View Single Post
Eski 22-02-2009, 09:12   #9
Oğuz Karsan
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Merhaba.

Sn. Hale Kulacaoglu

Yukarıdaki yazının 30. maddesinden sonraki bölümü buradadır.

Burada yazılanları iyice okursanız mutlaka bir çözüm bulacağınıza inanıyor sizi ağaç ve ormanlara yönelik çalışmalarınız için gönülden destekliyorum.


ORMAN SINIRININ DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN

HUKUKİ DURUMU


Dr. Veysel Başpınar[*]

30
Kanımızca yukarıda kısaca özetlenen görüş haklı gerekçelere dayanmaktadır. Çünkü, orman köylüsü Cumhuriyetin ilk yıllarından beri, ormandan açarak işgal ettiği yerin birgün mutlaka mülkiyetine kavuşacağı inancını taşımış, bu konuda hep beklenti içerisinde olmuştur. Çeşitli tarihlerde orman Kanunlarında yapılan değişikliklerle, orman köylüsünün bu konudaki beklentisine bazen, tatminkâr olmasa da cevap verilmiştir. Gerçekten de, gerek 1950 yılından sonra bu konuda kabul edilen kanunlarla, gerek 1744 sayılı Kanunla, orman sınırı dışına çıkarılan yerler eski maliklerine iade edilmiştir. Fakat daha sonra kabul edilen kanunlarla, özellikle 2896 sayılı Kanunla, söz konusu hükümler yürürlükten kaldırılmıştır. Bu ise bazı yerlerde birbirine bitişik iki arazinin zilyetlerinden birinin mülkiyeti iktisap etmesi, ötekinin ise zilyetliğindeki araziyi kaybetmesi gibi, haksız ve garip bir sonucun doğmasına neden olmuştur[88].
31

C. Boş alanların ağaçlandırılması açısından

Orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin kiraya verilmesi mümkün olmadığı takdirde, Fransız hukukundaki hükümleri de esas alarak, ülkemiz has bir uygulama getirmek de mümkündür. Buna göre, zilyet ile, zilyetliği altındaki araziyi ağaçlandırması konusunda sözleşme yapılmalıdır. Yapılan sözleşme karşılığında zilyede, düşük faizli kredi verilmeli, ağaçlandırmanın programı, planı, projesi Orman İdaresi tarafından hazırlanmalı ve bu işlemlerin maliyeti yine ilgili kurum tarafından üstlenilmelidir[89]. Çünkü, 2924 sayılı Kanunla orman içi köylerin, orman sınırları dışına çıkarılmasının zorlukları ortadadır. Zira böyle bir uygulama ekonomik, sosyolojik, psikolojik, kültürel vs. pek çok problemi de beraberinde getirmektedir. Ayrıca söz konusu uygulama bugüne kadar mevcut olan ve ihtilafların artması sonucunu doğuran, idarenin, orman köylüsü ile karşı karşıya gelmesini de önler[90].
32

D. Hak sahibinin belirlenmesi açısından
Devlet, orman sınırları dışına çıkarılan yerleri, uzun süre 2924 sayılı Kanun uygulamasına tabi tutmamışsa, durumun ne olacağı Kanunda belli değildir. Kanımızca, 2924 sayılı Kanunda yapılacak bir değişiklikle sorun halledilmelidir. Buna göre orman sınırları dışına çıkarılan yer Devlet tarafından 5 yıl içinde 2924 sayılı Kanun hükümlerine tabi tutulmadığı takdirde, olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı veya ihya yolu ile iktisabı mümkün olan yerler arasına alınmalıdır. Çünkü, bu tür yerlerin uzun süre boş halde kalmasında hiç kimsenin, yani Devletin, idarenin veya köylünün menfaati bulunmamaktadır. Ayrıca, eşya ile kişi arasındaki ilişkinin niteliği uzun süre şüpheli halde bırakmak doğru değildir. Zira insanlar, kendilerine ait olmayan bir yere fazla emek ve mesai harcamazlar. Her kurum, topluma faydalı olduğu müddetçe uygulanmalıdır. Ayrıca, kötüye kullanılır düşüncesiyle, bir kurumdan vazgeçmek mümkün değildir[91].
33


SONUÇ

Türk hukukunda orman sınırları dışına çıkarma Cumhuriyetin ilk yıllarından beri uygulanmış, halen de uygulaması olan bir işlemdir. Böylece bağ, bahçe, tarla veya yerleşim alanı vb. haline gelmek suretiyle, ormanla hiçbir ilgisi kalmamış yerlerde, fiilî durum hukukîleştirilmektedir. Böyle bir yola başvurulurken, ilgili kanunlara göre iktisap edilmiş yerlerin mülkiyet hakkı zedelenmemelidir. Aynı şekilde orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin, 2924 sayılı Kanunda öngörüldüğü şekilde, zilyetlerine satışı gerçekleştirilemediği takdirde, aynı kişilere kiraya verilmelidir. Bu konuda uygulanması mümkün olan başka bir yol ise, orman köylüsünün çeşitli açılardan desteklenerek, zilyetliği altındaki orman örtüsü bulunmayan alanları ağaçlandırmasını sağlamaktır. Hangi yol kabul edilirse edilsin, tercih edilen metod kısa zamanda uygulanmalıdır.
34



BİBLİYOGRAFYA

Akipek, J./

Akıntürk, T. : Türk Medeni Hukuku, C. I, 3. Bası, İstanbul 1998.

Aksoy, Suat : Tarım Hukuku, Ankara 1970.

Arlı, İlyas : 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B Maddesine Göre Orman Sınırı Dışına Çıkarma, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 45- 52.

Arslan, Osman : Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 42.

Atbaşoğlu, Ferruh : Ormanlarımızın Anayasa ve Yasalardaki Yeri, Ankara 1997.

_________ : Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh.52.

_________ : Orman Sınırları Dışına Çıkarma, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 52-59.

Ayanoğlu, Sedat : Anayasa Hükümleri Karşısında Orman Mevzuatımız, Ormancılık Hukuku, Ankara 1999, sh. 15-59.

Başpınar, Veysel : Türk Toprak Hukukunda İhya, Ankara 2000.

Bilgen, Pertev; : İdare Hukuku Dersleri, İdare Malları İstanbul 1996.

Çağlar, Yücel : Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 60-63.

Dalgıç, Sabri : Orman Sınırları Dışına Çıkarma, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 70-73.

Deutscher undestag : Antwort der Bundesregierung : “Lage und Entwicklung des Waldes und der Forstwirtschaft in der Bundesrepublik Deutschland” 12. Wahlperiode Drucksache 12/4859.

Devlet Planlama

Teşkilatı : Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara 1995.

Dönmez, irfan : Tapu İptali ve Tescil Davaları, 7 Baskı, İstanbul 1998.

Düren, Akın : İdare Malları, Ankara 1975.

_________ : İdare Hukuku Dersleri, Ankara 1979.

Düzceer, Ali Rıza : Kazandırıcı Zamanaşımıyla Taşınmaz İktisabı, 2. Baskı, Ankara 1994.

Edis, Seyfullah : Medeni Hukuka Giriş ve Başlangıç Hükümleri, 4. Bası, Ankara 1989

Erdin, Kadir : 6 Temmuz 1978 de Yapılan “Orman Kadastro Kongresi”nden Bugüne Yapılan Kadastro Çalışmaları, İÜOFD. C. 30, S. 1, sh. 99- 108.

Forstdirektion

Freiburg : Forstrecht, Freiburg 1994.

Girgin, Eşref : Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 55-58.

Güneş, Yusuf : Orman Alanlarının Azalması Açısından 1982 Anayasası’nın 169.Maddesinin İncelenmesi, İÜOFD. C. 41, S. 1-2, sh. 93-96.

Gürkan, Behzat : Orman Mevzuatının Biyolojik Çeşitliliğe Etkisi, Ormancılık Hukuku, Ankara 1999, sh. 79-100.

Gürpınar, Tansu : Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 54-55.

Karahasan, M. Reşit : Türk Medeni Kanunu, Eşya Hukuku, C. II, Ankara 1977.

Karahasan, M.R./

Özmen, İ. : Zilyetlik, Tescil, Tapu İptali Davaları, Ankara 1983.

Kaşıkçı, Mehmet : Uygulamada Yeni Kadastro Kanunu, Ankara 1988.

Kılıç, Halil : Gayrimenkul Davaları, C.1, Ankara 1997.

Kırbaş, Sadık : Devlet Malları, Ankara 1985.

Kızılay, Erkal : Devlet Ormanlarından Çıkarılan Yerler, Ankara 1998.

Klose, F./Orf, S. : Forstrecht, Aschendorff 1982.

Kuru, Recep : Orman Sınırı Dışına Çıkarma İşlemi ve Sonucu, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 104-107.

Okur, Galip : Ormancılık Mevzuatı ve Uygulamasında Orman Sınırları Dışına Çıkarma, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 114-119.

Okurer, N./ Dereli, M./

Onur, O. : Zilyetliğe Dayanan Tescil ve Müdahalenin Men’i Davaları, Ankara 1970.

Onar, S. Sami : İdare Hukukunun Umumi Esasları, C. II, 3.Bası, İstanbul 1966.

Orman Bakanlığı : Cumhuriyetimizin 50. Yılında Ormancılığımız, Ankara 1973.

Ozanalp, Nusret : Tapulama Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Ankara 1976.

Özdemir, Ş./Deda, N.: Orman Hukuku, C. I, Ankara 1991.

Özdoğan, Ali Necat : 6831 sayılı Kanunun 1. Maddesinden Doğan Davalar ve Hukuki Sorunlar, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 194-200.

Özdönmez, M./

İstanbullu, T. : Dünyada ve Türkiye’de Ormanlar ve Ormancılık, İÜOFD. C. 32, S. 1, sh. 57-75.

________ : Orman Yasasındaki Ağaçlandırma ile İlgili Hükümlerde Yapılan Değişiklikler ve Bunların Kritiği, İÜOFD. C. 39, S. 28, sh. 50-62.

Özer, Attila : Gerekçeli ve 1961 Anayasası ile Mukayeseli 1982 Anayasası, Ankara 1996.

Özer, Nurten : Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 44-47.

Polat, Mehmet : Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 50-52 .

Sezgin, Cafer : Maki Tefrik Çalışmalarının Doğurduğu Sorunlar, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 120-126.

Sınmaz, B./

Karataş, İ. : Zilyetlik Nedeniyle Gayrimenkul Hukuk Davaları, 2. Bası, Ankara 1997.

_________ : Orman Kadastrosu, Ankara 1996.

Tokmanoğlu, Tahsin : Ağaçlandırma Çalışmaları ve Orman Kadastrosu, İÜOFD. C.28, S.1, sh. 31-39.

__________ : Orman Kadastrosu ile Genel Kadastronun İlişkileri, İÜOFD. C. 30, S.1, sh. 1-10.

__________ : Orman Kadastrosu ile Diğer Çalışmalar Arasındaki İlişkiler, İÜOFD. C. 27, S. 1, sh. 49-61.

Turhan, Salih : Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 48-50.

Uçar, Ali : Orman Sınırları Dışına Çıkarma, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 173-178.

Ulukut, Bülent : Türk Orman Hukuku, İkinci Kitap, Ankara 1979.

Usluoğlu, H. Avni : Ormanı Yasal Tanımında Arayalım, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 136-138.

_________ : 2924 sayılı Yasadaki Kullanan Kişi, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 131-135.

_________ : Orman Sınırı Dışına Çıkarma, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 70-73.

Yener, Ali İhsan : Orman Tanımı ve Anayasamız Orman Hükümleri, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 179-184.

Zevkliler, A./Acabey,

B./Gökyayla, E. : Zevkliler Medeni Hukuk, 5. Bası, Ankara 1997.


--------------------------------------------------------------------------------

[]* Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Elemanı.

[1]. 3302 sayılı Kanunla değişik OK. m. 11/IV hükmüne göre, “ Kadastrosu yapılıp kesinleşen Devlete ait ormanlar, tapu dairelerince hiçbir harç, vergi ve resim alınmaksızın Hazine adına tapuya tescil olunur”. Bu hükme göre, ancak kadastrosu yapılmamış ormanlar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Bilgen, Pertev; İdare Hukuku Dersleri, İdare Malları, İstanbul 1996, sh. 15-16.

[2]. Ormanların faydaları konusunda geniş bilgi için bkz. Antwort der Bundesregierung, Deutscher Bundestag, 12. Wahlperiode, Drucksache 12/4859: “Lage und Entwicklung des Waldes und der Forstwirtschaft in der Bundesrepublik Deutschland”, sh. 1 vd; Klose, F./ Orf, S.; Forstrecht, Aschendorff 1982, sh. 52 vd; Cumhuriyetimizin 50. Yılında Ormancılığımız, Orman Bakanlığı Yayını, Ankara 1973, sh. 19 vd.

[3]. Onar, S. Sami; İdare Hukukunun Umumi Esasları, C. II, 3. Bası, İstanbul 1966, sh. 1366; Kırbaş, Sadık; Devlet Malları, Ankara 1985, sh. 10; Düren, Akın, İdare Malları, Ankara 1975, sh. 105; Aksoy, Suat: Tarım Hukuku, Ankara 1970, sh. 379.; Kılıç, Halil; Gayrimenkul Davaları, C. 1, Ankara 1997, sh. 1178.

[4]. Kılıç, Gayrimenkul, sh. 1178.

[5]. Aynı yönde görüş için bkz. Ayanoğlu, Sedat; Anayasa Hükümleri Karşısında Orman Mevzuatımız; Ormancılık Hukuku, Ankara 1999, sh. 15 vd.

[6]. Düren, Akın; İdare Hukuku Dersleri, Ankara 1979, sh. 93-94; Karahasan, M. Reşit, Türk Medeni Kanunu Eşya Hukuku, C. II, Ankara 1977, sh. 55; Karahasan, M. Reşit/Özmen, İhsan; Zilyetlik, Tescil Tapu İptali Davaları, Ankara 1983, sh. 366 vd.

[7]. Hatta, orman sayılan bir yer yanlışlıkla tapu kütüğüne özel mülk olarak tescil edilmiş olsa bile, niteliğinde bir değişiklik meydana gelmez. Bu nedenle, söz konusu yerin tapu kütüğüne iyiniyetle istinat edilerek (MK. m. 931) veya kazandırıcı zamanaşımı yoluyla (MK. m. 638, 639) iktisabı mümkün değildir. Yargıtay da aynı görüştedir. Yüksek Mahkeme’nin 8.5.1987 tarih ve E. 1986/3, K. 1987/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, “...kamu taşınmazları, herhangi bir nedenle, zuhulen tescil edilse dahi, hukuksal mahiyet ve niteliklerini kaybetmezler...Yasa koyucu bu nedenle de Tapulama Kanunu’nun 35. maddesi ile (bugün konuyla ilgili olarak KK. m. 16 yürürlüktedir) sınırlandırmanın tescil mahiyetinde olmadığını hükme bağlamıştır. Bu yolda açılacak davanın dayanağını özel hukuk hükümleri oluşturmaz... ” Bkz. YİBK. Hukuk Bölümü, C. 6, Ankara 1991, sh. 431 vd. Aynı kararın muhalefet şerhinden: “...Temelde tescile tâbi olmayan bir kamu malı hakkında her ne sebeple olursa olsun sicil oluşturulması taşınmazın tescil edilemeyecek ve özel mülkiyete konu teşkil edilmeyecek olan hukukî niteliğini değiştirmez....” Bkz. sh. 439. Yargıtay’ın aynı yönde başka bir kararı için bkz. HGK. T. 30.9.1981, E. 1979/1-167, K. 1981/656 (YKD. 1982, S. 7, sh. 164).

[8]. Geniş bilgi için bkz. Ayanoğlu, sh. 17.

[9]. Ayrıca bkz. 22.3.1996 tarih, 1993/5 Esas, 1996/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda aynen:” 3116 sayılı Kanuna göre kurulan komisyon yasal olup orman kapsamında iken söz konusu komisyonlarca makilik olarak belirlenen taşınmazlar hakkında oluşturulan tapulara değer verilmek gerekir. ... Her olaya, olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin uygulanması zorunludur. ...Maki komisyonları yönetmelikte düzenlenen kurallara uygun olarak makilik ve orman sahalarının birleştiği yerlerde orman sınır hatlarını belirlemekle görevlendirilmiştir. Bu suretle muhafaza ormanı niteliği taşımayan, devamlı orman hasılatı vermeyen makilik alanların saptanması amaçlanmıştır. ...5653 sayılı Kanun, istisnalar ayrık olmak üzere makiliklerin orman sayılmayan yer olduğunu kabul etmiştir... Hazine tarafından dağıtılan, satışa konu olan, temlik ve tahsis edilen bu taşınmazların ormanla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. ...Tapu kayıtları taşınmaz mallardaki mülkiyet hakkının belgesi ve göstergesidir. Anayasa’nın 36 (kanımızca m. 35 olması gerekir) maddesi gereğince mülkiyet hakkı, temel insan hakkıdır. İnsan haklarına ve kazanılmış haklara saygı gösterilmesi hukuk devleti olmanın temel şartıdır...”. Bkz. YKD. 1996, S.6, 882-945. Aynı yönde bir HGK kararı için bkz. 29.5.1996, E. 1995/20-518; (YKD. 1996, S. 3, sh. 443). Yüksek Mahkeme, bu konudaki içtihadına sonraki kararlarında da uymuştur. Gerçekten de Hukuk Genel Kurulu, T. 2.10.1997, E. 7094, K. 8724 sayılı kararında aynen”...(yukarıda tarih ve sayısı verilen), İçtihadı Birleştirme Kararı ile maki tefrik komisyonlarının yaptıkları işlemler geçerli kabul edildiğinden, çekişmeli taşınmazın içinde bulunduğu yerin makiye tefrik edilmek suretiyle orman tahdit sınırları dışına çıktığının kabulü gerekir. Bu gibi yerlerde yapılan ikinci bir orman sınırlaması yok hükmündedir...” ifadesi ile konuyu net bir şekilde ortaya koymuştur.

[10]. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Tokmanoğlu, Tahsin; Ağaçlandırma Çalışmaları ve Orman Kadastrosu, İÜOFD., C. 28, S. 1, sh. 31 vd; Erdin, Kadir; 6 Temmuz 1978 de Yapılan “Orman Kadastro Kongresi”nden Bugüne Kadar Yapılan Kadastro Çalışmaları, İÜOFD. C. 30, S. 1, sh. 99 vd.

[11]. Aynı doğrultuda görüş için bkz. Turhan, Salih; Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 48.

[12]. Geniş bilgi için bkz. Özdönmez, M./İstanbullu, T.; Dünyada ve Türkiye’de Ormanlar ve Ormancılık, İÜOFD. C. 32, S. 1, sh. 71 vd.; Atbaşoğlu, Ferruh; Orman Sınırları Dışına Çıkarma, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 59. Bir görüş, milattan önce Trakya’nın hemen tamamının; Anadolu’nun ise % 70’nin ormanlarla kaplı olduğunu ileri sürmektedir. Bkz. Gürpınar, Tansu; Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 54.

[13]. Girgin, Eşref; Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 55.

[14]. Bkz. 1255 sayılı Kanun, 1744 sayılı Kanun, m. 2; 2896 sayılı Kanun ve 3302 sayılı Kanun. Geniş bilgi için bkz. Atbaşoğlu, Ferruh; Orman Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 52; Kuru, Recep; Orman Sınırı Dışına Çıkarma İşlemi ve Sonucu, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 104.

[15]. Türk hukukunda çeşitli kanunlarda yer almış orman tanımı hakkında geniş bilgi için bkz. Yener, Ali İhsan; Orman Tanımı ve Anayasamız Orman Hükümleri, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 179 vd; Özdoğan, Ali Necati; 6831 sayılı Kanunun 1. Maddesinden Doğan Davalar ve Hukukî Sorunlar; 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 194 vd: Ayanoğlu, sh. 20 vd; Usluoğlu, H. Avni; Ormanı Yasal Tanımında Arayalım, 1. Ormancılık Şûrası, C.1, Ankara 1994, sh. 136 vd.

[16]. Söz konusu yerler ve niteliklerinin uygulamadaki durumu hakkında geniş bilgi için bkz. Sınmaz, Burhan/Karataş, İzzet; Zilyetlik Nedeniyle Gayrimenkul Hukuk Davaları, 2. Bası, Ankara 1997, sh. 761 vd.; Ulukut, Bülent; Türk Orman Hukuku, İkinci Kitap, Ankara 1979, sh. 27 vd; Sınmaz, Burhan/Karataş, İzzet; Orman Kadastrosu, Ankara 1996, sh. 395 vd. Özdemir, Şükrü/Deda, Necip; Orman Hukuku, C. I, Ankara 1991, sh. 266 vd.

[17]. Geniş bilgi için bkz. Düzceer, Kazandırıcı Zamanaşımıyla Taşınmaz İktisabı, 2. Baskı, Ankara 1994, sh. 51 vd; sh. 835. 8. HD. T. 8.4.1985, E. 4985, K. 3955 (İKİD. 1986, S. 304, sh. 4053-4054); 20. HD. T. 6.4.1993, E. 601, K. 2778 (Sınmaz/Karataş, Orman, sh. 841).

[18]. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Tokmanoğlu, Tahsin; Orman Kadastrosu ile Genel Kadastronun İlişkileri, İÜOFD. C. 30, S. 1, sh. 1 vd; Aynı yazar; Orman Kadastrosu ile Diğer Çalışmalar Arasındaki İlişkiler, İÜOFD. C. 27, S. 1, sh. 49 vd.

[19]. 8. HD. T. 27.10.1960, E. 6207, K. 6881 (Okurer, N./Dereli, M./Onur; O.; Zilyetliğe Dayanan Tescil ve Müdahalenin Men’i Davaları, Ankara 1970, sh. 234-235).

[20]. Aynı doğrultuda görüş için bkz. Anayasa Mahkemesi’nin T. 30.3.1993, E. 1992/48, K. 1993/14 sayılı Kararı (AMKD. S. 30, C. 1, Ankara 1995, sh. 118 vd).

[21]. Ozanalp, Nusret, Tapulama Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Ankara 1976, sh. 69; Kaşıkçı, Mehmet; Uygulamada Yeni Kadastro Kanunu, Ankara 1988, sh. 492.

[22]. Bkz. 20. HD. T. 22.3.1999, E. 1999/1406, K. 1999/2709 (YKD. 1999, S. 6, sh. 831-832).

[23]. Alman hukukunda bu tür yerlere misal olarak, iğne yapraklı ormanlarda, yaprakların çürümeden uzun süre kalarak biriktiği alanlar gösterilmektedir. Söz konusu yerlerdeki yaprakların, çürümeden kat kat yükselmek suretiyle 5-6 metreye ulaştığından, buralarda ağacın yetişmesi mümkün değildir. Bu nedenle adı geçen yerler, tabiî orman içi açık alan haline gelmiştir. Bkz. Ayanoğlu, Tartışmalar, sh. 64.

[24]. Buna karşılık, söz konusu alanlardan olmakla birlikte, amenajman planlarında “Z” harfi ile gösterilen ve “ziraat (=tarım) arazisi” olarak kabul edilen yerler bulunmaktadır. Bu tür yerler, kadimden beri tarım alanı olduğu için, zilyetlikle iktisaba elverişli olduğu gibi, varsa tapusu orman mevzuatı karşısında geçerliğini korur. Bkz. Ayanoğlu, Tartışmalar, sh. 63-64.

[25]. Aynı yönde görüş için bkz. Polat, Mehmet; Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 50 vd.

[26]. Buna karşılık Almanya’nın Baden-Württemberg Eyaleti Orman Kanunu (Waldgesetz für Baden-Württemberg(=Landeswaldgesetz) in der Fassung vom 4. April 1985, GBl. 1985, Nr. 8, sh. 105-129) § 2’de orman tanımı, Federal Orman Kanunuundaki tanıma göre oldukça genişletilmiştir. Buna göre, orman tanımı içerisinde, ormanla bağlantılı olan pek çok alan 5 bent halinde sıralanmıştır. Meselâ, fundalık (Heiden), ufak göl (Weicher), sazlıklar (Teiche) gibi yerler de orman tanımına dahil edilmiştir. Bu konuda geniş bilgi için ayrıca bkz. Forstrecht, in: Forstdirektion Freiburg, Information, 1994, sh. 2 vd; Antwort, der Bundesregierung, sh. 3 vd.

[27]. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Klose/Orf; sh. 75 vd.; Ayanoğlu, Tartışmalar, sh. 64. Aynı Kanun § 2/III’e göre, federe devletler, Federal Orman Kanunu (Bundeswaldgesetz) § 2/I’de yer alan orman tanımını daraltamazlar, fakat başka alanları da orman alanları kapsamına alabilirler.

[28]. Bununla birlikte yanlışlıkla orman sınırları içerisine alınan ve sonradan orman sınırları dışına çıkarılan bir yerin, ihya veya zamanaşımı yoluyla iktisabında eski süreler hesaba dahil edilir. Bkz. Düzceer, sh. 39; HGK. T. 13.6.1979, E. 8/1052, K. 835 (Düzceer, sh. 39). Aynı yönde karar için bkz. 8. HD. T. 28.3.1980, E. 3376, K. 3226 (Düzceer, sh. 39-40)

[29]. Düzceer, sh. 37, 403.

[30]. Geniş bilgi için bkz. Atbaşoğlu, Ormanlarımız, sh. 7, Kızılay, Erkal; Devlet Ormanlarından Çıkarılan Yerler, Ankara 1998, sh. 20.

[31]. Bilirkişinin seçiminde hem o çevreyi iyi bilmesine hem de orman sınırları dışına çıkarılacak yerler hakkında yeterli bilgisinin bulunmasına dikkat edilmelidir. Bu bakımdan orman mühendislerinin dışındaki kimselerden meselâ tapu fen memuru, ziraat mühendisi veya teknisyeninin bilirkişi seçilmesi ve bunların hazırladıkları raporlar yeterli değildir. Orman idaresinin taraf olduğu davalarda, bilirkişinin burada görevli olmayan orman mühendislerinden seçilmesi gerekir. Aksi halde bilirkişinin tarafsızlığından şüphe edilir. Aynı yönde görüş için bkz. Ozanalp, sh. 78. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Düzceer, , sh. 36, 403; HGK. T. 16.11.1980, E. 7/10, K. 56 (Düzceer, sh. 36).

[32]. Bir görüşe göre, orman niteliğini kaybetmiş yerlerin, orman sınırları dışına çıkarmak yerine, yeniden ağaçlandırılması gerekir. Bkz. Gürpınar, sh. 54.

[33]. 1961 Anayasası m. 131 hakkında geniş bilgi için bkz. Özer, Attila; Gerekçeli ve 1961 Anayasası ile Mukayeseli 1982 Anayasası, Ankara 1996, sh. 638 vd.

[34]. Bkz. Arslan, Osman; Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 42.

[35]. Bkz. Atbaşoğlu, Ormanlarımızın Anayasa ve Yasalardaki Yeri, Ankara 1997, sh. 6. Buna karşılık, Turhan ve Arslan’a göre, orman sınırları dışına çıkarma gerek 1937 yılında kabul edilen 3116 sayılı Kanunda, gerek 6831 sayılı Kanun’un ilk metninin özünde mevcuttur. Gerçekten de, 3116 sayılı Kanu’un 2. maddesi ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun orijinal 2. maddesinde “orman dışında bırakmak veya korumak ve çıkarmak” deyimleri, dar kapsamlı olarak yer almaktadır. Üstelik bu yetki, bugün olduğu gibi, orman kadastro komisyonlarına değil, Bakanlar Kurulu’a aittir. Bkz. Turhan, sh. 48; Arslan, sh. 69.

[36]. 1744 sayılı Kanun m. 2’nin orman sınırları dışına çıkarma ile ilgili hükmü şöyledir: “15.10.1961 gününden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerde;

a) Su ve toprak rejimine zarar vermeyen, orman bütünlüğünü bozmayan, tarla, bağ, meyvalık, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı) gibi çeşitli tarım alanlarında ve hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan yerler ile otlak, kışlak ve yaylak haline gelmiş yerler,

b) Şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahaları

Orman sınırları dışına çıkarılır

...Orman sınırları dışına çıkarılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder...”.

[37]. 2896 sayılı Kanun ve 3302 sayılı Kanun hakkında geniş bilgi için bkz. Kızılay, sh. 16 vd.

[38]. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Kızılay, sh. 14 vd.

[39]. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Güneş, Yusuf; Orman Alanlarnın Azalması Açısından 1982 Anayasası’nın 169. Maddesinin İncelenmesi, İÜOFD. C. 41, S. 1-2, sh. 93 vd.

[40]. Anayasa m. 170’in gerekçesinde şu ifadeler yer almıştır. : “Nüfusumuzun dörtte birine yakın kısmı orman içi ve civarında yaşamını sürdürmektedir. Orman içi ve civarı köy yerleşimleri genellikle sağlıksız ve usulsüzdür. Yerleşim nüfusunun devamlı artması, arazi yapısının bozuk ve verimsiz olması, yeni toprak edinilmesi zorunluğunu doğurmakta ve bu husus da yerleşim ve gelişimin daima orman aleyhine ve tahribine yol açmaktadır...Bu yerlere orman içine usulsüz yerleşmiş, ekonomik yönden kendi kendine kalkınması mümkün olmayan orman köylüsünün yerleştirilerek hem ormanların tahribi önlenmiş, hem de bu halkın milli ekonomiye katkıda bulunacak tarzda üretici hale getirilip kalkınması sağlanmış olacaktır...”. Gerekçe için bkz. Özer, sh. 642-644.

[41]. Söz konusu tarih 6831 sayılı Orman Kanunu m. 2’yi değiştiren 1744 sayılı Kanunla 15.10.1961 olarak belirlenmişti. Orman Kanununun bu maddesi daha sonra 2896 ve 3302 sayılı Kanunlarla değiştirilmiştir. Bu değişiklikler arasında orman sınırları dışına çıkarmaya ilişkin hükümler olduğu gibi, bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirme tarihi de yeniden belirlenmiştir. 2896 sayılı Kanuna göre, söz konusu tarih 31.12.1981’dir. Böylece Anayasa’daki tarih ile Orman Kanunundaki tarih arasındaki fark ortadan kaldırılmıştır.

[42]. Bir görüş, böyle bir deyimin yanlış olduğunu ileri sürmektedir. Buna göre, orman sınırı dışına çıkarılan yerler; ormanların korunması bakımından doğal rezerv olarak kabul edilmeli ve özellikle korunmalıdır. Bu nedenle, OK. m. 1’de orman sayılmayan yerler ile, m. 2’de yer alan orman sınırı dışına çıkarılacak yerler; biyolojik çeşitlilik kavramı da dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir. Bkz. Gürkan, Behzat; Orman Mevzuatının Biyolojik Çeşitliliğe Etkisi, Ormancılık Hukuku, Ankara 1999, sh. 86 vd.

[43]. “Orman Köylüsünün Korunması” başlığını taşıyan Anayasa m. 170 hükmü şöyledir: “ Orman içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devlete bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tesbiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir

Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır

Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır.”

[44]. Geniş bilgi için bkz. Güneş, sh. 94.

[45]. Ozanalp, sh. 88. Bir görüş, böyle bir uygulamaya karşı çıkmaktadır. Söz konusu görüşü savunan yazara göre, ormanlara duyulan ihtiyacın giderek arttığı bir dönemde, mevzuat hükümlerini amaca uygun olmayan bir şekilde yorumlayarak, orman alanlarının daraltılmasına yol açan Anayasa m. 169/son fıkrasının orman politikasına hizmet etmediği açıktır. Bkz. Güneş, sh. 94 vd.

[46]. Bkz. RG. T. 20.10.1983, S. 18197.

[47]. Bu Kanuna göre, orman sınırı dışına çıkarılan yerleri halen ellerinde bulunduranlar, kadastro tespiti sırasında kadastro tutanağının beyanlar hanesine hak sahibi olarak yazılmaktadırlar. Bir görüşe göre, böyle bir kayıt Anayasa’ya aykırıdır. Bkz. Usluoğlu, Avni; 2924 sayılı Yasadaki Kullanan Kişi, 1. Ormancılık Şûrası, C. 1, Ankara 1994, sh. 131 vd. Anayasa Mahkemesi de, 2924 sayılı Kanun m. 11/II, 2. cümlesinde yer alan “... kullanan kişilerin adları kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilir...” hükmünü Anayasa’nın 170. maddesine aykırı bularak iptal etmiştir. Bkz. AMKD. S. 30, C. 1, Ankara 1995, sh. 126.

[48]. Bkz. RG. T 6.1.1986, S. 18980. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Ayanoğlu, sh. 32 vd; Çağlar, Yücel, Ormancılık Hukuku, Tartışmalar, Ankara 1999, sh. 62 vd.

[49]. Bkz. 2924 sayılı Kanun, m. 2, 3, 4, 5; Yönetmelik, m. 2, 9, 10, 11, 12, 17 24, 25.

[50]. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Başpınar, Veysel; Türk Toprak Hukukunda İhya, Ankara 2000, sh. 178 vd.



Selamlar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön