View Single Post
Eski 17-12-2007, 12:19   #33
Oğuz Karsan
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Orman kadastro işlemlerinin hukuksal boyutu nasıl uygulanıyor.?

Sn. Yücel Özlem,

Sakin sakin oturup düşününce size hak veriyorum. Ama benim şu an muhatap olduğum olaylara siz muhatap olsanız. Siz de sağlıklı düşünemezsiniz.

Sizin söyledikleriniz normal durumlarda geçerli. Bu durum ise bana göre biraz karanlık. Zaten karanlık noktalar olmasa şimdiye kadar orman idaresinden mantıklı bir cevap alabilirdim.

Kaldı ki ne kadar düşündüysem, bu işte bir mantık bulamıyorum.
Madem ormandı, . Orman Kadastrosu geçerken neden burasını orman dışında bıraktı? Haydi gözden kaçtı diyelim.
Amenajman planlarında neden görünmedi?. Diyelim orada da gözden kaçtı.
Tapu dairesi buraya nasıl tapu tahsis etti?. Hadi oda gözden kaçtı,
Satışı sırasında neden kimse ses çıkarmadı ve başvurmama rağmen daha önce alırken neden müdahale edilmedi?.

Her işini 5 tane haritaya bakarak yapan orman idaresi böylesine bir yanlışı nasıl gözden kaçırır.

Ayrıca, Bu yanlışlıkları sadece bir kişinin yaptığını da düşünemeyiz.Her aşamada öüne gelen yanlış yapmış. Peki şimdi sadece neden bizden hesap soruluyor?

Orman idaresi bütün bu yanlışlıkları yapanları çağırıp nedir bu rezillik. Neden demiyor ? Ve sanki biz ormanı gaspetmişiz gibi davranıyor ?

Burası ormandır diyene kadar. Biz bir yanlışlık yapmışız demiyorlar ve her işi gizli yapıp bilgi bile vermiyorlar.

Şimdi evraklar,dosyalar bu yanlışlıkları yapan kişilerin önüne gelecek ve kişiler de yaptıkları bu yanlışlıkları ormanın ve kendi lehine bir şekilde düzeltecekler.Bütün haritalar ve gizli deyip kimseye göstermedikleri evraklar çekmecelerinde.Ayrıca Memurken yaptıkları hatayı şimdi daha üst makamlara geldiklerinden şimdi Müdür sıfatıyla daha kolay da düzeltebileceklerdir.
Korktuğum bu. Aşağıdaki yazının tümünü okumadan sakın olmaz öyle şey demeyin. Olmuş.
(Özveriyle çalıştiğini bildiğim ve çoğunlukta olmalarını temenni ettiğim bütün orman çalışanlarını tenzih ederim)ama bunları yazmak zorundayım. Bunlar ülkemizin gerçekleri.

Hem yanlışlığı yapan kendileri, hem bilgi vermiyorlar. Ben de Demek ki birşeyler dönüyor. Diye düşünüyorum. Acaba bu şekilde düşünmekte haksızmıyım?

Emsal karar ararken karşıma çıkan örnekler ise korkutucu. Biraz uzun ama nasıl karar verildiği hakkında aydınlatıcı. Mesela bir alıntı :

Bunun kanıtı Aralık 2004’te İzmir ...............Sulh Hukuk Mahkemesi Hakiminin odasında 3 hakim ve 2 öğretimüyesinin bulunduğu ortamda kadastro mahkemesi hakimi MB’nin “Hoca siz Kırıklar Köyünde haklıydınız. Ancak bizim öyle karar vermemiz gerekiyordu. Öyle karar verdik. Çünkü öyle karar vermezsek Türkiye’de ormankalmazsı” şeklindeki itirazıdır.

Bu paragrafın geri kalanı aşağıdadır.

Saygılarımla.


Page 5
Kundakçı 23 no2 lu tutanak, bu tahdidi karşılayan hava fotoğrafı, eski gizli memleket haritası (İzmir L 18 b-4 gizli paftası)bulunmamaktadır.Var olan sadece 1948 tahdit haritasının 1523-1530 tahdit hattıdır. Bu hat üzerinde tartışmalı 630 parselin yeri 1526-Ahmet Güleç olarak işaret edilmiş vaziyette ormana bu rasat noktasında sınır tarladır. Ancak davalı Orman idaresiAhmet güleç ismini silmeden bu noktadan oldukça uzağa ve sınır hattının ormandan tarafına (x → tartışmalı parselinbulunduğu yer) yazar ve mahkemeye ibraz eder.Hakim bir ağacın gölgesinde bekler tarlaya bile girmez. Bilirkişiler köy bilirkişisini de yanlarına alırlar. Ellerinde nebir belge ne de bir ölçüm cihazı vardır. Şerit metre bile kullanmazlar. Dolaşıp gelirler. Yukarıda yazılın keşfinyapılış koşullarının büyük çoğunluğu yapılmaz. Raporlarını yazarlar. Sınırlamaya itiraz davası açan kişi ormancı veharita teknisyeni bilirkişilerin müşterek raporlarına itiraz eder. İtirazları ve suistimal olarak gördüğü hususlaraşağıdadır.1. Bilirkişileri 1523-1530 orman snır hattının gerisinde ve 1526 Ahmet Güleç semt sınır noktasının oldukçauzağında orman idaresinin (X tartışmalı parselin bulunduğu yer) ibaresindeki (x) i daksille kapatıp ...... şeklineçevirirler. Fotokopisini raporlarına eklerler. Yaptıkları tahrifatı da olduğu gibi dosyada ve belgede bırakırlar.2. 2/B uygulamasında parselin yeri alt başlıklı kroki bilirkişilerce çizilmemiştir. Bu kroki 2000/3 E nolu davadosyasında yoktur. Bilirkişi dava dosyasında olmayan bu belgeyi orman idaresindeki kadastro komisyonundanalmıştır. Oysa krokinin bilirkişilerce bizzat çizilmesi kendi tespitlerinin eseri olması gerekirdi. Kroki 1998yılında yapılan 2/B işlemi orijinal krokisinin fotokopisidir (dava dosyasında yoktur).3. Bilirkişilerin 1948 yılında yapılan 1. Orman tahdit ve kadastrosuna ait 1525-1527 orman sınır hattını haritaya vekendi tespitine göre geçirmesi gerekirken dava dosyasında bulunmayan 1744 sayılı yasa uyarınca 1976 dayapılan ikinci orman kadastrosuna ait haritaya göre geçirmiştir. 1978 tarihli olan bu harita 1948deki durumuifade edemez. Bu haritanın 1948 de yapılan 1. Orman tahdidine ait olmadığı üzerindeki 2072-2073-2074-2075rakamlarının varlığından anlaşılmaktadır.Orman idaresinin yönlendirilmesine itibar etmişler. Yanlış belgeyi dayanak almışlardır. Yeminlerine ihanetetmişlerdir.

4. Dava konusu tapulu tartışmalı parselin tapulama harita plan örneği kadastro müdürlüğünce içi boş olarakgönderilir. Bilirkişiler Buca Kadastro müdürlüğünce gönderilen orijinal krokiyi 1999daki 2/B işleminde yapılanormana çekilen kısım, 2/B işlemine tabi kısım şeklinde üçe ayırıp yeşil ve kırmızıya boyamışlardır. Bununfotokopisininin aynısını bilirkişi raporunun eki olarak mahkemeye verirken boyadıkları bu belgeyi tahrifatlıolarak dosyaya geri koymuşlardır. Hakimi yanlış yönlendirmişlerdir. Bu bir başka suistimaldir.

5. Bunlar itiraz dilekçesinde mülk sahibince ortaya konulunca Ek raporlarında itiraf etmek durumunda kalmışlardır. Açık bir şekilde “biz daha iyi anlaşılsın diye yaptık “ şeklinde yazabilmişlerdir.

6. Bilirkişiler 1948 yılında yapılan 1. Orman tahdidine ilişkin belgeleri varmış gibi rapor tanzim etmişler yalansöylemişler, mahkemeyi yanıltmışlardır. İtirazlar üzerine “dosyadaki sarı zarf içinde vardır” demişlerdir.Oysa dava dosyasında böyle bir sarı zarf da yoktur. Bu suistimalleri yapan bilirkişilerin raporuna kadastromahkemesi hakimi bilerek itibar etmiş, vatandaşın sınırlamaya itiraz talebi ret edilmiştir.

Temyiz ve tashih-ikarar başvuruları da Yargıtay 20. Hukuk dairesinin F.A. başkanlığındaki heyeti tarafından ret edilmiştir. Hukuk,kadastro mahkemesi hakimi ve yargıtay 20. HD hakimlerince katledilmiştir.

Bunun kanıtı Aralık 2004’te İzmir ...............Sulh Hukuk Mahkemesi Hakiminin odasında 3 hakim ve 2 öğretimüyesinin bulunduğu ortamda kadastro mahkemesi hakimi MB’nin “Hoca siz Kırıklar Köyünde haklıydınız. Ancak bizim öyle karar vermemiz gerekiyordu. Öyle karar verdik. Çünkü öyle karar vermezsek Türkiye’de ormankalmazsı” şeklindeki itirazıdır.

Yüce Yargının hakimlerin çoğunun orman köylüsüne bakışı budur.Ayrıca köylü vatandaş yukarıdaki suiniyeti savcılığa bir dilekçe ile bildirip suç duyurusunda bulunur. Olay bir yıldanfazla hasır altı edilir. Müştekinin sorması üzerine soruşturmayı üstlenen Cumhuriyet Savcısı NTE müştekiyi çağırdığısırada AK’nın yanında ona “herşey açık olarak görülüyor, fazla irdelemeye gerek yok” demiştir.

Ancak bir süresonra takipsizlik kararı müştekiye tebliğ edilmiştir.Bunun üzerine müşteki İzmire Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesinde takipsizlik kararına itiraz eder. Ancak kesin delilolmadığı gerekçesi ile itirazı yine ret edilir. Soruyorum yukarıdaki açıklananlar belgeleri ile sunulduğu halde,bilirkişi kendi yazısı ile itiraf ettiği halde yargılanmaktan alıkonuluyor anlaşılmış değildir.Bugün orman köylüsü adalete güvenmemektedir. Halkoyu yoklamalarında güven düzeyi %4lere düşmüşse bundameslek sahiplerinin icraatlarının payı azımsanamaz.4.1.3 Yargılamanın YenilenmesiHukuk usulü muhakemeleri kanununun 445. maddesinde “katiyen verilen veya katiyet iktisap etmiş olan kararlarhakkında aşağıdaki sebeplere binaen iade-i muhakeme talep olunabilir” denilmektedir.

Bu hususlardan halledilirdi. Bir yerde yapılan 1., 2. ve diğer orman kadastrolarıverilerinin birbiri ile örtüşen yanı çok az ve anlaşılmaz. Bu gibi yanlışlılar Türkiyenin her tarafında var ama İzmir-Kırıklar Köyü şanslı zira her köyde bir Akif Hoca yok.Sonrasının takdirini kamuoyuna bırakıyorum.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön