[bonsaireef]

İzin verirseniz ben de kendi deneyimimden bahsetmek istiyorum.
Bu sene kendime karınca çiftliği kurdum.Ama bunu normal akvaryumda yapmadım.Bunu için özel mekan hazırladım. İki cam birbirine 3 cm mesafede olacak şekilde özel bir akvaryum hazırladım.(40*35*3). Yuvalarını rahatça görebilmeyi istiyordum. Yarısından fazlasını(2/3) kumla doldurdum. Bunu nemlendirdim. Bunu yaptığım dönem dişi ve erkek kanatlı karıncaların yuvadan çıkma ve çiftleşme zamanlarıydı. Amacım bir koloni oluşturmaktı. Dişi karınca, işçi karınca ve yavruların mutlu mesut yaşamalarını seyretmek istiyordum.

Bir sürü kanatlı dişi topladım. Zaten yuvadan hemen çıkanları toplamayıp ortalıkta şaşkın şaşkın gezinen kanatlı karınca toplarsanız bunlar dişi oluyor. Çünkü erkek kanatlı karıncalar çiftleştikten sonra hemen ölüyorlar. Çiftleşme ya yuvadan çıkar çıkmaz ya da çiftleşme uçuşu sonrasında oluyor. Çiftleşen dişiler biraz daha uçup sonrasında yuva yapacağı yer arıyorlar. Sonrasında kanatları da düşüyor. Bu dişi karınca kendisine ömür boyu yetecek spermi depoluyor. Yani bir daha erkeğe ihtiyacı olmayacak. Ömrünün geri kalanını yavrulayarak geçirecek ve bir daha çiftleşme olmayacak.

Kendime bir sürü dişi karınca topladım. Dişinin koloni oluşturması zaman alıyor. Yumurtlayıp yumurtaların çıkması aylar süren(2 ay sanırım) bir süreç. Bu kadar beklemeye niyetim olmadığından bu kraliçelerin çıktığı yuvadan işçi karınca toplamaya karar verdim. Tuzak kurarak(şişenin içine şekerli su) bir sürü işçi karınca yakaladım. Bunları parti parti karınca çiftliğime koydum.Kapak olarak sünger kullandım. Hem buradan çıkamıyorlardı hem de hava alabiliyorlardı.

Bütün işçileri koydum. Koyar koymaz yuva kazmaya başladılar. Camların arasında 3 cm kum olduğu için yaptıkları yuvayı rahatça görebiliyordum. Hiç durmadan beraberce yuva kazdılar. Önce bir giriş vardı. Sonra dibe kadar her yeri kazdılar. Odalar yaptılar ve giriş sayısını arttırdılar. Yuva hazır şimdi kraliçeleri atayım dedim ama kendilerini doğuran kraliçe olmadığından sanırım kabul etmediler. 8 kraliçeden 2 sini kurtarabildim ve ayırdım. Kum dolu kavanoza koydum. Hemen kendilerine yuva yapıp 2 si aynı yuvaya girdiler. Yuvanın ağzını da kapattılar. Bu sırada ben de işçileri beslemeye devam ediyorum.

İşçiler kraliçe ve yavrular olmadığından yiyecek taşımıyorlardı sadece karınlarını doyurup gidiyorlardı. Akvaryumun içinde beslemek kirlilik yarattığından yemleme bölümü hazırladım. Akvaryumlarda kullanılan hava borusunun bir ucunu akvaryumun içine soktum. Diğer ucunu da dışarıda kapaklı saydam jöle kutusuna soktum. Jöle kutusuna yiyecekleri koyunca hepsi sıra ile gelip beslenmeye başladılar. Zaten koku yoluyla haberleştikleri için kutuyu bulmaları sorun olmadı. Bir yere birisi gidince hepsi aynı yoldan onun bıraktığı kokuyu takip ederek ulaşıyorlar. Giden ve gelenler antenlerini temas ettirmeden geçmiyorlar.

Bu sırada kavanozdaki kraliçeler yumurtladı.Bende bundan bir koloni kurup akvaryumdakileri salarım diye düşünüyordum. 3 hafta kadar kraliçeler bu yumurtalarla beraber yaşadılar. Sonrasında bilmediğim bir nedenle öldüler. Bende kraliçesiz işçi karınca sürümü saldım. Çünkü kraliçe olmadan işçiler ömürlerini tamamlayıp ölecekler ve ölenin yerine yenisi gelmeyecek. Ben hem işçilerin yuvalarına yem taşıyıp depolarını doldurmalarını, yavruları beslemelerini, kraliçeyi beslemelerini,yumurta odalarını, yavru odalarını görmek istiyordum.Bunu gerçekleştiremeyeceğim için karıncaları azat edip bu sevdadan vazgeçtim.

En güzel yöntem Can beyin dediği gibi bir koloniyi tümden alıp bu şekilde beslemek.

Saygılarımla...