View Single Post
Eski 16-07-2008, 22:41   #16
praecox
Kaybettik...
 
praecox's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-06-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 4,603
Öncelikle sayın shaman'ın Çiçeklerdeki gri küf yani Botyris konusunda ufak bir düzeltme yapmam gerek.

Mantar hastalıkları diğer çoğu bitkide olduğu gibi belli mantarlar bitkinin
belli orgaanlarını yüzeysel istila eder belli bir derinliğe kadar dokuyu bozmak sureti ile ürer. Yani bu kolay anlıyabilmemiz için bir geneleme. tabii çökerten dediğimiz veya kök boğazı göbek çürümeleri hem yerleri itibarı ile çabuk sarara bitkiyi, hemde göremeyiz diğerlerini orkidelerde mantar hastalıkları başlığında detaylandıracağım ancak çiçeklerdeki gri küf dediğimiz Botyris yerleştiği yer Phallerde ekseriyetle çiçekleridir.

phal.lerin çiçek dokusu mantarın nüfuz edip üremesine uygun bir dokudur diğerlerinde gemelde rastlanmaz önce ufak yuvarlak damlalr halinde o bölgeyi saydamlaştırı sonrada kararark dokuyu öldürür. bun yapabilmesi için de çevre şartlarının mantara uygun olması gerek yani sıcaklık aşırı nem vede gece ısı düşmesi sureti veya su püskürtmek sureti ile çiçek yapraklarında su damlacıkları bırakmak. bu siyah noktacıklara dönüşen lezyonlar çirkin görünse de bitkiye hayati bir tehlike arz etmez. çevre şartlarını düzeltmek ortam nemini düşürmek siyah noktaları yok etmese bile çoğalmasını durdurur.
Böyle bir durumda çoğu kaynaklarda antifungal bir ilaç genelde tafsiye edilmez. Ortam şartlarının değiştirilmesi kısmen kuru tutulması, bitkiye genel anlamda su püskürtülmemsi söylenir. Çiçeği kesmeniz en uygunu olurdu. zaten saydam doku kararmış ise yapılacak bir şey yok bazen nakliye esnasında tırın kasasındaki ısı farkından nylon içindeki havasız çiçekler çoktan tek tük de olsa botyris üremeye başlamış olabilir ki bunları da ucuza yapımarketlerde satıldığını biliyoruz.

Gelelim sayın nebat06'nın gübreleme sorusuna,

orkidelerin yaprak yapısı bitkinin geneline oranla diğer bitkilerdeki gibi fazla değildir. bundan dolayıdır ki fazla azota ihtiyaç duymazlar hatta azotun fazlalığı da substrata sorun yaratabilir zira bitkinin ihtiyacı olmadığından emilmiyecektir saksıda kalacak bazi mikroorganimalar aşırı üreyecek sonra bu büyük koloniler ölüp bir dizi kök substratda küf v.s. gibi sorunlar oluşturcak.
Kısacası fazlada derine inmeden. benim 30:10:10 oranında bahsetiğim gübreleme şayet bitkinin bir hatsalıkdan dolayı yapraklarında hasar oluşmuşsa yeni yaprak oluşturacak ise veya yazın vegetasyon başlamış orkide dinlenme dönemincden çıkmış yaprak filiz oluşturacak... işte o sıralar azot miktarı yüksek tutlabilir. Zaten bahsi geçen vilmorinin de bu bağlamda iki değişik oranlar içeren ürünü var biri vegetasyon sırasında diğeri bitkiin kısa bir dinklenmeden sonra çiçek açması için ihtiyacı ola potasyum ağırlıklı ürünü.phallerde esasen ciddi gözlemlenebilinen bir dinlenme zamanı olmadığından burada yıl boyu azotu düşük bir gübre kullanılabilir.
Aslında size burada bazı NPK oran sayılarını yazmam da sanırım kafa karılştırmakda. zira değişik kitaplarda aynı bitki için değişik yazarlar çok değişik oranları tavsiye ederler. benim ve bazı arkadaşların da aşağıda bahsi geçen vilmorinin çiçeklenme döneminde iyi sonuçlar verdiği görülmüştür.
İlaa da bir oran vermem gerekiyorsa sıklıkla phaler için rastladığım oran N-P-K = 3-1-2 Yani 15-5-10 uygun deniyor. yani 3-1-2 derken 30-10-20 de olabilir ancak burada seyreltmeler önemli ürünün üzerinde normal bitkiye tavsiye edilenin 1/4 üdür.

saygılar


p.s. Asıl şimdi kafaları karıştırmadım umarım
mesajı yapıştırdıktan sonra okudum da tekrar.

yazın azotu diğerlerine göre biraz yüksek kışa doğru ise düşüğe geçin. orkidelerde 30:10:10 oranı tamamen hastalığını atlatmış veya dopingleme sonucu aşağıda bahsi geçen ithal sürüm malı phalerin uzun dönem güçlerini kazanmaları için reconvalescens dönemi diyebileceğimiz normal olmıyan haller içindir.


Düzenleyen praecox : 26-07-2008 saat 08:23
praecox Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön