|
Epeydir uğramamışım bahçemin sanal bölümüne. Metaverse üzerinden turlara mı başlasak ne...
Son iki yılda olduğu gibi kiraz ve vişne yine kurtluydu. Millet duyunca şaşırıyor 'vişnede kurt mu olur' diye. Hem de nasıl, beyaz tombiş kurtlar. Karabiber kadarken bir kez ilaç attım, herhalde bir kaç kez daha atılacaktı ancak bir baktım ki kızarmışlar. Sırf daha yukarılara atıyor diye şarjlı ilaçlama makinesi de almıştım halbuki. Bakır olandan vardı, kayınpeder emekliye ayrılınca vermişti ancak şarjlı olan daha kullanışlı; yükseğe ve uzağa atıyor, başlıktan ayarlayınca diğerine göre daha ince atabiliyor ve kolay tıkanmıyor, yormuyor, şarjı epey de gidiyor.
Domateslerde mantar (Phytophthora İnfestans) yine bir kaç kökü sökmeme sebep oldu. Üç yıldır belirtileri görür görmez iki hafta arayla iki kez Quadris Maxx atıyorum, şimdilik iyiler, birkaç kökte bir kaç dalda hafiften kahverengileşme var ancak ilerlemeyecek gibi duruyor. Devam ederse bir kez de Topas atmayı düşünüyorum. Bu arada topas demişken dahliyalarda külleme başladı geçen hafta ve hemen başladım bu ilaca. İlaçları sevmiyoruz ancak lüzum ederse iki ilaç ta el altında bulundurulmalı.
Yenecek bitkilere başka ilaç, fenni gübre atılmadı. Çiçeklere iki kez yapraktan gübreleme yapıldı. Sebzelere büyüme evresinde bir kez, diğeri de (biraz geç kalmakla birlikte) bugün olmak üzere iki kez yapraktan sıvı hümik asit Blackjak (yaklaşık 600 m. kare alan için 30 cc. kadar) ve sıvı solucan gübresi verdim. Fideleri dikip, tohumları ekerken toprağa yukarıda bahsetmiştim katı atık işleme tesisinin biyogaz elde ettikten sonra ortaya çıkan atıklarından, kendi yaptığım komposttan ve küçük-büyükbaş yanmış hayvan gübresinden bir iki avuç attım. Damlama sulamaya geçince damlama deliklerinin üzerine gelecek şekilde de ikişer avuç verdim.
Geçen seneye göre ekim dikim alanlarını mümkün olduğunca değiştirerek ekmeye çalıştık ancak bahçe küçük, çeşit çok olunca çakışmalar oldu tabi. Bu arada bamya ekmeyi unuttuğumuzu fark ettik. Börülce ekemedik, domates ve biber köklerini arttırdık, tigernut-yer bademi de ekmedik; geçen sene büyük boyları topraktan çıkarıp emek vererek eve getirdik ancak bir türlü üzerindeki toprağı temizleyemeyince yiyemedik tabi. O hayal kırıklığı ile küçük boy olanları topraktan dahi çıkarmadım. Böylelikle yer bademi sayfasını kapatmış olduk geçen sene.
Çiçeklerde değişiklik olmadı sayılır. Geçen sene tohumdan çıkardığımız dahliyaları aynı yere, yeri biraz daha büyüterek daha düzenli ve özenli ektik. Resimlerde de göreceğiniz üzere pek güzel oldular. Soğanların bir kısmı ikinci yılında ilginçtir renk değiştirdi ve içlerinden mükemmel daha önce görmediğimiz renkleri alanlar da oldu.
Ekinezyalarımızı çoğalttık ancak bu yıl herhalde açamayacaklar, güccükler daha.. Ortancalar, bu yıl soğuk geçen ve filizlenme dönemine kadar devam eden kış ayları sebebiyle fazla çiçeklenemediler. Geçen yıl da böyle olmuştu. İki yıldır tek tük çiçeklerle idare etmeye çalışıyoruz. Halbuki önceki yıl derin budama sonrası ne hayaller kurmuştuk. Hanımda zambak aşkı başlamıştı bahsetmiştim. Bu yıl dahliyaların yerinden çaldık o sebeple. Ancak zambakların dilini öğrenemedik daha; geçen sene A 101 den aldıklarımızın yarıdan fazlası öldü, ölmeyenlerin bir kısmı (özellikle pembe renk) aynı yıl açtı, kalanlar da (sarı renk çoğunlukta) bu yıl açtı. Bu yıl netten aldıklarımızın da üçte biri açtı kalanların akıbeti belli değil.
Yaylaya geç göçünce çimleri haftada bir sulayabildik, tabi kurumalı olup seyrekleştiler. Çok seyrek olan giriş kısmına ilave yaptım, yan tarafa ise hiç dokunmadım. Plastik - kayrak taş - ahşap - suni çim vs. pek çok seçenek arasında gidip geliyorum.
|