View Single Post
Eski 08-08-2008, 09:13   #37
TurkCelil
Yeni Üye
 
TurkCelil's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-11-2007
Şehir: Antalya/Boğazkent
Mesajlar: 12
Merhaba Dünya!..

Sabahın erken saatleri, kurulmuş bir makine gibi kalkıyorum her sabah.
Yok, bu kalkışın orman yangınları ile bir ilgisi yok.
Burada, bu ortamda belki hava temizliğinden, belki huzurlu oluşumdan olsa gerek, hemen her sabah kurulmuş saat gibi 10-20 dakikalık -/+ farklılıklarla ayaktayım.

Yaz aylarında doğaldır ki pencere açık, kuş sesleri bu erken saatlerde başlıyor.
Biz, Guguççuk deriz, Kumru'nun biraz büyüğü çocukluğumun geçtiği köyümde kapımızın önünde ki “Gam Ağacı” (!) onların yuvasıydı.
Bize çok yakındılar, bu yüzden olsa gerek bu kuşları hep sevmişimdir.
İşte onların sesi ve daha başka kuşların sesi beni uyandırıyor.
Bu sesi, sesleri duyduğumda eğer henüz uzanmışsam olduğum gibi havalanıyorum, eğer ayakta isem öylesine yine havalanıyorum duygusu sarıyor benliğimi.
Canlarım, diye sesleniyorum.

Mutluluğu daha önce hiç yaşamamış olduğum duygusu hep içimde.
Evet, hiç böylesine mutlu değildim geçen yaşamımda.
Neden, nasıl bilemiyorum ama çok mutluyum.
Bahçemde ağaçlarım, çiçeklerim...
Onlara bakmak, yaprakları sararıyorsa üzüntü duymak, acaba neden?
Sorusunu sormak kendime…
Suçu kendimde aramak, gübre mi fazla geldi acaba? bilmeden bilemeden mi yaptım diye sorgulamak.
Ve suçlamak, çiçeklerim adına, ağaçlarım adına.
Onları nasıl seviyorum bir bilseniz...

İşte böylesi duygular sardı tüm benliğimi burada, bu güzel ortamda.
Bu nedenledir ki, orman yangınları yüreğimi dağlıyor.
O güzelim ağaçların yanışı, kavruluşu.
Onlarla beraber doğanın dengesi diğer canlılar?
Kuşlar belki yuvalarındaydılar, yavruları vardı kim bilir.
Böcekler, yılanlar, kurbağalar, çekirgeler, karıncalar...
Doğa...

Arka bahçemde hep serçeler, beni beklemekteler.
Neden ki?
Ekmeğim hep fazla gelmekte, kalanı ertesi gün onlara serpmekteyim parçalar halinde bahçeye.
Onu bekliyorlar, biliyorum bekliyorlar.
Hatta İlkbahar aylarında bir başka kuş gelmişti, tek.
O renkler, o başında açılınca yelpazeye dönüşen şey, adı neydi ne muhteşem bir kuştu.
Yaşamımda ilk defa canlı ve bu kadar yakından görmüştüm.
Bu mutluluk değil de NE?

İşte bu doğanın ta kendisi, uzakta yanmakta cayır cayır…
Çam ağaçlarının kavrulmuş yaprakları ve kül.
Balkonlarda, teraslarda ve caddelerimizde…
Yanıyor, yanmakta.
Yüreğimle birlikte.

Eğer yakınlardaysanız, eğer uzaktan dumanları görüyorsanız, yüreğiniz acıyor, gözlerinizde buğulanma.
Tv lerde oyun havaları, üçkâğıtçılıklar, yalancılar, aldatıcılar.
Bilge, "önce ekmekler bozuldu" demişti… Yalan.
Önce ve hep insanlar bozulmuş, insanlık çoktan unutulmuş.
Salaklar sürüsü sokakları sarmış, düşünmeyen, düşünemeyen, iğdiş edilmiş beyinli salaklar.
Ve o salakları iğdiş etmeyi marifet sayan diğer salaklar...
Evet, insanlar bozulmuş, bozulma sürmekte.
Amansızca...

10-13 yaş arası minik günahsız yavrular, kız çocukları.
Yobazların oyuncağı ana-babalar...
Teslim etmişler çocuklarını bu yobazlara, iğdiş edilsin diye beyinleri.
Işık görmesin hep, ama hep karanlıklarda kalsınlar diye.
İnsan denen varlık şayet düşünebiliyorsa, böyle bir yeteneği varsa, nasıl oluyor da böyle salak, böyle iğdiş beyinler taşır?
Gözler ne için vardır, ya da kulaklar?

Yüreğim sadece ormanlara, kuşlara böceklere yanmıyor.
Yanıyor yüreğim insanlık adına…
Etrafında ki güzellikleri göremeyen, duyamayan insanlar.
İnsan mıdır bunlar?
Yoksa insan kılığında bir başka şey mi?
Ne?

Güzellikleri göremeyen, duyamayan iğdiş beyinler neden hep pislikle kötülükle doludur ki?
İnsan ne zaman gerçek insan olacak ki?
Olacak mı, olabilecek mi?

Bir yanda yanan doğa, diğer yanda BS'da ki sorunlar, beni böylesine karamsar mı yaptılar.
Yok, yanlış, asla karamsar değilim.
Sadece üzülüyor yüreğim.
Üzgün yüreğim, hem de çok...

Sevgiyle
TürkCelil
www.turkcelil.com/ (Ağır Politik)
www.turkcelil.com/3v/ (Dağlar-Göller-Denizler-Sahiller-Tarım ve Topraklarımız)

Not:
Yazının olması gereken yer burası olmayabilir.
Eklemem gereken yeri bulamadım, zorunlu olarak buraya eklediğim için özür dilerim.
Yazı olumsuz bulunursa şayet silebilirsiniz...


Düzenleyen TurkCelil : 09-08-2008 saat 19:04
TurkCelil Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön