View Single Post
Eski 16-04-2008, 15:53   #78
Oğuz Karsan
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Sizin bu ispat edilemeyen beyanlarınızla, ortaya koyduğunuz problemin, çözümüne ilişkin bir yol göstermek istedim. Kime yol gösteyorum? Tabii ki size değil. Bundan sonra benzer bir durumla karşılaşacaklara. Burası bir paylaşım sitesi ve burada yazdıklarımız foruma üye olan olmayan pek çok kimse tarafından okunmaktadır.

Yazarken forumun bu özelliğini lütfen unutmayınız.



Sn. Özlem,

Yazdıklarınıza cevap yazmam gerektiğini düşündüğüm için bu yazıyı yazıyorum.

Burada tek özür dilemem gereken yazımın, hukukun üstünlüğüne inananlara karşı yazdığım olduğuna eminim. Ama o yazımda da yazdığım şeyi kastetmediğimi anlamanız gerekirdi. Hepimiz bazen kızıp ülkeye,memuruna,adaletine,hukukuna bir şeyler sayıp dökmüyormuyuz. İşte öyle birşeydi o. Bu yazdıklarım tabi ki kabahatimi örtmeye yetmez. Ne kadar kızsam da yapmamalıydım. Tek pişman olduğum yazım da bu.


" Size bildiğim kadarı ile yardım edip yol göstermeye çalışıyorum. Ben her şeyi bilirim diyorsunuz. Bir hukuk allâmesi kesiliyorsunuz."

cevap: Baştan beri,yardım etmeye çalıştığınızdan hiç kuşkum olmadı.Yardımlarınız için de sağolun. Ancak ben her şeyi bilirim demiyorum. Yazdıklarımın çoğunu araştırmalarım esnasında kanunlardan öğrendim. Zaten kızgınlığım da bu yüzden. Kanunlar sanki bir tek benim uymam için yapılmış. Yıllarca kanunlara uymamak suretiyle işlerini eksik ve yanlış yapanlara, haritaları boyayıp mahkemeye delil diye sunanlara kimse birşey diyemiyor.

" İçinizi dökmek için, ispat edemeyeceğiniz şeyler anlatarak bazı kimseleri suçlamakta bir sakınca görmüyorsunuz."

cevap: Şimdiye kadar, ispat edemeyeceğim hiçbir şey ileri sürmedim. Ama gerek dilekçe vererek,gerek 4982 sayılı kanuna dayanarak istediğim bilgi ve belgeleri vermemeleri ve son olarak gerçek haritaların yerine bilirkişi marifetiyle boyanmış haritaları mahkemeye göndermeleri sizce ne anlama gelir. Hadi yorumunuzu yapın. Ama beni suçlarken olduğunuz kadar keskin olarak.

" Başından beri anlattıklarınızın bir çoğunu ispat edecek durumda değilsiniz. Yazılarınız, anlattıklarınız, bir çok çelişki ile dolu."

cevap: Lütfen, hangi söylediğimi ispat edecek durumda değilmişim, açıklarmısınız? Herkes öğrensin. Acaba arkasında duramayacak ne laflar etmişim? Hangi iddiam yalan çıkmış? Orman İdaresinin hangi iddiasıyla? Çelişki nerede ve hangi konuda belirtirmisiniz lütfen? Belirtiniz, açıklayayım.

" Araziniz, Murat Öz tarafından eklenen görüntüde, orman gözüküyor. Görüntüye göre bitişiğindeki devlet ormanının devamı gibi duruyor. Bu sebeple de "

cevap: Ben arazimizde ağaç bulunmadığını hiç ileri sürmedim. Araziyi almadan önce orman şefliğine gidip sormamın da sebebi zaten arazinin içinde ağaçlar bulunmasıydı.

hatta her fırsatta 3000 adede yakın ağaç diktiğimi de her fırsatta söyledim. faturalarını da mahkemeye ibraz ettim. Bilirkişi raporunda da fıstık çamı dikili olduğu zaten belirtilmiş.

Ancak 6831 sayılı Orman Kanununun 1.maddesi bentleri zaten özel arazide ağaç olmasını yasaklamıyor hatta yer yer küme ve sıra halinde olsa bile.Kanun maddesini aynen yapıştırıyorum.


" F) (Değişik: 22/5/1987 - 3373/1 md.) Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunan ve tarım arazisi olarak kullanılan, dağınık veya yer yer küme ve sıra halinde ki her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler,

G) (Değişik: 22/5/1987 - 3373/1 md.) Orman sınırları dışında olup, yüzölçümü üç hektarıaşmayan sahipli arazideki her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler, H) (Değişik: 5/11/2003-4999/1 md.) Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleri ile özel mülkiyette bulunan ve muhitin hususiyetlerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan (…)(1)fıstık çamlıkları ve palamut meşelikleri dahil olmak üzere her nevi meyveli ağaç ve ağaççıklar; orman sayılmaz. "


Ayrıca dikkatli izlerseniz güneydeki ormanın devamı değil. Farklı zamanlarda oluşmuşlar. Bizimkinde Sıra ve aralar var. biraz dikkatli bakınız. Ayrıca bizim arazimizden daha yoğun durumda bulunan arazilere orman tapulu kesim izni veriyor. Kime dava açıyor kime açmıyor?

Acaba kriter ne? Eğer kriter Ağaç ise, benim tespit ettiğim bazı izin verdikleri arazilerdeki ağaçlar daha büyük ve daha sık durumda ( tapulu kesimde ve taşıma irsaliyesinde ne cinsten, ne kadar ağaç kesildiği ve taşındığı bellidir). Eğer bitişiğinde orman olması önemli ise, diğer tapulu kesim yapılan arazilerin birçoğu bitişiğinde değil,ormanın tam göbeğinde . Şimdi araştırmak isterseniz, araştırın. Ama aramızda kalsın çünkü birşeyi ispatlamak uğruna başkalarını da yakmak istemem

Eğer bu forumda yazılanları okuyanlar bir ders almak istiyorlar ise; Dikkat etsinler mutlaka arazi almadan önce belge istesinler. Tabi alabilirlerse veya memurlar verirlerse? Ve asla hiçbir memura güvenmesinler. Memurlar kendi yaptıkları yanlışları size ödetirler. Kanunlarımız buna müsait. Bu iddiamı da isterseniz ispatlayabilirim.

Araştırmak isteyenler için Bayramiç Asliye Hukuk 2007/281 E tanık ifadeleri.

Başka ispat etmemi istediğiniz anlaşılmamış konular varsa ben yine buradayım.

Saygılar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön