View Single Post
Eski 09-12-2007, 01:20   #13
karanfilsi
Yeni Üye
 
karanfilsi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-12-2007
Şehir: Aydın
Mesajlar: 19
Geçtiğimiz günlerde bir blog gözüme takıldı.Sevgili kardeşim bu nedir başıklı yazısında bu durumu kamu oyuna sunmuştu.Arkadaşımız domatesi almış dışarda bırakmış bakmışki herhangi bi bozulma yok şüpheye kapılmış birde içinde çimlenen domatesi görünce tuzu biberi olmuş.Telaşa vermeye gerek yoktu.

İşte tamda bu noktada gerekli açıklamaları yapmaya çalıştım.Bu konuyada hakim bir açıklama olduğu içinde faydalı olacağını düşündüm.

ilki hormonlumu sorgusu oldu,''..Birincisi hormon kullanılan domateslerde çekirdek kati suretle bulunmaz.İkincisi türkiyede tarla tarımında dengeli gübre verilmemesinden ayrıca üst gübreleme dediğimiz damlama sulama sistemiyle gübre verilemediğinden tarla domateslerinde azot fazlalığı bulunuyor.Ürünler tüketicenin eline geçtiği hafta buzdolabında olsa bile bozulmalara sebep veriyor.Azot meyvenin sulu gevrek olmasını sağlıyor fakat dayanımı azalıyor.Dengeli ve potasyumlu gübreler kullanılır ise gübrelenen sebzelerin meyveleri bir aya kadar buzdolabında bozulmadan durur.Meyvenin dayanımı artar.Ayrıca yetiştirildiği ortamda çeşitli fungal hastalıklardan uzak ise herhangi bir küflenme belirtisi gözlenmez.Ayrıca domates klimakteriel bir meyvedir.Yani daldan koptuktan sonra istenen şeker miktarı sonradan oluşur.Yani kısacası sonra erer..Bu tip meyvelere örnek limon,armut,elma örneklerini verebiliriz.

Mesela domatesler etilen adı verilen bir gaz salgılarlar.Çıkan bu gazla meyvede olgunlaşma hızlanır.Yeşil domatesler kızarır.Bu yüzden dolaba yerleştirirken salatalıklarla domatesleri aynı yere koyarsanız salatalıklar çabuk yaşlanacaktır.

Ayrıca su noktayıda açıklamak istiyorum tohumun domatesin içinde çimlenmemesi için doğal olarak bulunan engelleyici bazı maddeler bulunmaktadır domatesleriniz dışarıda oda sıcaklığında bıraktığınız için bu maddeler zamanla parçalanmış çimlenmeye elverişli nem ve sıcaklık oluştuğu için böle bir olay meydana gelmiştir.Korkulacak bir şey yoktur.Aynı olay bezelye gibi pek çok sebzede meydana gelmektedir.Zaten marketlerde ilaç hormon kalıntısı için numuneler alınıp analizler yapılmaktadır.Yeni yasayla hapis cezasıda bulunmaktadır.''dedim.

Arkadaşım,
''Ancak tohumlarında gdo olma ihtimali var mı düşüncesi hala aklımda.Çünkü yukarıdaki yorumda da yazdığım gibi metrodan beni aryaan kişi ikinci veya üçüncü döllemeyle oluşan domateslerde bu oluyor dedi.Bunun ne anlama geldiğini bize açıklayabilir misiniz?Ayrıca bu domatesi nerede test ettirebiliriz?GDO,hormon veya ilaç tespitini yapabilirler mi?Bugün 18.gündeyiz, hala oda sıcaklığındalar ve bozulmadılar.

Bir de son bir soru.Organik sebze ve meyvelerde gdo lu tohum kullanılmıyor değil mi?
''dedi.
Birde dışarıdan getirttiği habanero biberlerden bahsetmiş,


Bende
''Domateslerin ikinci veya üçüncü döllenmesinden üretilen domateslerde böyle bir durum olabiliyormuş.''derken şunu kastedmiş olabileceklerini düşündüm hibrit(çaprazlama sonucu yetiştirildikleri ana baba ebeveynden daha üstün olan tohumlar çimlenme özellikleri topraktan çıkış hızları fazla olup genetiği oynanmamıştır) tohumdan üretildiklerini açıklamaya çalıştılar sanırım.Yoksa bu cümlenin başka manası yok bana kalırsa.

Ayrıca GDOlu tohumlara gelince Genetiği oynanmış organizma demek ve Avrupada üretimi su anda yok.GDOlu tohum üreten ülkelerin başında arjantin geliyor.Eski yasalarımız GDOlu tohumların ülkeye girişini yasaklıyordu 2006dan bu yana yeni tohum kanunu işi düşündürücü boyutlara vardırıyor.
Türkiye'ye her yıl, 2 milyon tona yakın genetiği değiştirilmiş (GDO'lu) mısır, soya, pamuk ve kolza hiçbir denetime tabi olmadan girmekte; yem rasyonlarına katılmakta, işlenmekte ve 800 çeşidin üzerinde ürün olarak tüketici sofrasına ulaşmaktadır.

Kaç yıldır mısır yemiyorum.Hazır ürünlerden kaçıyorum.Ama tüketmemizin üstünde başka sorunlarda var.

Tüm Avrupa'daki bitki çeşidine yakın bir sayıda olmak üzere, 3 bini endemik toplam 13 bin bitki çeşidine sahip olan Anadolu coğrafyası, gen bankası niteliğindedir.Endemik demekse dünyada başka eşi benzeri olmayan çeşitler demek.

GDOlu ürünler yapılış amaçları hastalık,yabancı ota baskınlık gibi daha güçlü bitki elde etmek amacıyla üretilmiştirler.Amerika gibi tarla ve arazilerin çok büyük birbirinden uzak olduğu yerlerde GDOlu bitkilerden diğer kültür çeşitlerine gen kontaminasyonu(gen değiş tokuşu) kontrol edilip izolasyon yapılabilir.

Fakat bizim ve avrupa ülkelerinin tarım arazilerinin çok içiçe olması yakınlığı ve parçalanmışlığı buna el vermeyecektir.Ayrıca GDOlu bitkiler mevcut bitkilere gen kontaminasyonu yaparak çeşitleri bozacak yok edecektir.
Şunu iyi bilmeliyizki GDOlarla ilgili araştırmalar sonlanmamışlardır.Ve gelecekleri meçhuldür.İnsan ve hayvanlarda etkileri bilinmemektedir.
Ayrıca yabancı şirketler, gen kaynağı olan ülkemizde, herhangi bir tohumumuzu, biyoteknolojik yöntemlerle kazandırdıkları bir özelliği gerekçe göstererek patentleyebileceklerdir.

Zaten şu anda pazarladığımız ürünlerin mevcut tohumlarının %90ı ithaldir.
Bir domates tohumunun tanesini!!! 475 yeni kuruştan alıyoruz.Bir salatalık tohumu!!! 200 yeni kuruş..

Yerli çeşitler yeterli ürün vermiyor,hastalıklara hemen yakalanıyor diyeceksinizki gelenin özelliği ne?

Gelen tohum ıslah yani ehlileştirilmiş ana baba hattı belli özenle seçilip gelen,her açıdan güçlü tohum.Pekii biz niye yapamıyoruz bu tohumlardan?
Devletin tohum üretim dağıtım alanları özelleştiriliyor.Kamu tohumculuğun her alanından çekilmesi ve yerini şirketlerin alması istenir gibi bir görüntü var ortada..

Tohum üretmek,ıslah çok pahalıdır.Yerli firmalara devletin desteği gereklidir.
Açıkçası kendinden kat kat küçük olan toprağı olmayan bir ülkeden tohum almak çok acı verici..Ama üretmek ve yaşamımızı sağlamak için mecburuz..
Ama GDOlu ürün üretmektense açlığı yeğleriz

Ayrıca biz tarım yapamaz hale gelirsek bunun anlamı tamamen köleleşmek olur üretemeyen bir ülke özgür olamaz.

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM)GDOluları tespit edebiliyor.
ayrıca tarım köyişleri bakanlığına bağlı il kontrol labaratuarları mevcut buralardada ilaç ve hormon testi yapılabilir.Ama yine tekrar söylüyorum dayanıklı olması hormonlu olduğunu kanıtlamaz.

Zaten çekirdeklerin var olması hormonsuz olduğuna kanıttır. Hormonlu domateslerin içi kof olur çekirdekleri yoktur.Döllenme olmadığından çekirdek oluşmaz..

İlaçlarında bu yönde bir etkisi yoktur.Çok sağlıklı yetişen güçlü meyveler hele de tüketiciye çabuk ulaşmış ise oldukça dayanabilir.Hava soğuk olduğundan 30 güne kadar dayanabilir şaşırmayın.

Organik sebze ve meyvelerde organik tohum kullanma zorunluluğu vardır.Kesinlikle GDOlu olamaz.Avrupada firmalar organik tohum satışı yapıyorlar.Bizde bu tohumlar ithal edilemediğinden sebzecilikte organik tarım biraz zor ve üretici verim düşüklüğüne rağmen para kazanabilmesi çok önemli.

Habaneroya gelince aslında bu yapılmaması gereken bi uygulama.Siz saksıda yapıyorsunuz bi tehlikesi yok belki ama bir tohum geleceği zaman gümrükten alınarak tohum laboratuarlarına gider bir sürü işleme alınır.O aldığınız tohum hastalıklı zararlı yabancı ot tohumu içerebilir.

Ve tohumluk patateslerdeki virüs hastalıkları yine aynı şekilde yabancı ülkeden kontrolsüz tohumlarla gelip yayılmalara sebep olmuştur.Rahatça alamamanızın sebebi odur.

Sanırım su anda anayasa mahkemesinde olan tohum kanunun düzeltilmesini tüm kalbimizle diliyoruz.

MAM:
http://www.mam.gov.tr/populer/gdo.htm''olarak açıklamaya çalıştım.
Konuşmamız hayvan yetiştiriciliğinede sıçradı fazla uzun olmaması için burada kesiyorum.

Diliyorumki bilgilendirici olur.
Saygılarımla.


Düzenleyen Mine Pakkaner : 19-11-2008 saat 13:10
karanfilsi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön