Konu: Berduray
View Single Post
Eski 29-09-2008, 10:52   #1
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Berduray

Agaclar.net'e geliş maceranız nasıl oldu?

Orhan Pamuk'un bir kitabının ilk cümlesiydi; "Bir gün bir kitap okudum, hayatım değişti".

Bir gün bir bitkiyle ilgili nette araştırma yaparken "Ağaçlar"a geldim, hayatım değişti... O gün bu gündür buradayım.

Burada neler öğrendiniz?

Neler öğrenmedim ki...Tek tek saysam upuzun bir liste olur eminim. Ve hala öğrenmeye devam ediyorum.

Her bir bitkinin apayrı bir dünya olduğunu öğrendim kısaca.

Diğer üyeler sizden neler öğrendi?

Bu soruyu yanıtlamam çok iddialı olur, ben sadece bazı konularda olan tecrübemi, gözlemlerimi aktarıyor, dostlarla paylaşıyorum.

Sizi tanıyalım


32 yaşındayım, evliyim, 3 ve 6 yaşında iki kız annesiyim. (Allah Bağışlarsa).
Eşim emlak danışmanı.

Bir süre Burdur, Antalya, Ankara'da yaşadıktan sonra, tatildi, çalışma hayatıydı, evlilikti derken kaldık Bodrum'da.

Kızlarım hayatımıza katılana dek emlak, turizm sektöründe çalıştım, şu an kızlarla beraber büyüyoruz.

Zamanınızın ne kadarını bitkilere ayırıyorsunuz?

Ne dertleri olursa yanlarındayım, susuz mu kalmış, ilgisiz mi kalmış, fısfıslanıp şımartılmak mı istiyor ben anında yanlarındayım.

Sabah kahvaltı sonu elimde çay bardağı soluğu onların yanında alırım. Hem çayımı içerim hem onları sever, gerekli bakımlarını yaparım. Çimlenmeyi bekleyen tohum, köklenmeyi bekleyen çelik varsa uykudan kalkar kalkmaz (bana günaydın diyen bir sürpriz var mı diye) kontrol ederim.

Agaclar.net'te "şu da olsaydı" ya da "olmasaydı iyi olurdu" diyebileceğiniz neler var?

Sitem öyle bir derya ki.. Gez, oku bitmiyor.

Eksikliğini hissettiğim bir konu yok, aklıma takılan bir şey olursa patavatsızca sorarım zaten.Huyum kurusun derler ya... İmkanı olan arkadaşların daha çok fotoğraf eklemesini can-ı yürekten isterim.

Sizin hergün gördüğünüz, bildiğiniz bitkinin adı başka bir yörede
duyulmamış bile olabiliyor. Mesela ben kaya koruğu diye bir bitkinin varlığından, turşusunun bile yapıldığından bihaberdim. Daha çok fotoğraf lütfen...

Diğer üyelere ne tür önerileriniz olabilir?

Ben de zamanında özenli Türkçe konusunda az zılgıt yemedim ama, aklın yolu bir, yeni arkadaşlar lütfen dikkat etsinler. En azından kendilerini, sorularını düzgün cümlelerle ifade etsinler.

Özellikle gençlerden bu konuda beklentim var, onlar geleceğe dair umudumuz. Konu tekrarı olmaması açısından da lütfen "arama motoru"nu kullansınlar.

Sordukları pek çok aynı sorular aylar, hatta yıllar öncesinden cevaplanmış olabilir.

Bitkilerle ilgilenmek sizi nasıl etkiliyor? En çok ilgilendiğiniz türler hangileri?

Kısaca terapi, onlarla iken kendimi harika hissediyorum, vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum.

Bahar aylarını o yüzden daha çok seviyorum. Bahçede, saksılarda yapılacak o kadar iş oluyor ki... Uç veren bir sürgün, filizlenen bir dal, çimlenen bir tohum bile beni mutluluktan uçurur.

Ha bir de gelen tohum zarfları, kargolar.

Özel ilgimi çeken türler çocukluğumdan beri kaktüsler, sukulentler ve güzel kokan çiçekler. Tropikal bitkiler, (özellikle yenebilenler) ve çöl bitkileri, lithopslar... Uzar gider bu liste.

Bitkilerle ilgilenirken yaşadığınız en ilgi çekici, trajik ya da komik olay hangisi?

Çok var... Hele ordan burdan tırtıklamaya uğraştığım kaktüsler,bir çelik alabilmek için resmen güreştiğim bitkilerle ama ben sonuncu vukuatı aktarayım. Antalya'dan yeğenim tatile geldi yanıma.

Ben de o ara elimdeki sayısız başarısız çimlendirme deneyimiyle sınırlı sayıya düşmüş lithops tohumlarının çimlenmesini beklemedeyim.

Yeğenim kazayla saksıyı devirmiş, itiraf da edemiyor.Ama ben günde elli kere başına gidip incelediğim saksının toprak yapısını bilmez miyim?

Hangi kenarda kaç kum taneciği var onu bile biliyorum. Döktüm beyaz defter sayfasına saksıyı; elimde cımbız tek tek lithopsların tohumlarını ayıkladım,hem de kumlu topraktan. Tohumlar zaten öyle güzel kamufle oluyorlar ki kumun içinde ara da bul olayı...

Ama bunu da anlatmalıyım;

Marmaris'e tatile gittik, benim ufaklık orda otelde küvette kaydı, çenesi yarıldı biraz. Apar topar eve döndük akşam saatlerinde, bir baktım posta gelmiş ta Giresun'dan.

Sevgili dostum İklimsiz benim selluca delisi olduğumu bildiğinden bana bir tane tohum lütfetmiş.(maalesef yaşatamadım hala içimde yaradır, gözüne bakınca böyle oluyor zaten)

Ben attım valizleri bir köşeye, yanlışlık yapmayayım, aman tek tohum diye, başladım selluca sayfasını tekrar okumaya.

Benim sevinçten içim içime sığmıyor, yarını beklemeye tahammülüm yok.O tohum altın gibi avucumda, hemen muamelesini yapıp, çimlendirip, çiçekleri göreceğim ya...

Kendi kendime söyleniyorum, bana oksijenli su lazım diye.

Zavallı eşim pazar günü, kaç km. ötedeki, köydeki tek eczaneyi açtırıyor, akşamın o saatinde oksijenli suyu bulduruyor, eve getirtiyor. Kızımızın çenesine pansuman yapacağımı zannederek...

Sellucaya döktüğümü görünce bunun için mi bu kadar uğraştım der gibi bakıyordu. Tek cümle şunu söyledi, Allah seni bildiği gibi yapsın.

Foruma katıldıktan sonra ileriye dönük planlarınızda değişiklikler oldu mu?

Evet baharda inşallah biraz bonsai denemeleri yapmak istiyorum.

Eskiden kışlık yiyecek hazırlardım, şimdi baharlık tohumlar toplamaya çalışıyorum.

Agaclar.net toplantılarına katılıyor musunuz? Gözlemlerinizi yazar mısınız?

Maalesef kısmet olmadı, siteden yüzünü gördüğüm tanıdığım hiç kimse yok.

Ama gözden ırak olan, gönülden ırak değil benim için.

Bitkilerle ilgili yararlandığınız ve önereceğiniz kitaplar hangileri?

Ben şifalı bitkiler kitaplarını seviyorum, kızlar kışın bolca rahatsızlandıkları için.

Kaktüs ve sukulentler için aynı yerde yaşamaktan gurur duyduğum, bahçesine hayran olduğum Sayın Gülnar Önay'ın "DÜNYA ISINIYOR, BAHÇEM DEĞİŞİYOR" isimli kitabından yararlanıyorum.

Arada aldığım aylık bahçe dergileri de var.

Doğa ve çevre ile ilişkisini örnek aldığınız ya da örnek diye gösterebileceğiniz insanlar var mı?


Kaç kişi geliyor aklıma derseniz maalesef iki ya da üç.Yaşadığım yer itibari ile Cevat Şakir 1, izlediğim filminden etkilendiğim Manisa Tarzanı, medyadan duyduğumuz Hayrettin Karaca. Varsa ben bilmiyorsam elbette benim ayıbım ama bu yazıyı okuyan kaç kişinin aklına kaç kişi geliyor?

Etrafıma bakınca bakımsız ormanlar, yanmış memleket görüyorum ben. Kaç yangın geçirdi Bodrum, ne oldu?

Ben merkeze inerken; yanarken canımın da yarısını götüren o kararmış çamların arasından yolculuk etmek zorundayım. Biz olaydan habersizce sahilden denize girerken üstümüze yanmış çam iğneleri, kozalaklar, gri küller yağıyordu. O gün benim yas'ım oldu zaten.

Bakınız, araştırınız netten Bodrum, Kızılağaç, Mazı, Torba yangınları...Yanan bölgelerden her geçişte öfkeden deliye dönerek, yapanlara lanetler okuyarak. Şimdi uyduruk zakkumlar dikiyorlar tek sıra halinde arka fonda kül olmuş orman..

Yani diyeceğim şu ki örnek alınacak pek kimse yok memlekette, işte bu sitedeki bir avuç insan var sanki sadece. Yapılan somut birşey yok .

Derdimi deştiniz ya konu dağıldı gitti galiba, pardon...

Üye olduğunuz diğer forumlar hangileri? Agaclar.net'i onlardan ayıran özellikler ne?


Tek ayak üstünde dikilme(!) cezam olduğu zamanlar birkaç farklı siteyi gezdim, üye de oldum ama hiç birisi "Ağaçlar"ın eline su dökemez.

Kişisel tecrübelerimizi sıcağı sıcağına paylaşıyoruz , imkanı olanlar olayı fotoğraflıyorlar ya bu önemli bence.

Kitaplarda okuduğumuz familyası şudur, suyu sever gibi göreceli kavramlar değil. Biz de ölçüler kaşıkla, bardakla ifadesi vardır ya... Yaşayan canlı, heyecanlı bir site kısaca.

Bitkilerle ilgili mesleki bir eğitim aldınız mı? Almak ister misiniz?

Fitoterapi konusunda eğitim almak isterdim.

Zamanınızın ne kadarını agaclar.net'e ayırıyorsunuz?

Şu kadar saat diyemem kesin olarak.

Tespit imkanı var mıdır bilmiyorum ama en fazla giriş çıkış yapan üye olabilirim.

Kızlar küçük olduğundan, onların her türlü ihtiyacını gidermek için sürekli giriş çıkış yapmak durumundayım.Laptopu açık bırakma gafletinde bulunduğum zamanlar klavyenin hali; dişleri dökülmüş ihtiyarlara dönüyor. Ufaklık sağolsun.

O yüzden bir saat, üç saat gibi, net bir zaman dilimi belirtemiyorum. Ama ara ara hep buralardayım.

Bitkilerden başka ilgilendiğiniz neler var?

Hayata dair herşeyle ilgileniyorum.Aklı başında kitaplar, gerilim, cinayet filmleri, ilginç belgeseller, ilginç hayvanlar, doğu, güneydoğu mutfağı, acı, kebap, egzotik yiyecekler, meyveler,ülkeler, başka iklimler, dünyada olup bitenler, eskiden sık yaptığım elişleri, ufak tefek tamiratlara kadar yelpazem geniş.

Bitki, tohum, çelik paylaşımlarına katıldınız mı? Neler düşünüyorsunuz?

Zaman zaman katılıyorum, insan tanımadığı birinden bir şey alırken kafasında değişik sorular, acabalar olur ama burada hiç öyle bir şey hissetmiyorum.

Herkes sanki benim kırk yıllık ahbabım, hatta bazen arsızca, yüzsüzce tohum dileniyorum.Hep diyorum ya "Medine fukarasını geçtim", tohum dilenmekten.

Forumdaki hangi üyeler sizi olumlu yönde etkiliyor, neden?

Almasını bilene, her insandan alınacak bir tecrübe hayata dair pozitif şeyler vardır diye düşünüyorum.

Tatlı dil, güleryüz, nezaket, yardımseverlik çok insani konular.

Bu anlamda İklimsiz, Güler Hanım, Sebo, Selahattin Bey, dünyanın öbür ucundan bizi bilgilendiren Ali Bey hemen aklıma geliveren isimler, unuttuğumu sanan dostlar alınmasın herkese eşit mesafedeyim. Herkesi seviyorum. En küçük bireyimizden en büyüğümüze kadar.

Gönüllüsü olduğunuz Sivil Toplum Örgütleri var mı? Hangileri?


Greenpeace üyesiyim.

Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara aktif olarak katılır mısınız, katılmak gerekir mi?


Elbette katılırım, toplanıp protesto yapalım diye beklemem, yere çöp döken elli yaşında biri de olsa beş yaşında çocuk ta olsa anında tepkimi gösteririm evelallah.

Bazı insanlar,attıkları çöpün, durakta, parkta beklerken ucundan kırdıkları dalın farkında değillerse,farkettirmek gerekir.

Evlerinde ne yaptıkları beni ilgilendirmez, ama benim ortak kullanım alanımı kimse bozmasın, kırmasın,bir zahmet bir tas su döküversin şu sıcaklarda bir fidancağızın dibine.

Çevre bilincini yaymak, aşılamak çok önemli.

TV ve radyoda bu konuları işleyen programları yeterli buluyor musunuz, nasıl olmalı?

Ben tv.de pek birşey görmüyorum, sadece Ntv var bildiğim. Olsaydı görürdük herhalde. Şişirilmiş magazinden sıra gelmiyor zahir.

Ben konunun uzmanını görmek istemiyorum, ya da sunucuyu... Onlar arka fonda anlatsın tamam. Ben anlatılan bitkiyi yakın çekim, çekirdekten en büyük gelişim evresine dek görmek istiyorum.

Yaprağını, uç sürgününü görmek istiyorum, kısaca o bitkiyi başka yerde görünce hemen tanıyabileceğim şekilde anlatılmasını istiyorum, çelişkide kalmadan.

Hobi bahçeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?

Kiralanan bahçeler mi? Hiç bahçen olmamasından iyidir diye düşünüyorum, stres atabiliyorsan, sana iyi geldiğini hissediyorsan, devam et.

Hepsinden sadece birer tane yazın...
En sevdiğiniz;

ağaç: Yıllara meydan okuyan çınar, zeytin, meşe... (Sadece bir tane seçenek bırakılması çok fena...Ben bir sürü ağaç aşığıyım.)
çiçek: Bir türlü vuslata eremediğim selluca ve dicentra.
kitap: Gülün Adı ve Foucault Sarkacı
şarkı: Sil Baştan
müzik grubu/müzik sanatçısı: Şebnem Ferah
ressam: Nostaljiyi sevdiğim için kesinlikle Osman Hamdi Bey, sürrealistler bana göre değil.
şair: Orhan Veli, Nazım Hikmet,Ahmed Arif
film: Titanic

Birer tane yazın dendiği halde yazdığım ve eksik kaldığına inandığım tüm sanatçılar beni affetsin, yeterince gevezelik ettim, sürçülisan ettik ise affola. Hoşçakalın, "AĞAÇLAR"la Kalın!

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön