Konu: Deprem
View Single Post
Eski 30-07-2008, 14:44   #25
çekirdek
Ağaç Dostu
 
çekirdek's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 857
Konuyu biraz sulandırmış olacağım, doğayla ve göstergeleriyle bir ilgisi yok, bilimselliğe de katkısı yok, ama yine de anlatmak istedim, o geceyi.
Biraz uzun ve dolaylı olacak..

'99da artık bir bilgisayarım olsun istedim. Arkadaşlar toplama masa üstü yapacaklar bana, pek anlamıyorum ordan burdan parçalarla nasıl olur bu iş, ama öyle olurmuş.

Ağustosun ilk günlerinde elektrik idaresinden bir memur geldi, "sayacınız dönmüyor, oynama mı yaptınız" dedi. Yapmamıştım, üç gün önceki faturayı da gösterdim. Sayacın bozulduğunu anladı ve kontrol kalemiyle bir iki kontrol etti. Sayaç kapımın dış yanında.
Müthiş bir patlama sesi.. Adam simsiyah olmuş vaziyette yerde yatıyor ve sayaçtan alevler çıkıyor.. Bir yanda yangın bir yanda ölmüş insan, dokunup bakamıyorum da..
Avaz avaz apartman görevlisine seslendim geldi. Bir koşu yangın söndürücüyü getirdiler, biri kocaman olmuş alevlerle savaşırken diğeri memura baktı. Bereket ki memur yaşadığı şoktan dolayı bayılmış. 'Her tarafı yanık' diye düşünürken o karartıların is ve kurum gibi bir şey olduğu anlaşıldı. Ateş te uzun uğraşlar sonucu söndürüldü.

Benim için de çok büyük bir şok olmuştu. İnanın elektrik düğmelerine basarken elimde bir bez, bir tahta parçası bulundurmaya başladım. Asla prize fiş dahi takamıyorum. Çevreme de çaktırmıyorum. Ki ben neredeyse bütün elektrik tamir ve işlemlerimi kendim yapardım.

On gün sonra geldi bilgisayarım. Kuruldu.
O ne?
Milyon tane kablo ve priz.. N'apıcam ben şimdi???

Otokontrol. Başka çaresi yok. Telkin.

Kuran arkadaşlar açıp kapamaları ve kulanımını da gösterdiler uzun uzun.
Bilgisayarı çalıştırmaya başlayınca uğuldamaya, garip sesler çıkartmaya başlıyor. Öyle olurmuş.. (Benim beynimdeki izdüşümü sarsıla sarsıla patlayacak). Ekrandaki pençereleri de sağ üst köşedeki çarpılardan kapatacakmışım yoksa bozulurmuş (benim beynimdeki izdüşümü patlayacak yangın çıkacak).

Birkaç gün dokunamayıp sadece seyrederek birbirimizi tanımaya çalıştık.

Bir gece bütün cesaretimi toplayıp oturdum başına.
Uğultulu sesler içinde açtım. Programlar çağırıp denemeler yapıyorum. Çarpılardan kapatıyorum. Bazıları kapanamıyor ama. (İlk pençereleri kapatmaya çalışıyormuşum).
Ben de ekran boşalsın diye monitörü kapatıyorum çaresiz. Tekrar açılışta uyarı yazısı veriyor, 'bir daha böyle yapma bozulurum sonra' diye..
Bir-iki aldırmadım öyle açıp kapadım, bu arada başka yanlış tuşlara da basıyorum.

Sen misin o aldırmayan?
Sen misin o yanlış tuşlara basıp duran?
Ben seni uyarmadım mı?..

ÇATIR ÇATIR.

Bilgisayar garip uğultular ve çatırdama sesleri çıkarmaya başladı.
Ve odamı sallamaya başladı. Bir telaş, bir cesaret hemen ana fişi çektim.
Uzaklaştım yanından ama hala sallanıyoruz...

Malum.

Tekrar evlere girdiğimizde de uzun süre hiç dokunmadım O'na.
Bir gündüz oturdum başına, alıştırmalar yapıyorum yine.
Yanlışlıklarımla yine.
Ve kuvvetli bir artçıl daha ve kapatma..

Bilen biri oturunca bir şey olmuyor, ben oturunca sallanıyoruz.
Arkadaşlar "saçmalama" diyor.
Tamam da....
Aylar geçti oturamadım bir daha başına.

Bilen bir arkadaşı da yanıma aldım beraber çalışıyoruz bir gün.
O bana şöyle yap böyle yap diyor.
"Gördün mü bak korkacak birşey yok" diyor.
Yarım saat sonra Düzce depremini (yanılmıyorsam) biz de hissediyoruz kuvvetlice. Arkadaş benden önce kaçıyor.. Ben alıştım ya artık..

Verdiğim paraya acımasam bilgisayarı Genel Kurmaylığa vereceğim, incelemeye alsınlar diye.. Vallahi.

O günden sonra bir daha oturmadım bilgisayar başına. Ta ki, ağaçlar.net ile tanışmama neden olan bilgi gereksinimim kendini dayatana kadar.

çekirdek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön