View Single Post
Eski 15-12-2008, 21:21   #1
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Adalet Yağcı

Agaclar.net'e geliş maceranız nasıl oldu?

Yayla evimin bahçesine diktiğim ağaçlarım için bakım önerileri arıyordum, öyle ki, kime sorsam farklı bir şey söylüyordu, en iyisi kendim araştırıp bulayım dedim.

Aradığım her ağacın bitkinin kaynak olarak gösterildiği yer çoğunlukla Ağaçlar.Net'ti, merak edip biraz araştırma yapayım dedim, ama başından kalkmak ne mümkün, sayfalar dolusu bilgi, oku oku bitmiyor, her şeyi merak ediyorum, kim ne sormuş ne cevap verilmiş.

Yok böyle olmaz dedim, hiç yaptığım bir şey değildi Forum üyeliği, ama hemen kayıt yaptım ve o gün bu gündür bir daha çıkamadım. Hatta bu günlerde başladığım bilgisayar kursunda bile iki arada bir derede sitedeyim, bağımlılık böyle bir şey demek ki.

Burada neler öğrendiniz?

Burada öyle çok şey öğrendim ki, öncelikle bitkilerimin ağaçlarımın en doğru şekilde nasıl bakılacağını, gübrenin suyun toprağın nasıl kullanılacağını (bu konularda doğru dürüst fikir sahibi değildim) ve çok önemli bir şeyi, paylaşmayı öğrendim.

Arkadaşlarım hiç bir karşılık beklemeden çelikler tohumlar gönderdiler, çok mutlu oldum.

Onların neşesini, sevincini hüznünü paylaştım, bir önemli konu da Türkçemizi doğru yazmayı öğrendim ve öğreniyorum (de da eklerinin ayrı yazıldığını bilmiyordum).

Diğer üyeler sizden neler öğrendi?

Üzgünüm, ben henüz diğer üyelere bir şeyler öğretecek kadar bilgiye sahip değilim, özellikle bitkilerin Latince isimleri hiç aklımda kalmıyor.

Ben henüz beş aylık bir üyeyim, bir çok şey öğreneceğim o zaman ben de yardımcı olabilirim arkadaşlarıma, yinede bildiğim konularda çevremdekilere küçük yardımlarım oluyor.

Sizi tanıyalım

1950 yılının başında Ürgüp'te doğdum, ilkokul bittikten sonra devam etmedim, zaten o yıllarda İstanbul'a göç ettik.

1967 yılında evlendim, 68 yılında bir erkek çocuk annesiydim. Eşimin vazifesi dolayısı ile, Merzifon, Çanakkale, Mardin de bulundum, Kızımı 78'de Mardin de dünyaya getirdim.

Eşim 1980 de emekli olunca Mersin'e yerleştik, sonra çocuklar büyüdü, kızım üniversiteye başladığında birden boşluğa düşmüş gibi oldum, kolları sıvayıp önce orta okulu sonra da liseyi dışardan bitirdim (46 yaşında).

Kitap okumak, en büyük meşguliyetimdi, hâlâ öyle, nedense diğer hemcinslerim gibi dikiş dikmek örgü veya dantel yapmak pek hoşlandığım şeyler olmadı; bunları da yaptım tabii zaman zaman ama pek keyif almadım.
Günün birinde hayalimdeki bahçeli evime kavuştum, burada yaşadığım mutluluğu tarif etmem imkansız, bahçemde çıkan yabani otları bile sever okşarım, çiçekler derseniz onlar içinde aklımı oynatırım.
Şimdilerde bahçemi yeniden düzenlemek için kolları sıvadım yine, 350 mk. kadar bir yer ama beni mutlu etmeye yetiyor.

Zamanınızın ne kadarını bitkilere ayırıyorsunuz?

Elimden gelseydi bütün zamanımı demek isterdim, çocukluğumda en özendiğim meslek postacı olmaktı, onların taşıdıkları her mektupla nasıl bir sevinç getirdiklerini düşünür "keşke ben de postacı olsam" derdim.
Yirmili yaşlardan itibare favorim çiçekçiler oldu, hani deseler ki gel bedava çalış sırf o çiçeklere dokunabilmek için çalışırdım.
Yine de yazın günümün en az iki üç saati, kışın da yarım saati çiçeklerimin bakımıyla geçer.

Agaclar.net'te "şu da olsaydı" ya da "olmasaydı iyi olurdu" diyebileceğiniz neler var?

Öyle güzel bir yer ki, her şey o kadar güzel ki, hani Erol Evgin'in bir şarkısı vardı ya "Sen başkalrına benzeme sakın, hep böyle kal" işte öyle.
Zaten olması gerekenler yöneticilerimiz tarafından, arkadaşlarımızın önerileri ile oluşturuluyor, daha ne olsun yani satış sayfalarımız bile var, Bal bile satabiliyorlar.

Belki, üyelerin avatar dışında küçük bir fotoğrafları olabilirdi üyelik sayfalarında, birbirimizi daha iyi tanıyabilmek için.

Diğer üyelere ne tür önerileriniz olabilir?

Yeni üyelerimiz yazmaktan çekiniyorlar, belli bir süre belki olabilir ama ilerleyen zaman içinde daha girişken olabilirler, bir de siteye üye olup üç beş mesaj yazdıktan sonra unutup gidiyorlar, hiç vakti olmayanlar bile haftada bir kaç saatini ayırabilir.

Bazan da gereksiz sürtüşmeler oluyor, bunlar özel mesajlarla halledilse daha iyi olur.

Bitkilerle ilgilenmek sizi nasıl etkiliyor? En çok ilgilendiğiniz türler hangileri?

Bitkisiz bir dünya düşünemiyorum, biraz klişe olacak ama, bana gerçekten terapi yapıyor bitkilerim, bütün gün bahçede çalışmış olsam bile, iki saat ev temizliği yaptığım kadar yorulmuyorum.

Türlere gelince, sanırım ilgilenmediklerimi yazsam daha kolay, bana kızmasınlar şimdi, Başta etoburlar, katüsler çiçek açmayan cinsler.
Geri kalanların hepsine de deli olurum. Bunların dışında sanırım sarılıcı türlere karşı daha fazla zaafım var, özellikle de clematislere.

Bitkilerle ilgilenirken yaşadığınız en ilgi çekici, trajik ya da komik olay hangisi?

Bahçemi ilk şekillendirdiğim sıralardı, bütün ağaçlardan olsun istiyorum, bildiğim en iyi yere gittim, en güzel görünümlü ağaçları seçtim.
İkinci yıl meyveler kendini göstermeye başladı, ben heyecanla bekliyorum nasıl olacaklar diye, sonunda Şeftalilerim harap çıktı, Elma diye aldığım ağacım Muşmula verdi, Cevizim de Pikan Cevizi çıktı. Ben daha bu sene yeniden bir elma fidanı dikebildim.

Foruma katıldıktan sonra ileriye dönük planlarınızda değişiklikler oldu mu?

Daha bilinçli bir bahçevan olmak istiyorum, bahçemi hemen hemen boşalttım, arkadaşlarımın tavsiyesi ile daha mükemmel bir hale getirmek istiyorum.
Eskiden ne yaptığımı bilmeden her şeyi her yere dikiyormuşum.

Agaclar.net toplantılarına katılıyor musunuz? Gözlemlerinizi yazar mısınız?

Maalesef, böyle bir şansım olmadı, son İstanbul toplantısına ruhum eşlik etmişti ama

Bitkilerle ilgili yararlandığınız ve önereceğiniz kitaplar hangileri?

Evet bir kitabım var, ama şu anda yaylada olduğu için ismini hatırlayamadım, Selçuk Üniversitesi Ziraat fakültesi Profesörlerinden iki tanınmış isim, ama gerçekten hatırlayamıyorum, sitemizin E Dergilerini de zevkle okuyorum.

Doğa ve çevre ile ilişkisini örnek aldığınız ya da örnek diye gösterebileceğiniz insanlar var mı?

Hepimiz şöyle ya da böyle doğayı sevip korumaya çalışırız değil mi, ama benim bir yeğenim var, bir gün o nunla bir dağa tırmandık, etrafta kayalıklar ve ağaçlardan başka kimse yoktu, yeğenim çok mutlu oldu, bir sigara yaktı içtikten sonra izmaritini yanındaki peçeteye sarıp peçeteyi çantasına koydu, çok duygulanmıştım, aynı gün dört yapraklı bir yonca buldu ama onu dalından kopartmaya kıyamadı.

Üye olduğunuz diğer forumlar hangileri? Agaclar.net'i onlardan ayıran özellikler ne?

Fotokritik üyesiyim yalnızca, ama aktif değilim, bir kaç yükleme yaptıktan sonra gördüm ki al gülüm ver gülüm puanlaması yapılıyor.
Bizim sitemizde dostluk var, paylaşım var, burası nezih bir yer.

Bitkilerle ilgili mesleki bir eğitim aldınız mı? Almak ister misiniz?

Hayır almadım, imkanım olsaydı elbette isterdim.

Zamanınızın ne kadarını agaclar.net'e ayırıyorsunuz?

Her gün eğer vaktim varsa üç dört saat, yoksa da arada bir kaçışlar yapıyorum.

Bitkilerden başka ilgilendiğiniz neler var?

Kitaplarım var, Parapsikoloji ilgimi çekiyor, İstanbul Metapsişik ve ilmî araştırmalar derneğinin dergilerini ve kitaplarını yıllarca okudum, reenkarnasyona inanırım.

Bitki, tohum, çelik paylaşımlarına katıldınız mı? Neler düşünüyorsunuz?

Evet, önce bana tohumlar geldi, sonra da ben dağıttım, bundan sonra daha katılımcı olacağım, bir yığın tohum aldım çünkü.

Forumdaki hangi üyeler sizi olumlu yönde etkiliyor, neden?

Ben bütün arkadaşlarımı çok seviyorum, kalasik oldu değil mi? Gerçekten o kadar değerli dostlarım var ki birinin adını unutsam diğerlerine haksızlık etmiş olurum. Bir çok kişinin Adalet ablası oldum, ilk abla diyen Mermaid'i sevgiyle anıyorum.

Gönüllüsü olduğunuz Sivil Toplum Örgütleri var mı? Hangileri?

Bir zamanlar Atatürkçü Düşünce Derneğine üye olmak istemiştim, oradaki gayrıciddi şeyleri görünce vazgeçtim.

Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara aktif olarak katılır mısınız, katılmak gerekir mi?

Elbette katılmanın gerekliliğine inanıyorum, sesimizin duyulması lazım, kendi kendimize homurdanmakla hiç bir şeyi çözemeyiz.

TV ve radyoda bu konuları işleyen programları yeterli buluyor musunuz, nasıl olmalı?

Tabii ki hayır, TRT2 nin dışında bu konuda düzenli yayın yapan kanal yok, eskiden olduğu kadar bile belgesel vermiyorlar.

Bence her kanalın belli gün ve saatlerde (gece yarısı değil tabi) belgesel yayınlama zorunluluğu olmalı.

Toplum avantür filmlerle doyuruluyor, çocuklar ne öğreniyorlar televizyondan, vurmayı kırıp dökmeyi. Bu tarz filmlere de bir sınır getirilmeli

Hobi bahçeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?

Şehirde yaşayıp bahçesi olmayanlar için çok güzel bir imkan, bütün şehirler de uygulanabiliyormu bilmiyorum ama meraklıları küçücük alanlarda harikalar yaratıyorlar.

Hepsinden sadece birer tane yazın: En sevdiğiniz;
ağaç:Ladin
çiçek;Clematis
kitap: Kelebek
şarkı: Dönülmez akşamın ufkundayız
müzik grubu/müzik sanatçı: Farid Farjad
ressam:Gogen
şair:Nazım Hikmet
film: Love Story
web sitesi:Agaclar.net

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön