View Single Post
Eski 04-06-2008, 23:28   #1
omereser
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-05-2008
Şehir: Afyonkarahisar
Mesajlar: 132
Mağaralı Köyü'nün Hayvanları ( Birecik- Şanlıurfa )

BİRECİK- MAĞARALI KÖYÜ’NÜN
HAYVANLARI

Mağaralı Köyü, Birecik’in 20 km kadar güneydoğusundadır. 1998–2001 yılları arasında öğretmen olarak görev yaptığım bu köyde, bazı hayvan türlerini yakından görme ve inceleme fırsatı buldum. Bir biyoloji mezunu olarak yaptığım bu gözlemleri ilginize sunuyorum.
Omurgasızlardan dikkate değer bir örnek, yöreye özgü iri, koyu kahverengi-siyah renkli bir akrep türüdür. Bu yurdumuzun en iri ve tehlikeli akrebi olan kalın kuyruklu akreptir (Androctonus crassicauda). Çukurova’dan itibaren tüm Güneydoğu illerimizde görülür. İki defa lojmanımın içinde, bir defa da kömürlükte akreple karşılaştım. Mağaralı’ya yakın olan Karakız mezrasında, akrep sokması vakaları çok olurdu. Yine araknidlerden siyah renkli bir böyü de sıkça görülür. Bunu Birecik YİBO bahçesinde de görmüştüm.
Mağaralı’da üç tür kurbağa gözlemledim. Bunlar gece kurbağası (Bufo viridis), Mağaralı deresinde bolca bulunan ova kurbağası (Rana ridibunda) ve ağaç kurbağasıdır (Hyla savignyi). Üçüncü türü suya yakın gül dalları üzerinde; domates, patlıcan gibi sebze yaprakları arasında görmüştüm. Gündüz uykuya yatıyor ve eğer gizlenemeyip güneşe maruz kalırsa rengi kahverengileşiyordu.
Mağaralı deresinde hiç su kaplumbağası göremedim. Bunun nedeni suyun az ve yazın tamamen kuruması olabilir. Yaygın tosbağa (Testudo graeca) da köyde yaşar. Fakat Batı Anadolu’da olduğu gibi sık görülmez. Köylüler bu hayvana “kusi” diyorlardı.
Kertenkelelere gelince, genel olarak tümüne “gumgumik” deniliyordu. Gece kelerlerinden yarım parmaklı keleri (Hemidactylus turcicus) lojmanımda sık sık görüyordum. Yakın zamanda Aslanlı Köyü’nde bulunan ( Bu köy Mağaralı’ya 3 km uzaklıktadır.) Fırat keleri (Eublepharis angramainyu) ile ülkemizde ilk defa Birecik’te bulunan yaprak parmaklı kelere (Asaccus elisae) Mağaralı’da hiç rastlamadım.
Kaya kelerlerinden dikenli keler (Laudakia stellio), duvarlar ve toprak damlar üzerinde sıkça görülür. Eski okulun bahçe duvarları üzerinde defalarca gözlemledim. Yine dut ağaçlarına tırmandığını da görmüştüm. Bir öğrencim, komşu Kuyucak Köyü’nden açık arazide yakaladığı bir bozkır keleri (Trapelus ruderatus) getirmişti. Tarla kertenkelesi (Ophisops elegans) de yaygındır. Bu kertenkelenin el öptüğüne dair söylenti, Mağaralı’da da vardı.
Köyde yaşayan ilginç bir kertenkele türü de sarı kertenkele (Eumeces schneideri)’dir. Parlak sarı renkte ve oldukça saldırgan olan bu kertenkeleyi iki defa gördüm. Girdiği deliğe uzattığım sopayı defalarca ısırmıştı.
Son olarak değineceğim bir tür de ülkemizin en büyük kertenkelesi olan dev kertenkeledir (Varanus griseus). Erginleri 130 cm kadar olabilen bu kertenkelenin yayılış alanına Birecik de girer. (Birecik’ten Silopi’ye kadar olan yerlerde yaşar.) Artık köyde görülmese de Mağaralılılar bunun varlığını biliyordu. Bakkal Mehmet ÇETİN, gençliğinde koyun otlatırken, iri bir gumgumiğin koyunların göğüslerini parçaladığından söz etmişti. Yine komşu Kuyucak Köyü’nde, yakın olmayan bir zamanda, çok büyük bir kertenkele öldürülmüş. Fakat uzun süredir gören yoktur.
Yılanlara gelince, Mağaralı’da üç tür yılan görme şansı buldum. Bunlardan biri derede yaşayan, Natrix cinsinden bir su yılanıdır. Özellikle köyün biraz aşağısında, yabani nane, yosun, söğüt, kavak gibi bitkilerin bulunduğu dere kenarlarında bu yılan sıkça görülür. Bir keresinde kurbağa yutan bir su yılanını, kurbağanın çıkardığı sesten dolayı yakalamıştım. Bir defa da, köye ismini veren mağaranın içindeki su kaynağında, öğretmen arkadaşlarla beraber genç bir su yılanı yakalamıştık. İkisi de bu cinse has sarımsağımsı bir koku çıkarmışlardı. Kesinlikle ısırma girişiminde bulunmuyorlardı. Yine yavru bir su yılanını, derede yaşayan minik balıkları avlamaya çalışırken görmüştüm.
Bir gün okulun tavanından yeşil-kahverengi renkte, oldukça ince-uzun, yavru bir yılan düşmüştü. Boynunun yanlarında yuvarlak desenler vardı. Bu büyük ihtimalle yurdumuzda yaygın olarak görülen ince yılandı (Coluber najadum).Oldukça hareketli ve saldırgandı. Tavana, kenardaki ağaçlardan tırmanmış olabilir. On gün kadar bir kavanozda sakladım. Yemesi için, lojmandan yakaladığım yavru bir yarım parmaklı keler vermiştim. Bunu bir anda fark etti ve saldırı pozisyonu aldı. Kertenkele ise kuyruğunu dikerek kendini savunmaya çalıştı. Yılan onu bir hamlede kafasından yakaladı ve kısa sürede yuttu. Bir diğer yılan da öğrencilerin bulup getirdiği yavru bir karasal yılan türüydü.
Kuş türlerinden hatırladıklarım, yazın telefon tellerinde sık görülen gökkuzgun (Coracias garrulus), yörede sık rastlanan peçeli baykuş (Tyto alba) ve kış göçmeni olarak gelip, kış boyunca tarlalarda görülen ekin kargalarıdır (Corvus frugileus). Köylüler kargaya “zag” diyorlardı. Öğrencilerimiz okula rengârenk iki arıkuşu yavrusu (Merops apiaster) getirmişlerdi. Kolyeli kumru, serçe, saksağan gibi yaygın türler Mağaralı’da da vardı. Bir defasında derede, yavru bir yalıçapkını görmüştüm.
Memelilerden uzun kulaklı kirpi (Hemiechnus auritus) yazın sık görülür. Bu bildiğimiz kirpiden daha küçüktür. Vücudunun üst kısmı dikenli, alt kısmı tüylüdür. Kulakları oldukça uzundur. Gece ortaya çıkan bu hayvanı bir defa okulun avlusunda yakalamış ve fotoğrafını çekmiştim. Yine Birecik’e giden asfalt yolda, geceden arabalara çarpılmış kirpi ölülerini görürdük.
Yörede yaşayan ilginç bir hayvan da oklu kirpidir (Hystrix indica). Köylüler bu hayvana “sigur” diyorlardı. Tariflerine göre, koyun büyüklüğünde olabilen, alt dudağı yarık, pek ilginç bir hayvandır. Güya oklarını sağa sola fırlatır. Oklu kirpi avlanmakta ve eti yenmektedir. Köyden Mahmut ÇETİN adlı genç, Mağaralı’nın kuzeyine düşen Almaşar Köyü’nün tepelerinde, gece vakti bir oklu kirpi vurduğunu anlatmıştı. Oklu kirpi sigur adıyla, komşu Fatmacık Köyü’nden ve Birecik’in kuzeyindeki Altınova’dan da bilinmektedir.
Bir öğleden sonra, dere yakınlarında bir porsuk (Meles meles) görmüştüm. Hayvan galiba hastaydı ve birkaç adım gittikten sonra duruyordu. Kuduz ihtimalinden dolayı fazla yaklaşmadım. O gün derede tatlısu yengeçleri de görmüştüm. Yörede sık rastlanan bir başka memeli de tilkidir. Mağaralılılar tilkiye “rovi” diyorlardı.
Yazımın sonunda bir konuya daha değinmek istiyorum. Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin hayvanları, uzaklık ve güvenlik nedeniyle yeterince araştırılmamıştır. Son yıllarda bilim adamlarımız, Şanlıurfa’da yeni sürüngen türleri buldular. Bunlar içinde en ilginç olanı Mısır kobrasıdır (Walterinnesia aegyptia). Evet, yanlış duymadınız. Şanlıurfa’nın 10 km kadar batısından ve 60 km kadar doğusundaki Tektek Dağlarından birer tane kobra yılanı yakalandı. Kuzey güney uzantılı olan Tektek Dağları, Birecik’teki Arat Dağı’na, bitki örtüsü ve kaya yapısı bakımından çok benzemekte ve Arat’ın da uzantıları Suriye’ye doğru gitmektedir. Yani bu müthiş yılan Birecik’te de yaşıyor olabilir.
Kaynaklar:
1- ÖZETİ N. Ve İ. YILMAZ: Türkiye Amfibileri Ege Üniv. Fen Fak. Kitaplar Serisi No: 151 İzmir–1994
2- BAŞOĞLU M. Ve İ. BARAN: Türkiye Sürüngenleri Kısım:1 Kaplumbağa ve Kertenkeleler. Ege Üniv. Fen Fak. Kitaplar Serisi No:76 İzmir–1977
3- BAŞOĞLU M. Ve İ. BARAN: Türkiye Sürüngenleri Kısım:2 Yılanlar Ege Üniv. Fen Fak. Kitaplar Serisi No: 81 İzmir–1980
4- DEMİRSOY A. Yaşamın Temel Kuralları Cilt: 3 Kısım: 2 Omurgalılar (Sürüngenler, Kuşlar ve Memeliler) Meteksan Yayınları Ankara–1992

Eklenen Resimler
 

Düzenleyen omereser : 15-05-2011 saat 22:16
omereser Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön