View Single Post
Eski 27-12-2019, 19:24   #138
Kaktüsbahçesi
Ağaçsever
 
Kaktüsbahçesi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-11-2019
Şehir: İstanbul - Fethiye
Mesajlar: 74
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Portakal Rengi Mesajı Göster
Öngörülen kanal maliyeti 75 milyar TL. Bugünkü kurla 12,5 milyar $.
Yaklaşımın doğruluğunu sorgulayayım: Son boğaz köprüsünün maliyeti 3 milyar $. Çanakkale ve İzmit'i kullanmama nedenim bağlantı yolları yok. Boğaz köprüsünde yollar köprünün maliyetini aşmış. (Köprü maliyetlerini karşılaştırdım.) Kanalın üzerine 55 m yüksekliği olan 10 köprü yapılacak. Bunların bağlantı yolları olmak zorunda. Hassas sayılmayacak bir yaklaşımla. öngörülen para, köprüler ve bağlantı yollarının maliyetini karşılayamaz görünüyor. Kanalın maliyetinin yanından bile geçemez.
İstanbul Boğazı'nda kaç tane gözetleme radarı var ? Bunların kurulum ve işletme maliyetleri hesaplara dahil mi ? Ayrıntılı düşündükçe sorular artıyor.

Sn Ketenhelva'nın alıntısındaki hızlar deniz mili. (x 1,85 = km ) Akıntı hızı neden önemli ? Su taşıtının dümen tutması (yönlendirilebilmesi) için, yüzdürüldüğü sudan daha hızlı olması gerekir. Taşıtın özelliklerine göre değişik hızlar vardır. Kaptanların anlatmak istediği : Akıntı hızına dümen tutabilme hızını eklerseniz geminin en düşük hızını bulursunuz. Sonuçta, akıntı hızı arttıkça geminin seyir hızı artar. Çok daha dar olan kanalda, Boğaz'dan daha hızlı seyir yapmak zorunda kalınacak.
Akıntının nedeni : Karadeniz, Boğaz ile Marmara'ya bağlanan kapalı bir havza. Marmara ise iki boğaz ile dışa açılan bir havza. Her ikisine de akarsular su dolduruyor. Lisede öğrenilen bileşik kapları anımsayalım. Karadeniz'e akan sular denizi yükseltiyor ve Marmara'ya akmaya başlıyor. Marmara'ya akan sular ve Karadeniz'den gelen sular Marmara'yı yükseltiyor. Marmara, fazla suyu Çanakkale Boğazından Akdeniz'e akıtmaya çalışıyor. Ancak, yeterli boşaltmayı yapamadığı için bir bölüm suyunu Karadeniz'e geri gönderiyor. (Doğal denge) İstanbul Boğazı'ndaki alt ve üst akıntıların nedeni bu. Karadeniz, Marmara'dan 30 cm kadar yüksek.
Dünyadaki iki büyük kanal, Afrika ve Güney Amerika'yı dolaşmamak için, en az 100 yıl önce yapılmış. İkisinde de bu akıntılara dikkat edilerek havuzlar kullanılmış. (Avrupa'daki nehir ulaşımlarında da kullanılıyor.) Kanalın iki yakasındaki sular doğal akışa bırakılmamış. Yüz yıl önceki bilime saygı ile günümüz Türkiye'sinde bilime ve akla saygı arasındaki fark.

Ekoloji derin konu olsun.
Haydarpaşa açıklarında İndependent tankeri yanmıştı. (İstanbul Boğazı'nda olabilecek gemi kazalarından kaçınılacak diye bir görüş var.) Günlerce sürdü. Felaket olarak adlandırıldı. Genç olanlar internette bulabilir.
100 m genişliğindeki kanalda tanker yanmaya başlarsa, çevresindeki yaşam ne hale gelir ?
Olmaz mı diyorsunuz ? İlk hızlı tren faciasında TCDD Gn. Md. demişti. "Adı üstünde kaza bu. Allah'tan gelir." Bu raylarda hızlı tren işletilemez diyenler gericiydi yine. Sonra başka TCDD kazaları olmaya devam etti. Yakıt tankerlerinin yanmama özelliği olamayacaksa, yaşanabilir. Böyle bir durumda, karşı çıkanları gericilikle suçlayan Konyalı Forumdaşımızın, "İstanbul için dua ediyoruz" deyişini hayal edebiliyorum. Elden ne gelir ?

İstanbul Boğazı tanker trafiği için yetersiz kalıyorsa Çanakkale Boğazı da yetersiz kalacak demektir. Saros'a da kanal yapacak mıyız ?
5 km lik bir kanal planları var. Yörede inceleme yaparsanız yeri ve bütün hesaplamaları belli. Herkes biliyor.

Kaktüsbahçesi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön