Hyakinthos..
Tanrısal bir kahraman..
Amyklas ve Diomede’nin oğlu..
Güzel yüzlü, dillere destan..
Avcılıktan ve disk atmaktan hoşlanan genç Hyakinthos,
Kırlarda gezerken Apollon'la karşılaşır..
Apollon, bu güzelliğe hayran olur..
O günden sonra, hep birlikte dolaşırlar dağ bayır..
Birlikte avlanırlar,
Birlikte disk atarlar..
Rüzgar Tanrısı Zephyrus vardır birde..
İlkbaharın müjdecisi..
Engin denizlere ve vadilere rüzgar sağlayan..
O da Hyakintos'a aşıktır..
Karşılıksız bir aşk..
Apollon ile Hyakinthos birgün kırlara disk atmaya giderler..
Soyunup, vücütlarını yağlarlar ve yarışmaya başlarlar..
İlk Apollon başlar..
Öyle bir fırlatırki diski, disk bulutları deler ve gözden kaybolur..
Bu güçlü ve deneyimli atıştan sonra genç Hyakinthos,
Diski var gücüyle fırlatır..
Onların neşeli yarışmalarını izleyin ve hırstan gözü dönen Zephyrus dayanamaz,
Şiddetli bir esinti yaratarak,
Hyakinthos'un attığı diskin yolunu şaşırmasını sağlar!..
Disk, sert zemine çarpar, döner ve Hyakinthos'u alnının orta yerinden vurur!..
Başı yana düşer Hyakinthos'un..
Yemyeşil çimenler, al kanlara boyanır..
Bu ölümcül darbe, Hyakintos'un Apollon'nun kollarında son bulan yaşamıdır..
Apollon bu korkunç kaza karşısında dehşete kapılır..
Acısı tarifsizdir..
Çareler arar ama genç Hyakinthos ölmüştür artık..
'Keşke, keşke senin yerine ben ölseydim, sen yaşamalısın' diye haykırır Apollon..
Birden çimenler yeniden yeşile dönmeye başlar,
Tam Hyakintos'un bedeninin yattığı noktada,
Emsalsiz güzellikte ve Apollon'un gözyaşlarıyla beslenen bir çiçek oluşur..
Apollon bu çiçeğe sevgilisinin adını verir; Hyakinthos..
Her yıl ilkbaharda sümbüller başlarını kaldırır topraktan,
Ve yaşamlarının sonuna geldiklerinde,
Boyunlarını bükerler Hyakinthos gibi..
Rahşan ERDEM
***
Mozart'ın 1767 yılında 11 yaşındayken yazdığı, Apollo et Hyacinthus adlı operadan..