Bu konuyu tartışmanın çok yeri değil ama kısaca belki şunlar söylenebilir.
Söylediğiniz, kavun, karpuz, buğday için düşünülürse kuvvetli argümanları olan bir tartışma olabilir. Anavatanı veya anavatanının kıyısı olan türlerin orijinal çeşitlerinin kaybedilmemesi, genetik kaynaklarının yaşayarak koruma altında olması
vb. elbette çok önemli. Bunu da siyasi sınırlarla değil, coğrafi bölgelerle tanımlamak daha doğru olur. Bu bakımdan Anadolu, ortadoğu ve kuzey afrikanın bir kısmını içe alab bölgeyi belli bazı türlerin anavatanı gibi düşünmek doğru olur. Son yıllardaki bu gibi etkinliklerin az da katkısıyla eski çeşitlerin ortaya çıkmaya ve çoğalmaya başladığını söylersek çok yanlış olmaz.
Buna karşın bazı türlerin anavatanı Anadolu, ortadoğu değil. Güney Amerika, Hindistan
vb. kökenli ve bugün için yaşamımızda vazgeçilmez olan bir çok tür var. Domatesin tadına tadına ilk bakan osmanlı padişahının kim olduğunu hep merak etmişimdir. Domatesin ortadoğuda ilk yetiştirilme tarihi olarak 19.yüzyılın hemen başı deniyor. 250 yıl olmamış daha. Buna rağmen belli bölgelerde yetiştirilmiş bazı çeşitler olduğunu biliyoruz. Çoğu kaybolmuşsa da bazılarının en azından adı bugünlere gelmiş. Kaç farklı ayaş domatesi var bilmiyorum. Maniye'yi yeniden keşfetmemiz çok yakın bir tarih.
37-38 yıl önce o zamanki küçük bahçemizde ilk defa cherry tip bir domates çeşiti yetiştirdiğimde o güne kadar ne duyulmuş ne de görülmüş bir şeydi. O sıralar yerli denebilecek bir cherry domates var mıydı bilmiyorum. Vardıysa da ben bilmiyorum. Bizim Alis's pembe kiraz bile 10 senelik stabil bir çeşit oldu. nereden nereye? Bugün bu haliyle yüzlerce kişinin elinde var.
Bir türün anavatanı, o türün en çok çeşitliliğe sahip, genetik olarak en güçlü olduğu coğrafyadır dersek yalan olmaz (buğdayda, kavunda başımıza gelenleri saymazsak). Domatesin bilinen 7500 çeşit atalık ve açık tozlanan çeşidi olduğu söyleniyor. Ne yapalım? Bizim ayaş domatesi (hangisi) tehlikeye girmesin diye Cherokee Purple çeşidini yasaklayalım, hatta toplayıp yakalım. Bu da bir yaklaşım tabii, ancak katılmam mümkün değil. Yerelleşme diye bir şey var tabii. Bundan 10 sene önce Kuzey Amerika kökenli siyah cherry domates, ilk yılında her salkımında 15-20 kadar domates verirken, takip eden yıllarda salkımda 200-250 domatese kadar çıktı. Bitkinin boyu, dalı budağı da ilk halinin 2-3 misli oldu. Yerelleşti mi evet, ama hala siyah cherry. Atalık ve açık tozlanan çeşitlerin hibridlere üstünlüğü de burada zaten.
Uzun lafın kısası. Çeşitlilik iyidir. Perunun 3 bin çeşit patatesine karşın Irlandanın bir çeşiti hastalandığında koca ülke aç kaldı, binlerce insan açlıktan ölmüştü.