üstelik bir aylık bir üyeydim, üstelik kullanıcı adımı dahi bilmeyenler vardı, tabi benim bilmediklerimi hiç saymayayım, bunlara rağmen içinizden biriymişim gibi hissettirdiniz daha ilk toplantıda. Dünkü toplantımızda (artık o bizim toplantımız) ifade etmeye çalıştıklarımın tümü pekiştirilmiş oldu. Ve ekstraları da var. Her şey ama her şey eşsiz güzellikteydi. La la la... Ne kadar mutlu bir tablo çiziyorum (Aslında karamsar, içe dönük yazılarım olur. Yazı dediysem eşe dosta çiziktirilen şeyler). Bu toplantılarla birlikte galiba ruhuma da bir haller oluyor


Birşeyi belirtmek istiyorum ama o şeyi belirtecekken en doğru cümleyle başlama telaşım oldu, savdım onu direk giriyorum. Konuşkan biri değilim. Bunu çok sonra farkettim. Aslında ben halimden gayet memnundum ama çevremdeki herkesten, "niye hiç konuşmuyorsun Zeynep?" sorusunu duyuyordum. "Dinliyorum" cevabı ise bu soruya ait olamazmış gibi anlaşılmıyordu. Bu işte bir gariplik var dedim ve düşündüm. Ben niye konuşmuyorum ya! diye kendimle çok kavga ettim, bir faydasını göremedim. Sonra da kendimi böyle kabul ettim gitti. Yeni arkadaşlıklar içine girmenin hevesiyle bu suskunluk düşüncesi yine beni aldı. İşte öyle.... Bu mesaj uzar gider gibi geldi bana, artık bir yere bağlamak gerek: Konuşmuyo olmam lütfen amaçsızca öylece yanınızda oturuyorum, çekiniyorum gibi algılanmasın. Sizlerle orda birlikte oldum, tanıştık gülüştük, yaşanılan beyin fırtınasında uçuştuk (birşeyler birbirine giriyor derken aslında daha iyi bağlanıyormuş). O topluluğun içinde olmak istiyorum. Kendimi sizden ayrı görmek istemiyorum. Ya da toplantılara katılmış olmam geçici bir heves (hiç) değil. Sizinle birlikte her türlü organizasyonun, oluşumun içerisinde olmak istiyorum tabii ki siz de beni yanınızda görmek isterseniz susmuş halimle.

Bu biraz kendimi ifade ediş mektubu oldu ama sanırım ihtiyaç duydum. Gözleriniz beni affetsinler...

4.tekilkişi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön