View Single Post
Eski 05-03-2006, 19:18   #22
Baki Berk Kayalar
Ağaç Dostu
 
Baki Berk Kayalar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-03-2005
Şehir: İzmit
Mesajlar: 762
PERLİT:

Derinde ve ağır bir tempoyla soğuyarak kristallenip graniti meydana getiren mağmanın bir kısmıveya tamamına yakını yeryüzüne ulaşabilirse, asidik bir lav olarak yayılır. Gazsızsa veya pek az oranda içeriyorsa, granitin yüzey taşı olan riyolit meydana gelir. Çok fazla gazlı ise bunların uçarken bünyede oluşturdukları iri gözeneklerle süngertaşı (ponza) hasıl olur. Muhtemelen bu ortamda su hiç mevcut değildir, veya lav soğurken meydana gelen iri ve geniş gözenekler, taşın kapilarite özelliği kazanmasını önlemiştir. Çünkü ponzalarda hiç bünye suyu bulunmamaktadır. Ama bu asilik lavın aktığı ortamda su mevcutsa ve lav orta nispette gaz içeriyorsa, farklı bir olay gelişmekte ve yeni bir cevher teşekkül etmektedir.

Göller, bataklıklar, yaygın akarsu kolları ve sürekli yağmurlar gibi varlıklar ve olaylarla aktif suyun olduğu ortama yayılan asidik lav, suyun etkisiyle hızla soğuyacaktır. Fazla ve basınçlı gaz içermediğinden, soğuyan lavın bünyesinde geniş boşluklar yerine, kılcal parçalanmalarla çok ince boşluklar oluşacaktır. Yani başlangıçtan itibaren taşın kapilaritesi gelişmiş olup, su emebilecek ve içinde tutabilecektir.

Tabii en önemlisi, sulu ortamda hızla soğuyan camsı kütle, içine emerek hapsettiği bir miktar su moneküllerini, bağlı su olarak bünyesinde muhafaza edecektir. İşte perlitin teşekkülü böyledir.

Mutlaka su içeren perlitin özelliği, ısıtıldıktan sonra hacminin beklenmedik şekilde artmasıyla ortaya çıkar. Bu hususu biraz genişçe aktaralım:

Perlitin bünyesi içinde bulunan suyun tamamına bağlı su denir. Çünkü normal şartlarda taşıyıcı gövdeden ayrılamamaktadır.

Bu suyun %94-98 kadarı, ince kılcal sistemler tarafından kapiler sebeple tutulmakta olup, serbest su niteliğindedir. Yani camın veya mineralerin birleşimine girmemiş; ince boşluklara fiziksel nedenlerle sokulmuştur. Kendiliğinden çıkmaz, ama ısıtılarak veya emilerek yerinden alınabilir.

Geri kalan %2-6 kadarı ise, perlitin %90-97'sini teşkil eden volkanik camın içine, perlit oluşurken moneküller halinde girmiş, yani perlit camıyla birleşmiştir. Buna etkin su denir. Zaten bunun oluşundan ötürü cam kütle kristallenmemekte, perlit de varlığını korumaktadır.

Perlit ısıtıldığında, sıcaklık 450C iken, serbest suyun tamamı buhar olup gider. Ama kayada bir değişiklik olmaz. Sıcaklık 700 ila 1200C' a ulaşınca, camın bünyesindeki etkin su, birkaç yüz derecelik buhar haline dönüşerek kayayı patlatır ve kaybolur. Bu olayla perlitin hacmi en az 4 misli artar; cinsine göre bu artış miktarı 20 kat kadar olabilir.

Birleşim olarak, perlitin %90-97' sinin volkanik cam olduğu yukarıda söylenmiştir. Geri kalan kısmı kristallenmiş feldispat ve biyotit(siyah mika) dır. Az miktarda kuvars, apatit ve manyetit içerir. Bir ham perlitin birleşimi şöyledir:

Silisyum dioksit: %73.8 (Serbest silis en çok %4 tür)
Alüminyum oksit: %13.9
Sodyum oksit: %4.7
Potasyum oksit: % 4.3
Demir oksit: %0.9
Kalsiyum oksit: %0.9
Magnezyum oksit: %0.3
Su: %0.5

Not: Buradaki yüzdelerin toplamı %99.3 etmektedir. Geri kalan %0.7'lik fark ise, çok az bulunan manganez, kükürt, baryum, titanyum, nikel, galyum, bor, krom, bakır, molibden, kurşun, klor, zirkonyum ve arsenik gibi elementlerle oluşur.

Aslında bu tablo tipik bir granitporfirin birleşimidir. Demek oluyor ki, sadece bileşenleri onun granit magmasının yüzey kayası olduğunu göstermektedir.

Perlit çoğunlukla açık gri renklidir. Bazen siyaha kadar koyulaştığı gibi, açık yeşil ve kahverengi de olur. Ama renk ne olursa olsun, genleşen perlit beyaz renge dönüşür.

Perlitin özgül ağırlığı 2.2-2.4 gr/cm3' tür. Isıtıldığında, cinslerine göre, 840 ile 1100C arasında yumuşar; 1315 ile 1332C arasında erir.

Tuvönan perlitin bir metrekübü, ısıtılmadan önce, 2200 ila 2400 kg' dır. Ani ısıtılınca hacmi en az 4, en çok 20 kat arttığına göre, bu halde iken 110-600 kg/m3' tür. Böylece elde edilen büyük hacimli ve hafif kütle, asitlere ve diğer güçlere karşıda dayanıklı olunca, inşaat sektörü için vazgeçilemeyecek bir hammadde kaynağı haline gelir.

Perlit, doğada çok ince boşlukları haiz süngerimsi yapıda ve iç içe soğan zarlı bir bünyede bulunur;bazen de granülerdir. Suyu her zaman yüksek nispette içermez. Fazla içerenler iyi perlit sayılır. Çünkü büyük hacim artışı vererek kolay genleşirler. Bunlara aktif perlit denir.

Suyu az içerenler iyi cins sayılmayıp, pasif perlit veya yüksek ısı perliti diye adlandırılırlar.

Bir perlit formasyonunun cinsini anlamak için, ondan alınan ufak bir numunenin pürmüz alevinde teste tabi tutulması gerekir. Şayet numuna bir aktif perlit türü ise, pürmüz alevinin sıcaklığında bile kolayca ve fazla oranda genleşme gösterir. Pasif perlit ise pürmüzden hiç etkilenmez.

Etkin suyun perlitin içerdiği en önemli su olduğu yukarıda söylenmişti. Perlitteki oranının bulunması için, numune önce 370C dolayında ısıtılarak, içindeki serbest suyun gitmesi sağlanır. Soğuyan ve sabit konumunu kazanan numunenin, bu defa 1100C' a kadar ısıtılarak , kızdırma kaybı ölçülür. Bu kayıp, kaybolan monekül suyun, yani etkin suyun miktarıdır.

Perlit rezervi yönünden Türkiye, dünya ilkeleri arasında en başta gelendir. (Toplam 4.489,0 x milyon ton)

Genç volkanizma yönünden çok zengin olan Türkiye' de, bu volkanizmaya paralel olarak, Batı, Orta ve Doğu Anadolu' da geniş perlit yatakları oluşmuştur. MTA' nın 1970 ve sonraki yıllara ait yayınlanmış raporlarında, Türkiye' nin perlit rezervi 6 milyar tondan daha fazladır. (6.016,6 x milyon ton) (Kars/Sarıkamış, Van/Erciş, Bitlis/Tatvan, Adilcevaz, Nevşehir/Acıgöl, Derinkuyu, Erzurum/Pasinler, Çankırı/Orta Kalfat, Ankara/Çubuk, Kızılcahamam, İzmir/Cumaovası, Fıça, Dikili, Bergama, Erzincan/Mollaköy, Balıkesir/Sındırgı, Savaştepe, Manisa/Saruhanlı)

Bu rezevler içinde en iyiler Van/Erciş' te, Erzincan/Mollaköy' de, Ankara/Kızılcahamam'da, Erzurum' da, Çankırı'da ve Bitlis/Adilcevaz' da bulunanlardır.

Perlit formasyonları, hem geniş alanlara yayılmaları, hem de düşük sertlikte olmaları nedeniyle, jeolojik zamanlara karşı dayanıklı değillerdir. Eskilerin hemen hepsi yok olmuştur. Bugün Türkiye' de ve dünyada mevcutlar Tersiyer veya Kuvaterner yaşlı olanlardır. Ama böylesi genç olmaları, onların işlenmesine kolaylıklar getirmektedir. Çünkü hemen hemen bütün perlit formasyonları tamemen yeryüzündedir. Kalınlıkları 80-100 metreye varan örtüler halindedirler. İşletilmelerinde de hep açık işletme metodu kullanılır.

Ham perlit kırılır ve kullanılacağı alanda istenen boyutlara göre sınıflandırılır. Ancak bu şekilde ayrılmış perlit satışa sunulmaz; ısıtılıp en önemli özelliği olan hacminin arttırılması gerekir. Bu iş de özel fırınlarda halledilerek, kullanıma hazır duruma getirilirler.

Türkiye' de perlit, rezerv bölümünde belirtildiği üzere, denize uzak olarak, Orta ve Doğu Anadolu' da; denize yakın ise, İzmr, Manisa ve Balıkesir dolaylarında bulunmaktadır. Ancak iç nakliye kolaylığı ve deniz yoluyla ihraç olanaklarının elvermesi itibariyle, en çok İzmir havalisinde üretilmektedir.

Üretilmiş ham perliti genleştiren firmalar olarak, Etibank Perlit İşletmeleri (Cumaovası/İzmir), Pebalk Ticaret ve Perlit Sanayi A.Ş. (Haliç/İstanbul), Superlit Perlit Fabrikası (Yunus/İstanbul), Persa Perlit Fabrikası (Üsküdar/İstanbul) ve Aker Perlit Fabrikası (İstanbul) adlı kuruluşları sıralayabiliriz.

Perlit genleştirilerek ihraç olunur; talepler o yöndedir. Türkiye iyi şartları haiz bir perlit potansiyel ülkesidir; istendiği kadar da ihraç olanaklarına sahiptir. Ancak değişik dış satıcıların araya girmesi ve üretim maliyetlerinin artırıcı ücret girdileri nedeniyle, iharç dengesini güvenilir düzeyde tutamamaktadır. Nitekim Etibank bu pazardan çekilmiş durumdadır.

Kırılmış, elenmiş ve genleştirilmiş perlitin kullanıldığı alanlar aşağıda sırayla anlatılmaktadır. Elbette ki en önemlisi inşaat sektörüdür.

* İnşaat Alanında:
Perlit sıvaları, perlit agregalı hafif yalıtım betonu, perlit agregalı hafif yapı elemanları, ısı ve ses yalıtım betonu, ısı ve ses yalıtıcı yüzey panoları ve özel amaçlı perlit betonları yapımında kullanılır.

* Tarım Sektöründe:
Mantar yetiştiriciliğinde, bahçecilik ve seracılıkta, çim sahaların korunmasında ve tarla ziraatinde yararlanılır.

* Sanayi Sektöründe:
Metalurji alanında, katkı maddesi olarak seramik ve cam üretiminde, dolgu maddesi olarak ilaç ve kimya alanında, sıvılaştırılmış doğalgaz tanklarının sıcağa karşı korunmasında, yardımcı madde olarak süzme işlemlerinde, su kaçaklarını önlemek üzere petrol sondaj çamurunda, petrol ve diğer kimyasal atıklarla kirlenmiş ortam suyunun temizlenmesinde, montaj işlerinden doğan titreşimlerin azaltılmasında, yangın ortamına girebilecek değerli çelik eşyanın yalıtılarak sıcağa karşı korunmasında kullanılır.

SANAYİ MADENLERİ, Yüksel ÖNEM

Baki Berk Kayalar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön