View Single Post
Eski 14-11-2008, 21:45   #3
Nariel
Ağaç Dostu
 
Nariel's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-04-2008
Şehir: Silifke & İstanbul
Mesajlar: 2,203
Aslında komik anılar da var ama hüzünlü anıları okuyunca benim de aklıma hüzünlü bir anı geldi.

Ben küçükken Ankara'a yaşarken, oturduğumuz lojman alanının içinde bir de tavşan barınağı vardı. Kocaman, etrafı yüksek tellerle çevrilmiş yeşil bir alan ve içinde irili ufaklı onlarca tavşan..

Alanın etrafında askerler ellerinde tüfek nöbet tutarlardı. Lojmanlardan birkaç arkadaş toplanırdık (yaşımız 6-7), o telli alanın arka tarafına dolanır ve tellerde daha önceden açılmış deliklerin yerini keşfederdik. Kimdi bilmiyorum ama birileri o telleri kol geçecek kadar kesip, sanırım tavşan çalmaya çalışıyordu.

Sonra otluk bir araziye gidip poşetle yonca toplayıp, tavşanları o delik kısmın altına toplamak için otları tepeden atardık, tavşanlar da koşup gelirdi. Hele bir de avuç kadar olan yavrular geldi mi bayram ederdik, hemen kolumuzu delikten sokup yavru tavşanı alır, poşete koyar ve kaçardık. Otluk arazide saatlerce tavşanı gezdirir, yedirir içirir, sever okşardık, sonra da (çocuk aklı) kapıda nöbet tutan askerin yanna tavşanı götürüp "asker abi bu tavşanı şurda otlarken bulduk" deyip geri verirdik.

Askerlerin yaptığımızı farkettiklerine dair imaları beni bu işten vazgeçiremedi, hatta kocaman siyah bir tavşanın elimi ısırması bile.

Ta ki başka birinin de bizim yaptığımız şeyi yapıp, tavşanı çaldıktan sonra geri getirip askere vermek yerine, tellerin tepesinden içeri fırlatıp tavşanın belini kırdığını öğrendikten ve o tavşanı yerde çok acınası durumda sürünürken görene kadar..

Nariel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön