View Single Post
Eski 12-03-2008, 12:15   #40
Oğuz Karsan
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Orman Davasi Nasil Oldu ? Nasil Olmali ?

Merhaba,

Ormanın daha doğrusu kendisinin açamadığı fakat hazineye açtırdığı tapu iptal davası sonuçlandı. Sonuç malum. Tapu iptal kararı çıktı.

Bu iş başımıza geldiğinden beri kimsenin benim kadar araştırma yapıp bilgi sahibi olabileceğını sanmıyorum. Gerek kanunen avukatlardan ve hakimlerden gerek Emekli yargıtay mensuplarının ve hakimlerin veya emekli orman profesörlerinin veya yine emekli generallerimizin yazmış oldukları kitaplardan veya diğer kaynaklardan yaptığım araştırmalardan şunları öğrendim.

Bir yerin orman olup olmamasında en önemli etken orman tahdidi yani tahdit haritaları. Bu haritalar kadastro ekiplerinin orman araştırması sonucu orman sınır noktalarını belirlemesi ile oluşturuluyor.

6831 sayılı orman kanununun ve 3402 sayılı kadastro kanununun bir sürü maddesi ve Yargıtayın bu konuda yol gösteren onlarca içtihatı var. Hepsi orman sayılan ve sayılmayan alanları ayırırken en önemli husus olarak kadastroyu almışlar ve orman tahdidinin önemine binaen bu konuda oluşturulmuş haritaların dikkate alınmasını öngörmüşlerdir.

Peki bu tahdit çok mu önemli? Evet hemde çok önemli. Çünkü eğer günün birinde kadastro geçerken yıllarca tarla olarak kullandığınız arazinizi orman ilan ederse o zaman siz hakkınızı orman kadastrosunun yapmış olduğu orman tahdidine veya tahdit haritasındaki orman sınır noktalarına göre arayacaksınız. Buraya kadar herşey normal.

Ancak mahkemede hakkınızı ararken ortaya bir şeyler koymak ve ispat etmek zorundasınız. İşte bu aşamada edinmeye çalıştığınız bilgileri orman idaresinden istemek zorundasınız ama kaba bir tabirle bakalım orman idaresi düşmana cephane verecek mi ? Hayır. Peki ne yapabilirsiniz ikinci bir yol olarak mahkeme kanalı ile istersiniz. Bu da pek mümkün olmuyor. Çünkü orman idaresi mahkemenin istediği belgeleri değil, kendini haklı çıkarabilecek haritaları ve belgeleri yolluyor. Tabi bu belgelerin tarihlerini de asla belirtmeden ve hatta bazen orjinal haritaların üzerinde boyamalar ve tahrifat yaparak gerçeği kararttıkları bile oluyor. İnternette hayli örnek var.

Peki bu konuda ne yapılabilir. İlk şart helal süt emmiş bir Sn.Hakime düşmüş olmak. Bu iş zaten % 100 haklı olsanız bile toto gibidir. Çünkü Sn.Hakim hukuğun üstünlüğüne inanmış hem de konuyu araştırıp delillerin tümünü dosyasına getirebilecek güç ve isteğe sahip olan biri olmalıdır. Bu lafımdan sakın hakimlerimizi beğenmediğim fikri çıkarılmasın.Ama bu tanıma uymayan bir hakimin de orman davasını adaletli götürebileceği şüphelidir.

Sn.Hakim hem ormandan isteyeceği belge ve haritaların vasfını değerlendirebilecek bilgi birikimine sahip olmasının yanında ; ormandan mahkemeye gönderilen belgelerin asıl mı,? kopya mı? Gerçek mi? veya sahte mi ? olup olmadıklarını da araştırabilecek güçte olmalıdır.Yine internetten bilgi edindiğim kadarıylaGenellikle orman idareleri hep okunaksız kara fotokopileri yolluyormuş.

Hadi şimdi iletişim çağındayız herkesin herşeyden haberi oluyor.Peki 30 veya 50 yıl önce zavallı köylü vatandaş böylesine bir sisteme karşı arazisini nasıl koruyabilmiş acaba? Acaba hukuk onun hakkını gözetmiş olabilir mi ?

Orman idaresinin yıllardır mahkemelere gerçeği yansıtmayan veya en azından kendini güç duruma düşürecek bilgi ve belgeleri göndermediğini basında çıkan haberlerden biliyoruz.
Hatta bile bile göz yumduktan sonra üzerinde yapılan inşaatlar bitene kadar ses çıkarmayan ve yıllarca kazanç elde etmeyi uman orman görevlileri bile var

Bu konuda bazı orman çalışanlarının daha da ileri giderek, belge ve haritalarda , değişiklik veya boyamalarla çeşitli tahrifatlar yaparak mahkemeleri yanlış yönlendirerek Sırf ormanın lehine karar çıkması uğruna hukuk devletini ne hale soktukları da bir gerçektir.

Orman yetkililerinin veya şeflerinin bir raporu T.C Kadastro Kanunlarının ve T.C. Tapu dairesinden alınmış hani hepimizin zaman zaman bahsettiği kapı gibi tapudan daha değerli ve geçerlidir. Bu bir yorum değil bizzat yaşanan olaydır. Mahkeme Türkiye Cumhuriyetinin 3402 sayılı Kadastro Kanununa göre yapılan Kadastroyu ve Orman Tahdidini Ve yine Türkiye Cumhuriyetinin Tapu dairesince verilmiş tapusunu değer vermemiş olacak ki. Tek delil Orman Şefinin Karaladığı rengi ve tarihi belli olmayan haritayı dikkate almıştır.Bilirkişinin mahkemeye sunduğu diğer bir haritanın da tarihi belli değildir ama bilgisayarda düzenlendiği bellidir yani mürekkebi kurumamıştır.

Bütün bu yaşananlara rağmen hakim 88 nolu orman kadastro komisyonunun 3402 ve 6831 sayılı kanuna göre gerçekleştirdiği ve raporunda bahsettiği hava fotoğrafı, ve haritaları merak etmemiş istememize rağmen dosyaya aldırmamıştır.

Şimdi anladınız mı bu ülkede en önemli insanlar kim
Hatta halk arasında anlatılan bir olay vardır oğlu üniversiteyi bitirip kaymakam olduğunu söyleyince ninesi oğlum biraz daha okuyup ormancı olamadın mı demiş.

Şimdi yazacaklarım ise benim yorumum filan değil Kanunların ve Yarğıtayın,Hukuk Genel Kurulu kararlarının görüşleri

20. H.D. 28,12,1995 E : 1995/10488 K: 1995/17623 sayılı kararında
Özet : Teknik Bilirkişinin, Orman Tahdit haritası ile uyum sağlamayan eksik kroki ve raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.

20. H.D. 13,05,1993 E : 1992/10248 K: 1993/4283
Özet : Orman tahdidinin kesinleştiği yerlerde bir taşınmazın orman olup olmadığı kural olarak
tahdit haritasının uygulanması ile çözümlenir.

* 20.HD. (25.10.1993), E.1992/14005, K.1993/8560
ÖZET: Kesinleşen orman tahdit haritası zemine uygulanmadan, bir yerin orman olup olmadığı hakkında sonuca ulaşılamaz.

* 20.HD. (09.02.1994), E.1994/268, K.1994/1045
ÖZET: “ Orman kadastrosu yapılıp kesinleşmişse; bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit haritasının yerine uygulanması ile çözümlenir.”

Demiştir.

Ayrıca

BİR İÇTİHAT BİRLEŞTİRME KARARI
7,1,1948 gün 16/19-1 numaralı içtihat birleştirme kararında ve 30,9,1981 gün ve 1979/1-157 esas ve karar numaralı Hukuk Genel Kurulu kararında belirtildiği gibi, Orman ile ilgili davalarda gerçek hasım ister davalı ister davacı olsun Orman Yönetimidir. Orman olan bir yer için Hazinenin dava hakkı yoktur. Demiştir dolayısıyla

Eğer orman iddiası varsa ,Bu nedenle hazine dava açamaz.
Kesinleşmiş orman tahdidi olan yerlerde ise, kural olarak yerin orman olup olmadığı kesinleşen bu tahdit haritasının uygulanması ile çözümlenir. Bu yapılan sınırlama işlemi, tahditten sonra açılacak davalarda kesin hüküm sonuçlarını doğuracaktır. Davadan önce kesinleşen orman tahdidi, taşınmaz yönünden kesin delil teşkil edeceğinden mahkemenin diğer delillerle o yerin orman olup olmadığını araması gereksizdir. Bilirkişi ve mahkeme çok iyi bilmektedir ki her olayda olay tarihinde yürürlükte olan kanun ve belgelerden faydalanılır.

Ama bizim davamızda malesef böyle olmamıştır. Hakim tek taraflı bir duruş sergilemiş ve sadece Çanakkale orman idaresinin eline verdiği bilgilerle mahkemeye gelen bilirkişinin raporuna yazdıkları ile yetinmiştir.Konuşmamıza bile izin vermemiş isteklerinizi yazılı olarak verin demiştir.Verdiğimiz dilekçeleri ve ısrarla dilekçelerimizede belirttiğimiz hususları dikkate almamış. En önemli unsur olan orman tahdit haritası ve amenajman planını getirtmemiş. Çanakkale orman idaresince kasten boyanan tarihi bile belli olmayan haritayı dikkate almıştır.
Peki bundan sonra ne olacak.
Bazılarınız yargıtay aşaması var diyecek. Acaba yargıtayda dosya okunacak mı ? Veya orman tahdit haritası olmadan hakimin kesin hüküm verdiğinin farkına varabilecek kadar dosya ile ilgilenilecek mi ? Şüpheliyim ve karamsarım

Bu iş ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde biter. Napalım kaderde ülkemizi şikayet etmek de varmış. Şimdi daha önce ülkemizi şikayet edenlere farklı gözle bakıyor ve kızmıyorum. Demek ki mecbur kalmışlar.

Şimdi ağaç dikecekler, ağacı olanlar ve arazisinde ağaç bulunanlarla arazi almayı düşünenlere duyuru. Hemen orman müdürlüklerine gidip arazinizin evveliyatı ile ilgili bilgi ve belgeleri 4982 sayılı bilgi edinme kanununa binaen isteyip doğru olduklarından emin olduğunuz belgeleri bir dosyada saklayın. Ve mutlaka, orman olmayan arazidir ve satın alınmasında müdürlüğümüzce bir sakınca yoktur yazılı belgeleri Orman Müdürlüklerinden isteyin. Yoksa ileride mağdur olabilirsiniz. Avukatınıza şimdiden danışın

Dikkat etmaniz gereken en öneml bir söz
“ Evveliyatı orman olan yerler ile ilgili zaman aşımı yoktur “ Yani orman idaresi 100 yıl bile geçse birgün sizin araziniz eskiden ormanmış diyerek dava açabilir ve tapunuzu iptal ettirebilir.

Peki soruyorum evveliyatı orman olmayan bir yer biliyormusunuz? Biliyorsanız lütfen Bana yazınız..
Evveliyatı lafı o kadar geniş kapsamlıdır ki. Orman isterse Fatih Sultan Mehmet e kadar da gidebilir.

Özetlersek herkesin arazisine orman iddiasıyla dava açılabilir.

Malesef Kanun ve içtihatlar bunu gösteriyor. Kanunun yetmediği yerde Gerekirse yeni içtihat çıkarıp davayı sular idaresine bile açtırırlar.

Şunu asla unutmayın kanunlara uymak zorunda olan sizsiniz onlar değil. Kanunu zaten onlar yapıyor. Nasıl gerekiyorsa öyle düzenlerler. Nasıl yorumlamaları gerekiyorsa öyle de yorumlarlar yoksa kazanıp kaybetme oranı % 1 olmazdı araştırınız.

Orman davaları ile ile ilgili kanun,içtihat ve bilgi isteyenlere her zaman telefonum açık.

Saygılarımla
Oğuz Karsan
0536 558 05 05

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön