View Single Post
Eski 04-04-2009, 09:13   #121
angel67
Ağaçsever
 
angel67's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-12-2008
Şehir: zonguldak
Mesajlar: 78
Daire:20
Tarih:30.05.1995
Esas No: 1991/10952
Karar No:1991/16202
Kaynak:YKD. NİSAN 1996

İlgili Maddeler:6831 SK 1, 6831 SK 1/J, 4785 SK 1, 5658 SK 1, 3402 SK 18/2, 3402 SK 2/C, HUMK 57,

İlgili Kavramlar:TAPU İPTALİ VE TESCİL GAYRİSABİT SINIR ORMAN

1-Tarla niteliği ile hazine adına tesbit ve tescil olunan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescili istendiğine göre, tesbit in niteliği itibarıyla orman yönetiminin zorunlu dava arkadaşlığı söz konusu olmadığından davalı sıfatıyla davaya katılması ve aleyhine hüküm kurulması doğru değildir.
2-Dava konusu parsele revizyon gören vergi kaydının bir sınırının orman okuması, vergi kaydının lehe olduğu kadar maliki aleyhine de delil teşkil etmesi değişebilir sınır itibarıyla miktarı ile geçerli bulunması nedeniyle miktar fazlasının sınırda bulunan ormana el atmak suretiyle oluştuğunun kabulü zorunludur. Orman olan yerdeki bitkisi yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağı sayılır ve üzerindeki zilyetlik geçersizdir.
3-Sınırında çalılık bulunan vergi kaydı da, değişebilir sınırlı ve miktarı geçerlidir. Sınırdaki çalılık 6831 sayılı kanunun madde 1/j kapsamında orman sayılmayan yer olduğu takdirde kazanılabilir.
4-Orman sınırlandırması yapılmayan veya sınırlandırmanın ilk kez yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliği ve hukuki durumu 3116, 4785 ve 5858 sayılı kanun hükümleri çerçevesinde belirlenir.Buna göre; Mahkemece eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları varsa anmenajman planı getirtilmeli; evvelce dinlenenler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman bilirkişi aracılığıyla mahallinde yeniden yapılacak keşifte, nizalı taşınmazla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerle ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı, tapu ve zilyetlik yoluyla ormandan yer kazanma olanağının bulunmadığı, öncesi ormandan bir yerin, üzerindeki bitki örtüsü yok edilmiş olsa bile salt orman toprağının orman sayılan yerlerden olduğu hususları düşünülmeli, kesinleşmiş bir orman tahdidi bulunmadığından, sözü edilen diğer belgeler uzman bilirkişi eliyle mahallinde uygulatılarak, taşınmazın memleket haritasına göre konumu saptanmalı, bu uygulama sonunda bilirkişiye memleket haritasıyla irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, bilimsel yönden yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir

Yargıtay kendi verdiği çıkardığı kararları bile tanımamaktadır işte size örnek


.(YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ). AİHM Tapuları iptal edilenlere mülkten yoksun bırakılmalarının ‘aşırı bir müdahale’ oluşturduğuna ve bu kişilere tazminat ödenmesi gerektiğine karar verdi.


bu kadar kararlar vermesine rağmen yargıtay da taraf tır.

bakın aşağıda verceğimde ülkenin anayasa dedikleri kitapta yazmaktadır..hani kesinlikle değişemez dene kitapta.

37. 1982 Anayasasının ilgili hükümleri aşağıdaki şekildedir:
“XII. Mülkiyet Hakkı
MADDE 35- Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

D. Kamulaştırma
MADDE 46 - (Değişik madde: 03/10/2001 – 4709 S.K.) Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.
Medeni Kanun
38. Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri aşağıdaki şekildedir:
MADDE 683 § 1 – “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.”
MADDE 705 § 1- “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur.”
MADDE 1007 § 1- “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
Bu kadar kanun karşısında Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafın’dan her hangi bir tazminat ödenmeksizin arazimizin ormanlık alan olarak nitelendirilmesinin, 1 No’lu Ek Protokol’ün 1. maddesi uyarınca mülkiyet hakkına yönelik orantısız bir müdahale teşkil ettirmektedir. Aynı zaman da belge ve delillerin gizli olduğuna dair belgeleri hiçbir zaman belge ve haritalar mahallinde olmamış ve uygulanmamıştır. Bu şekilde yapılan tapu iptali veya geçersizliği ile sonuçlanan Türkiye Cumhuriyeti’nin orman kanunu uygulaması’nın İnsan haklarına aykırı olan bir karara yol açmıştır. Bu nedenle’ de A.İ.H.S ’nin 6. maddesinin 1.fıkrasının da ihlal edilmiştir.

Görüyorsunuz değilmi hukuk bölümünü 4 yıl okuyupta hakim olanlar burada ne hikmetse konuya vakıf olamayıp hep devlet lehine karar veriyor...ozaman bu anayasa kime işliyor anlıyamıyorum...

angel67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön