Anlatımda eksiklerim olmuşsa Selahattin Bey tamamlayacaktır. Çünkü benim bu anlatımım çok kısa geldi bana.
Halbuki günün son ışıklarında oturabilmiştik Süleyman Ağabeyin 'Mangalda Kanat'larına.
Süleyman Ağabey.. Son yıllarının tüm sıcak aylarını kerpiçten sıvadığı damında, bugünlerde artık unuttuğumuz pilden enerjilendiğini sandığım minicik ampulle (gece ampülü mü derdik onlara?), yirmiye yakın güverciniyle yaşayan biri.
Zevkli yorgunluğumuzun üzerine Süleyman Ağabeyin ince doğranmış soğan, zeytin yağı, pul biberle harmanladığı tavuk kanatları,
Selahattin Beyin eşinin ve Süleyman Ağabeyin eşinin hazırladığı közde pişirilmiş patlıcan-biberli salatasının tadı.... son yıllarda oturduğum en lezzetli sofraydı. Ellerine sağlık.