View Single Post
Eski 20-12-2008, 23:56   #3
Mine Pakkaner
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707

4.2.1.Kültür Sahalarında Ot Alma

Kültür sahalarındaki zararlı otların yaşamı ve devamlılığında üreme şekillerinin önemi olduğu gibi, toprak işlemesi ve zamanının da önemi büyüktür. Zararlı ot mücadelesi, kültürün sahada olmadığı bir zamanda yapılırsa kolaylık sağlar.

Zararlı otlar, ya tohum yolu ile veyahut ta kök veya gövde sürgünleri ile üreyerek saha üzerindeki yaşamlarını temine çalışırlar. Eğer otlar tohum ile ürerlerse buna engel olmak için dinlendirme sahalarının otları, tohum tutmasından evvel sürülerek imha edilir ve yeniden fazlaca ot gelmesinin önüne geçilmiş olur. Ayrıca yüzeye yakın bulunan ot tohumlarının çimlenmesini müteakip toprak işlemesinin yapılması faydalı olur. Bu işte kullanılacak toprak işleme aletleri; Gobl-disk, diskaro, kültüvatörler ve tırmıklardır. Bunlar az çeki gücü ile çok iş görürler. Otlar, kök ve gövde sürgünleri ile ürüyorlarsa, toprak işlemesi derin sürüm yapan pulluklarla yapılmalı, arkadan tırmıklarla toprak yüzüne çıkmış bulunan kökler toplanıp bir kenarda yakılmalıdır. Toprak işlemesi, yazın sıcak günlerde toprağın normal dağılabildiği zamanlarda yapılmalıdır. Böyle yapıldığı takdirde, birkaç toprak işlemesinden sonra sahada mevcut ot çeşitleri çok azalacaktır.

4.2.1.1.Ekim Yastıklarında Ot Alma

Otlar, fazla büyümeden topraktan kolayca çıkartılabilirken elle ve kökünden alınır. Zamanında alınmayacak olursa, büyüyen otlarla mücadele muhtelif el aletleri kullanmak suretiyle yapılır. Ot alma işlerinde kullanılan aletler ekseriya toprak işlemesinde kullanıldıklarından bunlara, çapalama konusunda ayrıca değinilecektir.

Zararlı ot mücadelesinde bir başka usul de kimyasal metotlardır. El ve el aletleri ile ot mücadelesinin pahalı olması, yetiştirilen kültüre zarar vermesi, geniş sahalarda kısa zamanda bu işin yapılamaması, toprak şartlarının elverişsizliğinden dolayı çalışma imkânlarının bulunmaması, insan gücünün pahalı, sevk ve idaresinin güç olması nedeniyle zararlı otlarla mücadelede kimyasal maddeler de kullanılmaktadır.

4.2.1.2.Repikaj Sahalarında Ot Alma
Bu sahalardaki ot alma prensipleri de ekim sahalarındakinin aynıdır. Ancak, el aletleri yanında toprak frezeleri, rotovatör, çapa makineleri, vs. gibi makine ve bunlara bağlı ekipmanlarından da yararlanılır.

Ot Alma Zamanı:
Otlar kültürle birlikte, hatta ekim sahalarında kültürden daha evvel geldiklerine göre ot alma işlemi zamanında ve yeteri kadar yapılmalıdır. Ekim sahalarında tohumlar çimlendikten hemen sonra ot alınacaksa, fideciklerin biraz gelişmesi beklenmelidir. Otlar kültürü kapatacak kadar büyütülmeden alınmalıdır. Kökünden alınmayan otlar tekrar büyüyeceğinden fazla zaman ve para kaybını önlemek için bu hususa gereken dikkat gösterilmelidir.

Ot mücadelesinde mühim olan diğer bir husus da otların hiçbir zaman tohum dökme zamanına kadar bekletilmemelidir.

Ot mücadelesinde bir mücadele vasıtasının yeterli olduğunu kabul etmek hatalı bir görüştür. Kimyasal mücadelede birçok ilaçlardan faydalanmak yerinde olduğu gibi, kimyasal ilaçlama, el aletleri ve diğer vasıtalar ile desteklenerek ot alma masrafları asgariye indirilebilir.

Çapalama:
Çapa yapılmamış, bunun neticesi olarak da sert ve sıkı oturmuş bir bünyeye sahip bulunan bir toprak, fidan köklerinin toprağa girmesine mukavemet eder. Bu toprakların ihtiva ettiği su, kapillarite ile devamlı bir şekilde yüzeye çıkar ve buharlaşarak kaybolur gider.

Çapa yapmaktan maksat, kapillariteyi kırmak, toprağın havalanmasını ve köklerin gelişmesini sağlamaktır. Böylece suyun yüzeye doğru toprağa dağılması ve bitkiye faydalı olması sağlanır. Su kaybı önlenerek, yağış suyunun toprağa daha iyi nüfuz etmesi sağlanmış ve bu arada zararlı otlar da alınmış olur.

4.3.Ekim Yastıklarında Seyreltme
Ekim yastıklarında arzu edilmemesine rağmen bazen fazla tohum kullanılması neticesinde, fidanlar sık bir şekilde çıkmaktadır. Bunların belirli bir zaman sonra seyrelttirilmeleri gerekir. Zira böyle bir işleme tabi tutulmazlarsa, çok miktarda fidan elde edilir. Ama bunların büyük bir kısmı cılız ve arzulanan derecede gelişmemiş olur. Seyreltmede istikbal vadeden fidanlar bırakılır, diğerleri ise çıkartılır ve fidanlara mümkün olduğu kadar eşit aralıklar verilir.

4.4.Fidan Siperleme Çalışmaları
Ladin, Göknar, Kayın gibi bazı türler, yarı gölge altında yetiştirildikleri takdirde fidan zayiatları azalır ve daha iyi gelişme gösterirler. Kayın’da 1+0, Doğu Ladini ve Göknar’da 1+0 ve 2+0 yaşlı fidanlar %60 oranında siperlenmelidir. İyi tatbik edilen bir siperlikte fidanların gelişmesi arttığı gibi usulüne uygun olmayan ve alçak yapılan bir siperlemede gelişme, sipersiz yetiştirilen fidanlardan daha düşük olur. Bunun sebebi, hava sirkülasyonunun mevcut olmayışı, dolayısıyla meydana gelen sıcaklık ve havasızlıktır. Siperlikler; kamış, saz ve çıtadan hazırlanabildiği gibi piyasada bu amaca uygun değişik oranlarda gölgeleme sağlayan siperlikler mevcut olup bunlar alınarak kullanılabilir.

Siperlikler, yastık üzerinde devamlı olarak kalmamalıdır. En ideal şekil, akşam geç vakit toplanıp sabahın erken saatlerinde tekrar serilmesidir. Bu suretle, tohum çimlenmeden önce gölge ve rutubetin tesiri ile yastık yüzlerinde meydana gelecek yosun tabakasının teşekkülüne mani olunduğu gibi, çimlenmeden sonra fideciklerin fazla rutubetten zarar görmeleri önlenir ve daha iyi gelişmelerine yardımcı olunur.

Genellikle gölge ve yarı gölge ağaç türlerinde gölgeleme işlemi çimlenme tamamlandıktan bir hafta sonra yapılır.

Ayrıca, ekim yastıklarının tamamı değil, fidan çizgileri arasında kalan satıh muhtelif malzemelerle kapatılıp, bitkiler ise açıkta bırakılarak toprağın siperlenmesi sağlanır. Toprağın siperlenmesi ile toprağın rutubet kaybı önlenmekte, sulama masrafları azalmaktadır. Bu yararlarının yanı sıra siperleme ayrıca don atması, rüzgâr erozyonu, zararlı otların gelişmesini önlemekte, mikroorganizma faaliyetini artırmakta dolayısıyla da ot alma ve çapalama masraflarını büyük ölçüde azaltmaktadır.

Ekim yastıklarında bu tür siperleme, tohumların çimlenmesinden 20-30 gün sonra, yani fidan gövdelerinin biraz sertleşmesini müteakip yapılır ve fidanın sökümüne kadar devam ettirilir.

4.5.Budama
Gövde dal budamaları daha ziyade şaşırtılmış yapraklı fidanlar için bahis konusudur. Fazla kıvrık dallar, çatallaşmış tepeler budanmak suretiyle alınır. Bir tek asli gövde kalacağına göre diğerlerinin zamanında ve usulüne uygun olarak alınması gerekir. Budamada, şaşırtmanın 1.yılından itibaren başlanır. Her vejetasyon mevsiminde, fidanın durumuna göre bir veya daha fazla tekrarlanır. Budamanın şiddetli yapılması büyümeyi menfi yönde etkiler. Budama keskin budama makası ile yapılır. Çatallaşmış tepelerde istikbal vadedenin dışındakiler ile kalınlaşmış yan dallar ilk olarak alınır. Kavak fidanlarında ilk yıl herhangi bir budama yapılmaz. Yalnız çatal tepeler teklenir ve çok kuvvetli azman yan dallar budanır. Budamada, daima budama makasları kullanılır.

4.6. Yerinde Kök Kesme
Bu işlem gerek ibreli, gerekse yapraklı ekim yastıklarında, kazık kök sistemi yerine, kuvvetli ve bol yan köklerden meydana gelmiş saçak bir kök sistemi elde etmek, gövdenin aşırı büyümesini yavaşlatmak suretiyle kök/gövde oranını kök lehine çevirmek için yapılmaktadır. Kök kesimi tatbik edilen fidanlarda kuvvetli bir kök sistemi teşekkül etmektedir. Bu fidanlar gerek fidanlıktaki repikaj sahalarında gerekse ağaçlandırma sahalarında daha iyi tutmakta ve gelişmeleri de daha fazla olmaktadır. Gerektiğinde fidanlarda yan kök kesimi de uygulanarak yan kök teşekkülü aşırı olan türlerle bu mahzurda ortadan kaldırılabilir.

Kök kesimine tabi tutulacak fidanların yaşı, iğne yapraklı ve yapraklı türlerde farklılık gösterir. Genel olarak ibreli fidanlarda, bu işlemin uygulanacağı fidanların kökleri gelişmiş ve bıçak darbesi karşısında kıvrılmayacak bir durumda olmalıdır. Buna göre kızılçam gibi hızlı büyüyen türlerden 1+0; karaçam, sarıçam gibi daha yavaş gelişme gösteren diğer türlerde ise 2+0 yaşında kök kesimi yapılmalıdır. Ancak bu türlerde gövdenin aşırı bir gelişme göstermesi halinde, bu gelişmeyi önlemek üzere sonbahara doğru 1+0 yaşında da kök kesimi yapılabilir.

Yapraklı fidanlarda ise esas itibariyle 1+0 yaşında kök kesimi yapılmalıdır. Ancak, burada dikkat edilecek husus, fidan boylarını kök kesme bıçağının üst çerçevesini aşmamasıdır. Buna göre fidanların 30-40 cm kadar boy aldığı devrede bu işlem uygulanmalıdır. Aksi halde bıçağın, üst çerçevesine fazlasıyla mukavemet edecek olan fidanlar zarar görebilir.

4.6.1. Kök Kesme Zamanı
Fidanların klimatik özelliklerinin aynı olmaması nedeniyle her yer için gerekli olabilecek kesin tarihler vermek mümkün değildir. Bu itibarla kök kesimi mahalli şartlara göre değişebilmektedir. Orta Anadolu şartlarında, 2+0 yaşındaki karaçam ve sarıçamda kök kesiminin Temmuz ayında yapılması uygun olur. Bu işlemin 1+0 yaşındaki fidanlarda yapılması halinde ise Eylül ayı başında, kızılçamda da Haziran ayı tercih edilmelidir.

Yapraklı fidanlarda ise, kök kesimi genellikle Temmuz ayında yapılır. Bu uygulamadan elde edilecek neticeye göre, bir veya birden fazla kök kesimi yapılabilir.

4.6.2.Kök Kesme Derinliği
Kök kesimi derin yapılırsa istenilen faydalar sağlanmamış olur ve kök uçları bıçak darbesi tesiri ile kesilmeden yana kıvrılabilir. Buna karşılık sığ yapıldığı takdirde fidanın hayatiyeti tehlikeye girer. Bu itibarla, kök kesme derinliğinin iyi tayin edilmesi ve mümkün olduğu kadar aynı derinliğin muhafaza edilmesi çok önemlidir. İbreli türlerde kök kesimi 18-20 cm derinliğinde olmalıdır. Yapraklı türlerde ise kök kesimi daha derin yapılmalıdır.

4.7.Fidanlığın Tehlikelerden Korunması
Fidanlıklarda ciddi zararlardan kaçınmak için daima dikkatli ve hazırlıklı bulunmak icap eder. Zararın erken tespiti iyi bir mücadele kadar önemlidir. Bu itibarla hastalık ve zarar başlamadan önce gerekli malzeme ve ilaçların hazır bulundurulması faydalıdır. Herşeyden önce fidanlık ihatasının tam ve dışardan gelebilecek çeşitli insan ve hayvan zararlılarına mani olabilecek şekilde yapılması gerekir. Sellere ve su baskınlarına karşı gerekli koruma tedbirleri iyi düşünülecek hususlardır. Fidanların rüzgar, fazla sıcak, kuraklık ve don atmaları gibi atmosferik etkilere karşı korunmaları gereklidir. Bu zararlıların bahis konusu olabilecekleri durumlarda ekim yastıkları muhtelif malzemelerle örtülmelidir. Malzeme olarak kanaviçe, kaput bezi, ahşap malzeme ve sentetik koruyucuları sayabiliriz.

4.7.1. Damping-Off(Devrilme Hastalığı)
Özellikle ekim yastıklarında, üst toprak tabakalarında yaşayan bir grup mantarın tasallutu ile meydana gelen bir hastalıktır. Damping off’a sebep olan mantarlar hem tohumu hem de tohumdan oluşan fideyi etkiler. Kök boğazından etkilenmiş fideler aniden devrilip çökerler.

Ekim hazırlığı ve bakımlarının yeterli ve zamanında yapılması ile hava şartlarının uygunluğu gibi büyümeyi iyileştiren şartlar, bu mantarın etkinliğini azaltır. Bundan başka çeşitli ağaç türlerinin damping-off yapan mantarlara direnci farklılık gösterir.

Bu hastalığı önlemek için dikkat edilmesi gereken hususlar ve alınacak tedbirler şunlardır:

  1. Toprağın kil oranı yükseldikçe bu hastalık arttığından fidanlıklarda kil oranını düşürücü tedbirler alınmalıdır.
  2. Bu hastalığın çok etkin olduğu fidanlıklarda ekim sıklığı mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır. Zira ekim sıklığı artıkça Damping off da artmaktadır.
  3. Ekimleri sıcak mevsimde(zamanda) yapmaktan kaçınmalıdır. Tohum ekimleri ilkbaharda mümkün olduğunca erken yapılmalıdır. Bu mantarın optimum üremesi + 25 ºC’de olmaktadır.
  4. Tohum gerektiğinden daha fazla derine ekilmemelidir.
  5. Ekim sonrası örtü materyali olarak ağır yapıda materyal kullanmaktan kaçınılmalı, organik maddece zengin, gevşek yapıda materyal kullanılmalıdır.
  6. Normalden fazla gübre kullanılmamalıdır.
4.7.2. Yabancı Kimyasal Otlarla Mücadele
Ot alma masraflarını asgariye indirmek için mekanik ot mücadelesi yanında kimyasal ilaçlardan da yararlanılmaktadır. Ot ve bitkilerin yok edilmesinde kullanılan kimyasal maddelere Herbicid denir. Ot öldürücü olarak bir çok Herbicid bulunmakta ise de hepsinin fidanlıklarda kullanma imkanı yoktur. Zira bazıları otları tamamen öldürmesi yanı sıra fidanlara zarar vermekte veya fidanların büyümesini kısıtlayıcı hatta %100 e varabilen öldürücü etki yapabilmektedir.

Kontakt Herbicidler: Bunlar genellikle yaprak yolu ile etki yaparlar. Yapraktaki suyu almak, yaprak hücrelerine girerek dokuları öldürmek, klorofil oluşumuna mani olmak ve klorofili yok etmek suretiyle bitkilerin temas ettiği kısımlarını öldürür. Bu Herbicidlere kireç azotu, arsenikler, madensel yağlar, solvent, gramaxon örnek olarak verilebilir.

Sistemik Herbicidler: Bu Herbicidlerin etkin maddeleri bitkilerin yaprakları veya kökleri vasıtasıyla alındığında öz suyu ile bitkinin her tarafına nakledilir. Bunlar bitkiye kök yolu ile etki eder, tohumların çimlenmesine engel olarak ot mücadelesinde faydalı olur. Kontakt Herbicidlere oranla daha etkilidirler.

Yabancı otlarla mücadelenin hedefi; mümkün olduğunda kültür alanına otların gelmesinin önlenmesi, sahadaki otların ise alandan uzaklaştırılmasıdır. Ancak, piyasadaki herbisitlerin çoğunluğunun tarım bitkilerine yönelik seçici herbisitler olarak üretilmekte, piyasadaki birçok ilacın ancak bazıları yapılan denemeler sonucunda fidan üretim alanlarında kullanılabilmektedir. Fidanlıklarımızda kullanılan bazı herbisitler ve uygulama şekilleri şöyledir:

Gramaxone, seçici değildir. Temas ettiği bütün yeşil aksamı öldürür. Sistemik değildir, otların köküne zararı yoktur. Ekim öncesi ekim yastıklarındaki otların mücadelesinde kullanılabilir. Yine ekim yastıkları dışında boş alanlarda, boylu repikaj sahalarda fidana çok yaklaşılmadan ve fidana temas ettirilmeden kullanılabilmektedir. Ancak mümkün olduğunca otların küçük olduğu dönemlerde kullanılması ve yabancı otların her tarafına temas etmesi başarıyı arttırır. İlaçlamanın ikinci gününden sonra ölümler başlar, alanda ilaçlamadan sonra sulama yapılmamalıdır.

Roundup seçici değildir. Tüm bitkileri öldürür. Sistemik bir ilaç olduğundan bitkinin yeşil aksamına nüfuz ederek köklere kadar taşınabilir, dolayısıyla bitki kökü de ölür. Toprakta çok çabuk ayrışır. Ekim yastıklarında kullanılmaz.

Trifilin,ekim öncesi uygulanarak ekim yastıklarında (Karaçam, Y.Akasya) yabancı ot çıkışını geciktirir. Suda erimediği için toprakta alt kısımlara taşınamaz. Ekimden 6 hafta önce başlayarak ekim gününe dek kullanılabilir. Özellikle Karaçam ekim öncesi ve diğer yapraklı türlerde de ekim öncesinde güvenle kullanılabilmektedir. Ancak ilaçlamadan önce sahada mevcut yabancı otlar yok edilmelidir. İlacın uygulanmasından sonra en geç 8 saat içinde toprağa karıştırılmalıdır. Mümkünse püskürtme ve karıştırma faaliyetleri birlikte yürütülmelidir. Karıştırma işlemi toprağa 8-15 cm derinliğinde işleyecek şekilde ayarlanmalıdır. 5 cm den az derinlikte işleyecek şekilde ayarlanan gereçlerle yapılacak yüzeysel karıştırma, yabancı ot mücadelesinde istenilen etkinliği sağlamaz.Kullanımı:180-200 ml/da dozunda kullanılır. İlaç öncesi pulvarizatör ölçüsü belli suyla denenerek dekara yeterli olan su miktarı belirlendikten sonra ilaçlama yapılır.

Herbisitler farklı ticari markalarca değişik isimlerle üretilmektedir. Bu nedenle her türlü kimyasal ilaç alınırken o ilacın isminden ziyade etkin maddesine dikkat edilmelidir. Ayrıca kimyasal ilaçlar denenmeden kullanılmamalıdır. Yanlış bir uygulama ile yabancı otla birlikte binlerce fidanında zarar görmesine ve ölmesine neden olunabilmektedir. Bu nedenle gerek önerilen ilaçlar, gerekse kullanılması düşünülenler; eğer daha önce söz konusu türde kullanılmamışsa mutlaka önce küçük alanlarda deneme amaçlı kullanılmalı, sonuca göre kitlesel uygulamaya geçilmelidir.

İlaçlama mümkün olduğunca serin(akşam veya sabah saatleri) ve rüzgarsız havada yapılmalıdır.

5-FİDAN SÖKÜMÜ VE AMBALAJI

5.1. Fidan Sayımları
Düzenli bir fidanlık amenajmanının tatbiki için fidanlıkta yetiştirilen fidanların nitelik ve miktarı hakkında kesin bir bilgiye ihtiyaç vardır. Her fidanın teker teker sayılması pratik olmadığından gerçeğe oldukça yakın bir netice veren “Tecrübe Sahaları Metodu” kullanılmalıdır.

Fidanlıklarda her yıl üretilen fidanların sayımları dikkatli ve gerçekçi yapılmalıdır. Bunun için 10mm genişliğinde demir levha çubuktan yapılmış, içten içe (120X20,8cm) ebadında, 1/4 m2’lik dikdörtgen çerçeve ile her yastıkta en fazla 30 metrede bir çerçeve içerisinde kalan fidanlar sayılır ve muhtemel fidan kayıpları (en fazla %7) düşülerek tüm sahaya teşmil edilir.

Tecrübe sahalarında bulunacak fidan adetleri ortalamaları, toplam yastık uzunluğuna uyarlanır ve mevcut fidan miktarları hesaplanır.

Kavak, ibreli ve yapraklı fidanlar ile tüplü, kaplı fidanların sayımı, teker teker veya sıralar halinde yapılır. Fidan sayımları mutlaka bir teknik eleman kontrolünde yapılmalıdır.

5.2. Fidanların Sökümü
Fidanların sökümünde asgari zayiatla çalışmak için toprak rutubetinin bu işi kolaylaştıracak nispette olması lazımdır. Gerekirse sökümden 2-3 gün önce arazi sulanarak toprak yumuşatılır.

Az miktardaki fidanların sökümü elle ve bel kürek kullanılarak yapılabilirse de fazla miktarlarda bu işin makine gücü ile yapılması, gerek fidanlara zarar vermemek, gerekse zaman ve maliyet yönünden zorunludur.

Söküm, fidanların kök ve tepelerinin faaliyette bulunmadıkları bir zamanda yapılmalıdır. Bu müddet sonbaharda fidanların yaprak dökümünden, ilbaharda yapraklanma öncesine kadar uzanır. Bu devre zarfında söküme elverişli hava ve toprak şartlarının müsaade ettiği her zamanda söküm yapılabilir. Söküm işleri fidan talep zamanı ve miktarına fidanlıktaki iş hacmine göre ayarlanmalıdır.

5.2.1. Elle Fidan Sökümü
İbreli ve yapraklı ekim yastıklarında az sayıda fidan bulunması ve makinalı çalışma imkânlarının bulunmaması durumunda söküm bel kürek kullanılarak elle yapılır ve iki kişilik işçi postaları halinde çalışılır.

Özel yetiştirilmiş repikajlı ibreli fidanlar ise toprakları ile sökülerek ayrı ayrı ambalajlanır. Repikajlı yapraklı ve kavak fidanları topraksız olarak sökülür.

5.2.2. Makine ile Fidan Sökümü
Makine ile fidan sökümü ucuz, kolay ve süratlidir. Ayrıca bu tip sökümlerde fidan köklerinin zedelenmeden topraktan çıkarılması mümkündür.

5.3. Gömü(Silo)
Fidanlar sökümden hemen sonra sevk edilmeyecekse gömüye alınır.

Gömü; Fidanları köklerini toprak altına gömerek kuraklığa, dona diğer zararlara karşı korumaktadır. Gömü esas itibariyle yapraklı fidanlar için bahis konusudur. Yapraklı türler uzun zaman gömüde kalabilir. İbreliler az bir zaman kalabilirse de tavsiye edilmez. Her fidanlıkta ihtiyaç oranında 1–2 dekar genişliğinde bir gömü yeri ayrılır. Gömü yerinin toprağı süzek ve gevşek olmalıdır. Gömüye alınacak fidanlar için bir hendek açılır. Fidanlar demet halinde bu hendeğe yerleştirilerek köklerinin üzeri her taraftan iyice toprakla örtülür.

İbreli fidanlar ambalajlandıktan sonra soğuk hava depolarında saklanır. Tabiatı ile ideal olan fidanın sökümü ile dikimi arasında geçen zaman aralığının kısa olmasıdır. Bu zaman uzadıkça fidanın tutma başarısı azalır. İbreli fidanlar soğuk hava depolarında dahi 6 haftadan fazla kalmamalıdır. Normal olarak sökülen fidanlar 1 hafta içerisinde dikilmelidir.


5.4. Fidan Seleksiyonu
Sökülen fidanlar vakit geçirilmeden hemen seleksiyon hangarına alınmalıdır. Bunun için plastik taşıma sandıkları veya taşıma sepetleri kullanılır. Bunların derinliği yaklaşık 40 cm. diğer boyutları da işçilerin kolaylıkla kaldırabilecekleri kadar olmalıdır. Fidan kökleri nemli yosun, ıslak kanaviçe ve telis parçaları vb. maddeler ile sarılmalıdır. Bundan maksat kökleri güneşe ve rüzgara maruz bırakmamaktır. Seleksiyon hangarında fidanlar birer birer elden geçirilir. Çatallı, azman, hastalıklı, ince ve seyrek ibreli, ezilmiş fidanlar ayıklanır.

Kullanılmak üzere seçilecek fidanlar söküm sırasında zedelenmemiş, iyi gelişmiş kök sistemi sık ve emici kökler bakımında gövdeyi besleyebilecek durumda olmalıdır. Bu nitelikte olmayan fidanlar herhangi bir tasarruf düşüncesine kapılmadan ıskartaya ayrılıp imha edilmelidir. Bu arada kullanılmak üzere seçilen fidanların kök tuvaletleri(budama) de yapılmalıdır. Bu işlemle lüzumundan fazla uzun ve uçları zedelenmiş olan kökler kök boğazından itibaren 20-23 cm den kesilerek atılır. Kesme işlemi bir ağaç kütük üzerinde keskin bir satırla yapılır. Demetler haline getirilen fidanların kökleri tecrübeli işçilere budattırılmalıdır.

Kavak ve yapraklı fidanlarda seleksiyon, sökümü müteakip sahada yapılır. Kök tuvaleti keskin budama makasları ile yapılır. Sökülen fidanların kırılan kökleri kırıldığı yerden, diğer köklerde 25 cm kalacak şekilde kesilir. Kavaklarda dalların tamamı kesilir. Hemen sevk edilmeyecek fidanlar gömüye alınır. Kavakların hendeklerde dik bir vaziyette gömüye alınmaları uygun olur.

5.5. Fidanların Ambalajı
Ambalaj; seleksiyonu izleyen kök budamasından başlayarak dikime kadar fidanların her türlü dış etkenlerden korunması için yapılan işlemlerdir.

Fidanların iyi bir şekilde ambalajlanması ve nakil esnasında zararlı tesirlere maruz bırakılmadan ağaçlandırma sahasına kadar ulaştırılması gerekir. Bu itibarla ambalaj işlerinin bilgili ve tecrübeli işçilere yaptırılması uygun olur. Birçok ambalaj şekilleri var ise de şaşırtılmamış ibreli fidanların ambalajı genellikle balya şeklinde veya polietilen torbalarla yapılır.

Balya ambalajlarında malzeme olarak kanaviçe, çıta, tel, ayrıca fidan köklerinin kızışmaması için ıslak yosun, testere talaşı veya bunların karışımı kullanılır. Ambalaj postası iki kişiden teşekkül eder. Genellikle 2+0 yaşlı karaçam, sarıçam, sedir fidanları 2000’lik, kızılçam ve diğer hızlı gelişen tür fidanlar ise 1000’lik balyalar halinde hazırlanır. Bu miktar fidanı alabilecek büyüklükte kanaviçe veya çuval parçaları hazırlanır. Çuval veya kanaviçe üzerinde bir tabaka ıslak yosun veya testere talaşı yayılır. Bunun üstüne de kökleri ortaya gelecek ve hafifçe birbiri üzerine binecek şekilde fidanlar konur. Bir kat bu malzemeden, bir kat fidan demetlerinde olmak üzere istifleme yapılır ve kanaviçenin iki ucu bir araya getirilerek sıkıştırılır. Ambalaj malzemesi yüksek su tutma kapasitesinde olmalıdır. İmkan bulunduğu hallerde yosun kullanılmalı, testere talaşı kullanılmamalıdır.

Yosun ile kanaviçenin fidan köklerini iyice sarmasına ve yeknesak bir balya yapılıp iyice sıkıştırılmasına itina edilmelidir. Bunun için çuval balya haline geldikten sonra etrafına 4 adet çıta konulur ve telle sıkıca bağlanır. Balyanın bağlanmasında basit sıkıştırma ve bağlama makinelerinden istifade edilmesi halinde daha ekonomik bir iş ve daha düzgün balya yapılmış olur.

Balyalar çok sıkışık istif edilmemeli ve sahada uzun müddet açıkta bırakılmamalıdır. Balyalar bekletilecekse soğuk hava depolarında daha uzun süre (iğne yapraklarda 6 haftayı geçmemek üzere) saklamak mümkün olur. Ancak polietilen torbalarda, sonbaharda sökülen çıplak köklü fidanlar uzun süre (6 ay kadar) soğuk hava depolarında saklanabilir. Üç aylık süre için ise fidanlar tam bir emniyetle bu yöntemle saklanabilmektedirler. Özellikle sahil çamı, servi türleri gibi erken vejetasyon faaliyetlerine başlayan türlerin ise soğuk hava depolarında saklanma süreleri oldukça kısadır (2 hafta kadar). Saklama süresi ilkbaharda zaman ilerledikçe daha kısalmaktadır. Soğuk hava depolarında saklamalarda genellikle +1 ila +2ºC sıcaklıklar uygun ise de rutubetin de %90’ın altına düşmemesi istenir (en uygun rutubet %96 olarak tesbit edilmiştir. Bunun üstünde rutubet yüzdelerinde ise mantar etkileri artmaktadır). Saklama süresi uzadıkça rutubetin de yüksek oranda tutulması gerekmektedir. Rutubetin yüzdesi fidanların üzerine su püskürtülerek yükseltilebilir. Bunun için özel rutubetlendiriciler kullanılmaktadır.

Fidanlar soğuk hava deposunda, çelik raflar üzerinde demetler halinde yatık şekilde yan yana istiflenir. Depolama yapmadan evvel soğuk hava deposunun %2 formalin pülverize edilerek dezenfekte edilmesi önerilir. Soğuk hava depoları fidanları uyanmadan muhafaza ederek dikim mevsiminin uzatılmasını sağlar. Ayrıca alçak ve sıcak yörelerdeki fidanlıklarda üretilen fidanların yüksek, karlı yörelerde dikim imkanı sağlanana kadar sürmeden muhafazaları da bu depolarda gerçekleştirilir.

Toprağı ile sökülen özel yetiştirilmiş repikajlı ibreli fidanlar ayrı ayrı kaneviçe, çuval vb. materyal ile ambalajlanır. Toprağın dağılmaması için iyice bağlanır.

Şaşırtılmış ve şaşırtılmamış yapraklı fidanlar demetler halinde ambalajlanır. Ambalaj materyalinin kökleri iyice örtmesi gerekir. Kavak ve boylu fidanlar yüklenecekleri vasıtalara istif edilir ve üzerleri branda veya benzeri örtülerle kapatılır.

Diğer bir ambalajlama yöntemi ise polietilen torbada yapılanıdır. Bu, fidanların dış etkenlerden korunması ve su kaybının önlenmesinde çok etkili bir metottur. Fidanlar demetler halinde ve kökleri arasında başkaca rutubet koruyucu bir malzeme (yosun, talaş) konulmaksızın torbalara yerleştirilir. 2+0 yaşlı 200 adet fidan 50X60 cm. ebadında ve 0,10mm kalınlığındaki bir torbaya yerleştirilir. Fidanların ibre ve kökleriyle, torbanın içi ıslak olmamalıdır. Torbaların havası boşaltılarak ağızları bağlanır. Bir torba 3-4 sefer kullanılabilir. Fidanla dolu torbalar serin, gölgeli ve devamlı hava cereyanı olan yerlerde, tercihen +3 ºC de çalışan soğuk hava depolarında depolanmalıdır. Depolanan torbalar fazlaca üst üste yığılmamalı, aralarında hava cereyanı olabilecek şekilde 2-3 sıra halinde yerleştirilmelidir.

5.6. Fidan Sevki
Ambalajlanmış olan fidanların dikim yerlerine sevkinde de gerekli dikkat ve itinanın gösterilmesi gerekir.

Fidanlar taşıtlara yüklenirken tepe sürgünlerinin ezilmemesi ve kırılmaması, topraklı fidanlarda ambalajın bozulmaması ve toprağın dağılmaması sağlanmalıdır. Fidanlar vasıta içinde rüzgar ve güneşe maruz bırakılmamalı, gerekli tedbirler alınmalıdır. Boylu fidanlar ve kavaklar uzun şaseli araçlarla sevk edilmeli, fidan uçlarının aracın arkasında sarkarak sağa sola veya yere çarpmasını önleyici tedbirler mutlaka alınmalıdır. Sıcak havalarda nakliyat gece veya serin saatlerde yapılmalıdır. Fidanlar doğruca dikilecekleri yere kadar bir defada ve aynı araçla sevk edilmelidir.

Fidanlar sevk edilirken mutlaka fidan orijinini gösteren sevk irsaliyesi tanzim edilerek fidanlarla birlikte alıcı birime gönderilmelidir.

6- TOHUM ÜRETİMİ
Ağaçlandırmaların en önemli amaçlarından biri kalite ve kantite bakımından en yüksek artımı ve yetişme muhitine en iyi uyumu sağlayan ormanlar kurmaktır. Bu amaca ulaşmada tohumun önemi çok büyüktür.

Ağaçlandırmaların başarısı, öncelikle uygun orijinli, verim yetenekleri önceden bilinen ve iyi vasıflı tohumlardan elde edilen fidanların kullanılmasına bağlıdır.


6.1.Tohum Üretim Programları
Tohum üretim programları, ağaçlandırma, erozyon kontrolu ve sun’i tensil çalışmalarının ihtiyaç duyduğu orman ağacı tohumlarının tür ve orijinlerine göre, tohum verimi ve stok durumları dikkate alınarak ilkbaharda(Kızılçam, Halepçamı, Sahilçamı, Karaağaç, Kıbrıs Akasyası) ve sonbaharda(Sarıçam, Karaçam, Ladin, Göknar, Sedir, Servi ve yapraklı tür tohumları) olmak üzere yılda iki defa hazırlanmaktadır.

6.2.Tohum Kaynakları
Ağaçlandırmalarda ıslah edilmiş tohum kullanılması birim alandaki verimi artırmada önemli ölçüde etkili olmaktadır. Bu tohumlar aşağıda belirtilen tohum kaynaklarından elde edilmektedir.

  • Tohum Meşcereleri
  • Tohum Plantasyonları
  • Klonal Tohum Bahçeleri
Tohum Meşcereleri: Civarındaki meşcerelere nazaran yüksek artımlı, düzgün ve dolgun gövdeli, ince dallı, dar tepeli, tabii budaması iyi, lif kıvrıklığı ve çatallılık gibi kusurları olmayan fertlerin hakim olduğu meşcerelerdir. Tohum meşcerelerinde genetik kazanç %5-10 arasında olmaktadır. Bu meşcerelerden toplanan tohumlarla Fidanlıklarımızda ekim yapılmaktadır. 2007 yılı sonu itibariyle tespit edilen tohum meşcereleri 337 adet olup, toplam sahası: 45 858,24 hektardır.

Tohum Bahçeleri: Tohum meşcerelerindeki ya da ormandaki üstün(plus) ağaçlardan alınan aşı kalemi veya çeliklerden üretilen fidanlarla tesis edilen bahçelerdir. Bu bahçelere Klonal Tohum Bahçeleri de denilmektedir.

Klonal Tohum Bahçeleri plus ağacın genetik özelliklerini tohum bahçesine aynen taşımakta olup, plus ağacın oraya ait özelliklerini tohum bahçesine taşıyan tohum plantasyonlarına oranla tohum üretiminde daha ileri bir aşamayı oluşturmakta ve tohum kaynağı olarak tohum meşcerelerine nazaran daha üstün özelliklere sahip bulunmaktadır. Tohum bahçelerinden erken yaşlarda tohum üretiminin yanı sıra, tesis edildikleri sahalar daha alçak rakımlarda veya güneyde olduğundan doğal koşullar yönünden daha kolay ve ucuzdur. Isı ve ışıktan yararlanma daha fazla olduğu için tohum yılları sık ve tohum verimi fazla olmaktadır. Tohum çimlenme yeteneği 1000dane ağırlığı gibi kalite özellikleri de iyileşmektedir.

Tohum Plantasyonları (Aşısız Tohum Bahçeleri): Üstün(plus) ağaçlardan serbest veya kontrollü tozlaşma sonucu elde edilen tohumlardan yetiştirilen fidanlarla tesis edilen tohum bahçeleridir.

Tohum Toplama Alanları: Tohum meşceresi olarak tescil edilmeyen, tohum toplama alanı olarak belirlenen alanlardır. Daha çok yapraklı ve süs bitkisi tohumlarının toplandığı şehir parkları vs. gibi alanlardır.

6.3.Verim Tespiti:
Programlar hazırlanmadan önce türler ve meşcereler itibariyle tohum veriminin tespiti yapılmaktadır.

Orman ağaçlarının tohum verim durumları her yıl eşit olmamakta, türün irsel karakterlerine ve o yıl içindeki iklim durumlarına ve meşcerenin bulunduğu rakıma göre değişmektedir.

Örneğin; Kızılçam’da 2 yılda bir, Sedir de ise 4 yılda bir zengin tohum yılları tekerrür eder.

Tohum verim tespiti, meşcereyi temsil edecek bir hat üzerinde 100 ağac işaretlenir ve bu ağaçlardan kozalak veya tohum tutmuş ağaçların adedi belirlenir.

İşaretlenen ağaçların %90-100 kozalak taşıyorsa “Zengin Tohum Yılı” bu oran %70-90 ise “İyi Tohum Yılı” %40-60 ise “Orta Tohum Yılı” %10-30 ise “Zayıf Tohum Yılı” %10 dan az ise “Tohumsuz” yıl olarak adlandırılır. Bu durum yılda 2 kez hazırlanan “Kozalak Tahmin Cetvellerinde gösterilir.

6.4.Tohum Üretim Metotları
Orman ağacı tohumlarının üretimi 3 şekilde yapılmaktadır.

  • Dikili ağaçlardan toplama; Tüm ibreli türler ile Huş, Karaağaç, Dişbudak, Akçaağaç, Okaliptus, Kızılağaç v.b.
  • Tohum dökümünden sonra yerden toplama; Meşe, Kayın, Kestane, Ceviz
  • Suda toplama; mecbur kalındığında yanlızca kızılağaç ta uygulanır.
Tohumların kozalaklardan çıkarılması şu metotlarla yapılmaktadır.
  • Güneş metodu
  • Sıcak oda metodu
  • Modern metot (Tohum Çıkarma Evleri)

Kaynak: AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM SEMİNERİ/ 2008

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön