Konu: TuruncuHis
View Single Post
Eski 30-03-2009, 14:17   #1
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
TuruncuHis

agaclar.net'e geliş maceranız nasıl oldu?

İş tempom çiçek yetiştirmeme engel düzeyde idi. Birkaç çiçeği de uzun seyahatlerim nedeniyle kaybedince 10 yıl bitkisiz yaşadım. İşimden ayrıldıktan kısa bir süre sonra bir arkadaşım; terenin obsesyonlara, fobilere iyi geldiğini, bir saksı alıp ekmemi söyledi. Evimin altındaki marketten almak varken niçin ekmem gerektiğini sormadım bile. Hemen saksı, toprak, tohum alıp ektim. Günde belki on kez çıkıp kontrol etmekten utandığım için, gece yarısı balkona çıkıp doya doya izliyordum çimlenmelerini. Çimlendiler, büyüdüler ve ben onları yemeye kıyamadığım için tohuma kaçıp, öldüler terelerim.


Bu esnada Ezginin Günlüğü “Çeyrek” adlı tribüte albümü çıkarmıştı. Levent Yüksel’in söylediği şarkıda “Selluka” kelimesi geçiyordu. Yıllardır merak ettiğim bu kelimeyi netten araştırınca muhteşem bir çiçek, hem de yaşadığım şehre özgü bir çiçek olduğunu gördüm.

Bunca yıl sonra Selluka’nın anlamına bakmam ile boş saksılarıma ne ekeceğimi düşünme sürecimin tesadüfî bir çakışma olmadığını düşünerek; saksım varken çiçek alayım dedim ve yaşamdan ne çok koptuğumu fark ettim. Açılışlara göndermekten ibaret fiyat bilgimle mevsimlik fide fiyatları arasındaki farkı görünce kontrolsüzleşmem başladı. Hep fazla aldığım fidelerim için saksı almaya gittiğimde fazladan saksı aldım. Sonra ona çiçek almak için gittiğimde yine fazlasını aldım. Tekrar saksı, tekrar çiçek şeklinde bir kısır döngüye girmiş bulunmuştum bile…

Sözün özü, beni agaclar.net’e Selluka getirdi. Hala bir Selluka’m yok ama bir sürü bakımını bilerek seçtiğim ve artık yaşatabildiğim çiçeğim var.

Burada neler öğrendiniz?

Bitkiler hakkındaki tüm bilgileri öğrendiğimi ya da hatırladığımı söylememe gerek yoktur sanırım. Daha ötesi, doğanın, minik bir kopyasını oluşturduğumuzda bile insanı nasıl eğittiğini, terbiye ettiğini öğrendim.


Karşılıksız paylaşmaya hazır, sorgusuz, yargısız, ortak bir platformda buluşturup, konuşturduğunu hem de bunu heyecan ve mutluluk duyguları ile yaptırdığını gördüm. Tohum ekmeyi, beklemeyi, sabretmeyi öğrendim.

Yok olmakta olan türlerin korunmasının bilim adamlarının işi olduğunu düşünürdüm ki hala öyle düşünüyorum. Düşünmediğim şeyse benim de bir saksı ile buna katkıda bulunacağım. Burada bunu da öğrendim.

Bahçeli bir evde büyüdüm. Çiçek ve toprak satın alınan bir şey değildi bizim için. Her misafirlikten bir dalla döner, bahçeden saksıya toprak doldurur, dikerdik ve olurdu.

Şehirde her materyalin, toprak olmadığını, her çiçeğin her evde yaşamadığını, her komşuda çiçek olmadığını, çiçek yetiştirmek için eskiler gibi kendiliğinden bilinmeyip, okumak, araştırmak gerektiğini, bunun için internete gereksinim olduğunu öğrendim. Anneanneme söylesem bir siteden okuyup çiçek yetiştiriyorum diye “bu gençler de çeşit çeşit iş çıkarıp duru. Çiçeğin okuncak nesi oluu? Dikeesin tutaaa” derdi herhalde.


Diğer üyeler sizden neler öğrendi?

Sanıyorum şimdilik bir şey veremedim. Sadece birkaç kez, obur bir hızla öğrendiklerimi yılların tecrübesi imiş gibi, soru soranlara cevap olarak verdim.


Sizi tanıyalım

1970 yılında Aydın’ın bir kasabasında doğdum. Çocukluğum incir ve zeytin ağaçları tepesinde geçti. En hoş olan da, aşağıda dört ucundan tutup gerdiğimiz sofra bezine, ağaçtaki arkadaşımızın dalları sallayarak dut yağdırması idi.


1987 yılında İzmir’e geldim ve aşık olduğum bu şehirde yaşamaya karar verdim. Biyoloji öğretmenliğini bitirmeme rağmen, bir şehre aşık olmanın bedelinden sayıp, mesleğimi yapmadım. İnşaat sektöründe 13 yıl çalıştım ve yine bu şehirde olmanın bedeli olarak şu anda iş bulmakta zorlanıyorum.

Zamanınızın ne kadarını bitkilere ayırıyorsunuz?

Açıkçası her an onlarla bir işim oluyor. Bazen bir saksıyı gezdiriyorum elimde ısıya ve güneşe doğru, bazen birkaç tohum ekiyorum, bazen çapalıyorum saksı topraklarını, bazen eşeleyip tohumların durumuna bakıyorum, üstten biraz toprak alıp daha iyi bir toprak ekliyorum vs vs… Yapacak hiçbir şey yoksa bakıyorum uzun uzun ne yapabilirim diye bitkilerime.


Agaclar.net'te "şu da olsaydı" ya da "olmasaydı iyi olurdu" diyebileceğiniz neler var?

Üyelerin tüm taleplerini karşılayabilecek bir platform yaratmak doğru bir yaklaşım. Birleştirici ve detaylandırıcı bir fırsat yaratıyor ilişkilerde. Fakat ben burayı sadece bitkiler için kullanmayı tercih ediyorum. Edebiyat, politika, ülke ve dünya gündemi gibi konular için başka alanları tercih ediyorum.

Bu nedenle “olmasaydı” diyemem ama benim için varlığı bir şey ifade etmiyor. Fazla ateşli davrandığım/davranılan bu konular nedeniyle buradaki hiçbir ilişkimi riske etmek istemiyorum. Bu gerekçe ile o konuları okumadım bile bugüne değin…

Diğer üyelere ne tür önerileriniz olabilir?

Kendim dahil olarak herkese tek önerim; bu sitede gördüğümüz, tanıdığımız her çiçeğe sahip olmak için deli gibi yanıp tutuşmamak


Sonu yok bu işin ama alanımız sonlu. Mesela mutfak masam tohum viyollerine, sehpalarım saksılara tahsisli, balkonum saksıyla kaplı; arta kalan alan benim. E oradan kalktığım anda da köpeğim yatıyor yerime. Sandalye üzerinde nereye kadar

Bitkilerle ilgilenmek sizi nasıl etkiliyor? En çok ilgilendiğiniz türler hangileri?

Beni ruhen yükselttiği kesin. Asıl önemlisi çevremdeki herkesin bendeki değişime gösterdikleri ilgi ve şaşkınlık. Sanıyorum bugüne dek hiçbir şey için böylesi emek ve istek içerisinde olmamışım. İşim dışında hobim olmamış. Önceleri alay ediyorlardı ama şimdi herkes çiçeklerime bakmak için geliyor, bana danışıyor. Enerjim pozitif ki; alaylar desteğe dönüştü.

En çok ilgilendiğim tür ayrımım yok henüz. Yolun başındayım çünkü. Fakat tercihim daima çiçekli ve kokulu türlerden yana. Bu yıl soğanlılara merak saldım. Yavaş yavaş da çok yıllık türler edinmeye başladım.

Bitkilerle ilgilenirken yaşadığınız en ilgi çekici, trajik ya da komik olay hangisi?

Bir gün Yenişehir’de bir arkadaşımı işyerinden alıp, Alsancak’a gideceğiz. Yol boyu “hayır, hayır” diye telkin ediyorum kendimi ama nafile. Kendimi yine fidanlıkta buldum. Arkadaşımın işyerine 50 mt. mesafede, nasıl uğramam? Çiçekleri alıp, ağlamaklı arkadaşıma gittim. İradesizliğim yüzünden mutsuzdum çünkü.


Bir de tutturdum programı iptal edelim diye. Salsa gecesine gideceğiz, ben çiçeklerle gidemem, havam bozulur. Arkadaşım ben taşırım dedi ama bu sefer de barda çok duman var, çiçeklere zararlı telaşına düştüm. Hem dansa gitmek istiyorum hem eve gidip çiçekleri dikmek. Öyle çok sorun çıkardım ki; ikimiz de kafayı yediğimi düşünüp, korktuk benden. Arkadaşımın elinde çiçeklerle bara girdik. O dans ederken ben çiçekleri korudum. Ben dans ederken onu yerinden kıpırdatmadım

Foruma katıldıktan sonra ileriye dönük planlarınızda değişiklikler oldu mu?

Çok büyük planlar yapmadım; realist biriyim. Ama seçme şansım olursa teras, balkon, güneş artık öncelikli kriterim olacak.


Agaclar.net toplantılarına katılıyor musunuz? Gözlemlerinizi yazar mısınız?

Üye olduktan sonra iki toplantı oldu ve katıldım. Bireysel çaba ile tanışma fırsatı yakalayabildik ancak. Sürenin sınırlı olması üyelerin tanışma/tanıştırma faslına fırsat bırakmıyor.


İlk toplantının ilk molasında herkesin birden poşetleri açıp, fide, çelik, tohum dağıtmaya başlamasıyla dumura uğramıştım. Benim gibi başkalarının da olduğunu görünce, hasta olmadığımı anlayıp, rahatlamıştım...

Bitkilerle ilgili yararlandığınız ve önereceğiniz kitaplar hangileri?

İşin doğrusu internet, bilginin hızla üretilip, paylaşıldığı bir mecra olduğundan beri tek başvuru kaynağım oldu. Bitkiler alanında da
agaclar.net iyi bir arşiv olma yolunda olduğu için bana şimdilik yetiyor.

Doğa ve çevre ile ilişkisini örnek aldığınız ya da örnek diye gösterebileceğiniz insanlar var mı?

Eminim ilk akla gelen Hayrettin Karaca’dır. Fakat ben bir tohum ekmiş, bir bitkiyi korumuş herkesi önemsiyorum. Ekolojik denge adına geniş anlamda düşünüldüğünde bir şey yapmış herkes örnektir.


Üye olduğunuz diğer forumlar hangileri? Agaclar.net'i onlardan ayıran özellikler ne?

Ülke ve dünya gündemi, politika, edebiyat gibi geniş katılım alanı olan bir foruma üyeyim. Klavye silahşörlerinin at koşturduğu bir alan. Hayatın kaosuna kapılıp gidince, en temel insani taraflarımızı göz ardı ediveriyoruz. Kolay saldırıyor, kolay kırıyoruz.


Burada ise üyeler birbirleri ile şucu, bucu diye ayırt etmeden, yaftalamadan iletişime geçiyor. İlişkiye şans tanıyor. Hem de bunu Türkçe kullanımına özen göstererek yapıyor.

Bitkilerle ilgili mesleki bir eğitim aldınız mı? Almak ister misiniz?

Üniversitede aldığım biyoloji eğitimini saymazsak almadım, almayı da istemem. Deneyerek, sorarak, okuyarak yani sosyalleşerek öğrenmek benim için daha verimli.


Zamanınızın ne kadarını
agaclar.net’e ayırıyorsunuz?

Açıkçası bilgisayarımın açık olduğu andan itibaren site açık. Forum bekçisi gibi sürekli kontrol ediyorum. Günde toplam 3–4 saat kadar da okuyorum.


Bitkilerden başka ilgilendiğiniz neler var?

Edebiyat, köpeğim, Pasaport (İzmir’de deniz kenarı bir semt), deniz, çay vazgeçilmezlerim.


Bitki, tohum, çelik paylaşımlarına katıldınız mı? Neler düşünüyorsunuz?

Henüz kendi çiçeklerimden tohum, çelik alacak düzeye gelmediğim için hiç veremedim. Fakat Mine, malbman, İklimsiz, Penelophe, fatmadündar ve Gül Batur’dan tohum, fide, çelik aldım. Fark ettim ki; ben alırken ne kadar mutlu oluyorsam onlar da paylaşırken mutlu idi.

Hayattan zevk almak bu kadar kolay işte…

Forumdaki hangi üyeler sizi olumlu yönde etkiliyor, neden?

İsim isim sayarsam haksızlık etmiş olurum. Mesleği olmasına rağmen, bilgisini bıkmadan ve karşılıksız olarak aktaranlar, amatör deneyimleri ile yol gösterenler, heveslendirenler benim için hayat adına kıymetli örnekler.

Mine Pakkaner, İklimsiz, Güler hanım, Selahattin Yılmaz, Ali H.ali, kgursan ilk anda aklıma gelenler. Profesyonel düzeydeki bilgilerini amatör bir duygu ile paylaşıyorlar. Benim gibi bir çok üyenin rahatça soru sormasını sağlıyor bu motivasyonları.

Gönüllüsü olduğunuz Sivil Toplum Örgütleri var mı? Hangileri?

Greenpeace’in maddi destekçisiyim. Kan bankasında donörüm. Bu, ivedilikle harekete geçilmesi gereken bir konu. Ne kadar çok ihtiyaç sahibi olduğunu gördükçe, bazen son bağış tarihim konusunda yalan söyleyerek kan ve kan ürünleri veriyorum.

Lütfen kan ve organ bağışçısı olunuz…

Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara aktif olarak katılır mısınız, katılmak gerekir mi?

Öğrenci iken katılırdım. Sorgusuz sualsiz katılmak gerek, işe yarar mı sorgusunu derinlemesine yaptığımda cevabım olumsuz çıkar ama bazı işler sorgulanmamalı.


TV ve radyoda bu konuları işleyen programları yeterli buluyor musunuz, nasıl olmalı?

Ulusal kanallardan bunu beklemek anlamlı değil. Tematik kanalları da ben bilmiyorum ama sanıyorum yeterince işleniyor oralarda.

Bu işi dönemsel olarak ele almayı değil de toplumsal bilinç oluşturacak düzeyde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yani her programın, eylemin, davranışın içine yerleşmiş uzun vadeli bir çalışma olmalı. Bunun için önce yöneticilerin bu bilince sahip olması, kanaat önderlerine fırsat verilmesi, temel eğitim düzeyindeki çabalara destek verilmesi, yasal düzenlemeler ile çevre politikalarının oluşturulması gereklidir. Yaptırımlar bilincin yerleşmesi sürecinde risk almamak adına zorunludur.

Hobi bahçeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?

Şehir insanı için zevkli bir fırsat ama bana göre değil. Ben bitkimle birlikte yaşamak isterim. Ağaç dikme şansı da yok orada. Bir de ticari aktivite olması beni olayın duygusundan uzaklaştırıyor. Bir ara biz de düşünmüştük ama şimdi evimde 35-40 saksı ile mini bir bahçem var sayılır. Hep birlikte yaşıyoruz.


Hepsinden sadece birer tane yazın: En sevdiğiniz;

Benim için hiçbir sorunun tek ve kesin cevabı yoktur. Bir roman okumak gibidir tüm cevaplar. İlginç bir başlangıç, merakla izleyiş, sonra sıkıcı, ağır gelişme bölümü ve final. Final sadece kitabın maddesel kısmıyla ilgilidir, okuyucunun ise maneviyatına değmiştir bir kere ve orada yaşamaya devam eder. İşte bu nedenle her kitap, şarkı, sanatçı, sanat eseri benim için hala okumakta olduğum bir kitaptır; hiçbirinin henüz finaline gelmediğim.

Sadece ayracımın olduğu sayfadan birer kelime yazabilirim…

ağaç: Çınar
çiçek;
Leylak
kitap:
Körleşme
şarkı:
1945 (Aysel Gürel)
müzik grubu/müzik sanatçısı:
Nazan Öncel
ressam:
Hikmet Sever
şair:
Cemal Süreya
film:
Dalgaları Aşmak
web sitesi:
deviantart.com

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön