View Single Post
Eski 14-06-2008, 18:07   #17
Emre Albayrak
Ağaç Dostu
 
Emre Albayrak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 642
4. Çevre kirliliği

Bugün insanlığı bekleyen en önemli tehlike çevre kirliliğidir. Doğa belli sınırlar içinde olmak koşuluyla ekolojik-biyolojik dengesinde meydana gelecek bozulmaları önleyebilecek yeteneğe sahiptir. Ancak bu sınırlar zorlandığında ve aşıldığında ortaya çıkan bozukluklar ve dengesizlikler, tüm canlıların yaşamını tehlikeye sokabilecek boyutlara ulaşır.

Isınma, enerji üretimi ve endüstri faaliyetleri sırasında hidrojen florür, azot oksitleri, ozon, kükürtdioksit , peroksiasilnitratlar gibi gaz; kurşun, demiroksit, bor partikülleri, yol tozları, çimento tozları gibi partikül halindeki kirleticiler atmosfere karışarak bitkilerde çeşitli zararlara neden olurlar.

Kükürdioksit (SO2) 0.3-0.5 ppm konsantrasyonda fitotoksiktir. Düşük konsantrasyonları genel kloroza neden olur. Yüksek konsantrasyonlarda ise klorofili parçalayarak fotosentezi engellediğinden yapraklarda damarlar arasında kalan bölgeler beyazlaşır. Doğada gazların tek tek etkilerinden çok, kombine etkilerine rastlanır. SO2 ve NO2, rüzgarla uzun mesafelere taşınabilir, sülfürik ve nitrik asitlere dönüşerek asit yağmurları şeklinde etkili olurlar. Asit yağmurları doğrudan yapraklar üzerinde lezyonlar meydana getirerek zararlı oldukları gibi, toprağın kimyasal ve biyolojik yapısını değiştirerek dolaylı olarak da bitki sağlığını tehdit ederler. Asit yağmurlarının özellikle sedir başta olmak üzere iğne yapraklı ağaçlarda önemli zararları görülmektedir.

Ozon atmosferde doğal olarak bulunur. Bunun dışında otomobil egzozları ve diğer iç yanmalı motorlardan çıkan NO2, güneşin ultraviole ışınlarının etkisiyle oksijenle reaksiyona girerek ozonu meydana getirir.
güneş ışığı
NO2 + O2 ------------------- NO + O3

Ozonun 0.1-0.5 ppm’lik dozları stomalardan yaprağa girerek hücrelerin ölümüne ve beyaz nekrotik alanların oluşumuna neden olarak birkaç saatte bitkilere zarar verir. Turunçgiller, asma, çam ve kavak gibi bitkiler ozona çok duyarlıdır.
Azot oksitlerinin asıl kaynağı biyolojik olarak bakteriler tarafından oluşturulan NO’dur. Fakat bu şekilde oluşan NO doğada homojen olarak dağıldığı için bitkilere zarar vermez. Ancak ozonun oluşumu oranında açığa çıkan NO, otomobil egzozlarından çıkan tam yanmamış hidrokarbonlarla birleşerek yine bitkilere toksik olan peroksiasilnitrat (PAN)’ları meydana getirir. Bunlar da stomalardan yaprak dokusuna girerler ve 0.001-0.02 ppm kadar küçük dozları dahi hassas bitkilere zarar verebilir. Zarar gören yaprakların mezofil hücrelerindeki protoplastlar çöker, buraya hava dolar. Bu hava boşlukları yapraklara gümüşi rengi verir.
Birçok kimyasal madde bitkilere zarar verici özellik taşır. Her ne kadar uzmanlar için bile zararın tek başına kimyasal maddelerden kaynaklandığını söylemek zor olsa da en azından belirtilerin iyi bilinmesinde yarar vardır. Kirleticileri geniş spektrumlu ve lokal etkili olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür.

Emre Albayrak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön