|
Her yıl yapmayacağım artık diyorum ama olmuyor. Hangisi en güzel, en iri, tohumluk olmaya en uygun diye aramaktan, bulduğumu hanıma da anlatmaktan bıktım, anlatayım ki onu koparmasın. Kimseyi sokmuyorum artık domateslerin arasına... Oysa her türden ikişer tane kendime ayırsam kalanları kafama göre toplayıp dağıtsam, yesem olmayacak mı. Yapamıyorum işte... Biberlerde dediğimi yapabildim, acı tatlı hepsi birbirine karıştığı için gözümün kestiğini koparıp yiyebiliyorum, tohum almıycam çünkü...
Ekip dikerken de sıkıntı hep; en güzel fideyi o türün ortasına dikeceksin ki çaprazlaşma riski azalsın. Her türü ayrı etiketleyeceksin, fideleri de ekim-bakım-taşıma-dikim aşamasında karıştırmamak lazım.
Topladıktan sonra da olay bitmiyor ki; kaç kere domates tohumlarını ayırdıktan sonra hemen kağıdını yazıp başucuna koymadığım için türünü unuttuğumdan atmak zorunda kaldım. Bu yıl da oldu hatta, iki kilo tohumluk domatesi ayıkladım içlerini buzluğa koydum ve fermentasyona bıraktım...İki gün sonra tam süzeyim dedim ki etiketini yazmamışım... Bulgar mıydı, Hafize Baliç mi... Attım artık.
Geçen komşularla oturuyoruz şakayla karışık laf çarpıyorlar, 'domatesleri ikişer ikişer veriyorsun' diye. E tohumluk onlar, size üstelik ikişer de olsa en güzellerini verdim, ben bile yemedim daha...
İşte tüm bunlar tohum aşkı yüzünden...Sevgi değil ki bu; aşk...Sevgi olsa bir sebebi olur, yaptıklarımızın mantıklı bir açıklaması olur... @Birnefestoprak ın Bradford karpuzlarının kulakçığı yok. Peki nasıl anlıycaz olgunlaştıklarını; en büyüğünü bıraktım öyle, iyice olgunlaşsın diye. Kessem belki erken olacak, bekledim, sonuçta en güzel karpuzun tohumlarını aldım ancak içi geçtiği için yiyemedim tabi.
Tohumları toplasan da iş bitmiyor ki; ilaç flakonlarını topla, yıka, kurut, içlerine tohumları koy, nem olmasın mantar tutmasın diye fırından aldığın meşe külünü koy, etiketle ve fazla yer kaplamayacak şekilde güzelce kutulayarak buzdolabına yerleştir. Mümkün olduğunca yer kaplatma ki hanımdan fırça yemeyesin...
Etkinlik zamanı ise ayrı telaş; en az üç gün odanın biri, halının üzeri koltukların üzeri işgal edilecek, yüzlerce küçük poşet mümkün olduğunca adil bir şekilde dolacak.
****
İşte böyle...Bunları az veya çok yaşamayan bu etkinliklerin kıymetini bilemez...Ama her şeye değer minicik tohumlarının ülkenin hatta dünyanın dört bir tarafında yeşerdiğini görmek.
@ g.c. nin sebzelerini sulayabilmek için, yaşatabilmek neler çektiğini biliyor musunuz, peki ses tonundaki inceliği duydunuz mu, bari yazılarını okusaydınız... O zaman yazılarında kötü niyet olmadığını bilirdiniz. Bunu yapamadınız diyelim, e be birader adam bir vurmuşsa sen 11 vurmuşsun, alt tarafı beş tane mesajın var, bari mesaj sayın kadar vuraydın...
Bir diğer iki mesaja sahip arkadaş ta yöneticilerin tavrını sert bulmuş biraz. Dışarıda emekli başçavuş gereksiz sormuşsun veya hiç konuşmamışsın diye gruptan atıyor adamı, attıktan sonra da demediğini bırakmıyor. İlaç önerdi diye iki ay, hibritin tanımını yaptı diye üç ay ceza veriyor. Ha güzel kardeşim tersleme görmemişsin sen, ilk foruma girdiğimde @ malina dan neler çekti bu forum, bi falakaya yatırmadığı kalıyordu, sizler iyi günlerdesiniz yine, kıymetini bilin.
@ tanery & @ Gökhans arkadaşlar biraz gezin dolaşın forumu, bir kaç sene geçirin, benzer facebook gruplarını forumları gezin, kızdığınız arkadaşları tanıyın, forumu tanıyın, ön yargılarınızdan kurtulun, seveceğinizden ve kıymetini bileceğinizden eminim...
|