Konu: Vyssera
View Single Post
Eski 21-01-2008, 12:23   #1
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Vyssera

Vyssera
Üye oluş tarihi: 12 Şubat 2007


Agaclar Net
'e geliş maceranız nasıl oldu?

2006 Şubat ayında, işyerimin yakınlarında bir çiçekçiye bir bonsai ağacı geldi. Fiyatı biraz pahalı olduğu için birkaç gün gittim geldim. Ağaca baktım. Sonunda almaya karar verdim. Güzel bir çam ağacıydı. Ama ihmal edilmişti. Bakımını öğrenmek için, internette dolaşırken karşıma birkaç site çıktı. Agaclar Net’i biraz inceledikten sonra demir attım, o gün bugündür buradayım.

Burada neler öğrendiniz?

Öncelikle giriş amacıma uygun olarak bonsai ile ilgili çok şey öğrendim. Siteye girmeden önce bonsai bodur ağaçlardan yapılır diye düşünüyordum, saksıda bazı bodur ağaç ve çalı türleri bakıyordum. Burada geçirdiğim bir yıl içinde ufkum çok açıldı, görüş yeteneğim arttı. Birçoğunu henüz uygulamamış olsam ya da bazılarında başarısız olsam da bir çok teknik öğrendim. Bonsaide daha yolun başında olduğumu bilmemin yanında, güzel bir yola doğru bir başlangıç yaptığımın da farkındayım.

Bonsai dışında, eskiden beri meraklı olduğum ağaç ve çiçekler hakkında bakım, çoğaltma gibi konularda her gün bir şeyler öğreniyorum. Forumun hala keşfedemediğim yerleri olduğunu da biliyorum.

Diğer üyeler sizden neler öğrendi?

Bildiğime inandığım konularda, yeni gelen arkadaşlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Zira hep almak amacı ile siteye girmek doğru değil. Ben de elimden geldiğince bilgim dahilinde forumda aktif olmaya çalışıyorum. Somut olarak ne öğrenmiş olabilirler diye düşündüğüm zaman; Karadeniz bölgesinde yetişen bitkiler hakkında bilgiler, bonsaiye başlarken gerekli olabilecek bazı bilgiler, bitkiler hakkında kendi gözlemlerim ve deneyimlerimden aktardıklarım olabilir.

Sizi tanıyalım

Adım Emre Atasoy. 1981 yılında Hollanda’da doğdum. Babam orada işçi olarak çalışıyordu. 1986’da ülkemize döndük. Üniversite öğrenimimi gördüğüm Ankara’da geçirdiğim 6 yıldan başka hep Trabzon’da yaşadım. Diş hekimiyim. Haftanın 6 günü işyerindeyim. Çok sosyal biri sayılmam. Evde zaman geçirmeyi severim. Eğer evde ya da işte değilsem büyük olasılıkla köy evimizin önünde balık ızgara yapıyor ya da kahve içiyorumdur.

Haftasonları da mutlaka doğaya çıkarım. Toplum benim doğrularıma ters hareket ettiğinde, ben kendi yolumda yürümeye çalışırım. Sorgulamayı severim. İş, güç ve günlük hayattan zaman kaldığında bazen uzun süre felsefeyle uğraştığım olur.

Zamanınızın ne kadarını bitkilere ayırıyorsunuz?

Şöyle söyleyeyim, haftasonu doğaya çıktığımda bitkileri incelerim, fotoğraf çekerim. Kendi köyümde ve yaylamda nerede ne yetişir birçoğunu bilirim. Yayla evimizin önünde de bahçem var, yaylaya çıkınca bakımını yaparım. Hafta içi de balkonumda bonsai adayı ağaçlarım, ektiğim tohumlar ve çiçeklerimle ilgilenirim. Yani boş zamanımın önemli bir kısmı diyebiliriz.

Agaclar Nette "şu da olsaydı" ya da "olmasaydı iyi olurdu" diyebileceğiniz neler var?

Açıkçası hala forumda yeni yerler keşfeden biri olarak, çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim. Bu haliyle sitemizi seviyorum

Diğer üyelere ne tür önerileriniz olabilir?

Arkadaşlarımıza paylaşmalarını öneririm. Yaptıkları işlemlerde fotoğraf çekmelerini notlar almalarını, deneyimlerini aktarmalarını böylece forumun daha zengin bir hale gelmesini tavsiye edebilirim. Ağaç, çiçek ve bonsai ile ilgilenen arkadaşlara bakım konusunda dikkat etmelerini öneririm. Bitkileri ile ilgilensinler zaman geçirsinler ve nasıl bakım yapıldığını öğrensinler. Ben siteye üye olduktan sonra en çok bu konuda eksiğim olduğunu fark ettim çünkü.

Bitkilerle ilgilenmek sizi nasıl etkiliyor? En çok ilgilendiğiniz türler hangileri?

Güzel bir ağacı seyretmek için o ağacı ziyarete gittiğim olur, ya da balkonumdaki, bahçemdeki çiçek ve ağaçlarımı seyretmeyi onlarla ilgilenmeyi severim. Sevgi duygusu uyandırıyor. Bunu hissettiğimde de şöyle düşünüyorum: Bitkilerle uğraşan insanlar gerçekten kötü insan olamazlar.
Ağaç türleri olarak, Kayın ve Ladin hem en sevdiğim hem de bölgemizin kültüründe önemli yeri olan asil ağaçlar. Onlar Karadeniz dağlarının özgür ağaçları. Ayrıca Akçaağaçlar, kızılağaç, sarıçam, göknar gibi ağaçları da seviyorum. Yayla bahçemizde hepsinden mevcuttur. İlginç gelebilir, yaban elması ve yaban armudunu severim, zor büyüyen, ormanlarda özgürce yetişen, çiçekleri hoş ama meyveleri çok ekşi olduğu için yenmeyen, bir bakıma insana çok yüz vermeyen güzel yabani ağaçlardır.

Agaclar.net’e üye olduktan sonra sukulentlerle de ilgilenmeye başladım. Yetiştirdiğim bitkiler arasında onlar da var. Soğanlı bitkiler, özellikle zambakları da çok severek yetiştiriyorum. Şu anda türünü bilmediğim 2 çeşit zambak bunun yanında tüylü zambak ve kum zambaklarım var.

Bitkilerle ilgilenirken yaşadığınız en ilgi çekici, trajik ya da komik olay hangisi?

Çocukken ‘Karateci çocuk’ filmini izledikten sonra yıllarca ormanda bonsai ağacı aramam olabilir zira öyle bir ağaç yok bildiğiniz gibi.
Ya da bana çam bonsaisi satan çiçekçinin, ‘İç mekanda tutulabilir hatta en çok mutfağı sever’ demesi, ve ağacı kaybetmeme sebep olması da hem trajik hem komik.

Foruma katıldıktan sonra ileriye dönük planlarınızda değişiklikler oldu mu?

Hayatımı bütünüyle değiştirecek bir şey olmasa da, iyi bir bonsai sanatçısı olmayı hedefliyorum.

Agaclar Net toplantılarına katılıyor musunuz? Gözlemlerinizi yazar mısınız?

Trabzon toplantılarının fikir babası olarak, yaptığımız toplantıları elimden geldiğince organize etmeye çalıştım. Bitkilerle uğraşan insanlarla bir araya gelmek benim için çok anlamlı oldu. İlk toplantılar daha çok tanışma toplantısı ve fikir alışverişi niteliğinde oldu. İsmi bonsai atölye çalışması olsa da, çeşitli bitkiler hakkında konuştuk, tohum ve çelikler aldık verdik. Bundan sonra güzel bir girişle atölye çalışmalarımıza ciddi anlamda başlayacağız.

Bitkilerle ilgili yararlandığınız ve önereceğiniz kitaplar hangileri?

Daha çok web sitelerini takip ediyorum, ve Ev bahçe dergisini alırım her ay.

Doğa ve çevre ile ilişkisini örnek aldığınız ya da örnek diye gösterebileceğiniz insanlar var mı?

Halikarnas balıkçısı’nın Bodrum’u nasıl yeşillendirdiklerini anlatan bir yazısı vardı ders kitaplarımızda. Her buldukları tohumu, çekirdeği diktiklerini, yıllar sonra nasıl bir görüntü elde ettiklerini yazıyordu, aradan yıllar geçti, ayrıntıları unutmuşum, ama o heyecanı hala hissediyorum.
Ahmet Bedevi’nin Manisa’da yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Manisa Tarzan’ını rahmetle anıyoruz.

Ey Yeryüzünün yeşermesine katkıda bulunan insan, doğayı anlayıp hissedip ona saygı duymayı öğrenen insan, hayvanlara ve bitkilere sevgi, merhamet ve saygı besleyen insan! Seni de örnek alıyorum.

Üye olduğunuz diğer forumlar hangileri? Agaclar Net'i onlardan ayıran özellikler ne?

Doğu karadenizle ilgili yöresel forumlar, bazı bitki ve bonsai forumları ve kuş gözlemciliği ile ilgili bir foruma üyeyim ama açıkçası birkaçı hariç çok fazla girmiyorum. Agaclar Net şu anda benim açılış sayfam, bir forum olarak başarısı ortada, beklediğimden daha fazlasını bana sunuyor. Bitkilerle ilgili gerçekten bilgili insanların yanında binlerce ağaçdostu burada toplanıyor. Bazen agaclar.net’i sınıfa ve arkadaşları da sınıf arkadaşlarıma benzetiyorum. Bazen aynı mahallenin insanlarına. Öyle bir ortam var.

Sormadığımız ama eklemek istediğiniz diğer şeyleri yazabilirsiniz.

Foruma girdikten sonra tohumlar ekmiştim. Şimdi 1 parmak boyunda ağaçlarım var. Onların gölgesinde oturan beyaz saçlı adam olduğumda da Allah kısmet ederse, buralarda olmayı dilerim.

Bitkilerle ilgili mesleki bir eğitim aldınız mı? Almak ister misiniz?
Hayır almadım. Diş hekimi olmaya karar vermeden önce, Botanikçi, biyolog ya da ziraat mühendisi olmayı da düşünmüştüm. Ülkemizde meslek seçerken nasıl hareket edildiği belli. Ama şimdi mesleğimden memnunum.

Zamanınızın ne kadarını Agaclar Net'e ayırıyorsunuz?
Günde toplam 1-2 saati buluyor genelde. İşyerimde ve evde zaman buldukça giriyorum.

Bitkilerden başka ilgilendiğiniz neler var?

Aslında bu soru bana çevremdeki insanlar tarafından da soruluyor. Onlar daha çok şu şekilde soruyor, ‘ Ağaçtan başka bir şeyle ilgilenmez misin sen?’ En çok zaman ayırdığım uğraşım bitkiler olmasının yanında, fotoğraf çekmeyi, film izlemeyi, balık tutmayı, sık olmasa da kitap okumayı severim.

Bitki, tohum, çelik paylaşımlarına katıldınız mı? Neler düşünüyorsunuz?

Şöyle söylesem açıklayıcı olur sanırım. O kadar çok tohumum oldu ki Belki 10 çeşit tohum almışımdır. Bu konuda Sayın Tekin ve Sayın İklimsiz’e çok teşekkür ederim. Ben de elimde olan tohumlardan ve bir ağaç gönderdim. Paylaşmak güzel, postacıyı beklemek güzel. Hediyeleşmek harika.

Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara aktif olarak katılır mısınız, katılmak gerekir mi?

Ben katılmıyorum, her protestoyu anlamlı bulmuyorum, insanlar yanlış yönlendirilebiliyor da. Ama bilinçli ve neyi protesto ettiğini bilen ve çözüm sunan bir grubun içinde olmak isterim.

TV ve radyoda bu konuları işleyen programları yeterli buluyor musunuz, nasıl olmalı?

Sulak alanlarımızı, toprağımızı ve doğal yaşlı ormanlarımız kaybederken, popüler kültür programlarıyla insanlarımızı aptallaştırmayı kendine amaç edinmiş medyadan ne bekleyebiliriz emin değilim. Bana göre Güzel bir şekilde insan ve çevre ilişkisi ele alınmalı, ülkemizde neler olduğunu insanların takip etmesi sağlanmalı, doğal veya tarihi bir değerimize birileri müdahale ettiğinde toplum haberdar edilmeli. Aslında medya toplum zararına değil de yararına çalışmalı desek hepsini içerecektir.

Hepsinden sadece birer tane yazın: En sevdiğiniz; ağaç, çiçek, kitap, şarkı, müzik grubu/müzik sanatçısı, ressam, şair, film, web sitesi.

Ağaç: Doğu ladini
Çiçek: Manişak / Primula longipes
Kitap: Karamazov kardeşler / Dostoyevski
Şarkı: Ayırım yapmak çok zor ama sanırım, Heart of steel / Manowar
Müzik grubu : Pink Floyd
Müzik sanatçısı: Kazım Koyuncu
Ressam: Van Gogh
Film: Balıkçı Kral (Fisher King)

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön