View Single Post
Eski 02-08-2006, 10:19   #20
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Alıntı:
Fındık üreticisi gerçeği gördü


Fındık Karadeniz'e Çin'den gelmiştir. Kadim Çinlilerin kutsal saydığı beş üründen biridir. 2 bin yıl evvel Çin pazarlarında şekerle karıştırılıp satıldığını biliyoruz. Bu terkip, yani fındıkla şekerin bu dostluğu hâlâ bozulmuş değildir. Fındık Karadenizli için de kutsal bir üründür. Son yıllara kadar, Giresun Limanı'ndan ilk parti malın ihraç edildiği gün, bütün Karadeniz'de 'Fındık Bayramı' olarak kutlanırdı.

Hal böyleyken, fındığın her hasat döneminin bir karabasana dönüştürülmesi, ancak Türkiye'ye mahsus bir garabettir, bir cehalettir, bir hıyanettir. Kullandığım ifadelerin keskin olduğunun farkındayım ama, kendi kendimize şu soruyu sormalıyız:

Nasıl olur da bir ülke, üretim ve pazar tekeline sahip olduğu, böylesine alternatifsiz bir ürünü, tatminkâr bir fiyatla pazarlayamaz? Nasıl olur da bir ülke, bu kadar avantajlı olduğu bir üründe bile, her seferinde alıcıların oyununa gelir ve milyarlarca dolar zarar eder?

Yıllardan beri usanmadan tekrarlanan yalanlar karşısında bu ülkeyi yönetenler nasıl olur da bir türlü uyanamazlar?

Avrupalı ucuza kapatmak istiyor

40 yıldan fazla bir süredir her kampanya döneminde Avrupalı ithalatçı sanayiciler ve onların Türkiye'deki mümessilleri tarafından ısrarla dile getirilen iddiaların asıl amacı, psikolojik üstünlüğü ele geçirerek Türk üreticisinin ve karar mercilerinin direncini kırmak ve Türk fındığını ucuz fiyattan kapatmaktır.
Buna karşılık, ihracatçılarımız yapısal ve moral açıdan yetersizdir. Ne dünya pazarlarına açılacak bilgi ve finans birikimleri, ne de fındığın gerçek değerini oluşturacak moral güçleri vardır. Belli sayıdaki Avrupalı sanayici ithalatçının talebi doğrultusunda Türkiye'den mal temin edecek Avrupa'ya servis yaparlar. Başka bir ifadeyle, Türkiye fındık ihraç etmez, Avrupalı istediği fiyattan ihtiyacı kadar fındığı Türkiye'den temin eder.

Bu 'gâvurun ekmeğini yiyen' temsilci ve distribütörlerin nabzına göre şerbet vermeyi marifet sayan yöneticiler bir gerçeği göz ardı ediyor. Fındık herhangi bir ticari ürün değildir. 6 milyon insanın kaderi doğrudan veya dolaylı fındığa bağlıdır. Bütün bir Karadeniz havalisinin sosyo ekonomik ve hatta kültürel yapısı, yaşam tarzı fındık üzerine kuruludur.

Biz, fındık üreticisinin, Avrupalı ithalatçıya ezdirilmesinin neden olacağı sosyal patlamalar konusunda herkesi uyardık. Karadeniz kıyılarını vuracak 'sosyal tsunami'ye dikkat çektik.


Üretici artık oyunun farkında

Ordu'daki mitinge 100 bin insanın katılmasının anlamı budur. Bu miting, fındık üreticisinin hak arayışı hareketinin başlangıcıdır. Şayet mahsul çıkmadan soruna bir çare bulunamazsa, iş Ordu'yla sınırlı kalmaz, bu 100 bin kişi Ankara'ya dayanır, ben de başlarında olurum.

Üretici, kendi emeği, alın teri ve çoluk çocuğunun rızkı üzerinde oynanan oyunun artık farkındadır. Kimse yalanlarla bu halkı aldatamaz. Halk, kimlerin üç kuruşluk kişisel menfaatları uğruna, fındık üreticisinin milyarlarca dolarını yabancılara peşkeş çektiğini artık bilmektedir.

Bu yılki tepkinin büyüklüğünün ana sebeplerinden birisi işte bu uyanıştır.
Hiç kimse bu hareketi basit bir 'Ben de isterim' hareketi zannetmesin. Karadenizli bu yıl ne yaptığının, ne yapmak istediğinin farkındadır.
Bu yıl Türkiye bir mevzi ele geçirmiştir.

Bu, önemli bir kazanımdır. Geçtiğimiz yıl, rekolte düşüklüğü sebebiyle oluşan fiyatlar Türkiye'ye de Karadenizliye de bir şey göstermiştir.
Karadenizli, arzı kontrol edebildiği takdirde, fındığı 7-8 liraya satabileceğini görmüştür.

Türkiye, 10 dolara fındık ihraç edebileceğini, 2 milyar doların üzerinde döviz girdisi sağlayabileceğini görmüştür.

Karadenizli bir hususun daha farkındadır ve başta bu ülkeyi yönetenler olmak üzere herkes de bu gerçeği görmelidir ki, bu yılki fındık mücadelesi bundan sonraki 20-30 yılın fındık fiyatlarını belirleyecektir. Bu mücadelenin başarısına göre, bundan böyle fındık fiyatı denince ya 10 dolar akla gelecek ya da iki dolar akla gelecektir.

Bundan böyle, fındık ihracatı denince ya 500 milyon dolar düşünülecek ya da 2.5 milyar dolar düşünülecektir.

Bu mücadele başarısız olur; Türkiye'yi yönetenler uyanmaz, üretici yabancı sömürüsüne yenilir ve fındık 2-3 dolar seviyesine düşerse, önümüzdeki 10 yıl içinde, Karadeniz'den 1 ile 2 milyon arasındaki insan açlık ve yoksulluk sebebiyle İstanbul'un varoşlarına yığılacaktır. Bırakınız başka göç edecek sorunları, böyle bir kitlenin yaratacağı asayiş sorunlarını aşmak için milyarlarca dolar kâfi gelmeyecektir.

Bu yılın geçmiş yıllardan bir farkı da, Başbakan'ın ithalatçı sanayicilerin Türkiye temsilcisi ağzıyla konuşmuş olmasıdır. Başbakan açısından bir talihsizliktir ve oluşan tepki biraz da bundandır.

Üstüne farz olan olmayan, ilgili ilgisiz, bilgili bilgisiz, her önüne gelen Karadeniz havalisinin kaderiyle oynamaktadır. Sayın TOBB Başkanı, adeta alıcıların sözcülüğünü yaparcasına "Fiyatlarımız yüksek olursa komşularımız fındık eker" diyor. Ben bu iddianın nasıl bir cehalet eseri olduğunu ve 40 seneyi aşkın bir süredir hayâsızca tekrarlayıp durduğum, çeşitli defalar dile getirdim ve bu yalanları rakamlarla çürüttüm. Sayın TOBB Başkanı'na bir tek sözüm var: Siz bu kafayla Kayseri'ye bile fındık eker hatta kim bilir altı ay sonra hasat bile yaparsınız.

Ordu mitinginde şöyle de bir mesaj daha vardı: Fındığı rakı masasında tanıyan uzmanlar fındıktan ellerini çeksinler.

Lokman Kondakçı
Eski Fındık İharacatçıları Birliği Başkanı


Radikal

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön