Merhaba Kuyucu arkadaş,
Adresimi ve isteğimi bildirmekte çok geç kaldığımın farkındayım ama ben de bir tıp doktoru olarak bu bitkiyle ilgili yaptığım saptamaları ve ulaştığım bilgileri aşağıda paylaşıma yetiştirmek suretiyle kendimi affettirebileceğimi sanıyorum ve eğer mümkün olacaksa, kesinlikle en az iki kalem istiyorum. Adresimi özel ileti olarak göndereceğim. Şimdiden teşekkür ediyorum.
Şişmanlık, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve kalp-damar hastalıkları bilindiği gibi günümüz insanının en önemli sağlık sorunları. Önceden ayrı ayrı değerlendirilen bu hastalıklar artık Metabolik Sendrom adı altında tek bir hastalık olarak ele alınmaktadır. Bilim adamları çoğu vakalarda bu hastalıklara tek ve ortak bir metabolik bozukluğun yol açtığını düşünmekteydiler ve yıllardır bu sorunun cevabını arıyorlardı. Nihayet bu soruya en akla yakın cevap bir Türk doktordan, Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’den geldi. 9 Ekim 2008 tarihli
www.ntvmsnbc.com sitesinde aşağıda alıntılarını okuyacağınız haber yayınlandı:
“
…Harvard Üniversitesi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil… ve ekibi, bir yağ molekülü olan ve “lipokin” ismini verdikleri bu yeni hormonun, deneysel ortamda insülin direnci, diyabet ve “karaciğer yağlanması” gibi hastalıkları durdurabileceğini ya da tersine çevirebileceğini bu çalışmalarında gösterdiler…Bilimadamları, bu büyük çaplı ve çözünürlüklü verileri ve binlerce deneysel sonucu inceledikten sonra, genetiğiyle oynanmış farelerin yağ hücrelerinden salgılanan ve “lipokin” olarak sınıflandırdıkları bu yeni molekülü buldular. “C16:1n7-palmitoleate” adı da verilen bu hormon (Palmitoleik yağ asiti), yağ dokusundan salındıktan sonra kasları ve karaciğeri etkiliyor. Kas dokusunda hücrenin insüline karşı hassasiyetini artırıyor, karaciğerde ise yağ toplanmasını engelliyor. Araştırmacılar, buna ek olarak, söz konusu hormonun inflamasyonu (iltihaplanmayı) da durduğunu gösterdiler. Hotamışlıgil ve ekibi, önceki çalışmalarında, inflamasyonun metabolik hastalıklara neden olan en önemli faktör olduğunu göstermişler ve bu yeni sahayı açan buluşlar yapmışlardı.”
Palmitoleik Asit bitkilerin hemen tümünde binde oranlarında bulunurken, sadece iki bitkide çok yüksek oranlarda bulunmaktadır. Macadamia fındığı yağı ve
Yalancı İğde (Sea buckthorn, Hippophae rhamnoides).
Özellikle yalancı iğdede % 31 oranında bulunur. Bu da bu bitkinin yüzyıllardır bilinen iyileştirici etkisini, diğer içerdiği antioksidanları hesaba katmasak bile tek başına açıklar. Ayrıca Cengiz Han’ın ölmek üzere olan hasta atlarına bu bitkiden yedirince neden iyileştiklerini ve neden Cengiz Han’ın emir yayınlayarak artık her öğün ordusuna bu bitkiden yedirdiğini ve neden Yuri Gagarin’in uzay yürüyüşlerinden önce bu bitkiden bol bol yediğini, neden cilt yaralarını iyileştirdiğini, reflüyü tedavi ettiğini, ülseri iyileştirdiğini, şekeri neden düşürdüğünü, kolesterolü düşürerek karaciğer yağlanmasını ve kalp damar hastalıklarını nasıl önlediğini ve neden yaşlılık etkilerini geciktirdiğini açıklar. Hatta Ölümsüzlük Otu’nu arayan Gılgamış’a, atası Utnapiştim’in neden dikenli bir bitki tarifi yaptığını ve bu bitkiyi neden bir deniz kenarında, kumsalda bulunan bir tatlı su kaynağı yakınında araması gerektiğini söylediğini de açıklar. Gılgamış, bulduğu fakat yiyemeden bir yılana kaptırdığı bu bitkiye “yaşlıyı genç yapan bitki” diyordu. İşte o günden beri yılan tıbbın ve eczacılığın simgesidir.
Bazı bitki yağlarında Palmitoleik asit (Omega 7) oranları:
Sızma zeytinyağı : % 0.3 ila 3.5
Soya yağı : % 0.1 ila 0.2
Keten tohumu yağı : % 0.07
Kayısı ve çekirdeği : % 1.47
Yalancı İğde : % 31
Yalancı İğdenin Anadolu’da kullanılan diğer adları: Yabani İğde, kır iğdesi, yer iğdesi, kum iğdesi, çay dikeni, deniz ak dikeni.
Esenlikler dilerim.