View Single Post
Eski 24-12-2007, 20:10   #88
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
AVRUPA BİRLİĞİ EKONOMİK VE SOSYAL İŞLER KOMİTESİ'NİN
ELEKTRİK ÜRETİMİNDE NÜKLEER ENERJİ KULLANILMASI İLE İLGİLİ SORUNLAR ÜZERİNE GÖRÜŞÜ adlı yazının;

Alıntı:
Sonuç bölümü:

Nükleer enerji, AB elektriğinin önemli bir kısmını (%35) üretir, bu miktar birincil enerji tüketiminin %15' dir ve AB'nin dışa olan enerji bağımlılığını azaltmada ve enerji arz güvenliğini temin etmede önemli bir unsurdur.

- Nükleer enerji, CO2 emisyonunda her yıl, 300 - 500 Mt azalma sağlar, böylece, Kyoto protokolunde öngörülen koşulların yerine getirilmesinde katkıda bulunur.

- Nükleer enerji, enerji fiyat istikrarın sağlanmasına da katkıda bulunur, ve geleceğe yönelik ekonomik analizlerde belirsizlikleri ortadan kaldırır.

- Şu andaki nükleer reaktörlerin ömürlerinin sonuna gelindiğinde, yenilenebilir enerji, teknolojik gelişmesini sağlasa bile AB'nin teşviğine rağmen, artan enerji talebini karşılayacak durumda değildir. Örneğin, rüzgar gücü senenin sadece 2000- 2500 saati kullanılabilir.

- Enerji talebinin kontrolü, halkın daha az enerji yoğun faaliyetlerde bulunmasına fayda sağlar (iş ve özel yaşamda), ancak, rakamlara bakıldığında kontrolün elektrik kullanımından çok ulaşım gibi diğer enerji tüketimleri üzerinde yoğunlaşacağı görülür, dolayısıyla, talep kontrolünün nükleer enerji üretimini durdurma üzerine etkisi olmıyacaktır.

- Nükleer enerji ile ortaya çıkan diğer konular ise, güvenlik, iyonlaştırıcı radyasyonun etkilerine karşı korunma, atık ve kullanılmış yakıtlardır. İlk iki konu zaman içinde gelişmiş olan ve teknik ve yasal düzenlemeler gerektirir.

- Bazı AB üyesi ülkeler nükleer atık problemini çözmede gelişme içindedirler; İki ülke (Finlandiya ve İsveç) çözümü ve yeri belirledi; diğer ülkeler (Fransa ve İspanya) düşük seviyeli atıklar için çözüm buldu ve yüksek seviyeli atıklar için ise araştırmalarına devam etmektedir. AB Komisyonu, Euratom Antlaşması gereği araştırmaların hızlanması için gerekli adımları atmıştır.

- AB Ekonomik ve Sosyal Komitesi, nükleer enerjinin kısmen veya tümden kaldırılması iklim değişikliği üzerine girdiği taahhütleri ile de çelişmektedir.

- AB ekonomik ve sosyal Komitesi, bu raporu ile şunu vurgulamaktadır ki, nükleer enerji, AB için, çeşitlendirilmiş, istikrarlı, ekonomik ve sürdürülebilir enerji politikası içinde önemli bir unsur olmalıdır.
Yine aynı yazıda daha yukarıda yer alan bilgiler:

Alıntı:
Nükleer Atık ve Kullanılmış Yakıt İdaresi

Atık sınıflandırmada iki parametre önemlidir. Bunlar, radyoaktivite seviyesi ve radyoaktif atık ömrüdür. Radyoaktivite seviyelerine göre atıklar "düşük", "orta" ve "yüksek" olarak sınıflandırılır. Ömürlerine göre ise, "kısa" ve "uzun" ömürlü olrak sınıflandırılır.

Düşük seviyeli atıklar için çözüm Üye Ülkelerde resmen kabul gören ve uygulanan yüzey depolama yöntemidir. Yüksek seviyeli ve uzun ömürlü atıklar için ise uluslarararsı kabul görmüş olan derin jeolojik katmanlarda depolamadır. Bu tip atıklar için yüzey depolama yöntemi geçicidir ve çözümü daha sonraya bırakılmak üzere askıya alınmıştır.

Kullanılmış yakıt miktarı ile üretilen elektriğin miktarı arasında bir ilişki olduğu varsayılırsa, en fazla nükleer enerjinin Üye Ülkelerde üretildiği anlaşılır. Yüksek seviyeli veya uzun ömürlü atıkların durumu ülkeden ülkeye değişmektedir.:

Finlandiya ve İsveç jeolojik depolama çözümünü benimsemiştir. Fransa, üç alternatif araştırmaktadır: jeolojik depolama, atıkların işlemden geçirilerek ömrünü kısaltma, uzun vadeli yüzey veya yeraltı depolama...

Diğer ülkeler, yüksek seviyeli veya uzun ömürlü atıklar için henüz nihai bir çözüm getirmemişlerdir.
Kaynak: Türkiye Atom Enerjisi Kurumu

"Nükleer atık" kelimelerini ararken, Google'da, ilk sayfada bulduğum bir bilgi...


Alıntı:
Dünya üzerinde halen 32 ülke nükleer enerji kullanıyor. Bu ülkelerde faaliyette olan 443 nükleer santral yılda toplam 370 bin megavatt elektrik enerjisi üretiliyor.

Bu rakam toplam dünya elektrik enerji üretiminin yüzde 18'ine eşit. Ancak santraller bu üretimi yaparken diğer yandan da her yıl toplam 12 bin ton nükleer atık üretiyor. Bu atıkların tam olarak nerede depolanacakları ise tam bir bilmece. Zira başta Avrupalı ülkeler olmak üzere birçok devlet kendi topraklarında nükleer atık depolamak istemiyor. Bunun nedeni ise nükleer atıkların etrafa yaydıkları radyasyonun çok ölümcül olması ve bir felaketin yaşanmaması için atıkların uzun yıllar büyük bir dikkatle saklanmasının gerekmesi.

Etkisi 293 bin yıl sürüyor

Tuzla ile başa çıkamayan Türkiye, 300 yıl nükleer atıkları kontrol edecek!
Tuzla'da yaşanan kimyasal atık olayı akıllarda yeni bir soru yarattı: Henüz kimyasal atık sorununu dahi kontrol edemeyen Türkiye nükleer atık problemini nasıl çözecek?

Nükleer atıklarla ilgili en büyük sorun ise atıkların çevreye çok uzun yıllar aralıksız olarak radyasyon yaymaları. Örneğin, nükleer atık içerisinde bulunan Plutonyum 239 adındaki izotopun ışıma gücünün yüzde 100'den yüzde 99'a düşmesi için 24 bin 400 yıl geçmesi gerekiyor. Bu izotopun radyasyon yaymaması için ise toplam 292 bin 800 yılın geçmesi gerekli. Son rakamlar ortalama bir nükleer santralin yaklaşık 3-5 milyar dolara mal olduğunu gösteriyor. Böyle bir santral yılda yaklaşık 11 milyar kilovattsaat enerji üretiyor.

Diğer yandan aynı santral yılda ortalama 60 metreküp radyoaktif atık açığa çıkarıyor. Atıkların ortadan kaldırılması ise ortalama 38 milyon Euro'ya mal oluyor. Bu teknolojiyi kullanan ülkeler atıkları 70 dereceye varan yüksek ısıları nedeniyle önce santral yakınlarında bulunan soğuk su havuzlarında 'dinlendiriliyor'. Bu dinlendirme 5 yıl sürüyor. Ardından ara depolama safhası başlıyor. Soğuyan radyoaktif maddeler toprak altına gömülmeden önce ışıma oranı düşmesi için genellikle toprak üzerinde bulunan 'ara depolarda' yaklaşık 30 yıl daha bekletiliyor.

Bir gazete...

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön