View Single Post
Eski 06-12-2007, 22:44   #47
hassoman
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan Mesajı Göster

.... firmanın iki mühendisinin anlattıklarını dinleyince bazı süphelerimde haklı çıktığımı gördüm."....." Esasında kesilen ağaçlar, zehirlenen çevre kimsenin sahiden umurunda değil. "........." herkes halinden memnun.

Aşağı yukarı otuzdan fazla maden işletmesi zaten çevreyi katletmiş ,zehirlemiş ve ağaçları kesmişken kimse ses çıkartmamış."........" çevreyi hiç kirletmediklerini iddia etmediler sadece kirlenmemesi için...özeni gösteriyoruz dediler.

Biraz araştırınca söylediklerinin bir kısmının doğru olduğunu ve esas problemin siyanür olmadığını da anladım."....." Kazdağına gelince zaten yıllardır buralardaki herkes ağaçları kesiyor kimse pankartı alıp protesto etmemiş.Her taraf maden ocağı. birkaçını gidip gördük

Ama amaç farklı,sanki birileri bir anda nasıl Hepimiz Hırantız diye bağırttıysa ona benzer bir güç bu sefer bizleri farklı bir eylem için harekete geçirdi

Balya Belediye Başkanı na gidip görüştük.".... " bölgede Eczacıbaşı ve başka bir Türk Firmanın maden araştırmaları yaptığını.Ama her iki firmanın da çevreye son derece duyarlı davrandıklarını söyledi.

Son olarak da, Altımızda dünyanın zenginliği var ama üzerinde fakir oturuyoruz dedi. Başkanın Sözlerine Katılmamak elde değil.

Sayın Karsan,
Bu defa sizi anlamakta güçlük çektim. Gerçekten sizdeki bu 'u' dönüşünü hay'ra yormak isterim. Altın uğruna Kazdağları'nın altını oyanlara karşı gösterilen tepkileri çelmek isteyenlerin -bilerek ya da bilmeyerek- amaçlarına meyletmiş olmanızı üzüntüyle karşıladım

Yazınız içeriğindeki çelişkileri tek tek çıkarıp belirtmeye gerek yok; çünkü, çelişkiler zaten kendini ele veriyor.

"Esasında kesilen ağaçlar, zehirlenen çevre kimsenin sahiden umurunda değil." demişsiniz. Bu cümle bile tek başına yeter bana. Demek kesilen ağaçların ve zehirlenen bir çevrenin varlığını kabul ediyorsunuz. "Kimsenin umurunda değil " gibisinden genel bir yargıyı hangi gözleme dayanarak söylediğinizi bilemem. Bırakın çevredeki 12 Belediye Başkanının tepki için bir araya gelmelerini, bırakın sayısız platformlar çeresinde toplanmış olanları, bırakın çeşitli derneklerin çatısı altında buluşanları, bırakın pek çok bireysel girişimleri, bırakın hepsini bir yana en azından benim umurumda!..
Orada değil binlerce ağacın, tek bir dalın kırılmış olmasından bile bu çağın insanları olarak biz sorumluyuz biz!... Ben bizzat kendim Havran ilçesine bağlı bir köyde en az 15 bin zeytin ağacının kesildiğini biliyorum.
Kazdağları'ndaki kesilen ağaçların yeri insan eliyle yeiden ağaçlandırıldı diyelim. Meydana gelecek olan artık bir orman olmayacaktır. Yeşil bir örtü olacaktır. Bu sitede bir Orman uzmanı kalksın da bize Orman ile yeşil örtü arasındaki farkı anlatsın… Kaldı ki o yörede bundan böyle değil bir ağaç, bir ot bile bitmeyecektir. (Balya'yı gördüğünüz için bu gerçeği kolay anlarsınız..)

Sondaj yapılan çevredeki köylülerin bir kısmı bu şirketlerden elbette memnun... Bir iki yerel belediye de memnun hayatından. Çünkü yollarına kilit taşlar döşendi, kasabaya giden yollar asfaltlandı!.. Çünkü köylülerden sondaj çevresindeki zeytiliği olanlar oldukca paraya sattılar, kiminin çoluk çocuğu orada çalışıyor, kimi bu şirketler sayesinde nakliyecilik yapıyor (Bergamadaki şantiyeye toprak taşıyorlar)... Neymiş, Mühendisler çevrenin “kirlenmemesi için azami özeni zaten gösteriyoruz” demişler!.. (Peki ne yapacaklardı?) Bu söz ne kadar ihtimam edilirse edilsin öyle ya da böyle eninde sonunda çevrenin kirleneceğinin itirafı değil mi? Bu tür işler çevreyi kirletmeden yapılmaz ki?


Ha bir de şöyle demişsiniz: “Ama amaç farklı,sanki birileri bir anda nasıl Hepimiz Hırantız diye bağırttıysa ona benzer bir güç bu sefer bizleri farklı bir eylem için harekete geçirdi…” Bu komplo teorinize diyecek yok doğrusu. Neymiş dünyadaki altın borsasına hakim olan ülkeler, ülkemizden altın çıkarılmasına karşılarmış. Kardeşim zaten o ülkenin şirketleri gelip benim ülkemin içine ediyorlar. Benim derdim bu. Gördüğüm kadarıyla araştırmayı, gözlem yapmayı seviyorsunuz. Peki bu şirketler kendi ülkelerinde altın için kazı izni alabiliyorlar mı alamıyorlar mı? Hele Kazdağları gibi benzer yörelerde bir çivi çakabilirler mi? Bİr dal koparabilirler mi?.. Siz bana bunları araştırın gelin:

Ha, bir de, "Biraz araştırınca söylediklerinin bir kısmının doğru olduğunu ve esas problemin siyanür olmadığını da anladım….." demişsiniz…

Evet doğru söylüyorsunuz. Asıl mesele siyanür değil, asıl mesele Kazdağlarının altın uğruna altının oyulmasıdır. Biz madenciliğin ve madencilik sektörünün karşısında değiliz. Siyasete, vahşi kapitallizmin kurallarına değil; bilimin ve doğanın gereklerine kulak verin, Kazdağlarından elinizi ayağınızı çekin diyoruz. O kadar…

Diyorsunuz ki "Aşağı yukarı otuzdan fazla maden işletmesi zaten çevreyi katletmiş ,zehirlemiş ve ağaçları kesmişken kimse ses çıkartmamış. .." Ne yani bugüne kadar ses çıkartılmadı diye (ki tamamen yanlış bir bilgi) bundan sonra da mı çıkartılmasın. Bırakalım da katliama, zehirlemeye devam mı etsinler?...

Belki ilgisiz görünebilir ama sayenizde aklıma Nazi Almanyası’nda Papaz Martin Niemoller’in yaşadığı o ünlü deneyim aklıma geldi:
Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim...
Sonra beni almaya geldiler. Benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı…

Allah korusun sesimizi çıkarmaya çıkarmaya sonunda ses çıkaracak temiz çevre kalmayacak…

En can alıcı cümleyi sona saklamışsınız:
Son olarak da, Altımızda dünyanın zenginliği var ama üzerinde fakir oturuyoruz Evet o malum çevrenin dört elle sarıldığı veciz demogojik cümleyi bakıyorum da siz de benimsemişsiniz.

Peki sayın Karsan,
Bu şirketler altın ve elmas uğruna asırlardır Afrika'nın altını üstüne getirmediler mi?
Hangi Afrika ülkesi kendi topraklarından çıkarılan kıymetli madenler sayesinde zengin olmuş?.. Bir tek ülkeyi örnek gösterin bana!
Çıkan altının sadece -olursa- % 2'sinin ülkemizde kalacağını biliyor muydunuz?..
Bana kalırsa isterse % 100'ü kalsın hiç umurumda değil. Benim umurumda olan, tarih boyunca bereketli topraklar olarak anıla gelen Anadolu'nun hızla çölleştiği.. Bu bir kehanet değil, bilimsel bir gerçektir...

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön