View Single Post
Eski 15-06-2008, 12:56   #22
Emre Albayrak
Ağaç Dostu
 
Emre Albayrak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 642
B.**** Canlı hastalık etmenleri
*
Funguslar, bakteriler ve viruslar bitkilerde hastalık meydana getiren canlı etmenlerdir. Bunlar bitkiler ve hayvanlardan farklı olarak Protista adı altında ayrı bir alem olarak ele alınmışlardır. Bakteriler prokaryotlar arasında, funguslar (Mycetae) ökaryotlar arasında yer alırlar. Viruslar ise bu iki gruba da dahil edilemeyen farklı yapıda canlılardır, hücresel yapıları yoktur ve çoğalmaları için canlı bir hücreye gerek duyarlar. Parazit bitkiler ve yabancı otlar da bitkilerin gelişimini olumsuz yönde etkiledikleri için paraziter hastalık etmenleri içinde ele alınırlar.

1. Viruslar
*
Viruslar, Protista üstalemi içinde Vira aleminde yer alan, ışık mikroskobu ile görülemeyecek kadar küçük (boyları en fazla 2000nm) ve konukçu organizmayı daha fazla virus sentezlemeye teşvik eden bir dizi genetik koddan ibaret zorunlu parazitler olarak tanımlanmaktadır. Hücresel yapıları yoktur. Virusların her bir bireyine partikül ya da virion denir. Tek veya çift sarmal DNA veya RNA ile bunları saran koruyucu protein kılıftan oluşmuşlardır. RNA ve DNA’dan sadece birini içerirler. Protein kılıfı olmayan, sadece nükleik asitten ibaret olan hastalık etmenleri viroidler olarak tanımlanır. Bitkilerde 500’den fazla virüs hastalığı saptanmıştır. Bitki patojeni virusların büyük bir çoğunluğunda nükleik asit RNA’dır.
Viruslar konukçu bitki dokularına sadece yaralardan girebilirler. Virus bitki içine girdikten sonra hücreden hücreye geçerek hızlı bir şekilde çoğalır. Bazı viruslar ise doğrudan iletim demetlerine geçerek buradan bitkinin uç meristem gibi büyüme noktalarına veya yumru, rizom gibi diğer kısımlarına ulaşırlar ve böylece sistemik enfeksiyonu gerçekleştirirler
Viruslar hastalık oluşturdukları bitki dokularından dışarı çıkmazlar. Bu nedenle bitkiden bitkiye taşınmalarında rüzgar veya su rol oynamaz. Virusların taşınmasında böcekler, akarlar, nematodlar gibi zararlılar ile funguslar etkili olmaktadır. Virusları konukçudan konukçuya taşıyan bu canlılara vektör denir. Bunlardan başka parazit bir bitki olan küsküt de virusları bitkiden bitkiye bulaştırabilmektedir. Hastalıklı bitkilerden elde edilen tohum, yumru, rizom, soğan, aşı kalemi gibi üretim materyalleri virusların taşınmasında önemli rol oynamaktadır. Ayrıca tütün mozaik virusu (TMV) gibi bazı viruslar bulaşık bitki öz suyu ile mekanik olarak, yani hastalıklı bitki dokularının sağlıklı bitkiye teması ile de taşınabilmektedir. Mekanik taşınma virusların teşhisinde kullanılan indikatör bitkilere virusların bulaştırılmasında da önem taşımaktadır.
Virusların konukçularında meydana getirdiği en yaygın ve bazen de tek belirti bitki gelişimindeki azalma ve buna bağlı olarak bazı bitki organlarında, özellikle yapraklarda ya da bitkinin tümünde görülen cüceleşmedir. Virusların bitki içindeki dağılışına bağlı olarak lokal ve sistemik olmak üzere genellikle iki tip belirti görülmektedir. Lokal enfeksiyonlarda virus sadece bitki dokusuna girdiği noktada küçük nekrotik lekeler oluşturur. Viral enfeksiyonların çoğunluğunu oluşturan sistemik enfeksiyonlarda ise virus bitkinin tamamında etkili olarak mozaik ve halkalı leke gibi sistemik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur
Yaprak, çiçek ve meyvelerde sağlıklı doku rengi yanında açık yeşil, sarı ve beyazın değişik tonlarında alacalı bir görünümün ortaya çıkması mozaik belirtisi olarak anılır. Beneklenme, çizgi oluşumu ve damarlarda rengin açılması gibi belirtiler mozaik simptomun değişik tipleridir. Halkalı leke ise bitki dokularında virus enfeksiyonu sonucu oluşan halka şeklinde klorotik veya nekrotik alanlara denir. Bunlardan başka virus simptomları arasında yaprak damarlarında çekilme, yapraklarda şekil bozukluğu, çalılaşma, gövde nekrozu, gal oluşumu, odun dokusunda diken benzeri çıkıntılar, meyvelerde çatlama, sertleşme ve tohum oluşmaması gibi belirtiler de bulunur.
Bazen bir bitkide virus enfeksiyonu olduğu halde belirtiler ortaya çıkmayabilir. Bu şekilde konukçusunda enfeksiyon yaptığı halde belirti oluşturmayan viruslara “latent virüsler” denir. Bazen de virus latent olmadığı halde çevre koşulları uygun olmadığından simptomlar maskelenebilmektedir.

Savaşı
*
Virus hastalıklarının savaşı zordur. Antibiyotiklere duyarlı olmayan organizmalardır. Mücadelede amaç virusun bulaşmasını ve yayılmasını önlemektir. Bu bakımdan bulaşık olmayan üretim materyalinin kullanılması, vektörlerin ve yabancı otların ortadan kaldırılması gibi kültürel önlemler viruslarla savaşta en çok başvurulan yöntemlerdir.
Bazı bitkiler virus enfeksiyonlarına karşı genetik olarak dayanıklıdır. Bazı bitkilerde ise virusların hafif enfeksiyon oluşturan ırkları aşılanmak suretiyle şiddetli enfeksiyonlara neden olan ırklara karşı bağışıklık oluşabilmektedir.
Viruslara karşı fiziksel savaş yöntemi olarak sıcaklık uygulaması iyi sonuç vermektedir. Pratikte kimyasal savaşta kullanılabilecek etkili bir preparat bulunmamaktadır.

Sınıflandırma *
Virusların sınıflandırma ve isimlendirilmeleriyle ilgili olarak tam olarak yerleşmiş bir sistem yoktur. Bu nedenle hala konukçuları ve bunlar üzerinde meydana getirdikleri belirtiler dikkate alınarak isimlendirilmektedirler. Örneğin, tütünlerde mozaik hastalığına neden olan virus “Tütün mozaik virusu” olarak adlandırılmıştır. Bu şekilde verilen isimler birkaç kelimeden oluştuğu için kolaylık sağlaması amacıyla virusların İngilizce isimlerindeki kelimelerin ilk harfleri alınarak ortaya çıkarılan kısaltma yaygın olarak kullanılmaktadır. Buna göre; tütün mozaik virusu TMV, Karanfil halkalı leke virusu CRSV olarak isimlendirilmektedir. Bu kısaltmalara akronim adı verilmektedir.

Emre Albayrak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön