View Single Post
Eski 07-10-2008, 16:07   #23
Organik
Ağaç Dostu
 
Organik's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-07-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
Şimdi başlığı iyi dikkat edelim ''organik tarım 'hikaye''' yani bir işe yaramaz ve yalandır demektir bu. Diğer bir yandan kimyasal tarıma bir teşvik içermekte, sanki kimyasallık doğallıkla yarışabilirmiş gibi.

Burada sadece besin değeriyle ilgili bir tartışma yok, kısıtlı bir araştırmadaki sonuç söylenmiş; besin değeri aynıymış buna göre. Halbuki organik tarım konusu, kimyasal tarım mevzusu bu kadar değil ki; işin içinde kimyasalların zararıda var yani. 10 mg vitamin ondada varsa bu bişeyi değiştirmez; çünkü onda 10 mg zehirde vardır ona kalırsa bilmem anlatabildim mi.. Organik tarımla ilgili yazılmış çizilmiş şeylerin hepsini okuyun, bu kısa cümle bunların hepsine yalan diyor, sanki kimyasal tarım doğruymuş gibi.

İkincisi bilime inanmak ve bilimsel davranış içerisinde olmak sürekli olarak onun yeni verilerle değişebileceğini bilmek, yeni kanıtlara, teorilere, mantıki verilere soğukkanlılıkla açık olmakla mümkündür. Bilimsel bir araştırmanın sonuçlarının geçerliliği diğer kurumlar tarafındandan kabul edilirse kanıtlanırsa bu doğrudur deriz; ancak bu durumda bile bu sonucun bile çürütülebileceğine inanmalıyız.

Sayın mücahit bereket elbette ideolojilerin ve diğer yaşanılan gerçeklerin etkisinde kalmalıyız; çünkü hiçbirşey doğal değil herşeyin içinde bir yalan var, bunu görmek için gereklidir. Avrupa ne kadar güvenilir olduğunu kanıtlıyor zaten her geçen gün, büyük kurumları bile çıkar elde edebilecek şekilde konuşup kararlar alabiliyor. ****** söylediklerim sadece bunlardan da ibaret değil, daha fazla olarak yine aynı kanıtlanmış gerçekler.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Todor Mesajı Göster
Lezzet olarak en bariz fark köy tavuğu ile fabrikalarda yetişmiş suni ışık altında besi yemleri yemiş tavuk kıysalanırsa organik ürün ile organik olmayan ürün arasındaki fark gözlemlenebilir sanırım.

Sanırım bizim tatmin olabilmemiz için deney biraz daha kapsamlı olmalıydı.
...
Sonuçta üniversite bir araştırma kurumu. Siz ne isterseniz onu araştırır. Reklamlarda her gün gördüğümüz X marka diş macununun X üniversitesinde yapılmış deney sonuçları bana inandırıcı gelmiyor.

Bir üniversiteye gidip granül kahvenin faydalarını araştırmalarını isteyebilirim. Elimde, "Sabah içildiğinde uyarıcı etki gösterir, beynin çalışmasını hızlandırır, toplumsal olarak tüketildiğinde toplum refahının yükselmesinde olumlu etkisi vardır." gibi sonuçlar içeren bir rapor olacaktır.

Bir başka üniversiteye gidip, granül kahvenin zararlarını araştırmalarını istediğimde ise, alacağım rapor, " uykusuzluğa yol açar, bağımlılık yaratır, kahve plantasyonlarının yoğunluğu sebebi ile yağmur ormanlarında azalmaya ve küresel ısınmaya endirekt etkisi , milli servetin yurt dışına çıkması vs vs" içerikli olacaktır.

Dolayısı ile ne arıyorsanız onu bulursunuz.
Yukarda Todor un dediği gibi her araştırma birimi kendi sonuçlarını söyleyebilir. Karışık meyva suyunu düşünün biri diyecek ki içinde elma suyu var, diğeride itiraz ediyor portakal suyu var diye.. herkes işine yarayacak kısmı düşünüyor. Bardağın dolu tarafını görüyorlar, boş kısmını görmek işlerine gelmiyor.

Besin değeri hakkında karar verirken nicelik değil nitelik önemlidir, mesela solgar firması diyor ki, bizim ürünümüzün şu vitamini diğerinden daha kaliteli ve güçlüdür, toksik etkisi azdır doğaldır.. Ancak bakıyoruz ki, o da diğer hap gibi 100mg lık ağırlıkta.. peki ne farklı? İçindeki nitelik farklı, kalite yani.
Neden tatları daha dolgun gelen besinler, hormanluya ve genetiği bir anda büyümeye programlanmış meyvalardan daha lezzetli?

İçsel olarak, manevi olarak gördüğümüz bir gerçeği doğruluğu bilimsel verilerin bulması çok zordur. Doğruluk ve ahlak her işte en güvenilir ve üstün sonucu verecektir. Bakıyoruz ki katkı maddelerine bir yasak gelmese kattıkça katıyorlardı. Eğer ki bunlara karşı bir önlem alınmasa halk zehirlenip genetiğini iyice bozmuş olacaktı, hastalıklar artacaktı, zehirlenmeler.. Filanca üniversitenin çalışması gibi itinayla kullanılmıyor ilaçlar, onlar görüşlerini kanıtlamak için en zararsız kimyasalı ve en tutarlı miktarda kullanıyorlardır:

Hadi o zaman bizim çiftçimizi alayım döksün tarım ilacını gönlünce, hasadı alınca ölçsün bakalım yüksek birimler, ne kadar faydalıymış kimyasallar, valla kendisi o an hikaye olur gider..

Şöyle bir gerçeğe değil bir birim tüm kurumlar bir araya gelse iradeli, gerçeği gören birine kabul ettiremez: ''Kimyasal maddelerle,isle,dumanla,kimyası bozulmuş yapılarla yaşamak doğal olanla eşdeğerdir'' İşte aynen böyle bir teori atmışlar önümüze, teoriler çürütülür, insanlar gerçekleri yaşadımı, acılarını çektimi doğruyu görmeye başlar.

Organik Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön