View Single Post
Eski 19-11-2008, 18:57   #11
Selahattin Yılmaz
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Kombucha'nın Büyüsü

© Yazan: Günther W. Frank

Türkçe'ye Çeviren: Selahattin Genç

E-posta selahatti_genc@hotmail.com

Kombucha bottleBu, Amerikan dergisi olan "The American raum & zeit" 'da yayınlanmış olan bir makaledir. (Mount Vernon/ABD) Cilt 2, Sayı 5, 1991, sayfalar 51–56.


Bugünlerde doğaya yakın olan iyileştirme önlemlerine geri dönüşü yaşıyoruz; doğal kaynaklı ilaçlara ve gıdalara da dönüyoruz – endüstriyel olarak paketlenmiş ürünlerden uzak duruyoruz. Bu, belki de Kombucha denilen sağlıklı içeceğin müthiş çekiciliğinin ve büyüsünün nedenlerinden birisidir. Maya ve bakterilerden oluşan kültürler, antik zamanlardan beri, dünyanın her yerinde, sağlığı-iyileştiren mayalanmış içecekler ve gıda maddeleri elde etmek amacıyla, insanlar tarafından sağlıkları için kullanılmış ve uygulanmıştır.

Biz İncil'de, Ruth (2:14), arazi-sahibi Boas'ın, daha sonra karısı olan Moabite Ruth'u tahıl hasadı esnasında davet ettiğini okuduk "Buraya gel ve biraz ekmek ye ve lokmanı sirke-içeceğe daldır! Ve o orakçıların yanına oturdu; ve o kurumuş mısırına uzandı ve o yedi ve ona yetti ve o ayrıldı." M.Ö. 1000 yıllarından aktarılan bu İncil öyküsü, bize sadece onların örnek beslenme alışkanlıkları hakkında bilgi vermiyor, bizim bakış açımıza göre onlar mütevazı oldukları halde, biz bundan aynı zamanda, hatta o zamanda bile, insanlar laktik asidin mikroorganizmalarıyla içecekler hazırladıklarını ve zor hasat zamanında insanların kuvvet ve serinlemek için insanlara nasıl servis yaptıklarını da görüyoruz.

Bu bakteri ve mayalardan oluşan ortak-yaşam kültürünün bir antik saf akrabası, Kombucha denilen çay mantarıdır. Doğu Asya bölgesinden çıkmış olup, Almanya'ya yüzyılın başlarında Rusya üzerinden ulaşmıştır. Bu antik ev-ilacı bütün rahatsızlıklara karşı diğer ülkelerde de giderek daha fazla kullanılmaktadır. Mantar, düz bir disk yapısında, jelâtine benzeyen ve sağlam mantar-yapısında bir zardan oluşmaktadır. O, çay ve şekerden oluşan besleyici bir solüsyonun içinde yaşar ve bu sıvı içinde sürekli olarak ürer. Mantarımsı disk ilkönce çayın bütün yüzeyine yayılır ve daha sonra kalınlaşır. Mantara doğru bir şekilde davranılırsa, sahibini hayat boyu başarılı kılar, ürer ve eşlik eder.

Mayalanma ve oksitlenme sürecinde, mantar çay-ortamı içinde çeşitli karmaşık tepkimeleri, ya birbiri peşi sıra veya aynı anda, etkiler (bunlar asimilasyon/özümseme ve disimilasyon/farklılaştırma işlemleridir). Çay-mantarı şekerle beslenir ve buna karşılık çaya giren diğer değerli maddeleri üretir: glükuronik-asit, laktik-asit, vitaminler, amino asitler, antibiyotik maddeler ve diğer ürünler. Bu nedenle, çay-mantarı gerçek bir mini biyokimyasal fabrikadır.

Kombucha – Her şeyin ilâcı mı?

Kombucha mantarıyla ilgili olarak pek çok deneyimler bulunmaktadır. Serinletici bir içecek olmasının yanı sıra, neredeyse bütün raporlarda onun bir ilaç olarak da kullanımı hakkında bilgiler bulunmaktadır. En eski ve modern raporlarda, Kombucha'nın kullanıldığı ve övgüyle söz edildiği pek çok hastalıktan söz edilmektedir. Yelpaze, en zararsız rahatsızlıktan en ciddi hastalıklara kadar uzanmaktadır.


Pek çok sayıda doktorlar ve bilimciler, bir ev ilacı olarak Kombucha'nın etkileri ile ilgilenmişlerdir. Kombucha ile ilgili pek çok bilimsel eserler bulunmaktadır. Bu eserler, Kombucha'nın yaşam-destekleyici C ve B-grubu vitaminlerinin yanı sıra, glükon asit, glükuronik asit, laktik asit, asetik aside dayalı olan iyileştirici etkisinden söz etmektedirler. Özellikler Rus araştırmacılar tarafından kanıtlanmış olduğu gibi, onun içerisindeki bileşenlerin pek çoğu antibiyotik ve detoks (vücudu zararlı maddelerden arındırıcı) özelliklere sahiptir ve bunlar vücutta biyokimyasal işlemlerde çok önemli bir rol oynarlar.

Hoş olmayan yan etkilere sahip olan pek çok ilacın aksine, Kombucha'nın aktif maddeleri, vücuda dost olan metabolistik özellikleri aracılığıyla, bütün vücut sisteminde yoğunlaşmaktadırlar; hücre zarlarında her hangi bir yan etki olmaksızın normal durumu yeniden kurmaktadırlar ve bu şekilde insanın sağlığını iyileştirmektedirler. Bu doğal güçleri, zihinsel ve bedensel kapasitelerimizin yanı sıra, canlılığımız ve etkinliğimiz için de kullanalım!

Geniş bir Dünya-Literatürü

Bacinskaja (1914) içeceğin mide-bağırsak faaliyeti için etkili olduğunun farkına varmıştır. Yazar her öğünden sonra küçük bir bardak içilmesini ve yavaş yavaş bu miktarın arttırılmasını önermiştir.

Profesör S. Bazarewski "Riga'daki Doğa Araştırmacıları Derneği için Yazışmalar" 'da bir rapor yayınlamıştır (1915) ve Livland ve Kurland'ın Baltık Rusya bölgesindeki Latviyalı nüfus arasında "Brinum-Ssene" adlı bir halk ilacı bulunduğunu bildirmiştir. Bunu kelimesi kelimesine tercüme ettiğimizde, bu kelime "Harika-Mantar" anlamına gelir. Bazarewski'ye göre, Latviyalılar bu mantara "pek çok hastalık için harika iyileştirici güç" demektedirler. Bazarewski'nin konuştuğu bazı insanlar bunun baş ağrılarına iyi geldiğinde ısrar etmişlerdir fakat diğerleri "bu mantarın" bütün hastalıklara iyi geldiğini söylemişlerdir.

Kabızlığa İyi Gelmektedir

Prof. B. Lindner (1917-1918) bu ilacın çoğunlukla bağırsak faaliyetlerini düzenleyici olarak kullanıldığını bildirmiştir. Hemoroitler (basur) de tedavi edilmiştir.

Meclis üyesi Prof. Dr. Rudolf Kobert (1917–18) bu mantarla "eklem romatizmasına karşı güvenilir bir ilaç" yapıldığını hatırlamaktadır.

Prof. Dr. Wilhelm Henneberg (1926) de Rusya'da, bütün o bölgelerde "başta kabızlık olmak üzere bütün hastalıklara karşı bir ilaç" olarak kullanılan, çay-mantarından yapılan "Teak-wass" denilen bir içeceğin hazırlandığını bildirmektedir.

Dr. Madaus "Biyolojik Tedavi Sanatları" kitabında (1927), mantarın ve onun metabolik ürünlerinin hücre duvarlarının tekrar oluşmasında mükemmel bir etkisinin olduğunu, bu nedenle de, arterioskleroz için mükemmel bir ilaç olduğunu bildirmiştir.

İnsanın Genel Durumunun İyileştirilmesi

H. Waldeck (1927) 1. Dünya Savaşı sırasında, 1915 yılında, Rusya-Polonya'da rastlamış olduğu, evini paylaştığı ve ciddi kabızlık sorunu için kendisine bir "harika içecek" yapmış olan bir kimyagerden söz etmiştir. Kimyager, güvendiği Waldreck'e bu "Rus gizli ev ilacını" daima el altında bulundurduğunu" ve bunun "her türlü hastalığa iyi geldiğini" ve "doğal olarak oluşan asitlerinden dolayı, yaşlanma sorununa başarılı bir şekilde karşı koyabildiği ve bu nedenle, yaşamı uzatmaya katkıda bulunduğunu" söylemiştir.

Prof. Br. Lakowitz (1928), Waldreck'in sindirim rahatsızlıklarının mantar-çayı tarafından hızlı bir şekilde çözümlendiği konusundaki sözlerini doğrulamıştır. Şiddetli baş ağrıları ve sinirsel rahatsızlıklar da deneysel olarak çözümlenmiştir. Lakowitz şu sonuca ulaşmıştır: "mantar-çayının, sindirim rahatsızlıklarına karşı bir ilaç olarak Tee-Kwass üretimi için geniş çaplı yayılması herkes için arzu edilen bir durumdur."

"White Flag" (1928) kitabında bildirildiğine göre: "bu çay-içeceğinin serinletici tadı genel olarak hoştur ve onun etkisi… iyi bir etkidir. Mayalanmış çayın tadı gayet güzeldir, ışığı, köpüklü şarabı veya tatlı armut suyunu hatırlatmaktadır. Çayın etkisi genellikle çabuk bir şekilde görülür. Özellikle de, kanı-temizleyici ve zararlı maddelerden vücudu arındırıcı olarak iş görür ve… yüzdeki cilt rahatsızlıklarına çok iyi geldiği söylenmektedir. Ayrıca, doktorların araştırmalarına göre, devamlı baş ağrısı, kollar ve bacaklardaki ağrılar, gut hastalığı, romatizma ve diğer yaşlanma sorunları için oldukça etkilidir. Mantar-çayının genel etkisi, mantarın yüksek vitamin ve hormon etkisi ile bağlantılı olabilecek olan ve doktorlar tarafından da belirtilmekte olan, genel durumda bir iyileşme şeklinde ve bir insanın arttırılmış performans kapasitesi olarak, birkaç haftada ortaya çıkar.

Ayrıca, mantar metabolizmayı… mükemmel bir şekilde uyarır ve bu nedenle, vücudun temizlenmesine yardımcı olur, örn. her çeşit hastalık toksinlerinin atılması (eliminasyonu) gibi.

Arteriosklerozdaki Olumlu Etki

Dr. Maxim Bing (1928), Kombucha mantarını "Arterioskleroz, gut ve bağırsak yetersizliği için oldukça etkili bir ilaç" olarak tavsiye etmektedir. "Arteriosklerozda tansiyonu düşürmek, gerginliği, sinirliliği ve ağrıyı, baş ağrılarını, baş dönmelerini, vs. ortadan kaldırması gibi iyi bir özelliği" taze, iyi kültürlerin kullanımından meydana gelmektedir. "Bağırsak tembelliği ve buna eşlik eden etkiler de çabuk bir şekilde ortadan kaldırılabilmektedir. Böbrekte ve beyin damarlarındaki kireçlenmelerde özellikle iyi sonuçlar vermektedir."

Dr. Siegwart Hermann (1929), Vigantol (anti-raşitik B-ilacı) ile zehirlenmiş olan kedilerle yapılan deneylerden söz etmektedir. Hayvanlar Kombucha ekstreleri almaya başladığında, onların kolesterol düzeylerinde olumlu bir etki gözlemlemiştir. Bu ilginçtir, çünkü insan Arterioskleroz vakalarında yükselmiş kolesterol düzeyi de vardır. Hermann'ın bu deneylere dayalı olan yazısı şöyledir: "hasta yatağında doktorlar tarafından yapılan gözlemlerde, hayvan deneylerindeki gibi, genel olarak halkın söylediği etkiler gözlemlenmiştir."

Glükuronik Asit

Benim düşünceme göre, gut, romatizma, artrit, vs. için mantarın iyi etkileri için, içecekte bulunan Glükuronik asitle birleşmesi vasıtasıyla, suda-eriyebilen ve böbreklerde-başa çıkılabilecek hale gelen vücudun birikmiş toksinleri tarafından açıklanabilen ve idrarla atılabilen, söz edilmesi gereken faktörler vardır. Bu birleşme, bir tür biyo-dönüşümdür; bununla, hem endojenik ve hem de vücuda-yabancı maddeler Glükuronik asitle Glükuronoitler veya "çift Glükuronik asit" denilen halinde bağlanır.

1961 yılında, Tıp Dr. Valentin Köhler, "Medical Practice" adlı dergide, "Glükuronik Asit Kanser-Hastalarına Cesaret Veriyor" başlıklı yazısıyla Glükuronik asidin tedavi amaçlı kullanımı konusunda bir tartışma başlattı. Glükuronik asit, Kombucha-çayındaki mayalanma esansında üretilen ürünlerden birisidir. Dr. Köhler, kanser hastalarını Glükuronik asit ile tedavi etme konusunda cesaret verici sonuçlar elde edildiğini bildirmiştir. Glükuronik asidin oldukça uzun süreli olan etkisi, vücudun kendi savunmalarında ve muhtemelen de İnterferon-üretiminde bir artışa neden olabilmektedir.

Glükuronik asidin vücudu zararlı maddelerden arındırma fonksiyonu, genel durumdaki ve oksitli metabolizmadaki bir iyileşmeyle birlikte gitmektedir.

Dr. Köhler, hasta ağaçların tedavisinde de şaşırtıcı sonuçlar gözlemlemiştir. Ölmekte olan ağaçların sorunlarını çözmek için, çeşitli kuruluşlar bilimsel testler yapıyorlardı. Besleyici maddeleri, eser-elementleri ve ağır metal iyonlarını birleştirerek, bir inşa işlemi başlatıldı veya hızlandırıldı. Glükuronik asidin hem yabancı ve hem de endojenik zehirli maddelerle birleşime grime kapasitesi, bitki hücresi için korumayı etkiler. Sülfür dioksit, nitrikler ve ozonun yanı sıra, asit veya radyoaktif yağmurların içindekiler de dâhil, 200'den fazla maddeler bu şekilde zararsız hale getirilebilir. Dr. Köhler'in araştırmasına göre, Glükuronik asitle ilgili olan kotuma işi bitkinin genetiğini de zararlı bakterilerin oluşumundan korur veya onun oluşumundan sonra, daha ileriki zamanda onun onarılmasına katkı yapar. Dr. Köhler'in incelemelerinden doğan öngörüler, bütün insan hücrelerine aktarılabilir. İnsan metabolizmasındaki oluşma ve ayrışmanın süreçleri, küçük miktarlarda Glükuronik asit eklenerek, optimum bir düzeyde sürdürülür, Kombucha içeceğinin içinde bulunduğu gibi, o, bilimsel verilerle, meslek dışındaki insanlar tarafından halen çok tercih edilmekte olan doğanın bir ürününün birleşimini sunar. İşte, zehirli çevresel maddelerle giderek daha fazla tehdit edilen insanlık için muhtemel bir yardım. Glükuronik asitle, "insan vücudundaki hastalık yapıcı ürünler, son-ürünler halinde ayrıştırılır, azaltılır" ve bu şekilde zararsız hale getirilir. Glükuronik asidin bu zararlı maddeleri arıtıcı fonksiyonu, çok çeşitli hücre fonksiyonlarına fayda sağlar.

Bu, bizi çeşitli şekillerde olumsuz olarak etkileyen zehirli ve çevresel streslere yönelik arttırılmış endojenik kapasite olarak, hasar görmüş vücut hücrelerinin tekrar canlanması olarak ve sağlığımızın onarılması ve pekiştirilmesi olarak ortaya çıkar. Pek çok insan Kombucha'yı mutlaka bir hastalığın tedavisi için kullanmadıklarını ama sağlıklarını destekleyen bir içecek olarak içtiklerini söylediklerinde, biz burada bilimsel öngörülerin ve halkın söylediklerinin birbirleriyle tutarlı olduğunu görüyoruz.

Bağırsak Fonksiyonlarının Normalleştirilmesi

Dr. L. Mollenda (1928), Kombucha içeceğinin, özellikle sindirim organları rahatsızlıklarında etkili olduğunu, bunların fonksiyonlarını normalleştirdiklerini bildirmektedir. Ayrıca, içecek, gut, romatizma ve arteriosklerozun farklı aşamalarında yararlı olduğunu kanıtlamıştır. Ek uygulama alanları ile ilgili olarak şunları yazmaktadır: "Anjin vakasında, özellikle de bademciklerin iltihabında, içecek sadece gargara yapmak için kullanılmamalı ama yiyecek ve içecekler aracılığıyla mideye ulaşan bakterilerin yok edilmesi amacıyla içilmelidir de. Anjinde yapılacak olan böyle bir gargara çabuk bir iyileşme getirir ve gut ve Arterioskleroz ağrılarında, ciddi durumlarda bile şaşırtıcı başarılara ulaşılmaktadır. … İçecek asitli olduğu halde, midede herhangi bir asitlilik durumu yaratmaz; sindirimi zor olan yiyeceklerin bile sindirimini kolaylaştırır ve önemli ölçüde iyileştirir. Gutlu egzama ve böbreklerdeki, idrardaki ve idrar kesesindeki taşlar için, Kombucha içeceğini aldıktan sonra, eşit şekilde olumlu başarılar elde edilmiştir.

Dr. E. Arauner (1929), çeşitli tıbbi raporları ve değerlendirmeleri bildirmektedir ve aşağıdaki sonuca varmaktadır: "Özetle, Kombucha mantarının veya onun ekstresinin şeker hastalığına karşı, fakat özellikle de arterioskleroz, yüksek tansiyon ve onun baş dönmesi, gut ve hemoroit (basur) gibi sonuçları gibi, yaşlılığa karşı, mükemmel bir koruyucu ilaç olduğu söylenebilir; en azından o çok güzel bir laksatiftir (kabızlık ilacı)." Dr. Arauner, kendi ülkesinde çay-mantarının Asyalılar tarafından, onun şaşırtıcı iyileştirici başarılarından dolayı, yorgunluğa, halsizliğe, sinirliliğe, bağırsak tembelliğine, guta ve romatizmaya, hemoroite (basur) ve şeker hastalığına karşı oldukça etkili ve doğal bir ev-ilâcı olduğundan dolayı yüzyıllardır kullanılmakta olduğunu bildirmektedir

Arauner, buna ek olarak, sadece profesörler, doktorlar ve biyologların şaşırtıcı iyileştirici başarılarını doğrulamadıklarını ama aynı zamanda mantar-çayını içmiş olanlar da "genel vücut fonksiyonları üzerindeki tamamen mükemmel etkilerini bildirmektedirler."

Zihinsel Gerginlik için Önerilebilir

Devletçe-tanınan Braunschweig'deki Kimyagerler Akademisi'nin o zamanki müdürü olan Hans Irion, "Kimya Alanındaki Okullar için Kurs" adlı kitabında (1944, Cilt 2, Syf. 405) şöyle demektedir: "Teakwass olarak tanımlanan içeceğin içilmesiyle, vücudun bütün salgı sisteminde önemli bir canlılık ve metabolizmalarda bir iyileşme meydana gelmektedir. Teakwass, gut ve romatizma, kan çıbanı, Arterioskleroz, yüksek tansiyon, sinirlilik, bağırsak tembelliği ve yaşlılık sorunları için mükemmel bir koruyucu ilaç olarak tavsiye edilmektedir. Sporcular ve yoğun zihinsel çalışma yapanlar için de çok tavsiye edilmektedir. Metabolizmanın iyileşmesiyle, vücutta fazlalık olan yağ birikmeleri önlenir veya atılır. İçecekle, ürik asit, kolesterol, vs. gibi hasar veren birikimleri kolaylıkla çözünebilen şekillere dönüştüren ve bu şekilde vücuttan atan mikroorganizmalar da vücuda ulaşır. Kirli bağırsak bakterileri baskılanır."

"Her Bakımdan Vücudu Zararlı Maddelerden Arındırıcı...."
Konusu Kombucha olan kitap halindeki ilk yayın 1954 yılında çıktı. 54 sayfalık olan bu kitapçık Rusça yazılmıştı ve başlığı şöyleydi "Çay-Mantarı ve onun Tedavi Edici Özellikleri". Yazar, G.F.Barbancik, giriş kısmında, su işçileri için, Omsker Hastanesi'nin tedavi kliniğindeki mantar-çayı özünün (1949 yılındaki) iyileştirici ilaç olarak ilk uygulamasından söz eder. Bademcik iltihaplarının, çeşitli iç hastalıklarının, özellikle de ateşli olanlarının, yetersiz asit üretiminden dolayı mide nezlesinin, bağırsak iltihaplarının, dizanterinin, arteriosklerozun, yüksek tansiyonun, sklerozun, vs. başarılı bir şekilde tedavi edildiğini bildirmektedir.

Oberhessen, Lich'ten Tıp Dr., Dr. Rudolf Sklenar, 1964 yılında, "Deneysel İyileştirme Bilimi" adlı yayında kendi tanı yöntemlerini ve tedavi başarılarını anlatmaktadır: "Harika bir ilaç, her yönden vücudu zararlı maddelerden arındıran bir işlev gören ve kolesterolün yanı sıra mikroorganizmaları çözen, Combucha denilen mantar içeceğidir. "Dr. Sklenar, Koli-ilaçları gibi diğer biyolojik ilaçların yanı sıra, bağırsak florasının temizlenmesi için Combucha'nın da önemli bir yere sahip olduğu bir biyolojik kanser tedavisi geliştirmişti."

"Kana Dayalı Kanser Tanısı ve Kanserin, Kanser-öncesi koşulların ve diğer Metabolik Hastalıkların Kombucha ve Koli-ilaçlarıyla tedavisi" başlıklı, 8 sayfalık bir küçük bir yayında, Dr. Sklenar, vitaminlerin, laktik asidin ve glükuronik asidin etkili olduğunu bildirmektedir. "Onlar zararlı mikroorganizmaları (virüsler, bakteriler, mantarlar) yok etmektedirler ve atık maddeleri ve zehirli birikimleri (ürik asit, kolesterol, vs.) çözmektedirler." Kombucha, "organizmanın mükemmel bir zararlı maddelerden arındırılması" sonucunu vermektedir. Bu içeceği içmekle, ek olarak, "bütün salgı sisteminin fark edilir bir canlandırılması ve metabolizmanın iyileştirilmesi" de vardır.

Dr. Sklenar, mantar-çayı ile şu hastalıkları başarılı bir şekilde tedavi edebildiğini bildirmiştir: gut, romatizma, Arterioskleroz, arterit, kötü-bakteriler, kabızlık, cinsel güçsüzlük, spesifik-olmayan iltihabın çekilmesi, aşırı şişmanlık, kan çıbanı, böbrek taşları, kolesterol, özellikle erken dönemlerdeki kanser, vs.

Kanseri Yokedici mi?

Eski alman Cumhurbaşkanının eşi olan Dr. Veronika Carstens (1987), "Doğadan Gelen Yardım-Kansere Karşı İlaçlarım" başlıklı seride Kombucha'yı şu sözlerle tavsiye etmektedir: "Kombucha organizmaları zararlı maddelerden arındırır ve metabolizmayı iyileştirir; bu vücudun savunma kapasitesini iyileştirir."

Hollanda'dan Ermelo'dan Doğal İyileştirme Uzmanı olan A.J.Lodewijkx (Homepage: http://www.ngab.nl) onun çok tavsiye edilebilen kitabı olan "Kansersiz Hayat" adlı kitabında (Hollandaca ve Almanca dillerinde mevcuttur) Kombucha hakkında şunları yazmaktadır: "Kombucha mantarı, güçlü antiseptik özelliklere sahiptir. Çay, salgı sistemini temizler ve zararlı maddelerin atılma kapasitesini iyileştirir; ürik asit nötralize edilir ve Kombucha çayı vasıtasıyla atılır. Bu nedenle, bu çay, gut, romatizma, arterit, böbrek taşları, bağırsaktaki kötü bakteriler fakat özellikle de erken dönemlerdeki kansere karşı mükemmel bir ilaçtır çünkü Kombucha mantarı hastalığa neden olan vücuttaki zararlı maddeler (endobionts) üzerinde güçlü bir etki yapmaktadır. Görmüş olduğumuz gibi, pH olumsuz bir şekilde değiştiği zaman alyuvarların atılmasını sağlayan bu zararlı maddelerdir (endobionts). Bütün metabolik hastalıklarda ve kanserde, Kombucha, vücudun zararlı maddelerden arındırılması için eşsiz bir içecektir. Kombucha metabolizmada oluşan artık maddeleri vücuttan atar ve bu şekilde kanın pH'ını normalleştirir.

Dünya-çapındaki "Çocuk ve Gençlik Köyleri" 'nin kurucusu olan Gottfried Mueller, Kombucha çayını şöyle övmektedir: "Cennetten gelen bir armağan, özellikle de sağlık acil durumları için" ("Salem-Yardım" 15, No. 3, Ağustos 1987, sayfa 2).

İnsanın Kendini Değerlendirmesi

Hem literatürdeki raporlarda ve hem de Kombucha'ya odaklandığım süreçte bildirilen pek çok kişisel deneyimlerde, Kombucha'nın rahatlattığı pek çok şikâyet oldukça dikkate değerdir. Bu, Kombucha'nın özel bir vücut organını hedeflememesi, ama metabolik durumun stabilizasyonunu (kararlılığını) oluşturarak ve glükuronik asidin zararlı maddeleri temizleyici etkisi nedeniyle, bütün organizmayı olumlu olarak etkilediği temeliyle açıklanabilir. Bu, pek çok insanda, o zehirli (toksik) etkilere ve bizi pek çok yönden kuşatan çevresel streslere karşı yükseltilmiş endojenik savunma kapasitesine neden olur ve bud a hasara uğramış olan hücresel metabolizmada canlanmaya ve bir insanın sağlığının pekişmesine neden olur.

Kombucha-çayına atfedilen pek çok sağlığı-iyileştiren özelliklerin bazılarının daha fazla araştırılmaya ihtiyaçları vardır. Ancak, diğer aktif mekanizmalar, hem bilimsel testlerle ve hem de deneylerle, örneğin: bağırsak florasının düzenlenmesi, hücresel kuvvetlenme, zararlı maddelerden vücudun arınması ve artık maddelerin vücuttan atılması, metabolik uyumlulaştırma, antibiyotik etkisi, pH-dengesinin kolaylaştırılması, tamamen kanıtlanmıştır.

Kendiniz Yapın! Nasıl Yapılacağını Biliyorsanız Sorun Yok!

Kombucha içeceği, çok az bir maliyetle, bir insanın kendi evinde yapılabilir. Mantar sürekli olarak büyüdüğü için, insan bir parça mantar-çayı zarı ile başlayabilir ve sağlığı-iyileştiren bir içecek kaynağının oluşmasını sağlayabilir. İnsan nasıl yapılacağını biliyorsa, hazırlamak sorun değildir. Çok eski zamanlardan beri, insanlar Kombucha içeceğini evde hazırlamaktadırlar ve çay-mantarını dostluğun ve karşılıklı yardımlaşmanın bir işareti olarak aileden aileye aktarmaktadırlar. Çay-mantarının yüksek canlılığı ve çoğalma için yüksek kapasitesi vardır. Eğer onun bu yüksek biyolojik enerjisi olmasaydı, ilk rapor edildiği Çin İmparatorluğundaki keşfinden beri, 2000 yıl öncesinden bugüne, bu kadar uzun zaman sürecinde varlığını devam ettirmesi mümkün olmazdı.

Bugünlerde, insanların kendi kendilerine Kombucha yapmamaları konusunda ara sıra uyarılar yapılmaktadır –bunların çoğu bilmemekten veya ekonomik çıkarlardan kaynaklanmaktadır–. Böyle bir uyarı, doğru yöntemle nasıl yapılacağını, hangi araç gereçlerle yapılacağını ve niçin yapılacağını, vs. bilmediğinizde anlam taşır, bazen insanlar Kombucha'yı kanıtlanmış tariflere göre yapacaklarına yanlış bir şekilde yapmaktadırlar.

Ancak, temiz çalıştığınız ve kanıtlanmış olan kurallara uyduğunuz zaman, Kombucha içeceğini yapma konusunda hiç bir tereddüt yoktur, geçmişteki pek çok nesilde olduğu gibi. Her kimin yeterli bilgisi olursa, o, çay-mantarıyla başarılı bir şekilde ilgilenebilir – tıpkı bir insanın evindeki diğer "açık" yiyecek maddeleriyle ilgilendiği gibi. Kanıtlanmış kurallara uyduğunuz zaman, mükemmel, lezzetli, sağlıklı ve etkili bir Kombucha içeceği yapabilirsiniz. Mantar, sahibinin hayatını uzatacak, ona hayatı boyunca eşlik edecek ve ona iyi hizmet edecektir.

Kombucha Mantarı Kendisini Korumaktadır

Her kim kendi mantar kültürüne kanıtlanmış olan kurallara göre ve özen ve dikkatle davranırsa, herhangi bir sorunla karşılaşmaz. Rus raporlarında, herhangi bir özel önlem almaya gerek olmadığı bile söylenmektedir çünkü mantar kendisini enfeksiyon ve kirlenmeye karşı korumaktadır. Onun pek çok koruyucu özelliği bulunmaktadır: organik asitler, düşük alkol içeriği, karbonik asit, antibiyotik ürünler ve bunların hepsi, çay-mantarı organizmasına ait olmayan bütün yabancı mikroorganizmaların gelişmesini durdurmaktadır.

Rus araştırmacısı olan I.N. Konovalow, 1959 yılındaki raporunda, çay-mantarının yoğun büyüyerek mayalandığını ve diğer mayaların ve bakteri çeşitlerinin yayılmasını belirgin bir şekilde baskıladığını söylemektedir. Aynı şekilde, Rus Profesör G.F. Barbancik (1958), kitabında laboratuar testlerine dayalı olarak çay-mantarından söz etmektedir ve bu test sonuçlarına göre, çay-mantarı bakterilerinin bütün diğer mikropları enerjik bir şekilde (zıtlıkla) uzaklaştırdığını bildirmektedir.


Kaynak

Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön