View Single Post
Eski 03-07-2006, 03:02   #20
Mine Pakkaner
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Organik Tarim

ORGANİK TARIM

Doç.Dr. İrfan Ersin AKINCI
KSÜ, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, Kahramanmaraş (ieakinci@ksu.edu.tr)
TARIM VE ÇEVRE KİRLENMESİ

Çevre kirlenmesi; günümüz dünyasındaki nüfus artışı, hızlı kentleşme ve ileri teknoloji sonucu oluşan ve doğal kaynakları tehdit eden insanlığın en önemli sorunu haline gelmiştir. Çevre kirlenmesinden başta insan olmak üzere tüm canlılar önemli ölçüde etkilenmekte, yaşamları sınırlanmakta, hastalanmakta ve hatta ölmektedirler. Bu olguda tarımsal faaliyetlerin rolü küçümsenmeyecek boyutlara ulaşmıştır.

Tarımsal faaliyetler bu kaynaklardan özellikle hava, su ve toprağın kirlenmesine az veya çok, dolaylı veya dolaysız etki etmektedir. Çünkü nüfus artışının hızlı olduğu ülkelerde tarım sektörü, gelir sağlayan bir faaliyet alanı olma niteliğinin ötesinde, aç kalmayı önleyen, yaşamı garantiye alan önemli bir uğraşı alanıdır. Bu nedenle verim ve üretim artışı ön planda haklı görülmüş, tarımsal üretimde planlar, programlar, araştırmalar ve desteklemeler bu doğrultuda düzenlenmiştir. Bu amaca yönelik olarak yoğun girdi kullanımına önem verilmiştir. Yüksek verimli çeşitler, kaliteli tohumluk, verimi yükseltecek gübreler, hastalık ve zararlılarla daha etkili savaşımı sağlayacak ilaçlar, üretimi arttırmaya yönelik sulama yöntem ve dozları üzerinde durulmuş; insan işgücü yerine yakıt enerjisinden yararlanma yoluna gidilmiş ve tüm bunların uygulanabilmesi için makineler geliştirilmiştir.

Tarım alanlarının gerek kullanım biçimi (monokültür, marjinal toprakların tarıma açılması, drenajsız sulama, aşırı otlatma vb.) ve gerekse yoğun girdi uygulanması yoluyla entansif kullanımı, verim potansiyelini arttırmış gibi görünse de sürdürülebilir toprak verimliliğini ve doğal dengeleri tehlikeye sokmuştur. Aşırı yüklenme toprak erozyonu, toprak yapısının bozulması, zararlı kimyasalların birikimi, yer altı sularına karışımı ve atmosferin kirlenmesi gibi olumsuzlukları ortaya çıkarmıştır. Konvansiyonel tarım sistemleri çevreye zarar verirken; modern tarımda uygulanan kimyasal ilaç ve gübreler ile büyüme-gelişmeyi düzenleyiciler nedeniyle gıda maddelerinde sağlığa zararlı kalıntılar nedeniyle gittikçe artan bir şekilde sorunlarla karşılaşılmıştır. İnsan sağlığı ve buna etki eden mekanizmalarda zararlanmalar görülmeye başlanmıştır. Konvansiyonel (=entansif=yoğun=modern) tarım;

- Çevreye yani toprak, su ve havadan oluşan ekolojiye kirletici etkide bulunmakta,
- Kirlenme nedeniyle flora ve faunayı oluşturan hayvan, bitki ve insan arasındaki zinciri etkileyerek doğal dengeyi bozmakta:
- İnsanların beslenmesini ve sağlığı için kullanılan gıdalarda zararlı ve kalıntı bırakan kimyasal maddeler ile hastalıkların artmasına; kantite ve kaliteye olumsuz etkisi ile besin açığına yol açmakta,
- Daha çok besin elde etmek için yoğun enerji ve girdi gerektirmekte,
- Topluma ve üreticiye gittikçe artan bir maliyet yüklemekte, sosyal hayatı olumsuz etkilemektedir.


ORGANİK TARIMIN TANIMI

Başta tarımsal faaliyet kaynaklı çevre kirlenmesi karşısında özellikle Avrupa ülkelerinde doğal dengeyi bozmadan, çevreyi kirletmeden, insanlarda ve diğer canlılarda toksik etki yapmayan temiz ürünler üretmeye yönelik alternatif sistemlerin arayışına girilmiş ve bir süre sonra üretici-tüketici zinciri oluşmaya başlamıştır. Çevre dostu üretim sistemleri arasında “organik (= ekolojik, biyolojik) tarım”, yasal düzenlemelerinin olması ve yüksek pazar değeri ile dünya üzerindeki hızla yayılmıştır. Ülkemizde olduğu gibi FAO, ABD, Japonya ve Avrupa Birliği (AB) tarafından da ülkesel veya uluslararası geçerlilikte yasal düzenlemeleri olan bu üretim sistemi, değişik ülkelerde farklı isimlerle anılmaktadır. Örneğin Almanca ve Kuzey Avrupa dillerinde “Ekolojik Tarım”, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca’ da “Biyolojik Tarım”, İngilizce' de “Organik Tarım” eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.


Organik (Ekolojik) tarım, “Ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içeren, esas olarak sentetik kimyasal tarım ilaçları, hormonlar ve sentetik mineral gübrelerin kullanımını yasaklayan, bunların yerine organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin direncini arttırma, doğal düşmanlardan yararlanması gibi birçok çevre dostu tekniği tavsiye eden, bütün bu olanakların kapalı bir sistemde oluşturulmasını öneren, üretimde sadece miktar artışının değil aynı zamanda ürün kalitesinin de yükselmesini amaçlayan alternatif bir üretim şekli” olarak tanımlanabilir.

ORGANİK TARIMIN AMAÇLARI

Diğer bir deyişle ekolojik tarım;
- Sentetik kimyasal ilaçlar ve gübre kullanımının kaçınılmasını,
- Üretimde verimden daha önemlisi kalitenin arttırılmasını,
- Parazit ve predatörlerden yararlanmayı,
- Organik ve yeşil gübrelemeyi,
- Ekim nöbetini,
- Toprağın korunması,
- Bitkinin direncinin arttırılmasını,
- İnsana ve çevreye dost üretim sistemlerini,
- Ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmayı,
amaçlayan bir üretim şeklidir.


ORGANİK TARIMIN İLKELERİ

Ekolojik tarımda bitkisel ve hayvansal ürünler için farklı üretim yöntemleri bulunmakla birlikte Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM/International Federation of Organic Agriculture Movement)’na göre ortak ilkeler şu şekilde sıralanabilir.

1. Tarımsal üretimde, üretim ile ilişkili tüm faktörler ve olaylar bir bütün halinde dikkate alınmalı ve ekolojik üretim yapan işletmenin kendi kendine yeterliliği sağlanmalıdır. Bunun için toprak, bitki hayvan ve insan arasındaki doğal döngünün yerel kaynaklardan ve doğal kökenli hammaddeler kullanılarak, mümkün olduğunca işletmenin kendi içinden veya yakın çevresinden sağlanmasına gayret edilmelidir.
2. Tarımsal üretimle beraber ortaya çıkan ve yakın çevreden temin edilen tüm ham maddelerin ve diğer işletme girdilerinin çevreyi tehdit edici etkileri ortadan kaldırılmalı veya bunlardan tamamen kaçınılmaya çalışılmalıdır.
3. Toprağın iyileştirilmesi, içindeli organizmaların korunması ve beslenmesi sağlanmalı; toprak sömürülmemeli; tersine verimliliği doğal yollarla arttırılmalıdır. Bunu sağlamak için münavebe ve organik gübreleme yapılmalı ayrıca uygun toprak işleme yöntemleri kullanılmalıdır.
Örneğin çiftlik gübresi ve/veya organik atıklar kullanılarak aerobik ortamda hazırlanan kompost amaca uygun bir şekilde kullanılır. Bundan başka ham kayaçlar, alg ürünleri, diğer ilave maddeler kullanılabilir ve yeşil gübreleme yapılabilir.
Bu uygulamalarla toprağın biyolojik aktiviteleri teşvik edilerek bazı bitki besinleri dolaylı yoldan hareketli hale getirilmekte böylece bitkinin sağlıklı ve dengeli büyümesine ortam sağlanmaktadır.
4. Bitkilerin hastalık ve zararlılar karşı direnci bazı ek desteklerle arttırılmalıdır. Örneğin, çok yıllık bitkilerde, bitki altına ve/veya sıra aralarına yapılacak ekimlerin mevcut ekolojik ortama uygun ve dengeli karışılar halinde hazırlanıp uygulanması, yapılacak münavebelerde karışımda baklagil miktarının yüksek tutulması, bitkisel üretim ve hayvancılığın kombine edilerek yapılması, uygun ekim dikim zamanı veya aralık mesafelerin ayarlanması gibi uygulamalarla bitkilerin direnci arttırılabilir.
5. Bitki tür ve çeşitleri ile hayvanların seçiminde, üretim yapılacak yerin ekolojik koşulları ve bu koşullarda hastalıklara en az seviyede yakalanma olasılıkları dikkate alınmalıdır. Bu konuda üretim yapılması düşünülen ekolojiye uyum sağlamış yerel çeşitlerin kullanılması başarılı sonuçlar vermektedir. Böylece biyolojik çeşitliliğin korunmasına da katlı sağlanmaktadır. Bunu yanında, dayanıklı tohum, fidan ve hayvan kullanılmalıdır.
6. Ekolojik tarımda bitki sağlığı için yukarıda adı geçen ve etkileri uzun sürede görülen önlemler yanında erken uyarı sistemleri kullanımı ve faydalı canlı teşviki de bitki koruma kavramının önemli bir parçasıdır.
Bu konuda zararlılarla mücadelede biyoteknik yöntemler (örneğin feromon tuzaklarının kullanıldığı kitlesel tuzaklama ya da çiftleşmeyi engelleme teknikleri, kısır böcek salım tekniği vb.) biyolojik mücadele (örneğin Bacillus thuringiensis preparatları, faydalı akar veya böcek salımı vb.) ve kültürel önlemler (örneğin yabancı otların toprak işlemeyle veya yakılarak yok edilmesi, bitki içinde havalanmayı sağlayacak şekilde budama yapılması vb.) uygulanabilir. Eğer sorun ürünü tehdit edici boyutlara ulaşırsa o zaman bitkisel veya mineral kökenli özel maddeler veya preparatlar kullanılabilir.
7. Yukarıda anlatılan toprak strüktürünü iyileştirici ve humus miktarını arttırıcı önlemlerle beraber toprağı koruyucu enerji tasarrufu sağlayan, çalışılan yerin koşullarına uygun toprak işleme yöntemleri uygulanmalıdır. Bunun için toprağın yapısı ve koşullarına dikkat edilmeli, çizici aletlerle çalışılmalı, pulluk gibi toprağı devirerek işleyen aletlere mümkün olduğunca az yer verilmeli ve temel kural olarak gereğinden fazla sayıda toprak işlemeden kaçınılmalıdır.
8. İşletmedeki hayvanların sağlığının iyi, verimlilik kapasitesinin yüksek ve uzun ömürlü olması teşvik edilmelidir. Bunun için ağılların usulüne uygun olması, beslenmenin mümkün olduğunca işletmenin kendi ürünleri ve yem bitkileri ile yapılması, yemlere kimyasal maddeler (antibiyotikler, kilo arttırıcı katkı maddeleri vb.) katılmaması, uygun ıslah çalışmaları ile istenen gelişmelerin temin edilmesine çalışılmalıdır.
9. Yetiştirilen hayvan miktarı kullanılan tarımsal araziye uygun olmalı ve bir hektar için bir büyük baş hayvan düşünülmelidir. (Almanya’da bu sayı 1 hektar için 1.1 büyük hayvandır.)
10. Tarımsal üretimde, verim ve kalite arasında ters bir orantı vardır. İkisi arasında denge kurulmalıdır. Ancak ekolojik tarımda bu denge oluşturulurken kalitenin ürün miktarına göre öncelik aldığı unutulmamalıdır.
11. Ekolojik üretim yapan tarım işletmesinde başta petrol olmak üzere fosil yakıtlar ve diğer enerji kaynakları optimum verimi sağlayacak düzeyde azami tasarruf kuralına uyularak kullanılmalıdır. Enerji kullanımında güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi gibi doğal enerji kaynakları olabildiğince tercih edilmelidir.
12. Tarım işletmesi çok yönlü ve çekici bir şekilde düzenlenmelidir. (Peyzaj düzenlemeleri, meyve bahçeleri vb.). Bu amaçla dinlendirici bir etkiye sahip bir mekanın kurulması, bunun muhafazası ve sınırlı bir dönem yerine uzun süreli faydalı üretim (sürdürülebilirlik) esas alınmalıdır.
13. Ekolojik tarım işletmeleri gelişme olanakları bulunan; üreticiye ve çalışanlarına tatmin edici kazanç ve imkan sağlayabilen yeterlilikte ve ekonomik canlılıkta olmalıdır.

ORGANİK TARIM İLE İLGİLİ BİLGİLERDE YANLIŞLIKLAR

Organik tarım için edinilen bilgilerde yanlışlıklar bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:

0 Organik tarım denince kimyasal madde kullanmadan yapılan tarım anlaşılmaktadır. Ne var ki, doğadaki tüm canlı ve cansız materyalin kimyasal bir bileşimi vardır. Bu durumda organik tarımda kimyasal kullanımın dışlanamayacağına işarettir. Burada dikkat edilecek nokta verilecek kimyasal maddelerin sentetik kökenli olmasından kaçınmak, doğada bulunan formlarını kullanmaktır.

0 Organik tarımda kimyasal maddelerin yerine doğal maddelerin yeterli olacağı düşünülmektedir. Ancak kimyasal gübrelerin yerinin doğal gübre kullanımı ile doldurulması yeterli değildir. Çünkü doğal gübrelemede de aşırıya kaçılması olumsuz etkilere neden olabilecektir. Önemli olan bitkilerin ihtiyaç duyduğu ölçüde beslenmelerinin sağlanmasıdır. Buradaki önemli nokta doğaya hükmedici nitelikte değil, aksine doğayla uyum içerisinde çalışmaktır.

0 Organik tarım eskiden kalma bir sistemin yeniden canlandırılması değil, yeni modern ve etkin bir sistemin geliştirilmesidir. Organik tarım eski zamanlardaki üretim tarzına dönüş olmayıp doğanın verdiği ile yetinmemektedir. Eskilerdeki ekim nöbeti, birleşik ekim metotları, elle ot savaşımı gibi uygulamalar organik tarımda da bulunmasına karşılık, organik tarım bugünkü modern tarımın tüm olanaklarını kullanmayı, ürün kalitesini yükseltmeyi, toprağın yapısını kuvvetlendirmeyi ve üretkenliğini sağlıklı bir şekilde devam ettirmeyi, doğanın dengesini bozmayacak maddeleri kullanmayı ve çevreyi kirletmemeyi, gelecek nesilleri tehdit edecek uygulamalardan sakınmayı düşünen bir tarım anlayışıdır.

0 Organik tarım ile elde edilen ürünlerin albenisi yanında, meyvelerin lekeli ve hafif bereli olmalarının önemli olmadığı düşünülmekte ve gerekirse böcekli bile olmasında sakınca olmadığı yanlışına düşülmektedir. Oysa organik tarımda ürünün iriliği, şekli ve rengi ihmal edilebilirse de zarar görmüş olması kabul edilmemektedir

ORGANİK TARIMIN GELİŞİMİ

Dünya’da Organik Tarım

Dünyada organik tarım konusunda ilk geniş boyutlu yönetmelik Avrupa Birliği (AB) tarafından 1991 yılında EEC 2092/91 sayı ile yayınlanmış ve daha sonraki yıllarda birçok değişiklikler yapılarak 1999 yılında hayvansal ürünlerle ilgili (EC 1804/1999) kısım eklenmiştir. İsviçre’nin hazırladığı Bioswiss ve FAO tarafından 1999 yılında hazırlanan Codex Alimentarius’tan sonra 2000’de hazırlanarak yürürlüğe giren ABD’inde National Organic Program (NOP), Japonya’da Japanese Agricultural Standards (JAS) adı verilen organik tarım standartları tüm dünyada özellikle küresel pazar hareketlerini etkilemiştir.

Dünya üzerinde 26.4 milyon hektarlık alanda kontrol ve sertifikalı olarak organik üretim yapılmaktadır. 2005 yılı istatistiklerine göre, en geniş organik üretim alanına sahip ülkeler sıralamasında 11.3 milyon ha ile Avustralya birinci, Arjantin 2.8 milyon ha ile ikinci, İtalya 1.052 milyon ha ile üçüncü sırada yer almaktadır. Bu ülkelerin organik üretim alanlarının genişliği, organik hayvan yetiştiriciliği için ayrılmış sertifikalı mera alanlarından kaynaklanmaktadır. Türkiye ise yaklaşık 103 bin hektar alan ile 29. sıradadır.
Türkiye’de Organik Tarım

Türkiye’de organik tarım, 1984-1985 üretim sezonunda genişleyen pazar için Avrupalı firmaların ülkemizden organik ürün talebi ile ihracata yönelik olarak başlamıştır. Bu arada Türkiye’deki organik tarım hareketinin sağlıklı ve doğru gelişimini gerçekleştirmek amacıyla 1992 yılında Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) kurulmuştur. Avrupa Birliğindeki gelişmelere uyum sağlamak üzere Tarım ve Köyişleri Bakanlığı çeşitli kurum ve kuruluşların işbirliği ile yönetmelik hazırlama çalışmalarına başlamış ve "Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik" 18 Aralık 1994 tarih ve 22145 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve yetkili kılınan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın denetiminde ve yönetmelik kuralları çerçevesinde organik tarım faaliyetleri başlamıştır. Daha sonra Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde, “Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı” gereğince Avrupa Birliği Organik Tarım Yönetmeliğinde yapılan ekler ve değişiklikleri ve bitkisel, hayvansal ve su ürünlerini de kapsayacak şekilde hazırlanarak 11.07.2002 tarih ve 24812 sayılı Resmi Gazete de, “Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik” yayınlanmıştır.

Nihayet tüketiciye güvenilir, kaliteli ürünler sunmak üzere organik ürün ve girdilerin üretiminin geliştirilmesini sağlamak için gerekli tedbirlerin alınmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla 01.12.2004 tarih ve 25659 sayılı Resmi Gazete’de 5262 Kanun Numarası ile “Organik Tarım Kanunu” çıkartılmıştır.

“Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına İlişkin Yönetmelik” en son olarak, Organik Tarım Kanunu’na uyarlanarak 10 Haziran 2005 tarihinde 25841 sayılı Resmi Gazete’de son şeklini almıştır.

Türkiye’de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın 2004 verilerine göre toplam 279 623 tonluk 174 adet sertifikalı organik ürün, 13 044 üretici/işletme tarafından 103 190 hektarlık bir alan üzerinde üretmektedir. Üreticilerin tamamına yakını organik tarım konusunda çalışan organizasyon kurumları ile sözleşmeli tarım yapmakta ve elde edilen organik ürünlerin çok büyük kısmı ihraç edilmektedir.


Ekolojik Tarım Sisteminde Yer Alan Organizasyonlar

ORGANİK TARIMIN YAPILIŞI

Organik üretimin özelliği, her aşamasının kontrollü olması ve ürünün sertifikalandırılmasıdır. Organik ürünler organik ürün sertifikasına sahip olmalıdırlar. Sertifika Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş bağımsız ve özel kontrol ve sertifikasyon kuruluşları vermektedirler. Sertifika sistemi üreticileri ve tüketicileri haksız rekabet ve aldatılmaktan korumakta, ürüne verilen kod numarası ve kayıt sistemiyle izlenebilirlik sağlanmaktadır. Organik ürünlerdeki raftaki son üründen geriye üreticiye kadar ulaşmayı sağlayan izlenebilirlik söz konusudur.

Başvuru
Organik tarımın merkezi müteşebbistir. Organik tarım faaliyetinde bulunmak isteyen müteşebbis, kontrol ve sertifikasyon kuruluşuna veya kontrol kuruluşuna aşağıdaki belgeler ile birlikte başvurur.

1) Müteşebbisin adı, adresi, T.C. kimlik numarası ve vergi numarasını içeren kimlik bilgi ve belgeleri,
2) İşletmenin yeri ve konumu,
3) Kadastro çalışması tamamlanmış alanlarda tapu kaydı, tamamlanmamış alanlarda se araziye ait kroki,
4) Müracaat edilen arazinin veya arazinin kullanım hakkının kendine ait olduğuna dair bilgi ve belgeleri,
5) Gıda işleyen işyeri ise "Çalışma İzni ve Gıda Sicili Belgesi", "Üretim İzin Belgesi".

Müteşebbis
Organik tarımın merkezi müteşebbistir.


Başvuru
Organik tarım faaliyetinde bulunmak isteyen müteşebbis, başvuruda bulunur.


Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşu veya Kontrol Kuruluşu
Organik tarım yapmak isteyecek müteşebbisin temas ettiği kuruluşlardır.


Karar
Müteşebbisin organik tarıma uygun olup olmadığı belirlenir.


Sözleşme
Organik tarıma başlaması uygun bulunan müteşebbis, başvurduğu kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu ile sözleşme yapar.


Geçiş Süreci
Kuruluş sözleşme yaptığı; organik üretimi yapan müteşebbisi geçiş sürecine alır.



Üretim ve Kontrol
Müteşebbis kontrollü olarak faaliyetlerine başlar. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu yılda en az bir defa haberli veya habersiz olarak işletmeyi yerinde kontrol eder.



Sertifikalandırma
Tüm kontrol yöntemlerinin ardından işletmenin, organik ürünün ve girdinin geldiği aşamanın belgelendirilmesi sertifikasyon ile sonlanır.


Pazarlama
Sertifika almış organik ürünün tüketiciye ulaştırılması sağlanır.

Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşu veya Kontrol Kuruluşu
Organik ürünün veya girdinin, üretimden tüketiciye ulaşıncaya kadar olan tüm aşamalarını kontrol etmek ve sertifikalandırmak üzere bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişilerdir.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca yetkilendirilmiş organik tarım kontrol ve sertifikasyon kuruluşları

Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşu

Adresi

Telefon Numarası

Faks Numarası

Mail Adresi
BCS
Mithatpaşa Cad.No:234/8 (İsmailoğlu İşhanı) Narlıdere/İzmir

0232-2390907


CERES
İnönü Cad.No.705 Yunus Emre Apt.Kat1/1
Poligon-İZMİR

0232-2472022

0232-2477001
info@ceres-cert.com.tr
ECOCERT-SA
Cumhuriyet Cad. No:2/3
35030 Bornova/İzmir
0232-3434360
0232-3433959
office.turkey@ecocert.com
EKO-TAR
Adnan Menderes Bulvarı Denis Apt. 36/1
33110 MERSİN
0324-3254964
0324-3271944
ekotar@europe.com

ETKO
160.Sokak No:13/7
35040 Bornova/İzmir
0232-3397606
0232-3397607
info@etko.org

ICEA
Mustafa Kemal Cad.Halil Bey Apt.B Blok No:166/2 Kat:7 Daire: 13 35040 Bornova-İZMİR
0232-3426068
0232-3428464
info@icea-tr.com admin@icea-tr.com

IMO
225.Sokak No:26/2 A Blok 35040 Bornova /İzmir
0232-3474705
0232-3474780
imotr@imo-control.org

ORSER
Simon Bolivar Caddesi, Cemal Nadir Sokak No:10 Kat:2 No: 5 06550Çankaya/ANKARA
0312-438 15 60
0312-438 15 59
or_ser@hotmail.com
orser06@ttnet.net.tr
SKAL
Suvari Cad. No:8-1 Bornova/İzmir
0232-3432651
0232-3393703
turkey@skalint.com


Karar Aşaması


Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu, başvuruda bulunan müteşebbisin organik tarım metoduyla üretime başlayıp başlayamayacağına karar verir.

Sözleşme
Organik tarıma başlaması uygun bulunan müteşebbis, başvurduğu kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu ile sözleşme yapar. Müteşebbis, organik tarım faaliyetini bireysel olarak yapabildiği gibi, üretici grubu ile de yapabilir. Bu durumda, müteşebbis üretici grubu adına kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu ile sözleşme yapar.

Yetkilendirilmiş kuruluş, her bir üretim aşaması için, ayrı ayrı sözleşme yapabileceği gibi, her faaliyeti ayrı ayrı belirtmek kaydıyla tek bir sözleşme de yapabilir. Yetkilendirilmiş kuruluş, müteşebbise ister bağımsız, ister üretici grubu dâhilinde olsun, Komitece hazırlanacak ve yetkilendirilmiş kuruluşlara bildirilecek kodlama sistemine göre, bir kod numarası verir.

Geçiş Süreci
Yetkilendirilmiş kuruluş sözleşme yaptığı; organik bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimi yapan, orman ve doğal alanlardan ürün toplayan müteşebbisi geçiş sürecine alır. Bitkisel üretimde organik tarıma başlanmasından on iki ay sonra elde edilen ürünler geçiş süreci ürünü olarak değerlendirilir. Geçiş süreci ürünü, "Organik tarım geçiş süreci ürünüdür" etiketiyle pazarlanır.

Geçiş süreci, tek yıllık bitkiler ile mera ve yem bitkilerinde iki yıl, çok yıllık bitkilerde üç yıldır. Tek yıllık bitkiler ekim tarihi, çok yıllık bitkilerde hasat tarihi göz önüne alınır.

Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu; arazinin önceki yıllardaki kullanım durumu, yapılan uygulamalar, bölgedeki genel durum ve yetiştirilen ürünler, risk durumları, konu ile ilgili müteşebbis kayıtları ve raporlarının incelenmesi neticesinde geçiş sürecini uzatabilir ya da kısaltabilir.

Üretim ve Kontrol
Müteşebbis, faaliyet alanı ile ilgili bilgileri kapsayan organik tarıma geçiş ve üretim planları hazırlar. Müteşebbis kontrollü olarak faaliyetlerine başlar. Kontrol işlemi; yazılı belgeleri, planları, defterleri, raporları, kayıtları, arazi, işletme ve depo gibi kritik nokta kontrollerini ve gözlemleri içerir. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu yılda en az bir defa haberli veya habersiz olarak işletmeyi yerinde kontrol eder.

Müteşebbis tarafından kayıt altına alınan bütün organik tarım faaliyetleri kontrol raporları için temel bilgi niteliğindedir. Kontrol işlemi sırasında kontrolör, bağlı bulunduğu kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşunun organik tarım faaliyetlerini içeren kendi kontrol formlarını doldurur. Kontrolör, yaptığı kontrole dair kontrol sonuçlarını içeren bir belge düzenleyerek müteşebbise verir ve bu belge müteşebbisçe saklanır. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu kontrol işlemi sonucunda bir rapor hazırlar. Kontrol raporu, müteşebbisin yapılan organik tarım faaliyetlerinin kontrol sonuçlarını içerir.


Sertifikalandırma
Tüm kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu işletmenin, organik ürünün ve girdinin geldiği aşamanın belgelendirilmesi sertifikasyon ile sonlanır. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya sertifikasyon kuruluşunca; organik tarım müteşebbis sertifikası ve ürün sertifikası verilir. Düzenlenen sertifikaların bir örneği Komiteye gönderilir. Organik ürün etiketi üzerinde:

1) Ürünün adı ve sertifika statüsü belirtilmelidir.
2) Ürünün hasat yılı, üretim tarihi, sahibi ve yönetmeliğe uygun olarak üretilmiş olduğu belirtilmelidir.
3) Yurt içine sunulan organik ürünün üzerinde, aşağıdaki organik ürün logolarından birisi kullanılmalıdır. Organik üretilen ürünlerde farklı logolar kullanılır. Organik tarımsal ürün veya organik tarımsal madde üreten ve satanlar; ambalajlarında logo örneklerini kullanmak zorundadırlar. Bu logoları üzerinde bulundurmayan ürünler organik olarak iç pazara sunulamaz, reklam ve tanıtım yapılamaz veya kısaltmalarıyla patent için başvuramazlar. Bu logo, üretimi yapılmış ham madde, yarı mamul veya mamul tarımsal organik üretim maddelerine, yetkilendirilmiş kuruluşça kullandırılır. Organik olmayan ürünler için, tüketicide organik ürün izlenimi oluşturacak, haksız rekabete neden olacak, bio, biyo, eco, eko, org ön ekleri kullanılamaz.
4) Yetkilendirilmiş kuruluşun adı, kod numarası, sertifika numarası ve logosu bulunmalıdır.
5) Ürün içindeki maddeler, ağırlıklarının azalış düzenine göre liste halinde sıralanmalıdır.
6) Ürünün menşei belirtilmelidir.
7) Ürünün üretim yeri, üretim ve son kullanma tarihi belirtilmelidir.
8) İthal edilmiş ürünlerde Türkçe etiket bilgileri yer almalıdır.

Çerçeveli Renkli Logo Çerçevesiz Renkli Logo Fonlu Renkli Logo


Çerçeveli Siyah-Beyaz Logo Çerçevesiz Siyah-Beyaz Logo





Fonlu Siyah Beyaz Logo

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön