View Single Post
Eski 09-04-2008, 21:43   #6
denizakvaryumu
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
PERMAKÜLTÜR İNSANİDİR, KAZANDIRIR.

Permakültür, insan içindir, kazandırır. Nasıl mı? Her bakımdan. Çünkü permakültür tarım, üretim sürecinde düşük girdinin ön adı, verimliliğin de ikinci adıdır.

Permakültür üretim tarzında dışarıdan üretim girdisi alınmadığı için üretici ne üretim girdilerinden (gübre ve kredi kolaylıkları dâhil) ne de başka bir şeyde dışa bağımlı değil, üretim sürecinin tamamına egemendir.

Çiftçi, permakültürde dışarıya üretim girdisi için ödeme yapmaz, kendi bünyesinden sağlar. Bu nedenle kazancı çokuluslu üretim girdisi üreten şirketlere gitmez, cebinde kalır.

Üretimin beşiği olan topraktan aldığını toprağa eksiksiz ve doğal yollardan verdiği için toprakta ona bol ürün vererek, cömert davranır. Bu nedenle permakültür, bağımsız ve verimli tarım tarzının; adı ile soyadıdır.

Perma kültürün kelime anlamı şudur: Kalıcı tarım anlamına gelen "permanent culture"'ın kısaltılmışıdır. Bu sözcük, Avustralyalı Bill Mollison tarafından ortaya atılmış/ dillendirilmiştir. Mallison'a göre permakültür; "doğal ekosistemlerin çeşitlilik, istikrar ve esnekliğe sahip, tarımsal olarak üretken ekosistemlerin bilinçli tasarımı ve sürdürülmesidir.(1)

Perma kültür tarım, geçimlik ve ticari üretim tarzında, kırda ya da kentte yapılabilmektedir. Bizim geçmişte -2. Dünya Savaşı öncesi- uyguladığımız, geleneksel tarım diye ifade edilen tarımsal üretim tarzımızla çok benzeşmektedir, organiktir.

Permakültür tarım tarzında, endüstriyel tarım tarzında olduğu gibi çiftçiye tohum pakette, ilaç kutuda ve gübre çuvalda para karşılığı sunulmaz. Çiftçi ne kadar parası varsa o oranda üretim girdisi kullanmak zorunda bırakılmaz. Nihai olarak da tüketici, permakültür üretim tarzı sonucunda üretilmiş olan besinin sağlıklı olduğunu bilir.

Çiftçi tohumunu kendi ürününden ayırır, gübresini yetiştirdiği hayvanından sağlar, ilaç yerine de karışık ekim ve münavebe sistemini uygular. Bu girdiler için hiç kimseye bir ödeme yapmasına da gerek kalmaz. Yalnız permakültür tarım tarzı; üreticinin bilgili olmasını yani bilge olmasını gerekli kılar.
Ayrıca permakültür iki kere organiktir.

Bu sistemde geri kazanma esastır. Toprak için besleyici olabilecek tüm maddelerin toprağa geri çevirimi, kazandırılması üzerine bir çaba vardır. Permakültür üretim tarzı bitkilerin topraktan aldığını eksiksiz olarak toprağa geri vermenin üzerine kurguludur.

Bu da doğal dengeyi gözetmeyi sağlar. Başka bir deyişle permakültür ile doğal kaynaklar korunur, yenilenir ve sürdürülebilir.

Permakültür üretim yapan çiftçiler hesabına para karşılığı (profosyonel) düşünenler de yoktur. Her çiftçi/üretici kendisi toprağını, suyunu gözeterek verimliliği nasıl arttıracağını araştırır, bulur, araştırma sonundaki bulgularını uygular.

Bu nedenle sürekli dener, araştırır. Kendi bilgi ve deneylerini biriktirir, geliştirir ve uygular. Meslektaşları çiftçiler ile sürekli bilgi, deney vb paylaşım içinde olurlar.

Permakültür üretim tarzıyla üretim yapan çiftçiler, enerji ihtiyacını işletmeleri bünyesinde yani kendi kaynaklarından üretme yollarını araştırıp bulmak durumundadır.

Enerjinin kıt bir kaynak olduğunun ayırdındadırlar. Ya kendi enerjilerini üretme veya daha az enerji gerektirecek ürün üretimine yönelirler. Fosil enerjinin keseye ve çevreye verdiği zararı bildiklerinden kullanımından kaçınırlar.
Endüstriyel üretim tarzında bitkisel ve hayvansal üretimin birbiri ile olan bağı koparılmıştır.

Permakültür sistemde ise, verimliliği arttırmak için, ağaçların artıkları olan torfla, hayvanların dışkısı gübreyle bitkisel üretim ayrıştırılmaz, buluşturulur. Toprağı koruma ve verimliliğini artırma amaçlı yeşil gübre sağlamak için bitkiler yetiştirilir.

Toprağın bakım ve beslenmesine özel önem gösterilir. Ağaçları hem hayvan yemi hem de erozyonu önleme amaçlı kullanmak üzere dikilir.


Perma kültür kaynakları iyi kullanmayı hedefler. Kendi üretim zinciri içinde birbirini tamamlayan, düzenleyen ve katkı koyan olması için iş düzenlemesi yapar, zincir halkalarının sıralamasını iyi ve doğru yapmak durumundadır.

Örneğin, baklagil üretimi yapar, bununla havadaki azotu bitki köklerindeki nodoziteler aracılığıyla toprağa gübre olarak kazandırır. Yonca yetiştirir; yeşil aksamını hayvanlara nitelikli yem olarak yedirir. Yonca ekimiyle aynı zamanda toprağı erozyondan korur, toprağa havadan azot kazandırmış olur. Fasulye ya da nohut yetiştirmişse meyvesini insanlar besin olarak tüketir, toprağa da fasulye ve nohut köklerinin havadan aldığı azotu aktarır. Bitki artıkları tekrar toprağa karıştırılarak toprak beslenir.


Permakültür üretim yapan çiftçi bütün yumurtaları aynı sepete koymaz. Riskleri yayar. Bunu yapabilmek için karışık ekim yapar. Endüstriyel üretim tarzında olduğu gibi tek ürün üretimi yapmaz.

Aynı toprakta sürekli tek ürün üretimi kimyasalları zorunlu kıldığını bilir. Ayrıca biyoçeşitliği ve ideal dengeyi (ekolojik dengeyi) bozduğunun da ayırdındadır. Permakültür üretim yapan çiftçiler endüstriyel üretim tarzının zorunlu kıldığı mono (tek) ürün ekimine karşı en doğru ve yararlı bir üretim tarzı olduğunun bilincindedir.

Perma kültür, genelde az kaynağa sahip çiftçiler tarafından uygulanmaktadır. Yani daha çok küçük ve orta ölçekli topraklara sahip olan çiftçiler permakültür tarzda üretim yaparlar.

Bu üretim tarzında yerel kaynaklar kullanılır. Yerelde bilgi paylaşımı, deney aktarımı, bilgeler ve bilgelikten yararlanılır. Endüstriyel tarımdaki gibi şirketlerin buluşlarını gizleme, "buluşlarını" patentleme yoluna giderek onlardan etik dışı kazanç sağlama yoluna gitme yerine permakültürde bilgi ve deney paylaşımı vardır, insanidir. Ürettiği besinler sağlık açısından risk oluşturmadığından insan içindir!

İşte permakültür üretim tarzının bütün bu özelliklerinden ötürü verimlilikte ciddi artışlar da olur. Bu tarz üretim endüstriyel üretim tarzına göre de daha çok kazandırır. Üreticiler üretimde başlangıçta bir azalma yaşar -her zaman olmaz-fakat sonuçta yüksek verimlilikle birlikte yüzde 300-400 arasında bir kazanç artışına ulaşırlar.

Çiftçiler istisnalar hariç olmak kaydıyla permakültüre beş yılda geçebilirler. Her yıl toprakların beşte birini dönüştürür, kimyasal kullanımını kaldıracak şekilde azaltarak yol alırlar.

Yukarıdaki permakültür tarım tarzına ilişkin sıralanan kanıtlar, yüksek oranda verimli olduğunu göstermekte, kimyasal gübrelerin ve ilaçlar ile yoğun mekanizasyon kullanımının dünyayı beslemek için gerekliliği tezini-safsatasını- gereksiz kılmaktadır.

Mevcut hâkim üretim tarzı olan endüstriyel üretim tarzının karşısında permakültür üretim tarzı, 20 yüzyılın son yirmi yılında yaygınlaşma atağına geçmiştir. Başta Küba olmak üzere Zimbabve, Botswaana, Hindistan, Meksika, Nepal, Çin ve Vietnam ile Güney Amerika'da güçlenmektedir.

Abdullah AYSU
http://www.uzumsen.org/index.php/content/view/46/27/

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön