Konu: Erozyon
View Single Post
Eski 14-08-2006, 01:50   #8
AYDIN_ATICI
Ağaçsever
 
AYDIN_ATICI's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2005
Şehir: BODRUM
Mesajlar: 38
Toprak Erozyonu hakkında bilen bilmeyen herkes bir şeyler dedi bugüne kadar madem toprak erozyonu söz konusu ; ben toprak erozyonunun yararlarından söz edeyim biraz ve herkesi şaşırtayım.

"Nasıl olur da toprak erozyonu yararlıdır dersin " diye karşı çıkacaklara peşin peşin söylüyorum söyleyeceğiniz her söylemi biliyorum.

Sizin söyleyecekleriniz antropejenik erozyon, yani insan eliyle meydana getirilmiş, hızlandırılmış erozyonla ilgili. Ve bunları (günümüzden 2700 yıl önce) Hesiodos dile getirmiş zaten.

Günümüzdeyse malum vakıf erozyonun ne kadar kötü bir illet olduğunu sürekli beynimize kazıyarak ve de milletten -özellikle de büyük kentlerde yaşayan minik çocuklarla, erozyonu doğrudan ya da dolaylı hızlandıran şirketlerden para toplayarak dile getiriyor sürekli ve zaten.

Oysa benim amacım biraz beyin jimnastiği yapmak ve yaptırmak Ben toprak erozyonunun yararlı yanlarından bazılarını yazıyorum. Bu yararlara katkıda bulunacak arkadaşlar olursa onlara peşin peşin teşekkür ederim.

Şimdi başlıyorum toprak erozyonunun ne kadar yararlı olduğuna ama uyarıyorum benim sözünü ettiğim normal erozyon ya da jeolojik erozyon diye adlandırılanı. O nedenle hemen tepki gösterecek arkadaşlarımız biraz sabırlı olup tepkilerini daha sonra göstersinler:

Şu soruyu sorarak başlayalım: Toprak erozyonu olmasaydı ne olurdu? Aslında üzerinde yaşadığımız yeryüzünün yapısı, atmosfer olayları, yer çekimi , hidrosfer gibi etkenler gözönünde bulundurulduğunda bu çok saçma bir soru oluyor bunu hemen belirtmeliyim ki itirazlar biraz azalsın.

Dış kuvvetler adını verdiğimiz sıcaklık, rüzgar, yağış, dalgalar, buzul gibi etkenlerin ve yer çekiminin neden olduğu aşındırma-taşıma ve biriktirme olaylarının yeryüzünü biçimlendirdiğini, bu biçimlendirmeye bağlı olarak yeryüzünün birbirine benzemez ünitelerle dolu olduğunu bu birbirine benzemez ünitelerin de biyosferin muazzam bir biyolojik çeşitliliğe sahip olmasında birinci dereceden rol oynadığını, bu etkenler olmasaydı en başta toprakların olamayacağını olmayan toprakların da aşınamayacağını söyleyebiliriz. Bunda da mutabık kaldığımızı umarak

Yine bu etkenler olmasaydı 4.3 milyar yıl öncesinin ana karaları yerli yerinde durur, iç kuvvetler adını verdiğimiz seizma ( depremler), volkanizma, orojenez (dağ oluşumu) ve epirojenez (kıta oluşumu) olayları bu kadar yoğun yaşanmazdı. Dolayısıyla Pangea süper kıtası, Gondwana kütlesi, tethis sıra dağları aşına aşına yok olmazdı. Yeri gelmişken belirteyim; eğer bitki örtüsünün toprak erozyonunu durduracağına inanan varsa boşuna hayal kurmasın.
Koskoca tethis ve gondwana kıtalarının karbonifer döneminin insansız, orman yangınsız, keçisiz, 2B siz son derece yoğun bitki örtüsüne rağmen aşına aşına ortadan kalkıp zamanının okyanuslarının dibine indiğini jeoloji bilimi söylüyor.

Okyanus diplerine inen bu tortulara jeosenklinal adı verildiğini ve yüksekliklerinin binlerce metre, uzunluklarının ise; binlerce km. olduğunu da 9. sınıfların coğrafya kitapları yazıyor.

Yani diyorum ki arkadaşlar; dünya var olduktan uzun bir süre sonra suda başlayan yaşamı izleyen daha da uzun bir süre sonra, bitkilerin yeryüzünü istila etmesiyle oluşan toprak, oluşur oluşmaz aşınmaya başlamıştır.

Toprak adını verdiğimiz ufalanmış kayaçların bitki ve hayvan artıkları, erimiş-erimemiş mineral ve tuzlarla sonsuz sayıda çok mikro organizmayı içerdiğini, oluşumunun iklim ve ana kayanın yapısına bağlı olarak yavaş ya da hızlı olduğunu da az çok hepimiz biliriz. Toprak aşınması denilen olgun da; bir yerde oluşan toprağın oluşum hızından daha çabuk taşınması olduğunu biliriz. Başka bir deyişle; herhangi bir yerde toprak oluşumu sürerken aynı zamanda aşınma da sürdüğünde aşınan toprak oluşan topraktan çoksa orada erozyon var demektir.
Bitki Örtüsünün Toprak aşınmasını durdurması kocaman bir yanılgıdır: Bitkiler olsa olsa bu aşınma sürecini yavaşlatabilir. Ama asla durduramaz.

Ne karboniferin bugünkü yağmur ormanlarını kıskandıracak dev ve neredeyse bütün kara parçalarına yayılmış olan yoğun bitkileri ne de Jura döneminin dinazorlarını besleyen ormanları erozyonu önleyememiştir.

Gelelim maddeler halinde erozyonun yararlarından bazılarına:
Toprak Erozyonu olmasaydı:
1-Yer yüzü son derece girintili çıkıntılı bir yer olurdu. Yüksek yerler çok yüksek, çukur yerler çok çukur olurdu. Zaten en başta çok verimli kıyı ovaları olmak üzere hiç bir ova olmazdı (dağ eteği ovaları dahil).

2-Platolar da olmazdı.

3-Dünyanın en verimli toprakları olan alüviyal topraklar olmazdı

4-Yer yüzündeki topraklar büyük ölçüde ana kayanın karakterini yansıtan topraklar olurdu. Böyle olunca; Yeryüzündeki bitkiler asla ama asla bu kadar çeşitli olamazdı.

a-Çünkü topraklar taşındıkça beraberinde sayısız bitkinin tohumunu da taşır
b-Çünkü topraklar taşındıkça içeriğinde bulunan mineraller, tuzlar da birlikte taşınır ve bu taşınma gerçekleştikçe daha fazla bileşik ortaya çıkar. Bu da ortamın karakterinin iklimle olan ilişkisi de göz önünde bulundurulduğunda birbirinden değişik nişler (yetişme muhiti) oluşturur. Dolayısıyla bitkiler ve onlara bağlı olarak çeşitlenen böcekler, sürüngenler, memeliler, parazitler vb. bu kadar çok çeşitli olamazdı.

6-Yer altı ve yerüstü suları da farklı olurdu. Denizler daha az tuzlu, karalardaki toprağı andıran ufalanmış kayalar daha çok tuzlu olurdu(halosoiller) . Dolayısıyla olsa olsa tuz sever bitkilerin (halofitlerin) çeşitliliği artardı ama bitki türleri sayıca az olurdu (yine)

Şimdi de neler olmasaydı toprak erozyonu olmazdı diye bir soru soruyorum:
1- Toprak olmasaydı
2- Su olmasaydı
3- Rüzgar olmasaydı
4- Yerçekimi olmasaydı toprak erozyonu olmazdı diyor başka da bir yanıt bulamıyorum. Siz buldunuz mu?

Bir de işin şaka kısmı var: Toprak erozyonu olmasaydı:
Malum vakıf olmazdı. şaka şaka.. varsın olsun iyi çalışmalar da yapıyor.

Sonuç, Toprak erozyonunun olumsuz etkileri denildiğinde aslında hep insanlar için zararlı olan tarım alanlarının verimsizleşmesi, barajların dolması gibi konuları dile getiriyoruz. Bu dile getirdiklerimiz ise; toprak olmazsa açlıkla, sefaletle daha fazla karşı karşıya geleceğimiz anlamına gelmiyor mu?

İnsanların dünyamızın 4.3 milyar yıllık varlığının içinde doğayı kendi arzusuna göre değiştirme ve kontrol etme çabaları on-onbeşbin yıl öncesinden başlıyor. Bu da 80 yaşındaki bir insanın son bir-iki saniyesi kadar kısa ama insanlık için çok önemli bir zaman parçasıdır.

Elbette biz insanların doğayı kontrol edebilme çabalarını asla ama asla küçümsememeliyiz. Günümüzden 6-7 bin yıl önce yaşamış Sümerlerin, kendi dönemlerinin Mezopotamyasında Dicle ve Fıratı dizginleyebilmek için yaptıkları kanalları, Çin'de, Mısır'da, Anadolu'da ve dünyanın başka bir çok bölgesinde bugün vazgeçemediğimiz, vazgeçemeyeceğimiz türlü türlü tahılı, meyvayı, sebzeyi yetiştirme çabalarını nasıl yok sayabiliriz ki? Kendi türümüzün bilgiyle, sabırla, emekle verdiği insanlaşma çabalarının toprağı işleyip suyu dizginlemeye başlamasıyla hızlanmasının bir gereği olarak bugün hızlandırmış olduğumuz toprak erozyonunun insanlık açısından ne büyük felaketler getirebileceğini söyleyenlere kulak asmalıyız. Toprağı ekip biçerken yanlış tarım tekniklerini bir yana bırakıp gözümüz, kulağımız, elimiz kolumuz gibi korumalıyız.

Günümüz dünyasında toprak erozyonunun en ağır yaşandığı ülke olan Bengaldeşin her yıl ne büyük felaketlerle karşı karşıya kaldığını, Pakistanın Sind Barajı, Mısırın Assuan Barajının yol açtığı milyonlarca hektar aland ve GAP projesinde yıllar önce yapılan uyarılara kulak asılmamasının bir sonucu olan yüzbinlerce hektar büyüklüğünde toprağın tuzlanma nedeniyle kullanılamaz hale geldiğine, en verimli tarım alanlarının sanayi, konut ve yol yapma uğruna nasıl elden çıkarılmakta olduğuna, heryıl artan miktarda zehirli kimyasal maddenin toprakları ve suları nasıl zehirlediğine de dikkatleri yoğunlaştırmak gerektiğini düşünüyorum.

Bu yazdığım yazıda toprak erozyonunun yararları ve zararlarını karşılaştırmak gibi saçma bir eylemde bulunduğumu düşününler olabilir. Benim amacım toprak erozyonu hakkında değil, hepimizi toprak hakkında düşünmeye zorlamak. Toprakla ilgili sorunlar sadece aşınımla ilgili değil, toprağın nasıl kullanıldığıyla da ilgilidir. Toprak aşınması (hızlandırılmış olanı elbette) neden değil sonuçtur. Ancak toprak aşınmasını hızlandıran nedenlerle birlikte toprak kirlenmesini ve tarım topraklarının amaç dışı kullanımının da göz önünde bulundurulması zorunluluktur.

AYDIN_ATICI Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön