View Single Post
Eski 03-10-2007, 19:13   #20
Metin Y.
Ağaç Dostu
 
Metin Y.'s Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-05-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,374
Ayıya Çiğnetme

Bu işlem için, sokaktan geçecek ayıyı beklemek gerekiyordu. Sokaktan da sık sık ayı geçmiyordu elbet. Yılda, bir ya da iki kez… Ayı oynatan bir Çingene tef çalarak sokakları geziyor, sarı yirmi beş kuruşu gözden çıkaracak kadar gönlü gani birileri çıkarsa, burnuna halka takılmış ayıyı dürterek basit birkaç gösteri sergiletiriyordu. En çok tutulanı da, “Hamamda kaynanam nasıl bayıldı?” ya da “Genç kızlar hamamda nasıl yıkanır?” türünden gösterilerdi. Gösterinin uzamasını isterseniz birkaç kuruş daha vermek durumundaydınız.
İşte o oyuncu ayıya, sırtını çiğnetenler de olurdu. Kim bilir, o zamana kadar kaç kez, “Bir ayı geçse de, şöyle doya doya sırtımı ayaklatsam!” diyerek özlemle yolu beklenen ayı, zincir şakırtısı ve tef nağmeleri eşliğinde sonunda bir gün çıkagelirdi. Ardı sıra da, bir çocuk seli doldururdu sokağı. Genç kadınlar, kızlar pencerelerden, perde aralığından, erkeklerle çocuklar aşikâre seyre çıkardı bu zamanda.
Sırtını çiğnetmek isteyen kimse, önce uzun uzun pazarlık ederdi ayıcıyla. Sırt çiğneme özel bir hizmet türü olduğu için elli kuruştan aşağı inmezdi ayıcı. (Gümüş elli kuruş, herkesin cebinde yoktu bile.) Pazarlık sonucu belki kırka, otuza inerdi.
Para konusunda anlaşma sağlanınca yere bir halı serilir, sırtı çiğnenecek kişi yüzükoyun yatar, ayı da ustalıkla sırtına çıkıp yürümeye başlardı hafif adımlarla. Ayıcı komutla, ayının hızını ayarlardı. Tabii seans uzun sürmezdi, ayıcının zamanı değerliydi çünkü; gezeceği sokaklar vardı daha…
Ayıya sırt çiğneten kişi, derinden bir oh çekerek rahatladığını belli ederdi.
Ayıcı da parayı cebe indirmenin mutluluğu içinde savuşurdu oradan.
Necati Güngör'ün "Eskiden Malatya'da Hastalıklar Nasıl Tedavi Edilirdi?" adlı yazsından alınmıştır.

Eklenen Resimler
 
Metin Y. Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön