View Single Post
Eski 27-03-2009, 16:48   #80
zm_sayhan
Ağaçsever
 
zm_sayhan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-05-2008
Şehir: Konya
Mesajlar: 40
Organik Soğan Yetiştiriciliği

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi flyakan Mesajı Göster
Organik soğan yetiştiriciği hakkında bilgiye ihtiyacım var(ingilizce ve italyanca farketmez) özellikle hastalıklarla mücadelesi konusu işime yarar ama diğer bilgilere de göz atmak istiyorum.Elinde bu bilgiye sahip olan arkadaşlar hızla benle paylaşırsa mutlu olurum....
Organik Soğan Yetiştiriciliği
İklim istekleri:
Ilık iklimlerden serin iklimlere kadar değişik iklimlerde yetişebilen soğan bitkisi gündüzleri sıcak ve kurak, geceleri ise serin şartları sever. Ayrıca yağışlı bir ilkbahar iklimi ister. Işıklanma ve sıcaklık soğan için vazgeçilmez faktörlerdir. Gelişme döneminde 18-20 oC civarındaki sıcaklıklar istenir. Baş bağlama döneminde ise sıcaklığın 23-26 oC civarlarında olması ideal baş gelişmesi için gereklidir. Baş kuruma döneminde kuraklık arzulanır. Aksi halde yağışlar ile nemlenen toprakta soğanlar hemen yeniden kök meydana getirerek gelişmelerini sürdürmeye başlarlar. Gün uzunluğu da soğan üretiminde önemli diğer bir faktördür. Soğan tam anlamıyla bir geçit bölgesi bitkisidir.
Toprak istekleri: Soğan kumlu killi, killi kumlu, humuslu, kuvvetli topraklarda iyi yetişir. Fazla sulak topraklardan elde edilen soğanların depo ömürleri kısadır. Zayıf topraklardan alınan soğanların başları ufak kalır ve verimleri düşer. Soğan besinlerce zengin, derin ve kabuk bağlamayan topraklarda iyi yetişir.
Taban suyu yüksek arazilerde ve ağır killi topraklarda yetiştirilmemelidir. Organik topraklarda yüksek verim elde edilir. Asidik toprakları sevmez, alkalin karakterli toprakları tercih eder. Soğan için uygun pH değerleri 6.5-7.5 arasıdır.
Erken dönemde pazar için yetiştirme yapılacaksa allüviyal karakterli topraklar tercih edilmelidir. Böyle topraklarda yetiştirilen soğanlar erken hasat edilirler, ancak depolanma süreleri kısa olur. Kış mevsimi için yetiştirilecek soğanlar killi topraklarda yetiştirilmelidir. Killi topraklarda yetiştirilen soğanların depo ömrü daha uzundur.
Toprak işleme ve ekim: Soğan tarımında toprak işlemenin amaçları; iyi bir tohum yatağı hazırlamak, ön bitkiden kalan sap artıklarını gömmek, toprağı havalandırmak, yabancı otları yok ederek toprakta depolanan suyu artırmaktır. Bu amaçla, ön bitkinin hasadından sonra soğan ekilecek tarla kulaklı pulluk ile sürülmeli, ilk sürümden sonra, düşen yağışlar nedeniyle önemli bir otlanma görülürse toprak kazayağı ile işlenmelidir. Ön bitki tahıl ise anız yakılmamalı, biçerden arta kalan saplar saman makinesi ile alındıktan sonra gölge tavı (anız tavı) kaybolmadan dekara 2 kg üre gübresi verilerek sürülmelidir. Eğimli tarlalarda sürüm-ekim işlemleri eğim doğrultusunda değil, eğime dik olarak yapılmalıdır.
Soğan ekilecek tarlada toprağın çok iyi işlenmiş ve ekime hazırlanmış olması gerekir. Zira soğanın çimlenme süresi çimlenme dönemindeki hava şartlarına bağlı olarak 3-4 haftaya kadar uzayabilir. Aynı zamanda soğan tohumları küçük ve kalın kabuklu olduğundan suyu alabilmesi için toprakla iyi temas etmesi gerekir. Bu nedenle soğan ekimi yapılmadan önce toprak iyice inceltilir ve biraz sıkıştırılır. Kazayağı ile yüzeysel olarak işlenip diskaro ile inceltilen toprak sürgü çekilerek düzeltilmiş ve bastırılmış olur.
Tarım topraklarının üretim gücünün ve sağlığının korunması, ilaçlara bağımlılığın azaltılması ve üretilen soğan bitkisinin sağlığı için ekim nöbeti uygulanmalıdır. Tarım yapılan alanlarda aynı bitkinin aynı tarlaya üst üste ekilmesi toprağın fakirleşmesine ve o bitkinin hastalıklarının artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle soğan tarımından yüksek verim alabilmek için mutlaka ekim rotasyonu yapılmalıdır. Organik soğan tarımında ekim nöbeti planlamasında dikkat edilecek esaslar şunlardır:
1. Soğan toprakta azot depolama özelliği olan baklagillerle ekim nöbetine girmeli,
2. Yüzeysel köklü bitkilerle (hububat, pırasa, marul, soğan) ekim nöbetine girmeli,
3. Az su tüketen hububat gibi bitkilerle ekim nöbetine girmeli,
4. Monokültür üretimden kaçınılmalı ve
5. Münavebe planında yer alan bitkiler toprağın verimlilik özelliklerini dengelemelidir.
Tohum: Ekimde kullanılacak tohum, genetik olarak yapısı değiştirilmemiş, döllenmiş hücre çekirdeği içindeki DNA dizilimine dışarıdan müdahale edilmemiş, sentetik pestisitler, radyasyon veya mikrodalga ile muamele görmemiş biyolojik özellikte olmalıdır. Hastalık ve zararlılara dayanıklı, bölgeye adapte olan uygun bitki tür ve çeşitler ekilmelidir. Organik tarımda genetiği değiştirilmiş çoğaltım materyalleri kullanılmaz. Organik bitkisel üretimde kullanılacak tohum, fide, fidan, anaç, misel, çelik, yumru gibi çoğaltım materyalleri organik tarım metoduyla üretilmiş olmalıdır. Ancak fide dışındaki çoğaltım materyallerinin organik olarak elde edilememesi durumunda, modern üretimden gelen, Yönetmelikte organik tarımda kullanılmasına izin verilen organik gübre ve toprak düzenleyiciler (Yönetmelik Ek-1 A) ile bitki ve hayvansal orijinli maddeler (Yönetmelik Ek-1 B) dışındaki herhangi bir yapay kimyasal madde ile muamele görmemiş çoğaltım materyali kullanılabilir.
Yabancı otlara karşı dayanıklı çeşit tercih edilmelidir. yetiştirilecek çeşit hastalıklara karşı hassas ve ilaçsız ise mutlaka bu hastalığa karşı Yönetmelikçe izin verilen ekimden/dikimden önce çevre dostu bir tohum ilacı ile ilaçlanmalıdır.
Organik tarım için başvuru: Organik bitkisel üretim, yetkilendirilmiş kuruluş ile sözleşme kapsamında ve onun kontrolünde yapılır. Organik soğan yetiştirecek çiftçi önceki ünitelerde isim ve adresleri verilen organik tarım kontrol ve sertifikasyon kuruluşundan herhangi biri ile temasa geçerek organik soğan yetiştireceğini beyan eder ve kimlik bilgileri ile tarla bilgi ve belgelerini sunar. İlgili kuruluş müteşebbisin tarlasını inceleyerek organik yetiştiricilik yapılıp yapılmayacağına karar verir. Organik yetiştiricilik yapılacak nitelikteyse sözleşme imzalanır ve kuruluş, müteşebbis bilgilerini en yakın Tarım İlçe Müdürlüğüne verir. Tarım İlçe Müdürlüğü bu bilgileri bağlı bulunduğu Tarım İl Müdürlüğü İstatistik Şube Müdürlüğüne sunar. Bu şube ise ilgili bilgileri istatistik amaçlı olarak Tarım Bakanlığı bünyesindeki Organik Tarım Komitesine aktarır. Organik tarım kontrol ve sertifikasyon kuruluşu organik tarım yapacak müteşebbisi geçiş sürecine alır. Geçiş süreci soğanda iki yıldır. Geçiş sürecinde soğan gibi tek yıllık bitkilerde ekim tarihi göz önünde tutulur. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu; arazinin önceki yıllardaki kullanım durumu, yapılan uygulamalar, bölgedeki genel durum ve yetiştirilen ürünler, risk durumları, konu ile ilgili müteşebbis kayıtları ve raporlarının incelenmesi neticesinde geçiş sürecini uzatabilir ya da kısaltabilir.
Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından yapılan kontrollerde arazide toprak koruma tedbirleri alınıp alınmayacağına karar verilir. Organik soğan üretiminde, gereksiz ve toprakta erozyona neden olacak şekilde toprak işleme yapılamaz.
Toprağın verimliliği ve biyolojik aktivitesi şu yöntemlerle sağlanır: Çok yıllık ekim rotasyon programı içerisinde baklagil ve derin köklü bitkiler yetiştirilmeli veya yeşil gübreleme yapılmalıdır. Tek ürün için, yılda dekar başına 17 kg saf azotu geçmeyecek şekilde organik hayvansal üretimden elde edilen gübre kullanılmalıdır. Yönetmelik hükümlerine göre üretim yapılan arazilerden elde edilen karışık veya karışık olmayan organik materyallerin kullanılması gerekmektedir. Organik soğan yetiştirilecek alanlarda, bu önlemlere rağmen yeterli toprak verimliliği ve biyolojik aktivitenin sağlanamaması halinde, Yönetmeliğin Ek-1 A bölümünde yer alan gübre ve toprak iyileştiriciler [ekstansif hayvancılıktan elde edilen çiftlik gübresi, kurutulmuş çiftlik gübresi ve suyu alınmış kanatlı hayvan gübresi, kanatlı ve çiftlik gübresi içeren kompostlaştırılmış hayvan gübresi, hayvanların sıvı dışkıları (taze gübre sızıntısı, idrar, vb.), solucan (vermicompost) ve böceklerin kompostu, guano, hayvansal kaynaklı ürünler ve yan ürünler (kan unu, tırnak unu, boynuz unu, kemik unu veya jelatinsiz kemik unu, balık unu, et unu, tüy, saç ve chiquette unu (öğütülmüş deri ya da kürk unu), yün, kürk, saç, sütçülük ürünleri, bitkisel kaynaklı ürünler ve yan ürünler; örneğin, yağlı tohum küspesi, kakao kabukları, ıskarta malt, vb.den elde edilen gübreler, kompostlaştırılmış veya fermente edilmiş ev atıkları, kompostlaştırılmış veya fermente edilmiş sebze materyalleri karışımı, kültür mantarı üretim artıkları, deniz yosunu ve deniz yosunu materyalleri, talaş ve tahta parçaları, kompostlaştırılmış ağaç kabuğu, ağaç külü, peat, killer, örneğin, perlit, vermiküllit vb., yumuşak kaya fosfatı, alüminyum kalsiyum fosfat, bazik curuf, ham potasyum tuzları, örneğin kainit, silvinit vb., magnezyum tuzu içerebilen potasyum sülfat, stillage ve stillage ekstraktı, doğal kaynaklı kalsiyum karbonat, örneğin tebeşir, marn, öğütülmüş kireçtaşı, breton toprağı (alg kireci), fosfat tebeşiri, doğal kaynaklı magnezyum ve kalsiyum karbonat, örneğin magnezyum tebeşiri, öğütülmüş magnezyum kireçtaşı vb., magnezyum sülfat, örneğin kieserite, kalsiyum klorür çözeltisi, kalsiyum sülfat (jips, alçı taşı), şeker üretiminden elde edilen endüstriyel kireç, elementel kükürt, sodyum klorür, öğütülmüş kayaç, iz elementler, mikrobiyal gübreler] kullanılabilir. Kompost aktivitasyonu için genetiği değiştirilmemiş uygun bitkisel kaynaklı karışım veya mikroorganizma karışımları kullanılabilir.
Gübreleme: Sonbahar toprak işlemesinden önce yukarıda bahsedilen, Yönetmeliğin izin verdiği organik materyallerden dekara 17 kg saf azotu geçmeyecek şekilde, örneğin organik hayvancılıktan elde edilen iyi yanmış ahır gübresi %1 N içeriyorsa, bundan dekara 1200 kg verildikten sonra toprak işlenerek kök bölgesine karıştırılmalıdır. Toprak analiz sonuçlarına göre fosfor yetersiz ise veya önceki yıllarda bitkilerin fosfor noksanlığı çektiği biliniyorsa sonbahar toprak işlemesinde dekara 30 kg öğütülmüş ham kaya fosfatı (%25 P2O5) uygulanmalıdır. Fosfor noksanlığında bitkiler zayıflamakta, başlar küçük kalmakta ve kökler cılızlaşmaktadır. Azot ve fosfor kaynağı olarak Yönetmelikte izin verilen iyi yanmış ahır gübresi, kompost, yeşil gübre ve ham kaya fosfatı gibi materyaller sonbahar sürümünde veya ekim öncesi toprak hazırlığı sırasında kök bölgesine karıştırılmalıdır.
Yine toprak analiz sonuçlarına göre potasyum noksan ise ya da bitkilerin yaşlı yaprakları orta derecede klorozlu ve solgun, erken ölüm görülüyorsa, baş oluşumu zayıf ve kalitesi düşük (Aktaş ve Ateş, 1998) ise ham potasyum tuzu, örneğin kainit (%14-20 K2O) ekim öncesi toprak hazırlığında dekara 30 kg verilmelidir. Ayrıca potasyum noksanlığının yanında magnezyum noksanlığı da varsa magnezyum tuzu içeren potasyum sülfat ya da sadece magnezyum noksanlığı söz konusu ise magnezyum sülfat, örneğin kieserit (%30 K2O) dekara 20 kg dozunda uygulanmalıdır. Magnezyum noksanlığında soğanın alt yapraklarında sararmalar ve cılızlaşma meydana gelir. Toprak killi ise, fazla kireçli değil ise kaliteli ahır gübresi yeteri miktarda sonbahar sürümünde uygulanmışsa bitkiler fazla potasyum ve magnezyum noksanlığı çekmezler. Soğan yetiştirilen topraklar kireçli olduğundan ve ahır gübresi veya kompost uygulaması yapıldıysa, sulamalar düzenli ise kalsiyum noksanlığı da görülmez. Kalsiyum noksanlığında soğanın büyüme ucu gelişemez, kökler cılızlaşır, sap kırılabilir ve meyvelerin uç kısımları çürür. Organik gübre uygulamalarında bitkide kükürt eksikliği de meydana gelmez. Kükürt noksanlığında bitkinin genç yaprakları tamamen sararır.
Organik ahır gübresi veya kaliteli kompost zamanında ve yeterli miktarda kullanılmışsa soğanda iz element noksanlıkları pek gözlenmez. Ancak toprak killi, çok kireçli, yüksek pH’lı ve düşük organik maddeli ise bilhassa demir ve çinko noksanlığı görülebilir veya gizli noksanlık mevcuttur. Demir noksanlığında üst yapraklarda damarlar arasında sararma (kloroz) meydana gelir. Çinko noksanlığında ise boğumlar arası daralır ve yapraklar küçülürken aynı zamanda yapraklarda renk açık yeşile döner. Böyle durumlarda Yönetmelikçe izin verilen, en az %12 Fe içeren demir tuzu, örneğin demir sülfat (%19 Fe) ilkbahar toprak işlemesinde tabana 1 kg/da veya damla sulamalarla ilk dönemde 0.5 kg/da ya da en az %5 Fe kapsayan şelatlı demir gübrelerinden ilkbahar toprak işlemesinde tabana 0.4 kg/da veya damla sulamalarla ilk dönemde 0.3 kg/da dozunda uygulanabilir. Çinko uygulaması için en az %15 zn içeren çinko tuzu, örneğin çinko sülfat (%23 Zn) ilkbahar toprak işlemesinde tabana 1 kg/da veya damla sulamalarla ilk dönemde 0.5 kg/da ya da en az %5 Zn kapsayan şelatlı çinko gübrelerinden ilkbahar toprak işlemesinde tabana 0.4 kg/da veya damla sulamalarla ilk dönemde 0.3 kg/da dozunda kullanılabilir. Mangan noksanlığında üst ve orta yapraklarda damarlar arasında kırmızı-siyah nekrozlar meydana gelir. Toprakta mangan noksanlığı mevcutsa ve organik gübrelemelerle dahi bitkilerde noksanlık belirtisi gözleniyorsa Yönetmelikçe izin verilen, en az %17 Mn içeren mangan tuzu, örneğin mangan sülfat (%27 Mn) ya tabana 1 kg/da veya damla sulamalarla ilk dönemde 0.5 kg/da ya da en az %5 Mn kapsayan şelatlı mangan gübrelerinden ilkbahar toprak işlemesinde tabana 0.4 kg/da veya damla sulamalarla ilk dönemde 0.3 kg/da dozunda verilmelidir. Genellikle bakır noksanlığı görülmediği için ayrıca bakırlı gübre uygulamaya gerek yoktur. Uygun bir organik gübreleme ile genellikle bor noksanlığı da görülmemekle birlikte, noksanlık durumunda bitkinin büyüme ucu gelişemeyerek dumura uğrar ve boğumlar arası daralır. İhtiyaç halinde Yönetmelikçe izin verilen, en az %14 bor içeren borlu gübre, örneğin borik asit (%17 B) ya ilkbahar toprak işlemesinde tabana 0.3 kg/da veya damla sulamalarla ilk dönemde 0.2 kg/da dozunda verilmelidir.
Organik gübrelemelerle eksikliği giderilemeyen besin elementleri ancak Organik Tarım Yönetmeliğinde kullanılmasına izine verilen ve 18.3.2004 tarih ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik’in Ek-1’inde belirtilen gübrelerle takviye edilebilir. Bu mineral gübreler şunlardır: Aluminyum-kalsiyum fosfat (%30 P205), öğütülmüş yumuşak fosfat kayası (%25 P205), kalsiyum sülfat (%25 CaO, %35 SO3), elementel kükürt (%98 S; %245 SO3), borik asit (%14 suda çözünür B), sodyum borat (%10 suda çözünür B), kalsiyum borat (%7 toplam B), boron etanol amin (%8 suda çözünür B), çözeltide boratlı gübre (%2 suda çözünür B), süspansiyonda boratlı gübre (%2 suda çözünür B), bakır tuzu (%20 suda çözünür Cu), bakır oksit (%70 toplam Cu), bakır hidroksit (%45 toplam Cu), bakır şelatı (%9 suda çözünür Cu, beyan edilen değerin en az %80’i şelatlı olmalı), bakır esaslı gübre (%5 toplam Cu), bakırlı gübre çözeltisi (%3 suda çözünür Cu), bakır oksiklorür (%50 toplam Cu), bakır oksiklorür süspansiyonu (%17 toplam Cu), demir tuzu (%12 suda çözünür Fe), demir şelatı (% 5 suda çözünür Fe, beyan edilen değerin en az %80’i şelatlı olmalı), demirli gübre çözeltisi (%2 suda çözünür Fe), mangan tuzu (%17 suda çözünür Mn), mangan şelatı (%5 suda çözünür Mn, beyan edilen değerin en az %80’i şelatlı olmalı), mangan oksit (%40 toplam Mn), mangan esaslı gübre (%17 toplam Mn), mangan esaslı gübre çözeltisi (%3 suda çözünür Mn), sodyum molibdat (%35 suda çözünür Mo), amonyum molibdat (%50 suda çözünür Mo), molibden esaslı gübre (%35 suda çözünür Mo), molibden esaslı gübre çözeltisi (%3 suda çözünür Mo), çinko tuzu (%15 suda çözünür Zn), çinko şelatı (%5 suda çözünür Zn, beyan edilen değerin en az %80’i şelatlı olmalı), çinko oksit (%70 toplam Zn), çinko esaslı gübre (%30 toplam Zn), çinko esaslı gübre çözeltisi (%3 toplam Zn)’dir. Parantezle gösterilen besin elementi değerleri en az olması gereken değerlerdir.
Organik soğan yetiştiriciliğinde tabana uygulanacak yeterli miktar ve kalitede yanmış ahır gübresi ve kompost bulunamamışsa veya yeşil gübreleme yapılmamışsa Bakanlıkça belgeli ve mikro besin elementlerini de içeren bir organo-mineral gübre ve toprak düzenleyici olan katı hümik asitten ilkbahar toprak işlemesinde tabana en az 10 kg/da ve damla sulama ile ilk birkaç sulamada sıvı hümik asitten toplam 2 L/da dozunda uygulanmalıdır.
Organik tarımda gübrelemede kullanılacak bazı ürünler; yanmış çiftlik gübreleri, sıvı hayvansal atıklar, saman, torf, organik ev atıkları, mezbaha atıkları, deniz yosunları, talaş, doğal fosfat, potasyum, kalsiyum, kireç, magnezyum kayaçları ile bakır, demir, mangan, molibden, çinko, bor gibi mikro besin maddeleri ve kükürt içeren bazı doğal maddelerdir.
Organik tarımda toprağın bünyesi, arazinin eğimi, taban suyu yüksekliği, yetiştirilecek bitkinin çeşidi dikkate alınarak bilinçli ve öncelikle toprağın organik madde kapsamını artırıcı yanmış ahır gübresi veya yeşil gübrelemelerle takviye edici yönde hareket edilmelidir.
Organik gübrelerden yanmış çiftlik gübresi, kompost, fiğ ile yeşil gübreleme toprakta ayrışarak besin maddelerini, toprağın su tutma kabiliyetini artırır ve erozyonu azaltarak toprağın verimliliğini koruyarak sürdürülebilir tarımın yapılmasını sağlar. Dikkat edilecek en önemli konu, özellikle organik çiftlik gübresi çevreyi kirletmeden depolanmalı ve insan dışkıları ve kanalizasyon atıkları kesinlikle gübrelemede kullanılmamalıdır. Organik atıklardan ağır metaller ve nitrat sızmasının yeraltı ve yerüstü sularıyla tarım alanlarını kirletmesi mutlaka önlenmelidir.
Çapalama: Bitkiler fazla boylanmadan, damla sulama boruları serilmeden önce sıra araları kazayağı, çapa makinesi veya el çapası ile işlenmelidir. Bu işlem, toprağı kabartarak topraktan buharlaşma ile su kaybının azalmasını ve yabancı otların mekanik olarak yok edilmesini sağlar.
Sulama: Soğanda verim ve kaliteyi etkileyen en önemli faktörlerden birisi toprakta kök derinliğinde bitkilerin faydalanabileceği faydalı rutubetin bulunup bulunmamasıdır. Susuzluğa en hassas olduğu dönem baş bağlama başın büyümesi dönemleridir.
Soğanın etkili kök derinlinin yüzlek ve mevsimlik su tüketiminin 600 mm civarında olması sebebiyle en yüksek verim ve kalite için bitki olgunlaşıncaya kadar toprak nemi tarla kapasitesi nem seviyesine yakın düzeyde tutulmalıdır. Olgunlaşma başladığında ise soğan başlarının kurumasını sağlamak amacıyla sulama yapılmamalıdır. Sulamaya başlamak için toprak neminin çok düşmesini beklememelidir.
Toprakta yeterli rutubet varsa veya havalar yağışlı ise baş bağlama dönemine kadar sulama yapılmamalı, aksi takdirde damla sulama ile bir kaç kez sulama gerçekleştirilmelidir. Baş bağlama ve baş büyüme dönemleri suya karşı en hassas dönem olduğu için bu dönemlerde serin havalarda 3 günde bir, sıcak havalarda ise 2 günde bir tercihen sabahın serin saatlerinde 2-3 saat süreyle damla sulama yapılmalıdır. Bu yöntemde bitki istediği suyu kök bölgesinde her zaman hazır halde bulduğundan kuraklık veya aşırı ıslaklık stresine girmemekte ve daha iyi gelişerek bol ve kaliteli ürün vermektedir. Organik tarımda karık yöntemiyle sulama yapılamaz. Sanayi ve şehir atık suları ile drenaj sisteminden elde edilen drenaj suları organik tarımda kullanılamaz, gerekli hallerde suyun uygunluğuna yetkilendirilmiş kuruluş tarafından yapılacak kontrollerde karar verilir. Sulama suyu çevre kirliliğine yol açmamalıdır. Sulama, toprak yapısında bozulmaya ve erozyona yol açmamalıdır.
Bitki koruma: Organik Tarım Yönetmeliği gereği hastalık, zararlı ve yabancı otların mücadelesinde; hastalık ve zararlılara dayanıklı tür ve çeşit seçimi yapılmalı, uygun ekim nöbeti takip edilmeli, uygun toprak işleme yöntemleri uygulanmalı, kültürel, biyolojik ve biyoteknik mücadele metotları uygulanmalı, bitki hastalık ve zararlıları ile yabancı otlara karşı bu hususların uygulanamaması veya yetersiz kalması halinde Yönetmeliğin Ek-1 B bölümünde belirtilen girdiler (böcek öldürücü olarak jelatin, neem ağacından elde edilen azadirachtin, krizantemden elde edilen piretrin, Derris spp, Lonchocarpus spp. ve Terphrosia spp.den elde edilen rotenone, böcekleri çekici olarak kullanılan hidrolize proteinler, mantari hastalıklar için lesitin, böcek öldürücü, kırmızı örümcek öldürücü, mantari hastalık ve çimlenmeyi önlemek için nane yağı, çam yağı ve kimyon yağı gibi bitkisel yağlar, böcek öldürücü veya uzaklaştırıcı olarak Quassia amara ağacından elde edilen quassia, budama ve aşı yaraları için balmumu) kullanılır. Zararlılara karşı biyolojik mücadelede genetik değişiklik yapılmamış bakteri, virüs ve fungus gibi mikroorganizmalar, örneğin Bacillus thuringiensis, granül oluşturan virüs vb. gibi mikroorganizmalar kullanılır. Sadece tuzak, yayıcı ve cezp edicilerde; cezp edici olarak DAP gibi amonyum tuzları, meltametrin, mollussisit olarak metaldehit, eşeysel davranış bozucu olarak feromon, böcek öldürücü olarak piretroitler, Bactrocera oleae ve Ceratitis capitata’ya karşı lambdayhalotrin gibi maddeler kullanılır. Tuzaklar ve yayıcıların içerdikleri maddelerin çevreye bulaşması ve ekimi yapılmış ürünlerle teması önlenmeli, kullanıldıktan sonra toplanmalı ve kullanım süresi dolanlar güvenli bir şekilde yok edilmelidir. Kalıcı etkileri olan sentetik kimyasal gübreler, ilaçlar, hormonlar ve büyüme düzenleyicileri kullanılmamalıdır.
Organik tarımda geleneksel olarak kullanılan maddeler şunlardır: mantari hastalıklardan korunmak için 3 kg Cu/da dozunu geçmeyecek şekilde bakır hidroksit, bakır oksiklorür, bakır sülfat ve bakır oksit, böcek öldürücü olarak Arap sabunu (potasyum sabunu), böcek öldürücü, kırmızı örümcek öldürücü ve mantari hastalıklarla mücadelede kireç-kükürt (kalsiyum polisülfit), zararlıları uzaklaştırıcı olarak kuvars kumu, mantari hastalıklara karşı, kırmızı örümcek öldürücü ve zararlı uzaklaştırıcı olarak kükürt kullanılır. Organik tarım bitkileri arasında yüzeye yayılan preparatlar olarak mollussisit için demir III fosfat kullanılır.
Bitki hastalık ve zararlılarının kontrolünde kullanılan bazı ürünler; balmumu, kaya tozu, kükürt, bordo bulamacı, sodyum silikat, sodyum bikarbonat, potasyum sabunu (Arap sabunu), bitkisel ve hayvansal yağlar ile parafin yağıdır.
Çeşitli hastalıklardan korunmak için dayanıklı çeşitler yetiştirilmeli, hastalıklı bitki artıkları tarladan uzaklaştırılmalı ve ekim nöbeti uygulanmalıdır.
Yabancı ot mücadelesinde mekanik, kültürel yöntemlerin yanında çevre dostu olan doğayı kirletmeyen kimyasallar kullanılabilir. Bu esaslar doğaya zarar vermeyen bir üretim sistemini sağlar. Sürdürülebilir tarım da bu ilkelerden hareket etmektedir.
Yabancı ot mücadelesi soğan yetişme devresinin ilk ayında çok önem taşır ve otla mücadele verimde önemli bir artış sağlayabilir. Hızlı gelişme yeteneğine sahip yabancı otlar özellikle ilk gelişme devresinde faydalı tarla alanını kaplayıp soğan bitkisinin gelişmesini engelleyerek ve bitki besin maddeleri ile suya ortak olarak önemli oranda zarar yaparlar. Soğan bitkisi geliştikçe yabancı otların büyümesini büyük ölçüde engellemektedir. Aşağıda değişik yöntemlerle ot mücadeleleri hakkında bilgiler verilmiştir:
1. Ekimde yabancı ot tohumu bulundurmayan tohumluk kullanılmalıdır.
2. Mümkün olduğunca doğru ekim nöbetine uyulmalıdır.
3. Rizomlarla vejetatif olarak büyüyüp gelişen ayrık gibi otların toprak işlemesi sırasında kullanılan aletlerle bir tarladan başka bir tarlaya taşınması engellenmelidir.
4. Tarla sınırlarındaki yabancı otlar ile de mücadele edilmelidir.
5. Sıra araları, soğan bitkileri belli bir büyüklüğe gelince çapalanmalıdır. Böylece hem yabancı ot mücadelesi yapılmış olur, hem de kapillarite borucukları bozulduğundan buharlaşma ile toprak rutubet kaybı azalır.
Hasat: Hasat uygun zamanda yapılmalı, ne erken ne de çok geç yapılmamalıdır. Organik ürünlerin hasadında kullanılan teknik araç ve gereçlerin ekolojik tahribat ve kirlilik oluşturmaması gerekir. Elle toplama materyalleri ürünün organikliğini bozmayacak yapıda ve hijyenik olmalıdır.
Hasatta olduğu gibi, organik ürünlerin depolanmasında da bazı kurallara dikkat edilmelidir. File torbalarda üst üste fazla doldurmadan serin ortamda tutulmalı ve taşınmalıdır. Taşınırken üzerleri herhangi bir bulaşmayı önlemek için temiz, boyasız, baskısız pamuk bez ile örtülmelidir. Organik ürünlerin depolama alanları, ürünlerin tanınmasına imkan verecek ve Yönetmelikçe uygun bulunmayan başka ürünlerle, maddelerle karışmaya veya bulaşmaya meydan vermeyecek biçimde düzenlenmelidir. Organik ürünlerin depolandığı alanlarda kullanılan yalıtım malzemeleri ve soğutma ile ilgili ekipmanlar bu amaç gözetilerek seçilmelidir. Ayrı olarak depolamanın mümkün olmadığı durumlarda organik ürünlerle geleneksel tarım ürünlerinin karışmasını engelleyecek tedbirler alınmalıdır. Bu tedbirleri de yetkilendirilmiş kuruluş kontrol etmelidir. Basınç, sıcaklık ve yetkilendirilmiş kuruluşça uygun görülen gazlarla kontrol edilebilen koşullarda depolama uygulamaları yapılabilir. Organik ürünlerin depolanması sırasında ürünün organik özelliğini kaybettirecek ilaç ve ilaçlama yöntemi kullanılamaz. Organik ürünlerin depolanmasında sentetik kimyasal maddeler kullanılamaz ve doğal olmayan uygulamalar yapılamaz; tüm bu işlemler yetkilendirilmiş kuruluş tarafından kontrol edilir. Müteşebbis tarafından depolama koşulları ile depolanan organik ürünün giriş ve çıkış miktarları ve tarihine ilişkin kayıtlar düzenli olarak tutulur. Yetkilendirilmiş kuruluşa onaylatılır ve çizelgenin bir nüshası müteşebbis tarafından, diğer nüshası yetkilendirilmiş kuruluş tarafından saklanır.

umarım hocam kızmaz...

zm_sayhan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön