View Single Post
Eski 23-12-2007, 11:36   #36
Yücel Özlem
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,116
Sayın Oğuz Karsan,

Siz muhatap olduğunuz davadan rahatsızsınız. Ben de sizin haklı olabileceğinizi düşünüyorum.

Size neden şikayet ediyorsunuz? demiyorum. Şikayet etmek, mücadele etmek için, pek çok sebebimizin, düzeltmek zorunda olduğumuz pek çok yanlışın bulunduğunu söylemeye çalışıyorum. Siz, isyanınızla bir çok sorular soruyorsunuz. Sizin konunuz ile ilgili olarak sorduğunuz soruların doğru cevaplarını kendimce vermeye çalışıyorum.

Bunları yaparken, konuyu dağıtmamaya da elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum. O nedenle de birinci önceliğim, "Yine toplum için çok yararlı mesajlar vermişsiniz" cümlenizde işaret edilen durum değildir. Hatta konudan uzaklaşılmasını, asıl konunun selameti açısından, zararlı bulduğumu belirtmeliyim.

Muhatap olduğunuz davayı da kazanmanız gerektiğini, bunun imkansız olmadığını düşünüyorum. Sizi bu konuda desteklemek ve yüreklendirmek yanında, bir işe yarayabilir düşüncesiyle bildiklerimi, aktarmaya çalışıyorum. Bu davayı sadece kendiniz için değil, sizden sonra benzer olaylarla karılaşabilecekler için de kazanmalısınız diyorum.

Ormanların çoğalmasını istemek, ağaç dikmek, yaşatmaya çalışmak ayrı bir şey. Kişi haklarının korunması, insana saygı, hukuka saygı, ayrı bir şey.

Size karşı açılan davada, dayanak olarak gösterilen Yargıtay kararı, Medeni Kanunun 1023. maddesini, öldürmese de canını kaçırıyor. Yani kanun koyucunun bu madde ile korumak istediği bir hakkı zayıflatıyor. Korunan bu hakkı, bazı durumlar için korumasız bırakıp ortadan kaldırıyor.

Oysa, siz tapu siciline güvenerek bir mal edindiniz. Tapu sicilinin kefili Devlet'tir. Hazine'dir. Şimdi aynı Hazine, kefil olduğuğu, kendi sorumluluğunda tutulan sicilin, yanlış olduğunu söylüyor. İşte ben de buna isyan ediyorum. Böyle bir yanlışlık olamaz mı? Elbette olabilir. O zaman da tavır ve yöntem bu olmamalı. Daha makul ve insani, sizi de incitmeyecek veya daha az incineceğiniz bir çözümle sizin karşınıza gelinmeli.

Bence bu durum kanuna ve hukuka aykırılık teşkil ediyor. Bu konuyu ihmal etmemenizi öneriyorum. Savunmanızda bu konu çok önemli bir dayanak olabilir.

Yargıtay içtihatları da değişmez değildir. Zaman içinde, olayalar ve düşünceler değiştikçe, içtihatların da değiştiğini biliyoruz.

Hatta bazı davalar sırasında yargıç, konuyla ilgili kanun hükmünü Anayasa ve hukuka aykırı bularak o maddenin iptalini istemiş ve konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürmüştür. Bu talplerden bazıları ciddi bulunarak incelenmiş ve o maddeler iptal edilmiştir.

Eski Türk Ceza kanununda bir madde, suçluya ceza tertip ederken, mağdurun özel bir durumuna da temes ederek, mütecaviz suçluya bir ceza indirimi öngörmüştü. Bu, mağdurun kişiliğinin de tartışma konusu edilmesine ve dava sırasında daha çok hırpalanmasına sebep oluyordu. Hatta, bazı hallerde, suçlu ceza indiriminden yararlanabilmek için, iftira ve benzeri bazı tertipler içine de girebiliyordu. İnsana saygılı, yürekli bir yargıç, bu hükmü, insan haklarına, evrensel hukuk normlarına, Anayasa'ya aykırı bulduğunu belirterek itiraz etti. Daha önce, uzun yıllar bir çok defalar uygulanmış bir hüküm, bu itiraz üzerine Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildi.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön