Konu: Yılan
View Single Post
Eski 24-01-2008, 01:10   #25
montivipera
herpetolog
 
montivipera's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-01-2008
Şehir: Ankara
Mesajlar: 57
Yılanlara yaklaşımımız...

"Cennette Adem ve Havva ile beraber yaşayan, onlarla yeryüzüne inen; adından ilk bahsedilişi dünya tarihinden bile daha eskilere uzanan bir yaratık...
"Hem Tanrı kabul edilip tapınılan, hem Şeytan kabul edilip lanetlenen, hayat ile ölüm, zehir ile panzehir, erkek ile kadın, kısacası kendisine pek çok zıt anlamlar yüklenen, dünyanın en esrarengiz yaratığı..."

Yukarıdaki paragrafı Prof. Dr. Fuat YÖNDEMLİ'nin çok güzel ve özgün bir çalışması olan "Tarih Öncesinden Günümüze Yılan" adlı kitabının arkasındaki tanıtımdan aldım. Hoşuma gittiği için ve konuyla ilgisi olduğunu düşündüğümden paylaşmak istedim.

Gerçekten de dünya insanlık tarihinde hakkında bu kadar yazılıp çizilen, efsaneler üretilen ve kendisine bu kadar zıt anlamlar yüklenen başka bir canlı grubu daha yoktur sanırım. Beni kendilerine çeken biraz da onların bu esrarengiz ve korkulan tarafları galiba

Evet Mehmet Ali Bey, sizin de belirttiğiniz gibi ülkemizde bu hayvanlara maalesef pek de iyi yaklaşılmıyor. Görüldüğünde öldürülmesi gereken hayvanlar gözüyle bakılıyor. Bunun nedeniyle ilgili yaptığınız iki tespit de çok yerinde. Birincisi kültürden ve dini inanışlardan kökenlenen bir düşünce tarzı (ki dini eserlerde bunun tam tersi yılanlarla ilgili iyi yönde çokça anlatım vardır), ikincisi de yılan korkusu.

İlginçtir ki yılan fobisi (ophidiophobia) artık insanlarda bir miktar genetik olarak da aktarılan bir davranış haline gelmiş. Şöyle ki: Örneğin 5-6 yaşına kadar olan çocuklarda yılan korkusu görülmez. Ancak zamanla, çevreden duyduklarıyla, ya da doğada yılanı bir arkadaşını ısırırken görmesiyle, kötü bir tecrübeyle, hebrlerden-basından duyduklarıyla vs. vs. çocukta yılan korkusu gelişir. İlginç olan, Karanlık korkusu, yabancılardan korkma gibi korkular çocuk büyüdükçe azalırken, yılan korkusu tam tersine çoğalır ve öyle bir noktaya gelir ki yılanı bırakın görmeyi isminin bile geçmesi kişinin tüylerinin diken diken olmasına neden olur. İşte işin genetik kısmı burada devreye giriyor. Yılan korkusu çevreden aşılanıyor ama onu büyütmeye insan genetik olarak meyilli oluyor. Bunun nedenini de bin yıllar boyunca bazı zehirli yılanlar tarafından insanların ölmesi, hastalanması gibi kötü tanıklıklarda arayabiliriz. Bu söylediğim şey için %100 böyledir demiyorum bir biyolog olarak diyebilirim ki gayet mantıklı bir açıklama ve yaklaşım. Çocuk diğer bazı korkularını yenmek için fazla bir çaba harcamazken, yılan korkusunu yenebilmesi için çaba harcaması gerekiyor.

Ülkemiz de de yılanlara öldürmek için yaklaşanlar olduğu gibi, çok önemli sayılıp hiç dokunulmayan yerler de var. Arazilerde gördüğümüz yanlış inanış, özellikle zehirsiz yılanların zehirli sanılmasıdır. Halk yılanlarla ilgili o kadar çok efsane üretmiş ki aldığım notlar bir ajandayı doldurdu, yazmaya kalksam kitap olur Çok ilginç olanları yeri gelince paylaşabilirim. Sadece ülkemizde değil diğer ülkelerde de yılanlara bu şekilde bir yaklaşım söz konusu. Oradaki fark bazı ülkeler doğa eğitimine çok önem veriyorlar ve okullarda bu yönde çok güzel programlar oluyor. Bizim eksiğimiz biraz bu yönde olabilir. Köylerde ve taşrada yaşayan insanlara baktığımızda zaten korkanlar çocuklar değil yetişkinler oluyor, çocuklar ellerine alıp sallamayı tercih ediyorlar Ama işte zamanla çocuklara da bu mantık yerleşebiliyor.

Uzun lafın kısası, yılanları sevelim ve koruyalım Bu forumdaki üyelerin belki de çoğunluğu yılanlardan korkuyordur ancak hiçbirinin onların öldürülmesi taraftarı olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden her ne kadar bu tip konularda insanların düşüncelerini yıkmak çok zor olsa da onlara bazı şeyleri açıklamaya çalışmayı kendimize görev edinmeliyiz. Yoksa üzerinde çalışacağımız yılan kalmayacak

Sevgi ve saygılarımla

Naşit

montivipera Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön